Zira kriz, beklenmedik ve hızlı biçimde ortaya çıkan şok edici bir durumu tanımlıyor. Halbuki bugün tartıştığımız bunalım, iki yıla yakın bir zaman diliminde ABD’den yola çıkarak kapımıza, adeta ‘’bakın ben geliyorum!” diyerek geldi. Bu bağlamda, biz de ülkemiz boyutunda ortak teşhisler çerçevesinde en gerçekçi önlemleri almak durumundayız. Doğal olarak, bu noktada en büyük görev “ekonomi yönetimine” düşmektedir. İlk aşamada en öncelikli önlem olarak ‘’güven psikolojisinin yönetilmesini” görüyorum. Bu bağlamda ekonomi yönetiminin, konuya detaylı biçimde hâkim olduğunun, dünyadaki gelişmeleri yakından izleyip, bunların ülkemiz üzerindeki olası etkilerini en iyi biçimde tahlil edebildiğinin güvenini piyasaya ve kamuoyuna vermesi zorunludur. Reel sektöre bankacılık sisteminden likitide akışını sağlamak için ek tedbir alınabilir. Alınacak olan bu önlemlerin gelişmiş ve benzer ekonomik yapılarda olduğumuz ülkelerden geri kalmaması gerekir. Aksi halde, istenilen “güven ortamının” sağlanmasında büyük güçlükler çekeriz.
DEVAMINI OKU