İş-özel yaşam dengesi, yaşam doyumu ile yakından ilgilidir. Çalışanların zamanlarının büyük bölümünü geçirdikleri iş ortamında olumsuz duygular yaşamaları, yaşam doyumlarını düşürmekte, bu durum özel hayatlarını da olumsuz etkilemektedir. Böylelikle iş-özel yaşam dengesi, iş-özel yaşam çatışmasına dönüşüp mutluluğu gölgelemektedir.
DevamıKayıp, hayatta başımıza gelendir! Peki bu kayıplardan sonraki yas süreci nasıl ilerler ve kaybı nasıl anlamlandırabiliriz? Yasın evreleri doğrusal bir yol izlemez. Bir kayıp yaşadığımızda onu anlamlandırmak isteriz çünkü kayıpta anlam bulmak ilerlememizi sağlar. Bu yazıda, yas evrelerinin neler olduğu ve kaybı nasıl anlamlandırabileceğimiz hakkında ufkunuzu açacak yeni bilgiler edineceksiniz.
DevamıDeprem sürecinde yaşanılan acizlik gösteriyor ki, kendimizi daha güvende hissetmemizi sağlayacak yeni “var eden” normlar oluşturmamız gerek. Elbette kaybın acısı unutulmaz fakat bu acı anlamlandırılarak dönüştürülebilir. Böylelikle her yas süreci travmatik bir deneyime dönmez. Dayanışma da bu acıları sevgiye dönüştürmenin en güzel yollarından biri olabilir. Başka bir hayata dokunmak, evrende üretken olmak ve başkalarının hayatında bir fark oluşturmak bizlere güç verebilir. Bu yazı acıları anlamlandırmak ve onları donüştürmek üzere size farklı bir bakış açısı sunacak.
DevamıAfet gibi olanüğüstü durumları normalleştirebilmek için insanlar sosyal dayanışmaya katılma eğiliminde olurlar. Bu dayanışma türünde psikosoyal müdahalenin önemi büyüktür; çünkü psikolojik ilk yardım desteğin geniş kitlelere ulaşmasını kolaylaştırmaktadır. Bu yazıda, büyük çaplı felaketlerde insanların birbirlerine yönelmelerindeki temel sebepleri ve dayanışmayla ilgili ilginç istatistikleri bulacaksınız.
DevamıBu yazıda, depremin ardından yaşanan süreçte müşterilerimizin paylaştığı farklı deneyimler hakkında örnekler bulacaksınız. “İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor”, “Çok üzgünüm”, ” Beraber aşacağız”, “Bizim güçlü olmaya ve üretmeye devam etmemiz önemli” gibi birden çok duyguyu birlikte yaşatan kişisel yaşantıları okuyacaksınız.
Devamı“İçimiz acıyor!” Depremden sonra yaşadığımız duyguları ancak somatik deyimlerle tanımlayabiliyoruz. En çok korku, üzüntü ve öfke hissediyoruz. Peki bu olumsuz duygularla nasıl baş edeceğiz? Araştırmalar gösteriyor ki, yıkım karşısında genetik bir gücümüz var. Bizim gibi toplulukçu toplumlarda sosyal destek ve beraberlik stres ve yıkımla daha kolay baş edebilmemizi sağlıyor. Bu makalede, afet sonrası yaşadığımız üç ana duyguyla nasıl başaçıkabileceğimiz hakkında bilgiler bulacaksınız.
Devamı