Değerli Kaynak Dostları,

Bu sayımızda dünyanın ve Baltaş’ın insana ilişkin en önemli konularından birini ele alıyoruz. İnsan ve değişim. İnsanın alışkanlık, eğilim, tutum ve davranışları nasıl oluşur, ne için ve nasıl değişir konularına odaklanacağız.

Günümüzde hala var olan “diretilen değişimler”in kademe kademe zorlama ve zorbalık gerektirdiği bilinir. Değişim var olan, süregelen durumun bozması, alışılmış bilinen koşulların terk edilmesidir. Vazgeçiş her zaman kaygı yaratır. Zira yeni koşullar yeni bilgi beceri ve yetkinliklere gebedir. Alışılmışların terki konfor alanının terkidir ve yaşanan kaygıya yetersizlik duygusu da eşlik edebilir.

Aranan yol; insanın değişime gönüllü olacağı koşulları oluşturmak, değişimi bir stres kaynağı ve başaçıkılamaz bir durum olmanın dışına taşımaktır. İnsan uyum sağlamak, ihtiyaçlarını karşılamak, zevk alacağı alışkanlıklar kazanmak, anlam duygusu yaşadığı eylemlerde bulunmak ve kendini aşan bir amaca hizmet etmek için değişir. Değişimi sağlamak için yöntem gerekir.

Kurumsal hayatta verimlilik ve sürdürülebilirlik adına beklenen anlayış ve tutum değişimini harekete geçiren faktörler nelerdir? Bu sorulara cevap ararken insanı tanımaya ve onun değişimde gönüllü olduğu koşulları analiz ederek konuya açıklık getirmeye yöneldik.

TEB’den (TEB’de Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Müdür Vekili olarak görev yapan) Turgut Boz, kurumlarında değişime “Gelişme ve Büyüme” perspektifiyle yaklaşarak ve Y Kuşağını anlayarak yapısal değişim gerçekleştirdiklerini siz KAYNAK okuyucularıyla paylaşıyor. Nilgün Altın Yılmaz, yazısında BKM’de potansiyeli nasıl performansa dönüştürdüklerini aktarıyor. Farklı kurum kültüründen gelen yeni çalışanlar ile değişim yolunda, “beraberlik” ve “anlam duygusu” yaratmayı Baltaş Grubu projelerinin desteğiyle hayata geçirdiklerinden söz ediyor. Ayşe Öz, Hisarlar Makina’nın “Kaliteli Ürünleri Ancak Kaliteli İnsanlar Üretebilir” şirket mottosunu vurgularken, başarının sürdürülebilir olabilmesi için cevher çalışanlarına sağladıkları (Baltaş Grubu) Gelişim Programları’nın önemini vurguluyor. Hülya Çeşmeci Cengiz bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu verilere dayanan yazısında insanlığın yeryüzü üzerindeki tahribat gücüne açıklık getiriyor. Paylaştığı bilgiler insanlığın tarih boyunca doğa ile asla çok barışçıl bir biçimde yaşamayı başaramadığını gösteriyor. TEMA Vakfı olarak yaşamın sürdürülebilirliği için çabalamanın bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunu vurgularken bu konuda hangi altın kuralları uygulayacağımıza dikkat çekiyor.

İnsanın değişmesi zor gözükür. Bir düşünür “alışkanlıklar ince ipliklerle örülmüş halat gibidir” demiştir. Ancak insan iç dünyasında derinden bir mayalanma yaşadığında bazen bir cümle, beklenmedik bir aydınlanma yaratır. İnsan o güne kadar yaşadıklarına farklı bir anlam yükler. Orhan Pamuk’un ünlü giriş cümlesinde olduğu gibi, “bir kitap okudum hayatım değişti” durumu gerçekleşir. Bu ani ve hızlı değişimleri en iyi yansıtan kavramın kaleydoskop olduğunu düşündük. “İnsan ve Değişim” konusunda otuz yılı aşkın yolculuğumuzu en iyi olarak bu şekilde ifade edilebileceğine inandık ve büyük özenle hazırladığımız bu Kaynak’ın kapağı olarak bir kaleydoskop seçtik. Hemen bütün çocukların ilgisini çeken, şaşırtan ve onları hayal dünyasında yolculuğa çıkartan kaleydoskopun sizleri de düşünce dünyasında yolculuğa çıkartmasını ve yeni ufuklara yelken açmak için istek uyandırmasını diliyoruz.

Saygılarımla,

Prof. Dr. Zuhal BALTAŞ

Renkler, Duyguları Tetikleyen Değişim Ajanlarıdır

Renkler farklı duyguları harekete geçirerek algı, tutum ve davranışlarımızı yönlendirir.Rengin insana etkisi iki boyutta gerçekleşir, fizyolojik boyut ve psikolojik boyut. Bu makalede de rengin insanı etkilemede etkisi olan bu boyutlara değinilmektedir.

İnsanlar Değişir mi?

Zaman değişimdeki temel ölçüttür. Kişiliğimiz üzerinde etkili hemde değerlerimizi şekillendirmede en baştaki etkendir.İnsan her dönemde içinde yaşadığı dönemi çok önemser ve en sonunda “olacağını düşündüğü kişi olduğunu” düşünür. Oysa insan beyninin en önemli özelliği yeniden şekillenebilmesidir.Aslında önemli olan şunu bilmektir, insan hayatında gerçekte sabit ve değişmeyecek olan tek şey değişim ve bizim de değişeceğimiz gerçeğidir.

Rekabette Ön Plana Çıkmak İçin Değişime Odaklanmak

Bu makalede ‘değişim’ kelimesinin gelişme ve büyüme içerisinde iş hayatında nasıl etkili olduğunu , değişimin çalışanların motivasyonunu yükselteceği ve bu nedenle iş hayatındaki standartların nasıl kaldırılacağından bahsederken gelecek , toplumsal , ekonomik ve bilimsel gelişmelere nasıl katkı sağlayacağını ele alıyor.

Öğrenme ve Değişim: Bilgiden Davranışa Bir Yolculuk

Öğrenme gereksinimi ve amacı hayatı anlamlı kılma çabasıdır. İnsan öğrenerek hayata uyum sağlar ve hayatı anlamlandırır. İnsanın yaşamını sürdürmesi ve başarılı olması büyük ölçüde çevresindeki değişmelere uyum sağlamasına bağlıdır. Etkin uyum sağlama ise öğrenmeyle mümkün olur. Her şeyin çok hızlı değiştiği zamanımızda, değişime uyum sağlamanın yolu öğrenmeden geçer. Doğru bilgiyi etkili bir şekilde elde etmek, özümsemek ve uygulamak günümüzde anahtar bir beceridir. İşte bu da ancak öğrenmeyle elde edilebilir. Yani artık günümüzde ve yaşadığımız ortamda performansımız, değişime uyum sağlama ve öğrenme becerimizle değerlendirilmektedir.

Alışkanlıklar ve Değişim

Değerler iş davranışları ve alışkanlıklarını yönlendirir.Kuruma özgü değerlerin seçilmesi bu değerlerin bireyin değerleri ile örtüştürülmesi ve değer tutundurma çalışmaları,insan değişiminde yol haritasını oluşturur.Değişimin olumlu ve yararlı olması bireysel ve toplumsal bir beklentidir.Bu yazıda değişimin harekete geçmesinde rol oynayan faktörlerden alışkanlıklara odaklanılmıştır.

Kişilik ve Değişim: “Mizacım böyle, Ben böyleyim değiştiremiyorum” Doğru mu?

Amacımız, kişiliği değiştirmek değil, değişim ihtiyacı ile ilgili farkındalık yaratıp, istek uyandırmak ve yöntemler sunarak davranışları beklenen yönde değiştirmek ve geliştirmektir. Davranış değişiminin hızlı ve kalıcı olması, önce kişinin bu değişim ihtiyacını hissetmesi ile başlar. Daha sonra değişimi istemesi, süreç boyunca zorluklar karşısında kararından vazgeçmemesi ve bu doğrultuda ilerlemesi önem taşır. Değişmesi gereken davranışla ilgili uygulanabilir bir yöntem öğrenmesi ve gerekirse profesyonel bir destek alması gerekir. Yani davranış değişimi “farkındalık, isteklilik, kararlılık ve yöntem kullanma”yı gerektirir.

BKM’de Potansiyelden Performansa Keşif Yolculuğu

BKM’nin amacı nakit gerekmeksizin her türlü ödemeyi para transferini sağlayan destek sistemleriyle alt yapı oluşturma , işletmek ve geliştirmektir. Kurum olarak yeni projelerle çalışanın performansını değerlendirmede rakamların ötesine geçilerek davranışsal olarak değerlendirmeye geçilmiştir.Gerçekleşen proje çalışanın performansını keşfettikleri ve potansiyellerini nasıl etkin kullanabileceklerine dair yöntem buldukları bir bir yolculuktur ve bu yolculuk devam edecektir.

İnsan Davranışını Değiştirmek İçin Sayılara Dayanmayan Performans Değerlendirmesi

İnsan davranışını belirleyen kişiliği,yeterlilikleri ve değerleridir.İnsanlar kendi davranışlarının başkalarını ve iş sonuçlarını nasıl etkilediği konusunda geri bildirim almak isterler.İnsan bu davranışlarını sayısal verilere dayanmayan koşullarda değerlendirilmesini ister ve derecelendirmeye dayanmayan sistemin sonuçları, derecelendirmeye kıyasla büyük ölçüde olumludur. Bundan hareketle derecelendirme ye ve sıralamaya dayalı performans değerlendirme sisteminin tarihe karıştığını söyleyebiliriz.

Değişimin Hayat Bulduğu Öğrenme Basamakları

İstediğimiz tutumumuzu değiştirip, istediğimiz davranış şeklini geliştirebilsek. İş hayatında herhangi bir yetkinliğimizi geliştirmek istediğimizde insan kaynaklarından uygun hapı alıp, ertesi gün işe geldiğimizde o yetkinliğimiz gelişmiş olsa ne kadar kolay olurdu. Burada ilginç olan aslında bu düşüncenin bile tutum değişikliğinin basamaklarından ilk ikisini içermesidir. Thomas Gordon ve Noel Burch tutum değişikliği sürecini dört basamakta ele almıştır. Bunlar sırasıyla bilinçsiz-yöntemsiz, bilinçli-yöntemsiz, bilinçli-yöntemli ve kendiliğinden (bilinçsiz) yöntemlidir. Bu süreçte duyguyu yönetmek ve alışkanlığa döndürdüğümüz süreci tekrar değerlendirebilmek önemlidir.

Direnç Karşısında Lider Nasıl Hareket Etmelidir?

Liderlerin yaşamlarına entegre etmeleri gereken en önemli şey değişim olmalıdır. Ancak kimi zaman liderler kontrolü kaybetmek, belirsizliğe geçmek, olasın kaos, itibar kaybetme endişeleri ile değişime kimi zaman içlerinde kimi zaman yönetimde, kurumlarında direnç gösterebilirler. Kimi zaman da benzer nedenler ile direnç gösterenler ile baş etmek zorunda kalabilirler. Ve kurum idaresinde değişime hazır olması iç/ dış sürtüşme süreci kurumun işleyişini zedeleyebilir. Doğru olan liderin kendi içinde ve idare ortamında değişime hazır olması, öncü olması ve bu süreci rahat ve rahatlatarak yaşatmasıdır.

Değişimi Gerçekleştiren “Cevher Çalışanlar” Şirketleri Ayakta Tutar

Bu makalede Baltaş’ın Cevher Gelişim Programı’ndan söz edilmektedir. Büyük bir şirket olan Hisarlar’ın bu programdan kendi çalışanlarının ne kazandığını ve çalışanların iç potansiyel gücünü nasıl ortaya çıkarttıklarından söz edilmektedir.

Sınırları Olan Bir Gezegende, Sürdürülebilir Yaşama Ulaşmak

Ekosistemlerdeki yok oluş her yıl milyonlarca insanın yaşadıkları yeri terk etmesine neden olmaktadır. İnsan doğa ilişkisinin bozulması sanayi toplumuyla başlamıştır. İnsanlar kendisine tehdit olabileceği düşündüğü hiçbir canlının yaşamasına izin vermemişlerdir. Bireysel ve toplumsal olarak birlikte harekete geçip bu duruma bir son vermeliyiz. Bunu sürdürülebilir altın kuralları hayata geçirerek yapabilirsiniz.

Değişmek mi, Değişim mi?

Harvard Business School’da kariyer planlama üzerine MBA programları yöneten ve şirketlere danışmanlık yapan iş psikologları James Waldroop ve Timothy Butler birlikte kaleme aldıkları makalelerinde soruyorlar :“Mükemmellik tutkusu yüzünden birlikte çalıştığı insanlara hayatı zehir eden bir yöneticiye ne yapmalı ? Ya da ekip çalışmasına burun kıvıran ama işini iyi bilen bir uzmanla nasıl çalışmalı? Peki, çalışan sorunlarıyla yüzleşmekten kaçınan duyarlı yöneticiye ne demeli? Tüm bu sorunları görmezden mi gelmeli? Yoksa bu tür yöneticilerin değişebileceğini ve kariyerlerinde ayakbağı olabilecek davranışlarından kurtulacakları günü ümitle beklemeli mi ?”Sorunlu davranışın düzeltilebilir olup olmadığı, ne kadar derinlerde kök saldığı, ne sıklıkta ortaya çıktığı ve harcanacak çabaya değer olup olmadığı gibi sorulardan çok daha önce yapılacak şeyler var mıdır?

Davranış Değişikliğinde Bireysel Danışmanlığın Rolü

Değişim her canlının hayatında yer alan bir süreçtir.Bireysel danışmanlıkta ise bu değişim olayını davranışlara yansıtarak davranış değişikliği gerçekleştirerek birçok alanda kişiyi hedefine ulaştırır.Bu makalede de davranış değişimindeki direnci azaltmak ve kabul sürecini hızlandırmak için danışmanın izlemesi gereken yöntem ve bilgiler aktarılmıştır.

Öğrenme ve Değişim Sürecinde Davranış Değişikliği İçin Örnek Uygulamalar

Öğrenmeye bağlı davranış değişikliğinden söz etmeden önce öğrenmenin ne olduğunu tanımlamak yerinde olacaktır. Öğrenmek için, bilgiyle tanışmak, bilgiyi yorumlayarak kavramak, karşılaştırma yapmak ve uygulayarak deneyim yaşamak gerekir. Öğrenmenin gerçekleştiğini anlayabilmek için alınan bilgiye veya davranış değişikliğine yönelik verileri almaya ihtiyaç vardır. Örneğin, kek yapmayı teknik olarak hepimiz biliriz. Fakat keki istediğimiz gibi yapamayabiliriz.Bilgi kullanılmadığı sürece davranışa dönüşmez. Davranışa dönüşebilmesi için bireyin önce bilgiyi kullanmaya ikna olması ve istek duyması sağlanmalıdır. Bundan sonra hayatının hangi alanında etkili olacağına, bunu hangi amaçla kullanacağına karar verir. Kişi kararını verdikten sonraki süreçte uygulamaya geçer ve bilgiyi davranışa dönüştürür.İnsanlar sonucundan memnun kaldıkları davranışları tekrar eder. Ortaya çıkan davranış değişikliğinin uzun süreli olması bireyin göreceği fayda ve alacağı takdirle ilgilidir. Gösterdiği davranış değişikliğinin dışarıdan fark edilmesi ve olumlu geri dönüşler alması devamlılığı ve istek derecesini etkileyecektir.Değişimin gerçekleşmesinde etkisi büyük olan başka bir unsur kişilik özellikleridir. Hırsı, öğrenmeye ve değişime açıklığı yüksek bir kişi istediği sonucu alana dek karar verdiği davranışı uygular. Tam tersi özelliklere sahip bir kişi ise bilgiyi kullandığı halde beklediği sonucu alamazsa davranış değişikliği konusundaki gayretleri uzun süreli olmayacaktır.Kısacası öğrenmenin davranış değişikliğine yol açabilmesi için, kişilik özelliklerinin yanı sıra, bilgiyi alan bireyin kaynağa inanması, sağlayacağı faydaya ikna olması ve güvenmesi önem taşır. Ayrıca bağlı olduğu yöneticisinin de eğitim içeriğine vakıf olması ve desteklemesi gerekir. Çünkü pratik yapma sürecinde destekleyici olmak, takibi ve devamlılığı mümkün kılar.

21. Yüzyıl Öğrenme Uygulamaları: Hayat Simülasyonları

Hayatta ne yapmak istediğimize karar vermenin bir kolay yolu olabilir mi? Hayatın en başında mesela bir eğitim verselerdi, eğitimde bir oyun oynatsalardı ya da bir uygulama yaptırsalardı daha kısa yoldan bu bilince ulaşamaz mıydık? Peki bu uygulamayı iş hayatına da uygulayıp aldığımız hangi karar neticesinde beş yıl sonra şirketini batma noktasına getirdiğini birebir önceden yaşayabilir miyiz?

Değişimi En Somut Yaşayanlar: Ekspatlar

Yeni ülkeye uyum sağlama aşamalarının anlatıldığı yazıda uyum sağlayamamanın temel sebebinin iş becerisinin yetersizliği değil, yeni kültüre adapte olamamak olduğu vurgulanmaktadır. Farklı kültüre uyum sağlayabilen kişilerin özellikleri açıklanır.

Personova Kişilik Envanteri Testi