Değerli Kaynak Okurları,

Kurumlar gerçek yeteneği bulmak için yoğun çaba harcıyor. Bulduklarını düşündüklerinde de yönetmekte zorluk çekiyorlar. Bu zorlukların ardında bireylerin kendi potansiyelini tanıma sorunlarıyla, öğrenmeyi ve gelişimi hayat boyu sürecek bir yolculuk olarak görme zorlukları var. Yatkınlığın beceriye dönüşmesi erken dönemlerden başlar.

“Bir Bakışta Eğitim 2017: OECD Göstergeleri” raporuna göre; ülkemizde erken çocukluk döneminde (0-6 yaş) çocukları çok yönlü destekleyen Erken Çocukluk Eğitimi (EÇE)’ye farklı yaş gruplarındaki kayıt oranımız OECD ortalamasının altında. Bu eğitime kaydolan dört yaş grubundaki çocuklarımızın oranı yüzde 32 iken, OECD’de bunun yüzde 87 olduğu görülüyor. Üç yaş grubu için OECD’deki yüzde 78’lik orana karşılık, yüzde 9’da kalıyoruz. İki yaş grubunda katılımımız neredeyse hiç yokken, OECD ortalamasının yüzde 39 olduğu görülüyor.

EÇE, insana yatırımın uzun soluklu etkileri açısından, kişilik gelişimin ve değer sistemi kazanımının büyük oranda şekillendiği kritik yaş aralığını kapsar. Çocukların yetenekli oldukları alanlarda gelişmeleri ve öğrenme becerisi kazanmaları, ailelerini bu yönde bilinçlendirmesi ve toplumsal fırsat eşitliği sağlaması açılarından önemlidir. Yeni neslin geleceğine yatırım yapmak, yatkınlıkları üzerinde azimle durmanın ve değişim bilgisinden kopmamanın desteklenmesiyle gerçekleşir.

V.U.C.A. (dalgalanma-belirsizlik-karmaşıklık-muğlaklık) döneminde ayakta kalmak kurumsal ve bireysel mücadeleyi gerektirir. Yetenekten beklenen de bu mücadeleyi yenilikçi yaklaşımlarla sürdürebilmesidir. Ne var ki bu stresli ortamda uyum sağlayıcı yetkinlikler çok aşırıya gittiği zaman uyumu zorlaştıran nitelikte olabilir.

Sağlık psikolojisi araştırmalarında kullandığımız bir kuramın yüksek potansiyel beklentimize uyduğunu görüyorum. Kanadalı psikolog Janet Polivy ve C. Peter Herman, üzerinde uzun dönemli araştırma yaptıkları “Sahte Umut Sendromu”nu (False Hope Syndrome), “başarılı olmayan uygulamayı tekrarlayarak başarılı olmayı isteyen gerçekçi olmayan beklentiler” olarak tanımladılar. Bağlam dışı söylemler, yanlış uygulamalar, iddialı ve gerçekçi olmayan hedeflerde birleştirildiğinde ilk çabalarda başarıya götürebilir. Fakat çok geçmeden, değişimin plato çizdiği saptanır. Çalışmalar, insanların gerçekçi olmayan amaçlara, inatla çok zaman harcadıklarını gösteriyor. Bu kısır döngüyü sürdürmelerine neden olan iki temel özellik var: Aşırı güven ve asılsız iyimserlik. Her iki özellik anlamsız görevlerde sonuç alınmayan ısrarın sürdürülmesine ve geri dönüşü olmayan bir enerji tüketimine sebep oluyor.

Yeteneği, yatkınlık, başarı yönelimi ve sosyal beceriler ekseninde tanımlıyoruz. Yatkınlık ben buradayım der, çalışanın yeteneklerini keşfetmekte zorlanması umut vadetmez, ancak potansiyellerini performansa dönüştürmekte zorlanmaları doğaldır. Kurum iklimi ve uygun stratejileri dönüşümün sağlanmasında kolaylaştırıcı rol oynar.

Toplumun değişim beklentisi, yüksek potansiyelli çalışanlara sahip olma arzusunu kamçılıyor. Gerçek yeteneği bulmak, kurum gerçekleriyle adayın gerçekliğini ortak paydada buluşturmakla mümkün. Bu arayışın bilimsel bilgi ışığında sürdürülmesi kurumlara düşen büyük bir sorumluluktur.

Saygılarımla,

Prof. Dr. Zuhal BALTAŞ

Yeteneğin Bileşenleri: Yatkınlık, başarı yönelimi ve sosyal beceriler kümesi*

Kurumların ihtiyaç duyacağı işgücünün sahip olması gereken üç özellik vardır, yatkınlık,başarı yönelimi,insanlarla iyi geçinmektir.Birçok kurum yetenek havuzu oluşturmak ve kurumu geleceğe taşımak için çeşitli arayışlar içerisindedir.Sezgisel yöntemler yerine bilimin kullandığı yöntemler kullanılırsa bu aşamada daha fazla sonuç alınabilir.Bu makalede de hem süreçleri sadeleştirmek hem de kurumun başarısına katkıda bulunabilecek doğru adaylar bulmak için bilimin gösterdiği yol anlatılmaktadır.

Kurumunuzdaki Gizli Cevherleri Nasıl Tanıyabilirsiniz?

İş piyasasında işsizlik fazla olmasına rağmen şirketler yetenekli çalışan bulamamaktan şikayetçi. Bu yetenekleri bulmak için ise şirket , bünyesinde çalışanlardan değil dışarıdan bulmak için bir arayışa giriyor ve bu da kuruma hem zaman hem para kaybettiriyor. Bunu önlemek adına makalede kurumun , kendi içindeki potansiyel çalışanlara ulaşabilmesi için neleri dikkate alması gerektiğine ulaşabilirsiniz.

Yeteneği Nasıl Tanımlıyorsunuz?

Yeteneği nasıl tanımladığınız tutum , algı ve varsayımlarımızı doğrudan etkiler. Tanımladığımız bu kavramlar çalışanlar olarak işimize olan tutumumuzu , kapasitemizi , öğrenme ve gelişim potansiyelimizi şekillendirir. Bu durumda bizlerin davranışlarını etkiler. Kavramlar uygun bir şekilde hizalanırsa sadece bireysel düzeyde başarı elde etmekle kalmaz , bireylerin hizmet ettikleri kurumlar içinde büyük bir başarıya imza atılmasını sağlar. Bu makalede de bu kavramların uygulamasına yönelik bir kaç örnek ele alınmıştır.

Kötü Liderlik

Bir kurumun en temel kaynağı çalışanlar ve liderlerdir. Liderlik her alanda fark yaratan, toplumu ileriye götüren, kurumu yücelten kişilerdir. Aynı zamanda bu olumlu durumların yarında topluma zarar veren liderler ve liderlik tarzları vardır. Başlangıçta olumlu işler yapan ama sonrasında gücünün sınırlarını abarttığı için başarısız olan çok sayıda lider vardır. Bu yüzden liderlerin karakterliliklerinden yeterliliklerinden haberdar olup, yanlışlarının olabileceğini de kabullenmek gerekir.

Yetenek Körlüğünün Üstesinden Gelmek

Yetenek kelimesi kişinin bir iş iyi yapmasını sağlayan özel bir beceridir. Aslında her birimiz işlenmemiş saklı cevherlere sahibiz. Sadece bunları ortaya çıkarmak için çabalamak durumundayız. Çalışanlardaki yeteneği görebilmeyi öğrenmek öenmlidir. Çünkü kurumun her bölümünde ayakta kalabilmenin esası yeteneği tanımaktan geçer.Eğer biz kendi yetenek bankamızı etkin bir şekilde kullanamıyorsak çevremizdekilerin yeteneğimizi fark etme ihtimali yoktur. Çünkü bu kişilerde yetenek körlüğü vardır. Bu makalede yetenek körlüğünün iyileşmesini sağlayacak stratejiler anlatılmaktadır.

Gerçek Yeteneği Bulmak

Bu makalede , ‘yetenek’ sözcüğünün tanımı ve onun çalışanlar için anlamı açıklanıyor. İnsanların hangi özellikleriyle işyerlerine neler katabileceklerini anlatırken aynı zamanda iş potansiyellerinin performansa dönüşmesine vurgu yapıyor.

Roket Biliminin Ötesinde Bir Yetenek Yönetimi Örneği: “More than Rocket Science”

Bu makalede , yönetici yetiştirebilmek adına yapılan çeşitli yönlendirmeler anlatılırken ‘more than a rocket science’ sürecinin 4 aşaması birden ayrıntıyla incelenmiştir.

Yetenek Yönetiminde Küresel Başarı Stratejileri: Çeşitlilik ve Kapsayıcılık

Gerçek yeteneği bulma serüveni nasıl olmalı? İş hayatında ekip çalışmasının sonucunda ortaya çıkan başarı artık küresel ölçütlerle tanımlanırken, küresel misyona olan katkılarından da söz ettirir hale gelmiştir. Küresel ölçütlerde başarılı sayılan kurumların, ekiplerinin bir bütün halinde hareket etmesi için ideal bir süreç olan yetenek yönetimi sürecinden faydalandıkları bilinir. Bütün kurumu kapsayan yetenek yönetimi sürecinin mihenk taşlarını ise “çeşitlilik” ve “kapsayıcılık” oluşturur. Yayınlanan bir raporda: çeşitlilik, çalışanların farklılaşan özelliklerini, kapsayıcılık ise kurumdaki her çalışanın tüm benliğini işine yansıtabilmesini teşvik eden ve tüm çalışanlarına potansiyellerini gerçekleştirebilmeleri için fırsat yaratan bir iş ortamının sağlanmasını ifade edilmiştir. Makale çeşitlilik ve kapsayıcılık kavramlarının arasındaki bağı uzman gözünden okuma fırsatı verirken liderler için çeşitliliği yönetme konusunda bazı tavsiyelerde bulunuyor.

Deneyim mi, Yetenek mi?

İşsizliğin kol gezdiği günümüz işgücü piyasasında, akıllıca seçim yaparak adayları işe almak hiç bu kadar zor ve önemli olmamıştı. Özellikle son elemeye kalan adaylarımız gerçekten yetenekli ve deneyimliyse, nasıl karar vereceğiz? Birbiriyle kol kola olabilen bu iki nitelik nasıl ayırt edilir? Hangisine öncelik vermek gerekir? Bu konu makalede “hayatta kalma ve değişime uyum sağlama becerisi”, “adanmayı ve verimliliği öngörme” ve “zihin haritaları ve kurum kültürüne uyum” boyutları üzerinden ele alınmıştır.

Yetenek Açığına Karşı Güçlü Yetenek Yönetimi

Yetenek, anında bulunan ve kısa sürede sonuç aldığımız bir kaynak değildir.Bu nedenle yetenek yönetimi konusunda kurum kültürü oluşturarak pozisyona uygun yetenekler bulunmalı, bu yetenekler korunmalı ve geliştirilmelidir.Yetenekleri koruyamayan bir şirkette zamanla yetenek açığı oluşur.Bu yüzden bu yetenek açığı riskine karşı kurum içeriden ve dışarıdan kazandıkları yetenekleri ellerinde daha çok tutmalıdırlar.

Yetenekler Bilmek İster

Yetenek yönetimi konusu, İnsan Kaynakları birimlerinin kurum için katma değeri yüksek çalışmalarından biridir. Bu konuda gerçekleşen değişken nedenlerden dolayı yetenek yönetimi konusunun kurum içindeki iletişimi yapılamamaktadır. Kuruma yeni yeteneklerin kazandırılması veya mevcut çalışanlar arasında yüksek potansiyelli çalışanların seçilmesi sürecinde dikkat edilmesi gereken bir konu vardır. Bu konu, hazırlanan bu çalışmaların neden yapıldığının çalışanlara anlatılması konusudur. Kuruma yetenek kazandırırken, kazandırılan yeteneklerin gelişim sürecinde de kurumla kalmasını sağlamak için kurumu ileriye taşıyacak kişilerle sağlıklı iletişimin yapılmasıdır. Makalede yetenek yönetimi sürecindeki kurulan iletişimin önemi sıkça vurgulanmıştır.

Kötü İşe Alımlar Pahalıya Mal Oluyor

Yanlış bir işe alım kurumda yüksek maliyetlere neden olur. İşe alınan çalışanın yerine farklı bir kişiyi getirmek çalışan yıllık maaşının üçte biri oranındadır. Yanlış adayın işe alımı ölçülebile zamanın yanında , düşük is tatmini , keybedilen müşteri , müşteri memnuniyetsizliği gibi hayati faaliyetleride ortaya çıkarmaktadır. Kültürel uyumsuzluk yanlış işe alımlarda etkili olan sebeplerden biridir. Bu makalede de daha iyi işe alımlar için önerilerden bahsedilmektedir.

Yetenek de Bir Yere Kadar…

“Sıkı bir çalışmanın yerini hiçbir şey alamaz. Deha yüzde bir ilham ve yüzde doksan dokuz terdir” demiş Thomas Edison. Çok çalışmak, varılmak istenilen nokta için yeterli midir, yoksa yetenekli olmak şart mıdır? Hem yetenekli, hem çalışkan olan insanlar her durumda başarıya ulaşabilirler mi? Belki bu soruyu yanıtlamadan önce yeterlilik duygusunu tanımalıyız. Yeterlilik duygusu, kişinin belirli bir görevi belirli koşullar altında başarıyla yerine getireceğine olan inancıdır. – Yeteneklisin, istiyorsun ve sebat ediyorsun. – Yeteneklisin ama istemiyorsun. -Yeteneklisin, istiyorsun ama sebat etmiyorsun. -Yetenekli değilsin, istiyorsun, sebat ediyorsun. Anlıyoruz ki, güçlü alanlara odaklanmak, istemek ve bunun için çaba göstermek başarıya giden yolculukta hızı arttırmaktadır.

Yeteneğin Laneti

İş hayatında başarı her kurumun yerleştirilmeye çalıştığı bir dinamiktir.Tıpkı yeteneği kişinin kendisinde oturtmaya çalıştığı gibi.İşte iş hayatındaki bu kurumsal başarı içinde yetenek vazgeçilmez bir ölçüttür.Çocukluğundan başlayarak sorumluluk almış kişi,bulundukları kuruma bağlı kalmak için hayata ortak olmuş kişilerin bir araya gelmesiyle iş hayatında sürdürülebilir kurumsal bir başarı sağlanır.

Personova Kişilik Envanteri Testi