İçinden geçtiğimiz belirsizliklerle dolu sürecin herkesin sınırlarını çeşitli düzeylerde zorladığı bir dönemden geçiyoruz. Belirsizliğin egemen olduğu dönemleri daha az zorlanarak geçiren insanların özelliklerini merak edenler…
Makalenin devamını görmek için lütfen giriş yapın veya ücretsiz kayıt olun
İçinden geçtiğimiz belirsizliklerle dolu sürecin herkesin sınırlarını çeşitli düzeylerde zorladığı bir dönemden geçiyoruz. Belirsizliğin egemen olduğu dönemleri daha az zorlanarak geçiren insanların özelliklerini merak edenler…
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir
5 Comments
İlknur Sevinç
29 Eylül 2021, 17:38Her zamanki gibi çok anlamlı konuşmalarınız ve yazılarınız bana ilham veriyor teşekkür ederim. Ordu ‘ya yolunuz düşerse mutlaka sizi görmek isterim.Zuhal hn sevgiler
REPLYMehmet Gemalmaz
29 Eylül 2021, 20:44Emeklerinize Sağlık değerli Bilim İnsanları ….
REPLYOkan Can
29 Eylül 2021, 21:41"Enerjimizi nereye koyarsak, hayat orada gelişir" .
REPLYEbru BAYHAN
30 Eylül 2021, 11:52Sevgili Acar Hocam ne güzel yazmışsınız. Kalbinize emeklerinize kaleminize sağlık.Zorluklar karşısında pes etmemek, karalar bağlamamak ; aksine mücadele etmek gerekir.Yaşam motivastonumuz budur. Sevgi ve Saygılarımla.
REPLYALİ KILAVUZ
27 Kasım 2024, 13:23Emeğinizi hürmeten…Nacizane katkım olarak
Batı tandanslı İNDİRGEMECİ, ANALİTİK, AYRIŞTIRICI bakış açısı, daha geniş bir pencereden durumu değerlendirmemizi engelliyor. Son 40-50 yılda insan reflekslerinin ve deviniminin anlaşılması garip bir kulvara girdi. "Bencil-Prakmatik", "Üstenci-Özgün", "Sorumsuz-Özgür" bu eşleşmelerdeki etkin yönlendirmeler (itelemeler) gerçekten insanı anlama çabasını kadük burakmıyor mu? İnsanın duygusal hayatı içerisindeki manevi boşluklar git gide daraltılmıyor mu? Bu süreç insanı daha mekanik, daha "öngörülebilir" daha "yönetilebilir" kalıplara sokmak için zemin hazırlamıyor mu? Daha çok satan kitaplar, daha etkin reklamlar, daha çok kar için tüketim unsurları, daha hırslı…. daha daha…
2+2 =4 eder matematik bilimi (ve bu bilimin sürekli tekarar edilebilir olma hali-sünnetullah) bir köşede dursun ve fakat, kontrolsüz-rastlantısal?-beklenmedik gelişen insani ve özel anlar (mesela ölüm) bu sürecin neresinde durmalı. "Psikolojik sağlamlık" bir pelerin, kalkan olarak bizi her zaman koruymaz kanısındayım. İçsel ve deruni ahengi bulabilmeyi engelleyen ANALİTİK-PSİKOLOJİ bilmi? bir zaman sonra kendi içine bükülecektir. Asıl olan; insanı yönetilecek bir aygıt olarak mühendislik edasında ele almak olmamalı. Ve hatta kişilere "kendi kendinizi de bu çerçevede ele alın ve analiz edin" güdülemesi olmamalı. Manevi boşluklar ve bilimsel çözünmüşlüğü olmayan gölgeli alanların olması, bütünü anlamamızı bozduğu kanısındayım.
"Psilolojik sağlamlık mı?", "Psikolojik bütünlük/Ahenk mi?" ikincisinin daha üst bir küme olduğu kanısındayım.
Haddim olayarak, katkı mahiyetinde…
https://acikerisim.uludag.edu.tr/server/api/core/bitstreams/0b5a9185-0f67-4477-82f0-da3428a73fbc/content
REPLY