Öğrenme ve Değişim: Bilgiden Davranışa Bir Yolculuk

Öğrenme ve Değişim: Bilgiden Davranışa Bir Yolculuk

Öğrenme gereksinimi ve amacı hayatı anlamlı kılma çabasıdır. İnsan öğrenerek hayata uyum sağlar ve hayatı anlamlandırır. İnsanın yaşamını sürdürmesi ve başarılı olması büyük ölçüde çevresindeki değişmelere uyum sağlamasına bağlıdır. Etkin uyum sağlama ise öğrenmeyle mümkün olur. Her şeyin çok hızlı değiştiği zamanımızda, değişime uyum sağlamanın yolu öğrenmeden geçer. Doğru bilgiyi etkili bir şekilde elde etmek, özümsemek ve uygulamak günümüzde anahtar bir beceridir. İşte bu da ancak öğrenmeyle elde edilebilir. Yani artık günümüzde ve yaşadığımız ortamda performansımız, değişime uyum sağlama ve öğrenme becerimizle değerlendirilmektedir.

Öğrenmeyle ilgili çeşitli tanımlar vardır. Ancak temel anlamıyla öğrenmek; deneyim, eğitim ve öğretim sonucu davranışta meydana gelen kalıcı değişiklik olarak tanımlanabilir. Her insanın algı biçimi, öğrenme tarzı kendi içerisinde farklılık gösterir.

Öğrenme Gereksinimi Nereden Gelir? 

İnsan doğumla birlikte öğrenmeye başlar ve öğrenme yaşam boyu devam eder. Bireyin tüm gereksinimleri doğrudan ve dolaylı öğrenmelerle gerçekleşir. Öğrenme gereksinimi bireyin davranışlarının değişmesine neden olur. 

Bu konuya başlarken insan beyninin, nasıl öğrendiğimiz konusunda bizi düşündüren ilginç bir özelliğine vurgu yapmakta yarar vardır. İnsan beyni, sürekli anlamlı ilişkileri, başka bir deyişle “gestaltları” araştırır. (Gestalt psikolojide, beynin uyarıcılar arasında kurduğu bir bağlantı olarak tanımlanmıştır ve buna göre gestalt, uyarıcı parçaların toplamından oluşan bir bütündür. Hepimizin lise psikoloji derslerinden hatırlayacağı gibi yaşlı kadın genç kadın örneği gibi.) Tüm bu öğrenme gereksinimi ve çabasının amacı, yaşanası ve anlamlı bir dünya kurmaktır. 

Nasıl Öğreniriz?

İnsanın nasıl öğrendiği konusunda pek çok yaklaşım olmakla birlikte Chicago Üniversitesinden Benjamin Bloom’un “Bloom Taksonomisi” yaklaşımı bu konuyla ilgili genel bir çerçeve sunmaktadır. Taksonomi terimi en basit anlamıyla “sınıflandırma” olarak tanımlanabilir. Yunanca taksis (düzenleme) ve nomos (yasa) türetilmiş olup Bloom’un taksonomisinde, öğrenenin bilişsel eylemleri en basit bilişsel öğrenmeden en derin öğrenmeye kadar altı düzeyden oluşmaktadır. :

Davranış DüzeyiBeceriÖrnek
BilgiTanımlama, listeleme, adlandırma, geri çağırma, bilgiyi tekrar etmeBloom’un Taksonomisinin altı düzeyini listeleyebilmek
KavramaDönüştürebilme, tanımlayabilme, kendi kelimeleriyle bilgiyi açıklayabilmeBloom’un altı düzeyini kavrayıp açıklayabilmek
UygulamaUygulama, gösterme, yeni durumlarda bilgiyi kullanabilmeÖğrenme amaçlarının yazılmasında Bloom Taksonomisi kullanabilmek
AnalizAnaliz etme, karşılaştırma, sorgulama, bilgiyi parçalarına ayırmaBloom’un modelinin değişik yönlerini kıyaslayıp, karşılaştırabilmek
SentezDüzenleme, yaratma, planlama, parçalardan yeni bir bütün oluşturmaYeni bir öğrenme modeli dizayn edebilmek
DeğerlendirmeDeğerlendirme, yargılama, puanlamaBloom Taksonomisini değerlendirip yararlarını savunabilme

Benjamin Bloom Mevlana’yı duymuş muydu ya da okur muydu bilmiyoruz. Mevlana’nın bir şiirinde geçen aşağıdaki satırlar, Bloom’un öğrenme düzeylerine olan yaklaşımını, vurgusunu ve tekniğini özetler. “Düşünmeyi öğrendim.Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmekolduğunu öğrendim.” Mevlana

İnsanın nasıl öğrendiğine dair bir başka yaklaşımı da başka bir tarihi anekdottan anlıyoruz. Menon ve Sokrates’in konuşmalarını içeren Platon’un bir eserinde; Sokrates, bilginin insanda doğuştan var olduğunu ve akıl yürütme yoluyla ortaya çıkartılabileceği fikrini Menon’a kanıtlamak için, bir köleye geometri problemi çözdürür. Sokrates köleye doğru yanıtı aktarmaz; fakat onun doğru yanıtı bulması için çaba sarf eder. Köle, şekillerden hareketle akıl yürütmek durumunda kalır ve doğru yanıta ulaşır.

İster Benjamin Bloom’un yöntemini izleyelim, ister Mevlana’nın öğrendikleriyle yola çıkalım ya da Sokrates’ın yaptığı gibi insanların bilgiyi “doğurmasına” yardımcı olalım, öğrenme süreci, insanın hızla değişen ve yalnızca öğrenmeyi öğrenen kişilerin ve kurumların ayakta kalabilmesi için temel dayanak olarak karşımıza çıkıyor. Bu da giderek öğrenmenin gerçekten ne anlama geldiği üzerine kişilerin kafa yoracağını gösteriyor. 

Ünlü Amerikalı yazar Arthur Miller‘ın aşağıdaki sözleri de insanın nasıl öğrendiğinin yanıtını farklı bir boyuttan özetliyor:

“Öğrenmenin de maliyeti vardır;
Önceden öğrenenler indirimli fiyattan öğrenir…
Otoriteden öğrenenler özgürlük bedeliyle öğrenir…
Deneyerek öğrenenler etiket fiyatından öğrenir…
Hayattan öğrenenler gecikme zammıyla öğrenir…
Hayattan da öğrenemeyenler; boşa gitmiş hayatlarıyla öğrenirler…”

Sonuç

Sonuç olarak, yazıya başlarken öğrenme gereksinimi ve amacının hayatı anlamlı kılma çabası olduğunun tespit etmiştik. İnsan öğrenerek hayata uyum sağlar ve hayatı anlamlandırır. İnsanın yaşamını sürdürmesi ve başarılı olması büyük ölçüde çevresindeki değişmelere uyum sağlamasına bağlıdır. Etkin uyum sağlama ise öğrenmeyle mümkün olur. Her şeyin çok hızlı değiştiği zamanımızda, değişime uyum sağlamanın yolu öğrenmeden geçer. Doğru bilgiyi etkili bir şekilde elde etmek, özümsemek ve uygulamak günümüzde anahtar bir beceridir. İşte bu da ancak öğrenmeyle elde edilebilir. Yani artık günümüzde ve yaşadığımız ortamda performansımız, değişime uyum sağlama ve öğrenme becerimizle değerlendirilmektedir.

Kaynaklar:

  1. Google Books: Bloom, B. S. (ed). (1985).Developing Talent in Young People. New York: Ballantine Books.
  2. Platon. (2007).Menon [Erdem Üzerine].(A. Cevizci, Çev.). İstanbul: Sentez Yayıncılık.
  3. http://istanbul.meb.gov.tr/upload/bolumler/kultur/Mevlana_–%5B1%5D.pdf
  4. Klas Mellander, Öğrenmenin Gücü, Remzi Kitabevi
  5. http://www.campaign-for-learning.org.uk

Diğer Makaleler

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

Personova Kişilik Envanteri Testi