İnsana Yakışır İnovasyon

İnsana Yakışır İnovasyon

Günümüzün iş dünyası, bireye temel ihtiyaçların giderilmesinin ötesinde nitelikli bir yaşam deneyimi sağlayabilmeli ve yaşamdan sağlıklı ve kaliteli bir biçimde keyif alabilecekleri ideal çalışma ortamlarını sunmalı. Bu noktada devreye emek yanlısı ve insana yakışır inovasyon kavramı giriyor. Bu yazıda gelişen teknolojiler ve yenilikçiliğin, bireylerin çalışma koşullarını insana yakışır biçimde geliştirmek için kullanılması, sürdürülebilir kalkınma amaçları çerçevesinde ele alınıyor.

Birleşmiş Milletler (BM) 8. Genel Sekreteri Ban Ki-moon, 26 Eylül 2015’teki BM Özel Sektör Forumu etkinliği konuşmasında işverenlerin çalışan haklarına duyarlı olmaları gerektiğini şu sözüyle vurgulamıştır: “İş modellerini insanların ihtiyaçlarını karşılamaları için dönüştürmenin zamanı geldi”.1

Bu konuşma Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (SKA) yoksulluk, eşitsizlik, adaletsizlik ve küresel ısınmayla mücadele etmek için BM üyesi 193 ülke tarafından 25 Eylül 2015’te ilan edilmesinden2 bir gün sonra gerçekleşmiştir. Ki-moon, işverenlere SKA’ların gerçekleştirilmesi için harekete geçme çağrısında bulunurken1 bu çağrıda iki SKA öne çıkmıştır: İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme ile Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı.

İnsana yakışır iş

İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme “İstikrarlı, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, tam ve üretken istihdamı ve herkes için insana yakışır işleri desteklemek” olarak tanımlanmaktadır.2 Bu maddenin çıkış noktası, geçmiş yüzyılların sanayi devrimleriyle birlikte çalışanlara verilen değer ve hakların yetersizleşmesidir. Günümüzde çalışan hakları konusunda geçmişe göre iyileşmeler olsa da gelişmelerin yeterince kapsayıcı ve çoğulcu olmadığı ve ortaya çıkan sektörel görünümün insana yakışır iş kavramıyla uyuşmadığı görülmektedir.

Peki insana yakışır iş ne anlama gelmektedir? Bu kavram, ücretlendirme, iş güvenliği, sosyal koruma, kişisel gelişim ve yaşam dengesi konularını kapsamaktadır.2 Bu kavrama uyan bir iş, ücret ve haklar bakımından bireyin emeğinin karşılığını vermeli, enflasyona göre güncellenmeli, aynı işi yapanların maaşlarıyla rekabet edebilmeli ve bireye temel ihtiyaçların giderilmesinin ötesinde nitelikli bir yaşam deneyimi sağlayabilmelidir. Kişi, işyerinde fiziksel ve psikolojik olarak güvenli bir ortamda olmalı, dışlanma, ayrımcılık vb. uygulamalara maruz kalmamalı ve çalışma saatleri özel hayatına zaman ayırabileceği şekilde ayarlanmalıdır. Kurumlar, çalışanlarını sigortalı ve maaşlı çalıştırmalı ve reşit olmayan bireyleri çalıştırmamalıdır. Kısaca insana yakışır iş, kişiye yaşamdan sağlıklı ve kaliteli bir biçimde keyif alabileceği ideal çalışma ortamını sunmalıdır.

Küresel veriler, çalışanlara insana yakışır iş koşullarının sağlanması yolunda atılması gereken önemli adımlar olduğunu göstermektedir. Çalışanların % 13’ü göreli yoksulluk (gelirin nüfusun ortalama gelirinin altında olması), % 8’i de mutlak yoksulluk (hayatı sürdürecek temel refah düzeyinin sağlanamaması) seviyesinde yaşamaktadır (Şekil 1).3 Cinsiyet eşitliğine bakıldığında cinsiyete bağlı gelir uçurumu % 23’ken kadınların yönetim pozisyonlarının yalnızca % 27’sini oluşturduğu ve işyerlerinde cinsiyet eşitliğinin en az 200 yıl sonra sağlanabileceği görülmektedir.4 Günümüz koşulları veriler ışığında değerlendirildiğinde birçok işin insana yakışır olmaktan uzak olduğu anlaşılmaktadır.

Şekil 1. Ekonomik sınıfa göre küresel istihdam dağılımı (2018)

Yenilikçilik

Bir diğer SKA olan Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı “Dayanıklı altyapılar tesis etmek, kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmeyi desteklemek ve yenilikçiliği güçlendirmek” şeklinde açıklanmaktadır.2 Burada yenilikçilik, bilimsel, endüstriyel ve teknolojik araştırma – geliştirme (AR-GE) çalışmalarını kapsamaktadır. Günümüzde üretimde hammadde kullanımının optimize edilmesinden karbon ayak izinin azaltılmasına, işyerlerinde yenilenebilir enerjiye geçilmesinden atık üretimin azaltılması ve geri dönüşüme, yenilikçiliğin birçok süreç ve servisi geliştirdiği görülmektedir.

Yenilikçiliğin pozitif etkileri çalışan hakları çerçevesinde değerlendirildiğinde akıllara şu soru gelmektedir: “Yenilikçilik çalışan hayatını iyileştirmek için kullanılabilir mi?” Bu sorunun cevabı da emek yanlısı ve insana yakışır inovasyon kavramına çıkmaktadır.

Emek yanlısı inovasyon

Emek yanlısı inovasyon, yenilikçiliğin bireylerin çalışma koşullarını insana yakışır biçimde geliştirmek için kullanılması olarak düşünülebilir. Burada hedef bilim ve teknolojinin çalışan haklarının erişilebilirliği ve çalışma koşullarının kapsayıcılığını arttırmasıdır. Bu yöndeki inovasyon faaliyetlerinin amacı bireylerin çalışmaktan keyif alabileceği ve emeklerinin karşılığını aldığı sağlıklı ve güvenli çalışma ortamlarının oluşturulmasıdır.

Emek yanlısı ve insana yakışır inovasyon endüstriyel norm haline gelmemiş olsa da pandemi sürecinde gelişimi hızlanan teknolojiler sayesinde kısa sürede uygulanabilir hale getirilebilir. Pandemide yenilikçiliğin gözlendiği alanlardan biri uzaktan çalışma ve eğitimdir. Pandemi öncesinde % 5 seviyesinde olan uzaktan çalışma oranı günümüzde % 50’yi geçmiştir.5 Kurumlar, hibrit çalışma yöntemlerini kalıcı hale getirerek işyerinden uzakta yaşayan veya evinde ailesine zaman ayırmak isteyen çalışanlar için çözüm yolları sunabilirler. Ayrıca, çalışanların evlerinde uzaktan çalışabilmeleri için gerekli donanım ve altyapıyı sağlayarak çalışanlar ve ailelerinin hayatları iyileştirebilirler. Böylece kurumlar, kazanılan yetkinliklerin yarılanma süresinin beş yıla düştüğü iş dünyasında,6 çalışanlarına uzaktan yaşam boyu eğitim ve kişisel gelişim konusunda destek sağlamış olurlar. Bununla birlikte devlet, özel sektör ve sivil toplum bir araya gelerek dünyada internete erişimi olmayan 3 milyardan fazla insan için gerekli donanım ve altyapının sağlanması7 ve insanların uzaktan eğitime ve istihdama katılmasına destek olabilirler. Bu destek, pandemi döneminde eğitim ve istihdamda oluşan dijital uçurumun7 kapanması ve farklı sosyoekonomik koşullardaki insanlar için fırsat eşitliğinin sağlanmasına yardımcı olacaktır.

Yenilikçiliğin vurgulandığı alanlardan biri de Endüstri 4.0 kavramıyla gündeme gelen otomasyondur. Araştırmalar, 2025 yılında insanlar ve makinaların eşit seviyede çalışacağını (Şekil 2), makinaların işyerlerinde 85 milyon işin yerini alacağını ve gelişen teknolojilerle 97 milyon insan için yeni iş alanlarının açılacağını göstermektedir.6 Burada kurumlar, varlığını sürdürecek rollerde çalışanların iş yapma şekillerini teknolojiyle güçlendirmeli ve makinalara devredilecek işlerde çalışanlara ortaya çıkacak yeni rollere geçebilmeleri için gerekli yetkinlikleri kazandırmalıdır. Böylece kurumlar çalışanlarının otomasyondan olumlu etkilenmelerini, rolleri değişse bile işgücünde kalmalarını ve dolayısıyla nitelikli hayatlar yaşayacakları standartları korumalarını sağlayabilirler.

Kaynak: Dünya Ekonomik Forumu, İşlerin Geleceği 2020 Raporu

Şekil 2. Otomasyon oranı.

Sonuç

Kurumsal ve sektörel yenilikçilik konuşulurken çalışanların yaşam şartları her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. Yenilikçilik emek yanlısı olduğu ve bireylere insana yakışır çalışma koşulları sağladığı sürece çalışanlar daha nitelikli hayatlar yaşayacak, işverenler de daha istekli çalışanlarla iş yapmanın faydalarını göreceklerdir. Bu yüzden emek yanlısı ve insana yakışır inovasyon kavramı daha fazla araştırılmalı ve en kısa sürede sektör normu haline getirilmelidir.

Kaynakça:

  1. UN (2015). Secretary-General’s remarks at the United Nations Private Sector Forum.
  2. UNDP Türkiye (2022). Küresel Amaçlar.
  3. ILOSTAT (2019). The working poor or how a job is no guarantee of decent living conditions.
  4. UN Women (2019). Progress on the Sustainable Development Goals: the gender snapshot 2019.
  5. WEF (2020). 4 things that will redefine the way we work by 2025.
  6. WEF (2020). 5 things to know about the future of jobs.
  7. UN (2022). UN chief calls for action to put out ‘5-alarm global fire’.

Diğer Makaleler

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

Personova Kişilik Envanteri Testi