Değerli Dostumuz,

“Liderlik” konusunu ele almaya karar verirken Şubat 2001 ortalarında gerçekleşen olayları öngörmemiştik. Gerçekten de yaşananlar sonunda liderliği tüm değerleriyle ve tüm açılımlarıyla zihin haritalarına ve yüreklerine sindirmiş, davranışlarına aktarmış “lider gibi lider” arayışları arttı. Önce bireysel yaşamına egemen olan, yaşam akışını bir hedefler bütünü doğrultusunda sonuç odaklı yönlendiren, çevresinde etki yaratan, iz bırakan, “yapan ve yaptıran” bireylere gereksinim duyuyoruz.

Bir yandan da krizin hayatları derinden sarsan, güvensizlik ve karamsarlık üreten sonuçlarını alabildiğine yaşamaktayız. Ayakta kalma savaşı veren kurumlarda yönetimle çalışanlar arasında kalan insan kaynakları sınavdan geçiyor. Sosyal sorumluluğumuzun bilincinde ve alana yıllarını vermiş bir kurum olarak iş dünyasının sorunlarını görmezden gelemedik. İnsan kaynakları temsilcilerine açık olarak düzenlediğimiz, altı kez tekrarlanan ve 180 kişi tarafından izlenen, “Kriz Dönemlerinde İnsan Kaynaklarının Stratejik Rolü” toplantıları sırasında zor bir görevin ağırlığını taşıyan dostlarımızla bilgilerimizi paylaştık.

Bundan sonraki konularımızın talihsiz gündemlerle örtüşmemesini diliyoruz. Liderlik yetkinliklerini geliştirmenin önemini bir kez daha farketmiş bulunuyoruz. Kahramanlara ve kendilerine pay çıkaran liderlere değil, önderlik ettikleri bireylerle bütünleşen, ufuktaki güzel günlere el ele yürümesini bilen liderlere duyduğumuz özlemi tekrarlamak istiyoruz.

Saygılarımızla,

Prof. Dr. Zuhal BALTAŞ

Krizde Liderlik

Bir kişiye lider diyebilmek için, onun insanları birleştirmesi, harekete geçirmesi, iz bırakması ve değişiklik yaratması gerekir. Liderliğin ön koşulları ise ahlaklı olmak ve bir mesaja sahip olmaktır. Lider zihinsel ve entelektüel birikimi ile geleceğe dönük bir resim oluşturur. Bu liderin vizyonudur. Lider mesajını izler, çevresindekiler de lideri. Gerçek lider kendisini kriz dönemlerinde ortaya koyar. Kriz dönemlerinde yeni koşullar ve kurallar geçerlidir Kriz dönemlerinde ortama bilinmezlik ve karamsarlık egemendir. Oysa gerçek bir liderin kafasında çözümler vardır ve bu nedenle iyimserdir. Bu enerji çevreyi etkiler. Çünkü kriz dönemleri insanların koşulların değiştirilmesini ve fark yaratılmasını istedikleri dönemlerdir. Kriz dönemlerinde bilinen çözümler geçerliliğini kaybeder. Gerçek bir lider ise statüyü değiştirir ve mutlaka fark yaratır.

Dokunabilen ve Dokunulabilen Lider Olmak

Birden çok insan bir hedefe ulaşmak için bir araya geldiğinde liderliğe ihtiyaç duyulur. Hedefleri ve içeriği ne olursa olsun, üyeleri kimler olursa olsun her grubun yönetme ve yönetilme ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı seminerlerimizde katılımcılarımızla birlikte çok net gözlemlemekteyiz. Görevi aktarırken lideri belirlemediğimiz çalışmalarda, ekipler de kendi liderlerini seçmezlerse ekibin başarılı olma olasılığı çok düşmekte, grubun içinden doğal lider ya da liderler çıkmaktadır. Doğal lider çıkmasının sakıncası, bazen grubun istemediği kişilerin öne çıkabilmesi ya da birden fazla kişinin aynı role talip olması, bunun sonucunda grup içinde çatışma yaşanmasıdır: “aynı gerçek hayatta olduğu gibi”.

Geride Kalan Sendromu ve Çözüm Önerileri

Köklü değişim ve küçülme süreçlerinde, işini koruyabilen çalışanların yaşadığı olumsuz deneyimler geride kalan sendromu olarak tanımlanır. Küçülmeyi izleyen geçici verimlilik artışının ardından gelen hızlı verimlilik düşüşü, moral bozukluğu, sağlık sorunları ve çatışmalar bu dönemin en sık rastlanan sonuçlarıdır. Çalışanlarda şaşkınlık, korku, duygu körelmesi, depresyon, diğer zihinsel ve duygusal tepkiler gözlemlenir. Sağlıkla ilgili olarak görülen başlıca belirtiler ise, uyku bozukluğu, yüksek tansiyon, aile içi çatışmalarda artış, yüksek kaygı ve karamsarlıktır. Kriz dönemlerinde çalışanların yaşadığı olumsuzluklar uzun vadede kurumun etkinliğine ve iş sonuçlarına zarar verir. Lider davranışı benimseyenlerin alması gereken önlemler kısaca bireysel, kurumsal ve liderlik düzeyinde olmak üzere üç boyutta incelenebilir.

Kriz Döneminde Performans Ölçütleri

Kriz dönemlerinde şirketlerde kimin kalıp kimin gideceği, küçülme sürecinin en kritik kararlarından biridir. İşten çıkarmalar görünüşte en kolay, ancak en zarar verici yoldur. Bu nedenle, bu yazıda küçülme sürecinde profesyonel uygulamalar için gözönünde bulundurulması gereken değerlendirme kriterlerini ele aldık.

Krizde Liderliğin Mihenk Taşı

İster tepeden inme olsun, isterse planlı olarak, bilerek başlatılsın, her değişim açık seçik bir vizyonla başlar. Bir amaç etrafında birleşilmedikçe ya da paylaşılan bir vizyon olmadıkça, kriz döneminde liderlik davranışından söz etmek zordur. Neden Vizyon? Vizyon insanların uğruna çaba göstermek isteyecekleri bir geleceğin resmidir. “Kurumun ne olduğunu ve nereye doğru gitmek istediğini anlamak isteyen herkese yol gösteren bir trafik işareti gibi” diyor, vizyoner liderlik konusunda çalışmalarıyla tanınan Nanus. Sunulan resim, kurumun çalışmalarına kılavuzluk eder. İlham veren, harekete geçiren ve insanları bağlayan çekici bir yanı vardır. Vizyon kurumda çalışan insanların hayatlarına anlam veren bir güçtür.

Lideri Kim Nasıl Görüyor: Lider Davranışı İzdüşümü

Türkiye’de dört farklı şirkette, yönetici ve çalışanlar üzerinde yapılan bir araştırma, iş liderlerinin sergilediklerine inandıkları davranışlarıyla, birlikte çalıştıkları kişilerin onlarda gözlemledikleri davranışların örtüşmediğini ortaya koyuyor. Yöneticiler kendilerini öncelikli olarak “ekip kuran ve paylaşımcı” bir lider olarak görürken, çalışanlar onları ağırlıklı olarak “hiyerarşik ve işe odaklı” olarak gözlemliyorlar. Yöneticilerle çalışanların ideal lider davranışları beklentileri de farklı. Lider Davranışı İzdüşümü’nde yöneticiler kendileri, üstleri, eşitleri ve astları tarafından 360° değerlendirilir. Yöneticilik becerilerine ayna tutan 360° geribildirim, lidere tutum ve davranışlarını değerlendirme, düzenleme ve geliştirme olanağı verir. Lider, becerileri hakkında farkındalık kazanırken, birlikte çalıştığı çeşitli kademelerdeki kişiler tarafından nasıl görüldüğüne dair geribildirim alarak kendini daha gerçekçi tanır, liderlik becerilerini daha etkili kullanarak ekibiyle olan iletişim ve işbirliğini geliştirir.

Kadın Liderin Ayak Sesleri…

Harvard İş Yönetimi Okulu’ndan Rosener, kadınların, geleneksel liderlik rolünü en az erkekler kadar sürdürebilirken, içlerinden gelen farklı bir liderlik biçimine de sahip olduklarını söylüyor. Bu olguyu kadınların toplumsallaşma süreci ve meslekteki yaşantıları ile açıklıyor. Rosener kadınların liderlik tarzını “etkileşimci” ve “dönüşümcü” olarak niteliyor. Geleceğin lideri, “erkek” gibi mücadeleci ve sonuç odaklı, “kadın” gibi paylaşmacı, geliştirici, güven ve işbirliği odaklı olmak zorunda.

Personova Kişilik Envanteri Testi