Y Kuşağı İçin İşe Başlama Oryantasyonu

Y kuşağı yeni bir işe başladığında kuruma enerji ve heyecan dolu geliyor. İlk günden düşüncelerini paylaşma isteği ile dolup taşıyor. İşe başladıkları ilk gün kendilerine İK tarafından hoş geldin denilip bir görev tanımı ile masalarının başına yollandıklarında hayal kırıklığı yaşıyorlar. Bilgi çağında büyümüş olan bu kuşağın işe başladıkları ilk gün sormak istedikleri birçok soruları oluyor. Y kuşağı çalışanları, oryantasyon programlarının içeriğinin kendilerine fayda sağlayacak bir kişisel gelişim fırsatı sunmasını ve pasif dinleyici rolünden çok, aktif katılımcı olabildikleri programlar beklemektedirler. Bazı şirketler bu kuşağa yönelik olarak uzun bir süreye dağıtılmış olan programlar sunmaktadırlar ve programın sonunda katılımcıların belli temel becerileri kazanmasını da hedeflemektedir. İlgiye ve bilgiye alışık olan bu yeni kuşak çalışanlarının işe başladıkları ilk günden kuruma heyecanla yaklaşmaları ve kurumda neler yapabileceklerini görmeleri, oryantasyon programlarının doğru yapılandırılması ile mümkün oluyor.

Birçok kurum işe yeni başlayanlar için oryantasyon programları gerçekleştirmektedir. Bu programların amacı, kurumda çalışacak olan yeni kişilere kurumu, kurum kültürünü ve işlerini tanıtmak, işe başlama sürecini kolaylaştırmaktır. Ancak çalışanlarla konuşulduğunda genelde beklentilerinin karşılanmadığını görüyoruz.

“İş tanımını anlattılar, şirketin tüm bölümlerini anlattılar, doldurmam için birçok form verdiler, şirket kimliğimi verdiler, oturacağım masayı gösterip okumam için kurum kitapçığını verip gittiler. Her şey o kadar üst üste oldu ki çoğunu hatırlamıyorum”

“Bizim şirkette yeni gelenler için bir oryantasyon programı var ama ben üç aydır burada olduğum halde daha programa katılmadım.”

“İnsan kaynaklarından birisiyle hızlıca tüm bölümleri dolaşıp herkesle tanıştım ama o kadar hızlı oldu ki kimseyi hatırlamıyorum.”

Oryantasyon programları ile ilgili bunları ve benzer cümleleri çalışanlardan sıklıkla duyuyoruz. Oryantasyon, işe alım sürecinden sonra Y kuşağı çalışanlarının kurum ve kendi kariyerleri ile ilgili karar verdikleri ilk fırsattır.

Y kuşağı yeni bir işe başladığında kuruma enerji ve heyecan dolu geliyor. İlk günden düşüncelerini paylaşma isteği ile dolup taşıyor. İşe başladıkları ilk gün kendilerine İK tarafından hoş geldin denilip bir görev tanımı ile masalarının başına yollandıklarında hayal kırıklığı yaşıyorlar. Bilgi çağında büyümüş olan bu kuşağın işe başladıkları ilk gün sormak istedikleri birçok soruları oluyor. 

Kurumsal oryantasyonlarda genelde en sık rastlanılan yanlış, yeni işe giren kişinin, yeni olduğunun ve verilen tüm bilgileri ilk kez duyduğunun unutulmasıdır. Dolayısıyla oryantasyon adı altında hızlıca kurum tanıtılır, bölümler ve görev tanıtılır. Kısacası oryantasyonu veren kişiler anlatır, katılanlar dinler. Y kuşağı gençlerinin bir oryantasyondan beklentisi o kurumda çalışmanın heyecan verici ve geliştirici olacağını hissetmek ve yaşamak. İşe ilk başladıkları günleri veya haftaları masalarının başında ne iş yapmaları gerektiğini bulmaya çalışarak geçirmekten hoşlanmıyorlar.

Y kuşağının iş değiştirme konusunda kendilerinden önce gelenlere oranla daha rahat oldukları biliniyor. Özgeçmişlerine bakıldığında kısa süre bir işte çalışıp sonra bir başkasına geçtikleri görülebiliyor. İş değiştirmek onları korkutmadığı gibi kişisel gelişimleri için bunu olumlu dahi görüyorlar. Dolayısıyla kurumda onları nasıl bir geleceğin beklediğini bilmek onlar için önem kazanıyor. Y kuşağının bu ihtiyacını bilerek kurum içinde onları bekleyen kariyer planlamasıyla ilgili bilgileri oryantasyon programlarında vermek, kurumdan çok kariyerlerine bağlı olan Y kuşağının motivasyonu açısından kritik rol oynuyor. Ayrıca oryantasyon programları kurumun beklentilerinin de açıklanması ve kurum kültürünün pekiştirilmesi için iyi bir fırsat oluşturmakta. 

Y kuşağı çalışanları, oryantasyon programlarının içeriğinin kendilerine fayda sağlayacak bir kişisel gelişim fırsatı sunmasını ve pasif dinleyici rolünden çok, aktif katılımcı olabildikleri programlar beklemektedirler. Bazı şirketler bu kuşağa yönelik olarak uzun bir süreye dağıtılmış olan programlar sunmaktadırlar ve programın sonunda katılımcıların belli temel becerileri kazanmasını da hedeflemektedir.

Y kuşağı çalışanları bilgiye istedikleri anda ulaşmaya alışık olduklarından işe girdiklerinde her şeye sıfırdan başlamaktan hoşlanmıyorlar. Eğer kurumdaki diğer çalışanların görevlerini ve işlerini nasıl yerine getirecekleri ile ilgili bilgisi varsa, kendileri ile paylaşılmasını bekliyorlar. Amerika’yı baştan keşfetmenin pek verimli olmadığına inanıyorlar. Enerjilerini zaten bilinen bir şeyi yeni baştan bulmaya harcamaktansa işlerini yapmaya odaklanmayı tercih ediyorlar. Bu sebeple oryantasyon sonrasında da Y kuşağını yalnız bırakmaktansa, işe başladıklarında onlara kurum içinden bir rehber ya da mentor atamak doğru bir tercih olabiliyor. Onlara kurumda işlerin nasıl yürüdüğünü göstererek hızlı bir başlangıç yapmalarını sağlamak, kimi zaman “sabırsız” olarak nitelendirilebilen Y kuşağının kurum içinde yerlerini bulmalarına yardımcı oluyor. İlgiye ve bilgiye alışık olan bu yeni kuşak çalışanlarının işe başladıkları ilk günden kuruma heyecanla yaklaşmaları ve kurumda neler yapabileceklerini görmeleri, oryantasyon programlarının doğru yapılandırılması ile mümkün oluyor.

Kaynak:

  1. Lancaster, Lynne C.; Stillman, David (2005), When Generations Collide: Who They Are, Why They Clash, How to Solve The Generational Puzzle At Work , USA: HarperCollins Publisher Inc.

Diğer Makaleler

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

Personova Kişilik Envanteri Testi