Önyargılardan Arınmak

Önyargılardan Arınmak

Liderlerin % 96’sı stratejik düşünme için vakitlerinin olmadığını söylüyor. Ancak önyargılardan arınmak için farkında olmalarına ve farklı düşünmelerine ihtiyaç duyulan liderlerin bu alandaki yeterliliklerini geliştirmesi gerekiyor. Bu yazı, liderleri önyargıları yönetmek konusunda destekleyecek kuramsal bilgiyle buluşturuyor, düşünce sistemlerinin işleyişini ve faydalanabilecekleri ölçüm araçlarını paylaşıyor.

“Çirkinlik diye bir şey varsa o da gözlerindeki önyargılı ölçeklerdir.”
Halil Cibran

Genç yaşlarda iken “aklını başına topla” uyarısı almayan yoktur. Koşula uygun karar verilmesi için diğerlerinden gelen bu uyarı ileri yaşlarda iç ses olur ve insan, kararının doğru olup olmadığı konusunda kendi kendini sorgular. Akıl baştadır ancak kararın hangi düşünce sisteminde verileceği belli değildir. Önyargılara teslim olmanın karşısına önyargılardan arınmayı koymak mümkün olur mu? “Düşünen tek varlık insandır” inancına rağmen, kararların her zaman sorgulayan düşünceye dayanması mümkün olmaz. Bunun iki sebebi vardır. Birincisi bilim insanlarının görünür kıldığı beynin işleyiş sisteminin karmaşıklığı, diğeri ise eğitim sistemlerinin sorgulamaya dayanmamasıdır.

Amos ve Kahneman’ın bilişsel psikolojide açtığı yol zihin oyunlarını tanımaya ve kararları yorumlamaya farklı bir bakış getirdi. 2000’li yılların başından itibaren bu bakış akademik sınırları aştı ve yaşamın her alanında izi sürülmeye başlandı. Zihnin evrimsel gelişiminden temellerini alan “kork, sığın, farz et” güçlü bir yönetici olan 1. düşünce sistemidir. “Merak et, sorgula, araştır” ise zihnin işleyişinde henüz kontrolü ele alamamış olan 2. düşünce sistemidir. Liderlerin % 96’sı stratejik düşünme için vakitlerinin olmadığını söylüyor,1 bu kararları keyfileştirme eğiliminde olan 1. sistemin baskınlığı anlamına gelir. Sorumluluğumuz 1. düşünce sisteminin karar üzerine etkisini tanımak ve 2. düşünce sistemini güçlendirmektir.

Liderlik ve düşünce sistemleri

Günümüz koşullarındaki belirsizlik ve karmaşıklık iş yaşamının ve doğal olarak liderliğin ihtiyaçlarını sürekli olarak değiştirmektedir. Hepimizin izlediği gibi yeni yüzyıl, liderlerinin ihtiyaç duyduğu bir dizi benzersiz yetkinlik belirledi ve pek çok konuda zihniyet değişimi bekleniyor. Hedefimizde Dan Ariely’nin tanımıyla “akıl dışı ama öngörülebilir” olan önyargılar var.

Tüm liderler neredeyse her gün çok sayıda karar almak zorundadır. Hızlı ve Yavaş Düşünme kitabında, kararların iki farklı düşünce süreci aracılığıyla nasıl alındığını okuyanlar kendi kararlarıyla köprü kurmakta zorlanmadılar. Anlık, otomatik ve sezgisel olan hızlı düşünme özü gereği önyargılıdır. Planlı, çaba gerektiren ve kontrollü olan yavaş düşünme ise verileri tartar2 İkisi adeta savaşır ve 1. sistem kolay galibiyetler elde eder. Bilinmezlik karmaşıklık getirir ve karmaşıklık risk alma olasılığını artırır. 1. sistem baskısından kurtulmak görece yavaşlama ve disiplinli olma meselesidir.

Alınan kararlarda 1. sistemin rolünü bilmek ve ekibin bu bilinçle hareket ettiğinden emin olmak liderlerin öncelikler listesinin başında yer almalıdır. İnsanın zihin süreçlerinde evrimsel bir sıçrama olmadıkça kişilerin 1. sistem düşüncesine güvenmekten asla kaçınamayacağını biliyorum. Hatta bazı kişilerin hislerine inanmalarının dayanılmaz çekiciliğine sık sık tanık oluyoruz. Sürdürülebilir bir yaşama hizmet etmek önyargılardan arınmış güçlü kararlar almayı sağlamakla mümkün olabilir. Liderin kişisel olarak biyo-psikolojik temelli zihinsel süreçlerini yönetmesi onun için temel yetkinlik olmakla kalmaz, aynı zamanda ekibini bu yönde gelişim için desteklemesi de zorunlu olur. Bu açıdan bakarak liderin kararlardaki rolünü şu şekilde tanımlayabiliriz; önyargılarından haberdar olmak, onları aşacak yeterlilikte olmak, farklı düşünmek ve ekibi bu becerilerin gelişimi için desteklemek.

Beynin duygu merkezi düşünce merkezi faaliyetlerini baskılarsa akli olması beklenen kararlar illüzyon olur. Önyargıları tanıma ve temizleme çalışmalarının yapıldığı kurumlarda değişim iki boyutta kendini gösterir; düşüncede 1. karar sistemine dışardan bakmayı devamlı ve aktif bir süreç haline getirmek ve 2. karar sistemini harekete geçiren yeni bir zihinle kararların isabetini artırmak.

Önyargı ölçümleri ve önyargıdan arınmada kişilik faktörü

Doğrudan tanı koyucu nitelikte olan nicel ve nitel ölçümler tanımlara açıklık getirir. Ölçmeden anlayamaz, anlamadan yönetemeyiz. Bir düşünür “önyargım yoktur demek en büyük ön yargıdır” demiş. Benliğimizin geniş bir alanından haberdar olsak da bazılarından uzağızdır. Hatta diğerleri bazı özelliklerimiz konusunda daha duyarlı olabilir ve bizim farkında olmadıklarımızı fark edebilirler. Önyargılı değilim düşüncesindeyseniz farkında olmadığınız özelliklerinizi tanımak çoğunlukla şaşırtıcı olur. Ancak bu konuyu netleştirmek ve özünüzle tanışmak isterseniz ölçüm araçlarından yararlanmanızı öneririm. Pek çok dile çevrilmiş olan bu araçlardan birini kullanabilirsiniz. Harvard Üniversitesi ile ortak çalışan Yale Üniversitesi, Washington Üniversitesi, Virginia Üniversitesi ve bağımsız araştırmacıların sorumluluğunda yürütülen Örtülü İlişkilendirme Testi (IAT) derinlere kazınmış önyargıya dayalı tercihlerle yüzleşme imkânı vererek bireyin kendilik bilincini artırır.3

Yabancı düşmanlığının patolojik bir boyuta evrilerek zenofobiya dönüşmesi hayatları karartacaktır. Kendi ön yargılarımızla yüzleşmek insanı tanımak ve dünyada barış köprüleri kurmak için bir başlangıç noktası olabilir.4

Bu yazıda kişiliğin önyargıları hafifletmesindeki rolünü anmadan geçmemeliyiz. Liderin ve ekibin kişilik özellikleri önyargılarla başaçıkma çalışmalarını kabul ve yaygınlaştırmada etkili olur; çünkü onlar gönüllü olarak sorumluluk alırlar. Kurum için yapılacak çalışmalarda karşılaştıkları sorunları tanımalarını ve çalıştayları teşvik ederler. Durum değişikliğini kabul, diğerlerini önemli görme, farklılıklara açıklık ve duygu düzenleme zorluğunu en düşük düzeyde yaşayanlar arınma ve arınmayı teşvik çalışmalarında öncü ve elçi olabilirler.

Beş büyük kişilik özelliğine dayanan Baltaş Kişilik Testi’nde (BKT) duygusal denge, içe dışa dönüklük, uzlaşılabilirlik ve ihtiyatlılık ana boyutlarında görülen bazı özellikler olumlu değişimi kolaylaştırır. Örnek olarak duygusal uyumda gözlediğimiz duygusal çeviklik, ihtiyatlılıktaki hazzı erteleme, sorumluluk ve örgütsel vatandaşlık, uzlaşılabilirlikte yer alan alçakgönüllülük, empati ve zihinsel esneklikle ilgili tutumlar zihin kategorilerinin kalıplaşmasını önleyebilir niteliktedir.

Önyargıları tanıma ve çözme çalışmalarında olduğu gibi yetenek yönetimi ve yükseltmelerde belirlenecek kişilik değerlendirmelerinin kullanılması çeşitliliği artırmak ve adaleti teşvik etmek açısından önemli bir araçtır.

Sonuç

Sıradan insanların zihninde deneyim deneyi kovar. Bu nedenle genel topluluklara verilecek bilgileri hikâye ile aktarmak deneyimlerden öğrenmeyi somutlaştırarak bilgi aktarımını kolaylaştırır. Her gün önyargıların olumsuz sonuçlarını özellikle medyada sık sık görüyoruz. Araştırma dünyası verilerini topluma hikâyelerle anlatmak bilgi yerleşimini kolaylaştırır. Kolaycı 1. sistemi kolay hatırlayacağı hikâyeler ve anılarla ikna etmek önyargı çıkmazının kapısını daraltacaktır.

Kaynakça:

  1. Clark D. How to make strategic thinking a habit [İnternet]. Uygun erişim: https://www.linkedin.com/learning/how-to-make-strategic-thinking-a-habit/why-make-strategic-thinking-a-habit
  2. Kahneman D. Hızlı ve yavaş düşünme. Varlık Yayınları; 2015.
  3. Harvard Implicit Association Test – Harvard University [İnternet]. Uygun erişim: https://implicit.harvard.edu/implicit/
  4. Özmete E, Yıldırım H, Duru S. Yabancı düşmanlığı (zenofobi) ölçeğinin Türk kültürüne uyarlanması: Geçerlik ve güvenirlik çalışması. Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi 2018; 40(2): 191-209.

Diğer Makaleler

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

Personova Kişilik Envanteri Testi