Değerli Kaynak Dostlarımız,
Geleceğin iş dünyasında başarılı olmanın anahtarı, hızla değişen koşullara uyum sağlayabilen bireyler ve kurumlar yaratmaktan geçiyor. Bu bağlamda, dergimizin yeni sayısında “Geleceğe Dayanıklı Yetkinlikler” kavramını ele alıyoruz. Bu yetkinlikler; bireylerin ve organizasyonların belirsizlik, dijital dönüşüm ve sürekli değişim ortamlarında sürdürülebilir başarıyı yakalayabilmeleri için gerekli olan beceri, bilgi ve tutumu ifade ediyor.
Geleceğe dayanıklı yetkinlikler yalnızca teknik beceriler açısından değil, aynı zamanda zihinsel esneklik, psikolojik dayanıklılık ve yaratıcılık açısından da güçlü bir temel oluşturuyor. Bu yetkinlikleri kazananlar hayata yön verenler olacak. Zira insan bilimi ve teknoloji hayatın bütün alanlarını yatayda kesiyor. Gerek bireysel, gerek kurumsal düzeyde bu yetkinliklere yapılacak yatırımlar, hem bugünü, hem de yarını daha anlamlı ve verimli kılma potansiyeli taşıyor.
Stres metinlerinde tükenmişlik sendromu olarak tanımladığımız koşul günümüzde oldukça yaygın. Önceliğini ve odağını nereye yönelteceğini bilemeyen çalışanların küresel olarak enerji krizi yaşandığı saptanıyor. Enerjisini diri tutarak geleceğe dayanıklı yetkinlikleri kazanmayanlar, bu yetkinliklere sahip olanların çizdiği yolu yürümek zorunda kalacaklar.
Bu yayında geleceğe dayanıklı yetkinlikleri masaya yatıran yazarlarımız, bu yetkinliklerin neler olduğuna ve nasıl geliştirilebileceğine odaklanırken konuyu iş hayatına hazırlanan gençler ve aktif çalışanlar açısından değerlendiriyor. Değişimin teknolojiyle hızlanan etkilerini ve bu etkileşim içerisinde insanın rolüne odaklanıyor. Gelecek öngörülerindeki heyecan verici gelişmelere dikkat çekerken, insana yüklenen yeni sorumlulukların ve insani becerilerin bu süreçteki rolünü ele alıyor. Gelişim yolculuğunu kolaylaştıranlar ve zorlaştıranlar kuram ve modele dayalı değerlendiriliyor ve uygulama temelli öğrenme konusunda bireylere ve kurumlara faaliyetlerini düzenleyebilecekleri çerçeveyi sunuyor.
Geleceğe dayanıklı yetkinlikler, değişim karşısında insanı pasif izleyici olmaktan çıkarıp, aktif birer katalizör haline getirme potansiyeline sahip. Dergimizin bu sayısının, okurlarımıza hem düşünsel, hem de pratik düzeyde yeni bakış açıları kazandırmasını umut ediyor, okumalarınızın keyifli ve ilham verici olmasını diliyoruz.
Prof. Dr. Zuhal Baltaş