Kayıp, hayatta başımıza gelendir! Peki bu kayıplardan sonraki yas süreci nasıl ilerler ve kaybı nasıl anlamlandırabiliriz? Yasın evreleri doğrusal bir yol izlemez. Bir kayıp yaşadığımızda onu anlamlandırmak isteriz çünkü kayıpta anlam bulmak ilerlememizi sağlar. Bu yazıda, yas evrelerinin neler olduğu ve kaybı nasıl anlamlandırabileceğimiz hakkında ufkunuzu açacak yeni bilgiler edineceksiniz.
Genellikle yas sürecinin haftalar veya aylar sürdüğünü düşünürüz. Duygulara verilen tepkiler olduğunu unuturuz. Oysa bu süreçte dakikalara ya da saatlere yayılan bir duygudan diğerine girip çıkarız. Yasın evreleri doğrusal bir yol izlemez. Birini, ardından diğerini hissedebilir ve tekrar ilkine geri dönebiliriz. Kayıpla yaşamayı öğrenme çerçevemizi oluşturan bu evreleri aşağıdaki gibi ele alabiliriz:
İnkâr: Kaybın meydana geldiğine dair şok ve inançsızlıktır. Bu evrede, dünya anlamsız ve ezici hale gelir, günü atlatmanın yolunu bulmaya çalışırız. Ancak inkârda bir lütuf vardır. Bu, doğanın yalnızca kaldırabileceğimiz kadarını içeri alma şeklidir.
Öfke: Sevdiğimiz artık burada olmadığı için duyulan şiddetli kızgınlıktır. İyileşme sürecinin gerekli bir aşamasıdır. Öfkenin altında başka birçok duygu yatar. Zamanla o duygulara da ulaşırız. Öfke yönetmeye en alışık olduğumuz duygudur. Sevgimizin yoğunluğunun başka bir göstergesidir.
Pazarlık: Tüm keşkeleri ve pişmanlıkları içerir. Hayatın eski haline dönmesini, sevdiğimize kavuşmayı, zamanda geriye dönmeyi, olayın gerçekleşmesini durdurmayı isteriz. Suçluluk genellikle pazarlığa eşlik eder. Geçmişte takılı kalır, daha fazla incinmemek için müzakere etmeye çalışırız.
Depresyon: Hayattan geri çekilmenin yaşandığı aşamadır. Pazarlığın ardından dikkatimiz şimdiki zamana yönelir ve yas hayatımıza daha derin girer. Depresyon genellikle düzeltilmesi gereken bir durum olarak görülür. Ancak yas bir iyileşme süreciyse, depresyon yol boyunca geçilmesi gereken evrelerden biridir.
Kabullenme: Yeniden uyum sağlamayı, rolleri yeniden düzenlemeyi veya üstlenmeyi öğrenmeyi içerir. Kabullenme genellikle “iyi” olma ile karıştırılır. Sevilen birinin kaybı iyi hissettirmez. Bu aşama, onun fiziksel olarak artık bizimle olmadığı gerçeğini kabul etmek ve bu yeni gerçekliğin kalıcı gerçeklik olduğunu anlamakla ilgilidir.
Yasın 6. evresi: Anlam bulma
Yasın beş evresini Elisabeth Kübler-Ross ile birlikte ele alan David Kessler, altıncı aşama olarak anlam bulmayı tanımlamıştır. Anlam bulabilenler, bulamayanlardan çok daha kolay yas sürecini yönetme eğilimi gösterir. Önceki evrelerde takılıp kalma olasılıkları daha düşüktür.
Kayıp yaşadığımızda, kaybın acı gerçeğinden fazlasını, anlam bulmayı isteriz. Çünkü kayıp yaralayıcıdır, bizi neredeyse felç edip yıllarca üzerimizde asılı kalabilir. Ancak kayıpta anlam bulmak, ileriye doğru bir yol bulmamızı sağlar. Anlam, yası anlamlandırmamıza yardımcı olur.
Anlam, kişinin sevdiğiyle geçirdiği zaman için minnet duyması, onu anmanın ve onurlandırmanın yollarını bulması, hayatın kısalığının ve değerinin farkına varması ve bunu bir tür büyük değişime dönüştürmesi gibi farklı biçimler alabilir. Kaybımız bir imtihan, bir ders, bir hediye ya da lütuf değildir. Kayıp, hayatta başımıza gelendir. Anlam, bizim onunla ne gerçekleştirdiğimizdir.
Sonuç
Anlam, siz hayatınızda ilerlerken, sevdiğiniz kişinin ölümünden sonra ona olan sevginizi sürdürmenin bir yolunu bulmaktan geçer. Bu, onu özlemekten vazgeçmek demek değildir. Hayatın ne kadar değerli olduğuna dair artan bir farkındalık deneyimleyeceğiniz anlamına gelir. Ne zaman biterse bitsin, hayatın yeterince uzun olmadığını düşünürüz. Bu nedenle, her gün ona değer vermeye çalışmalı ve onu dolu dolu yaşamalıyız. Bu şekilde, ölümlerine üzüldüğümüz kişileri en iyi şekilde onurlandırabiliriz.
Kaynakça:
- The Five Stages of Grief [İnternet]. Uygun erişim: https://grief.com/the-five-stages-of-grief/
- Kessler D. Finding Meaning; The Sixth Stage of Grief. Scribner; 2019.