“Çok başarılı bir çalışan, yönetici koltuğuna geçtiğinde her zaman başarılı bir lider oluyor mu? Hepimizin örneklerini gördüğü gibi ne yazık ki “hayır”. Üstelik hedefe ulaşmanın yaratacağı beklenen mutluluk duygusu yerine yüksek tempoda, saat sınırı olmayan ve belki de istenen sonuca götürmeyen çalışma dönemlerinin, ilişki yönetiminde yaşanan zorlukların sonucunda şaşkınlık, hayal kırıklığı, kaygı, üzüntü ve kızgınlık duyguları yaşanabiliyor. Sonuç olarak “kendini yönetme”de başarılı olan ve başarılı olduğu için terfi alan kişi “organizasyonu yönetme”de aynı başarıyı gösteremeyebiliyor. “Kendi işini yapmaktan”, “başkalarına iş yaptırmaya” geçmekte zorlanıyor. Kendi işini yaparken etkileyeceği, harekete geçireceği, geliştireceği sadece kendisiyken, yeni rolü astlarını etkilemeyi, onlarda heyecan yaratmayı, onlarla müzakere etmeyi, onları harekete geçirmeyi ve onları geliştirmeyi gerekli kılıyor. Bu da çok farklı bir zihniyet, farklı bir yaklaşım ve çok farklı yetkinlikler gerektiriyor. Bilişsel değişim (zihniyet değişimi) sağlanmadan kazandırılmaya çalışılan yönetim becerileri, yaşatılmaya çalışılan davranışsal değişimler yeterli olmuyor.”
DEVAMINI OKU