• “Ben Mesajı”nın Dönüştürücü Gücü

    Ben mesajları konuşan kişinin, yaşadıklarını, duygu ve düşüncelerini olabildiğince açık ve net bir biçimde paylaşıma açması demektir. Böylelikle karşınızdaki sizin yaşantılarınızı daha kolay yapılandırabilir, düşündüklerinizi, hissettiklerinizi ve istediklerinizi daha doğru ve iyi anlar. Özellikle sorunlu durumlarda bu yaklaşım daha da önem kazanır. Ben mesajı anlaşmazlıkları çözmek ve anlaşılmamanın sıkıntısını gidermek açısından en etkili yöntemlerden biridir. İletişim araştırmacılarına göre, karşısındakinin anlattıklarını dinleyen kişi, onun yaşantılarını zihninde yeniden yapılandırmak için beş boyuttan yararlanır. Konuşan kişinin sözlerinde ne kadar çok sayıda boyut varsa, vardır. Konuşurken karşınızdakine bu beş boyutu sunmak için ne kadar özen gösterirseniz, onların zihinlerinde canlandırdıkları sizin yaşadıklarınıza o kadar yakın olacaktır.

    DEVAMINI OKU
  • Dünya değişiyor, ya Biz?

    Değişim yönetiminin kullandığı araçlardan en vazgeçilmezi iletişim. Gerek içeride, gerek dışarıda iletişim yapmadan değişimi yönetmek mümkün değil. Çünkü her ne kadar değişim yukarıdan aşağıya doğru başlatılsa da, artık aşağıdan yukarı katılım ve kararlılık sağlanmadıkça başarıya ulaşmıyor. Katılım ve kararlılığı sağlamak ise “insan”ı bu sürece hazırlamakla mümkün. Bu süreçteki ilk belirgin aşama personel yönetiminden insan kaynaklarına geçişle oldu. Bu yalnızca bir isim değil, aynı zamanda bir paradigma değişikliğiydi. Şimdi ise benzer bir kırılma noktası yaşanıyor. Örneğin, İnsan Sermayesi, Yetenek Yönetimi vb. pek çok şey söylenebilir. Hepsinin başında, insanı kaynak olarak değil, sermaye olarak görüp görmeme konusu var. Kömür, odun ve petrol kaynaktır. Para bile kaynak değil, üretime girdiği zaman sermaye haline gelir. Burada da böyle bir dönüşüm olacak.

    DEVAMINI OKU
  • İlişki Odaklılığın Dört Boyutu

    İnsan ilişkileri iş hayatının her alanında önemli, üstelik tahminlerin ötesinde bir çeşitliliğe sahip. Geçtiğimiz yıl Harvard’lı iki araştırmacı tarafından yapılan bir çalışmada “iş hayatının ilişki boyutu” araştırıldı. 7,000’den fazla profesyonelin test sonuçları incelendi. İş hayatında ilişkisel boyutun dört bileşenden oluştuğu belirlendi: Etkileme, ilişkilerde kolaylaştırıcılık, ilişkisel yaratıcılık, ekip liderliği. Ayrıca ekiplerinde bu dört bileşeni iyi teşhis eden yöneticilerin, doğru kişileri işe alma, doğru görevlendirme yapma, performansı ödüllendirme, doğru yükseltme yapma konularında daha başarılı olduğu belirlendi. Bu yazıda söz konusu araştırmanın sonuçları özetlenmiştir.

    DEVAMINI OKU
  • Kurumsal Dönüşümün Harcı

    “Büyükler arasında varlığını korumaya çalışan bankalardan birinin genç ve iddialı Genel Müdürü, bankanın kuruluş yıldönümü kutlamasında çalışanlara hitaben bir konuşma yaptı: Bankanın başarılı büyüme seyrini, ancak karşılarındaki rekabetin ciddiyetini, “çok, çok ve daha çok” çalışmaları gerektiğini ayrıntılı sayısal veriler ve çizelgelerle anlattı. Çalışanlar çıt çıkarmadan dinlediler. Biri yanındakine fısıldadı: “Ne kutlamaydı ama.. Ne eğlendik, ne eğlendik…”
    Genç yönetici neyi yanlış yapmıştı? Yardımcıları sunum üzerinde üç gün çalışmıştı. Ne var ki, iletişimin veri boyutu üzerinde titizlenirken, bir liderin iletişim repertuarında bulunması gereken diğer iki boyut gözden kaçırılmıştı: Duygusal ve sembolik boyutlar. İnsanlara liderlik yapmak istiyorsanız, onlarda yaptıkları işle ilgili bir heyecan ve tutku yaratmayı amaçlıyorsanız, onları harekete geçirmeyi hedefliyorsanız, liderlik iletişiminin üç boyutunu da göz önüne almak zorundasınız. Bir lider iletişim kurarken veri, duygu ve sembol öğelerini dengeli kullanmalıdır.”

    DEVAMINI OKU
  • Etkin Dinleme: Hak vermek mi, Önem vermek mi?

    Kendi isteklerimizle başkalarının istekleri arasında uyum sağlamak için iki önemli alışkanlıktan vazgeçmek gerekiyor: İddialaşmak ve münakaşa etmek. Münazaralarda ve mahkeme salonlarında taraflardan biri kendini savunur, karşı tarafı da onun iddialarını çürütmek için dinler. Ne münazaracıların ne de avukatların birbirleriyle geçinmeye niyetleri vardır. Bir daha birbirlerinin yüzüne bakmaları gerekmez. O yüzden de ne söylediklerine nasıl söylediklerine dikkat etme ihtiyacı duymazlar. Bizler farklıyız. Hayatın her aşamasında birbirimizle karşılıklı bağımlılık içindeyiz. Günlük hayatı paylaştığımız bazen de kader birliği ettiğimiz insanlarla anlaşmak, işbirliği yapmak zorundayız. O halde amacımız insanlarla bağlantı kurmaktır, onları yenmek değil. İşte olsun, aile hayatında olsun, bugün mağlup ettiğimiz insan yarın işbirliğine ihtiyaç duyacağımız insan olabilir.

    DEVAMINI OKU
Personova Kişilik Envanteri Testi