Değerli Kaynak Dostlarımız,

Önyargıları ele almayı sürdürdüğümüz bu ikinci sayımızda zihnin kestirme yollarını keşfetmeye devam ediyoruz. Ayrıca, önyargıların dijitalde kodlar aracılığıyla kararları nasıl killendirdiğini değerlendiriyoruz.

Psikoloji insan ve toplum ihtiyaçları için, özel hayat ve iş hayatı sorunlarına çözüm üreten bir disiplindir ve son 30 yıldaki araştırma verileri bireylerin ve toplumların pek çok durumda oldukça kötü karar aldığını keskin bir biçimde gözler önüne serdi. Bu nedenle yapıcı kararlara şans verecek yöntemler üzerine düşünme ve müdahale çalışmaları yapma rolünü üstlendi. Önyargı hâkimiyetinin bireylere, kurumlara ve dünyaya vereceği zarardan korunmaya hizmet edecek gayretlerin 2000’lerin başlangıcından bu yana hız kazandığını görüyoruz. Beynin bilgi üretebilme ve kendini mercek altına alabilme yetisi zihinde var olan karşıtlıkları yönetme imkânı verir. Bilişsel önyargılar konusundaki müdahaleler; önyargıları tanıma, yüzleşme, azaltma, hafifletme, arınma çalışmaları ya da önyargısız uygun seçim için “nudge” olarak adlandırılan davranış mimarisiyle yapılıyor. Kişisel önyargılarla yüzleşmek için yapılan ölçümler, önyargı çeşitlerinin tanıtıldığı eğitimler, video veya simülasyonlar insanın çeşitli bilişsel önyargılarını tanıma ve azaltma becerilerini geliştiriyor. Derin arkaik yapılarda varlığını sürdüren önyargıyı azaltmanın basit bir süreç olmayacağı aşikârdır. Ancak araştırmalar bu teknikleri kullanmanın bilişsel önyargıları hafifletme şansı verdiğini gösteriyor.

Günümüzde yapay zekânın iş süreçlerine giderek daha fazla dâhil olmasıyla önyargılar algoritmalara da taşındı. Kodlardaki önyargılı karar yolları; kadınlar, engelliler, azınlıklar gibi belirli grupların olumsuz veya haksız bir şekilde etkilenmesine yol açtı. Yazılım sistemleri oluşturulurken adil olmayan bu önyargı potansiyelinin farkında olmak gerekir. Çünkü bu tür kararlar yazılımın sahibiyle birlikte onu kullanan kurumların da etik sorumluluğuna girer.

Bu sayıya katkı sağlayan yazarlarımız önyargıları yönetmek konusundaki farklı yaklaşımları ele aldılar. Kurumlarda yönetsel ve sistemsel düzeyde yaşanan karar hatalarının önüne geçmek için hayata geçirilebilecek uygulamaları ve doğru müdahale yaklaşımını seçmenin yollarını masaya yatırdılar.

Algoritma bir sorun karşısında tasarlanan çözüm yoludur. Bu tasarımın sınırlarını varsayımlar belirler. Çünkü varsayımlar beklentilerle uyumlu gelecek öngörüleridir. Öngörülerin önyargılara dönüşmemesi için denetim sistemlerini etkin biçimde kullanmak dileğiyle,

Yapay Zekâ Önyargılarımızı Önleyecek mi?

İnsanın özgür iradesine dayandığını düşündüğü seçimler gerçekte yapay zeka tarafından yönlendiriliyor. Benzer şekilde kurumların işe alım kararını yapay zekâ şekillendiriyor. Ancak tercihlerimizi belirleyen kodlar ne kadar doğru işliyor? Geleceği, geçmişe bağlı algoritmalarla değerlendirmek yaşamımızı ne kadar sınırlıyor? Bu yazıda yapay zeka ve önyargı ilişkisini, veriye dayalı gelecek ön görüleriyle inceleme fırsatı bulacaksınız.

Yapay Zekâ Önyargısı ve İnsan Faktörü*

Yapay zekâ giderek insana benzeyince, insana dair bir engel ile uygulanmaya başlandı: Önyargı. Ancak veriden kaynaklı, teknik sınırlamalarla veya etkileşime bağlı ortaya çıkan bu önyargılar için çözüm arayışı yine insana işaret ediyor. Bu yazıda dijitale taşınan önyargı çeşitlerini daha yakından tanıyacak ve insanın çözüm üretmedeki rolünü algoritmaların işleyiş ilkeleri ile sorgulayacaksınız.

Bilinçdışı Önyargı ve Çeşitlilik Eğitimi: Bulgular Ne Söylüyor?*

Bilinçdışı önyargı ve çeşitlilik eğitimleri, kurumların doğru yaklaşım ve uygulamaları çalışanlar arasında yaygınlaştırmayı önemli gördüğü alanlardan birini oluşturuyor. Ancak zorunlu tutulan, değişim motivasyonu sağlamayan veya eğitim sonrası izleme yapılmayan yanlış eğitim uygulamaları önyargıları yönetmeyi zorlaştıyor. Bu yazı yanlış uygulamaların ortak özelliklerini ve istenmeyen sonuçlarını değerlendirerek kurumların gelişim süreçlerine ayna tutuyor.

Önyargı Eğitimlerine Önyargısız Yaklaşmak

Katılımcıları işlerinden alı koymaktan öteye geçemeyen “kapkaç” eğitimler maliyet avantajı nedeniyle daha fazla tercih edildiği için, uzman ön görüsüyle hazırlanan programların önünü kesiyor. Buna kıyasla, iyi kurgulanmış eğitim programlarının kısıtlı kaynakla dahi değişimi başlatma gücü bulunuyor. Bu yazı, önyargı eğitimlerine önyargıyla yaklaşmamak için karar vericilere ışık tutmayı amaçlıyor.

Önyargılardan Arınmak

Liderlerin % 96’sı stratejik düşünme için vakitlerinin olmadığını söylüyor. Ancak önyargılardan arınmak için farkında olmalarına ve farklı düşünmelerine ihtiyaç duyulan liderlerin bu alandaki yeterliliklerini geliştirmesi gerekiyor. Bu yazı, liderleri önyargıları yönetmek konusunda destekleyecek kuramsal bilgiyle buluşturuyor, düşünce sistemlerinin işleyişini ve faydalanabilecekleri ölçüm araçlarını paylaşıyor.

Önyargılara Yöntemsel Bir Yaklaşım

Önyargılardan arınmak (debiasing) konusundaki gayretler yapılandırılmış bir sürece ihtiyaç duyar. Bu süreci hangi adımlarla yöneteceğini bilmek kişiye gelişimini kıyaslama ve farklı stratejileri keşfetme imkanı verir. Bu yazıda; önyargıları yönetmek konusunda yaşadığınız zorlukları yeni bir bakış açısıyla ele alacak, önyargıları aşmanın yollarını ve uygulayabileceğiniz yöntemleri keşfe çıkacaksınız.

Yönetimde Karar Hataları

Günlük karar anlarında bilgiler kapsamlı ve derin bir şekilde işlenmez ve örgütsel kararlar hatalı seçimlerle ortaya çıkar. Temel görevi karar vermek olan yöneticilerin olası karar hatalarının farkında olması, önyargıları yönetmeleri için ön koşuldur. Bu yazıda kurum stratejilerini etkileyen on temel önyargı, yöneticilerin faydalanabileceği önerilerle ele alınmıştır.

Büyük Fikir: O Büyük Kararı Vermeden Önce…*

Tehlikeli önyargıların her stratejik tercihe sızabildiği bilinir. Bu durumda üst yönetim önemli iş kararlarını önyargılardan nasıl arındırabilir? Bu değerlendirme yazısı, büyük iş kararlarını odağına alıyor ve karar sürecine etki eden önyargı alanlarını öne çıkarırken liderlere faydalanabilecekleri 12 soruluk bir kontrol listesi sunuyor.

Personova Kişilik Envanteri Testi