Değerli Dostumuz,
Özellikle son beş yıldır, yetkinlikler insan kaynaklarının gündeminde ön sıralarında yer alıyor. Hemen hemen tüm İK fonksiyonlarının yetkinliklere bağlandığını, seçme ve yerleştirme, performans değerlendirme, eğitim ve geliştirme, kariyer planlaması, yükseltme ve atama, koçluk hizmeti alma, ücretlendirme gibi işlevlerin yetkinlikler temelinde ele alındığını görüyoruz. Dağınık ve birbirinden kopuk gibi görünen fonksiyonların tümü, yetkinlikler temelinde birbirine bağlanıyor, ilişkilendiriliyor ve bir bütünlük içinde anlam kazanıyor.
Ne var ki iş hayatı öylesine hızlı bir tempo içinde akıp gidiyor ki, yetkinlik kavramının temelini ve anlamını oluşturan felsefenin zaman zaman gözden kaçtığı izlenimi uyanıyor. Yetkinliklerin neden bu kadar merkezi bir önemi var? Bu ihtiyaç nereden doğdu? Yetkinlik kavramını; küreselleşme, yeni iş ortamı ve iş anlayışı, yeni iş yapış biçimleri ve çalışan profili, insan sermayesinden beklenenler gibi uzantılar içinde ele almak gerekiyor. İş hayatının yeni ikliminde değişime yetişmek, uyum yeteneği ve esneklik gerektiriyor. Bu gerekliliğin iş performansına yansımasında yetkinlikler katalizör görevi üstleniyor. Gerek kurumlara gerekse bireylere hedefleyecekleri varış noktalarını işaret ediyor.
Kaynak dergisi bu sayısında, iki sayıyı birleştirerek kapsamlı bir “yetkinlikler çalışması” sunmayı amaçladı. Yukarıda da söz ettiğimiz gibi, insan kaynakları ve örgütsel davranış alanlarının hangi konusuna baksak, bir yeraltı suyu gibi yetkinliklerden beslendiğini görüyoruz. Bu nedenle yetkinlikler konusunu enine boyuna irdelemek istedik.
Hayatın her alanında emek harcayan ve değer üreterek katkıda bulunan yetkin insanların çoğunlukta olduğu bir dünyada yaşamak umuduyla…
Saygılarımızla,
Prof. Dr. Zuhal BALTAŞ