Değerli Dostumuz,
Kaynakdergisi bu sayısıyla dördüncü yılına girerken, grafik tasarımı güncel gelişmeler doğrultusunda yenilendi. Bugüne kadar derlediği ilgiyi bu haliyle de sürdürmeye devam edeceğini umuyoruz.
dergisi bu sayısıyla dördüncü yılına girerken, grafik tasarımı güncel gelişmeler doğrultusunda yenilendi. Bugüne kadar derlediği ilgiyi bu haliyle de sürdürmeye devam edeceğini umuyoruz.
Bu sayımızın konusu olan motivasyon alanındaki çalışmalar 80 yıl öncesine dayanır. İç içe geçmiş etkileşimler ve karmaşık süreçlerin sonucu olan motivasyon konusunda, bunca yıl sonra bile bir dil ve kavram birliği oluştuğunu söylemek zor. Bu durum, üç körün, biri kulağından, diğeri hortumundan, öteki ise kuyruğundan tuttukları fili tanımlamalarına bile benzetilebilir. İş performansıyla arasındaki organik bağ nedeniyle motivasyon konusu, endüstriyel/örgütsel psikoloji bağlamında da zengin bir literatüre sahiptir.
Bizi motivasyon konusuna yönelten, son yıllarda tanık olduğumuz ?motivasyon artırma çalışmaları? oldu. İşbaşında masaj yapmaktan tutun da, bir örnek t-shirt ve kepler giydirilmiş çalışanlara, roman müziği eşliğinde izci trampetleriyle tempo tutturmaya kadar, hayal gücünü zorlayan etkinliklerdi bunlar.
?Çalışan memnuniyeti?nin motivasyonla kan bağı olmakla birlikte bu iki kavramı eşanlamlı kullanmak, motivasyona haksızlık olur. Çalışan memnuniyeti daha çok işin çevresel ve biçimsel yönleriyle ilgilidir. Motivasyon ise, yapısal ve yaşam boyu sabit nitelikler taşıyan kişilik özellikleriyle ilintili. Bireyin sosyalleşmesini, kendisini ve dünyasını algılamasını belirleyen aile ve kültürlede ilişkisi vardır. Kişinin kendine referans aldığı, kimliği olgunlaştıran farklı gruplar da motivasyonda rol oynar. Son tahlilde, kişinin kendini nasıl değerlendirdiği, hayattan ne beklediği ve aldığı, ne tür hedefler seçtiği, ne tür donanımlara sahip olduğuyla bağlantılıdır. Çalışan motivasyonunu, bu etkilerin tümünün yansıdığı bir mikrokozmos olan işletme sınırları içinde, konuyu bu etkiler yumağından soyutlayarak birkaç etkinliğe indirgemenin, ya da en azından böyle sunmanın yanıltıcılığı ortadadır.
Çalışan ile kurum bütünselliğini bozmadan, hem çalışana hem de yöneticilere düşen sorumlulukları bir arada değerlendirerek, motivasyonu en azından canlı tutmak için neler yapılması gerektiğinin ipuçlarına ulaşmak pek de zor değil.
Saygılarımızla,
Prof. Dr. Zuhal BALTAŞ