Değerli Kaynak Dostlarımız,
Bu sayıda Dünya Ekonomik Forumu’nun geleceğin yetkinlikleri arasında sıraladığı ve hepimizin eleştirel ve analitik düşünme olarak bildiği yetkinliği “analitik mükemmellik” kavramı etrafında derinleştirdik.
Covid ile değişen yaşam koşulları iş yaşamının pek çok işleyiş biçimini dijitale taşımayı hızlandırdı. Zihnin bilgi ağındaki karmaşasını anlaşılırlığa (basite) indirgemek davranış bilimi, güncel adıyla nöro bilimin işlevidir. Dijitalde toplanan ve umulmadık düzeyde büyüyen bu veriden anlamlı bilgiler çıkarmak zihnin bilgi işleme metodundan yararlanarak şekillenecek yapay zekâ çözümleriyle mümkün olacak. Bu veri toplama ve analiz yöntemlerine özellikle dikkat ekmeyi gerektiriyor. Bir yandan büyük veri, diğer yandan küçük veri var. Onları toplamak ve okumak özel bir yetkinlik olarak karşımıza çıkıyor. Büyük veri makinelere düşen girdiler hakkında iken, küçük veri insanlar özelinde toplanıyor. Büyük verinin cazip olması nedeniyle ufak ipuçlarının üstünü örttüğü görülüyor. Görece yeni çalışmalar büyük trendleri ortaya çıkaranın küçük ipuçları olduğunu saptadı.
Analitik mükemmellik kurumların karar verme pozisyonunda olan kişiler için kritik bir zihin yapısıdır. Algıya kapılmadan verinin peşinde olmayı beklediğimiz bu süreçte veri analistlerinin öne çıkan özelliklerini belirlemekte yarar vardır. Farklı kanallardan gelen veriyi ilham verecek bir şekilde kullanabilmek için analistlerin yetkinlikleri hız ve nitelik açısından beş boyutta ele alınıyor. Bunlar; ilgili ve umut verici veriyi toplama, veriyi kullanıma hazırlayan yazılım becerisinin gücü, veri özeti matematiğine aşinalık, veri görselleştirme becerisi ile veri özetinin zihinde düşünceyi harekete geçirecek düzeyde olması ve paydaşların bu veriden yararlanma olasılığını artıracak olan iletişim becerisidir. Hızı nitelik kadar önemli yapan değişen yaşam koşullarıdır. Bir gün önce alınan kararın geçerliliğini, neyin değiştiğini ve neleri etkileyeceğini saptamak ayrı bir çalışma konusu oluyor. Dolayısıyla, hız kesmeden doğru sonuç almak için ön yargısız ve ileri düzey bir analiz becerisine ihtiyaç duyuluyor.
Bizim analitik mükemmelliği tanımlama biçimimiz, gerçekçi olmayan hedefler peşindeki yıkıcı bir mükemmellik anlayışının dışında, gerçeği gölgeleyen varsayımlardan arınmış olan yapıcı bir mükemmellik yaklaşımını benimsiyor. Yazarlarımız analitik mükemmelliği mümkün kılan düşünce biçimlerini, yöntem ve becerileri paylaştılar. Bu yetkinliği kurumlardaki analiz sorumluluğuna sahip profesyonellerde ve tüm çalışanlarda geliştirmek için gerekli temelleri aktardılar. Sürece sekte vuran karar hatalarını ve kurum işleyişindeki kritik süreçleri paylaştılar. Rastgele veriyle kurduğumuz yüzeysel ilişkiyi, seçilmiş veriyle kurduğumuz derin bir ilişkiye dönüştürmek için siz okuyucularımıza değerli bir kapı araladılar.
Bu kapıdan önyargılarımızı dışarda bırakarak geçmemiz ve zihinsel yükümüzü hafifleterek mükemmele doğru yol almamız dileğiyle,
Prof. Dr. Zuhal Baltaş