Dünyada 3 Milyarı Aşkın İnsan Online!

Dünyada 3 Milyarı Aşkın İnsan Online!

Çalışanların sosyal medyayı nasıl etkili bir şekilde kullanılacağını , sosyal medya platformunun iş hayatını nasıl değiştirdiğini ve kolaylaştırdığını anlatıyor.

Bugün İnsan Kaynaklarının gündeminde 4 temel sosyal medya aracı var. En ön sırada dünya çapında yüz milyonlarca kullanıcısıyla İK’nın gözdesi Facebook. Hemen onu takibeden, bir mikroblog olarak hayatımızın bir parçası olan Twitter, adaylar hakkında bilgi edinmenin yanı sıra, şirketin iç ve dış müşterileriyle iletişimini kuvvetlendiriyor. Diğer yandan iş ağı olarak kullanılan Linkedln de sosyal medyanın etkili oyuncularından biri. Şirketinizi tanıtmanın en iyi yollarından biri olan kurumsal web siteleri ve bloglar da bu alanda karşımıza çıkıyor. Fotoğraflar, emojiler, video kesitleri ve diğer görsellere dayanan, metin ihtiyacının yerini alan bir görsel dünya gelişiyor. ‘Görsellik’ (visual), üzerine master yapılması gereken yeni bir dil. Bilgi patlamasıyla görsellik sayesinde baş ediyoruz.

Sosyal medya, herkesin ve hepimizin bir sesinin ve karşılıklı diyaloğunun olduğu online ve canlı bir yer. İş dünyasındaki dinamikleri ve iletişimi değiştiriyor. Kurumsal hayatta IT ve pazarlama bu dünyaya çok kolay adapte oldu. IT doğası gereği sosyal medyayı besledi. Diğer yandan pazarlama departmanları, en etkili ve hızlı yöntemleri ararken kendini sosyal medyanın içinde buldu. Bu durum insan kaynakları söz konusu olduğunda durum biraz farklı. Prosedürler, şirket politikaları ve çalışanlardan sorumlu olan insan kaynakları, sosyal medyayı kullanması gerektiğinin farkına vardı. 

İK’da kuşaklarla yaşanan değişim

X ve Y kuşağının ardından, kristal kuşak olarak adlandırılan ve yeni yöntemlerin gelişmesini hızlandıran Z kuşağıyla karşı karşıyayız. Artık önümüzde Z kuşağı gibi bir gerçek var. Mevcut personel yapısının değişimiyle İnsan Kaynakları da bakış açısını değiştirmek zorunda kaldı. İK’nın, sosyal medyadaki bilgiyi yönetmek için ciddi mesai harcaması gerekiyor. Sosyal medyanın kurumsal itibar, çalışan motivasyonu, işveren markası oluşturma ve bilgi güvenliği gibi konularda etki alanları gittikçe genişliyor.

Bugün İK sitelerinin ve sosyal ağların birlikte çalıştığıentegre ve daha verimliyapılarla ilerliyoruz. Bir İK profesyonelininilgilendiği adayın ismini arama motorlarında aratması, sosyal ağlardaki profilini incelemesi sıradan bir durum. Gelinen noktada şirketler fırsatın farkında ancak tüm işe alım politikaları bunun üzerine kurgulanmıyor. Çünkü İK profesyonellerinin incelemek zorunda olduğu özgeçmiş detaylarını, bu özgeçmişlerle ilgili yapılması gereken işlemleridüşünürsek pratik anlamda bu pek de mümkün değil.İK siteleri tamamen işe alım amacıylatasarlandığı için birçok kullanım kolaylığı sunuyor. Bu yüzden sosyal ağlardaki bilgiler, İK sitelerinin yanında tamamlayıcı olarak kullanılıyor.Aynı durum adaylar için de geçerli. Onlar da İK sitelerindeki başvurularını sürdürmekle birlikte,sosyal iş ağlarının avantajlarından faydalanıyor. 

Örneğin, Kariyer.net olarak Facebook’ta yeni iştirakimiz, “Aradığınız herkes Facebook’ta” sloganıyla yayın hayatına başlayan “İşte Sosyal, Facebook”, insanların, firmalarda çalışan arkadaşlarını keşfetmek ve iş aramak için kullanabilecekleri, Türkiye’nin ilk ve tek sosyal platformu. Bu girişimin, iş ve eleman bulma süreçlerinde tamamlayıcı rol oynayacağını ve ülkemizde istihdamı hareketlendirici bir etkisi olacağını düşünüyorum.

İş ağlarındaki kullanıcıların, diğer sosyal ağlardaki kullanıcılara göre daha bilinçli olduklarını söyleyebiliriz. Çünkü iş ağlarının var olma amacı bu. Ancak birçok kişi bu ağları tam anlamıyla bilinçli olarak kullanmıyor. İş ağlarının amacı, normalde görüştüğünüz, bağlantıda olduğunuz kişilerle bağlantıya geçmeniz değil. Tam tersi, buradaki asıl amaç normal fiziki koşullarda bir araya gelmenizin hatta tanışmanızın zor olduğu kişilerle kontak kurup, ilgilendiğiniz meslekle, şirketle veya pozisyonla ilgili bilgiler edinmek. 

Son döneminen önemli İKtrendi, “işveren markası iletişimi.” İş ilanlarında giderek daha fazla görsellik, daha fazla interaktivite ve yetenek yarışması gibi uygulamaları görmemizi sağlayan bu eğilim, firmalardakideğişimle değil, insan kaynağındaki değişimle tetiklendi. Değişiminbaşlangıcı ise, Y kuşağı olarak adlandırılan 80 sonrası doğumlu gençlerin iş dünyasına adım atmasına denk geliyor. Y kuşağının ayırt ediciortak özelliği, interneti yoğun, becerikli ve neredeyse tutkulu bir şekildekullanmaları. Dolayısıyla İK’da en büyük değişiklik deinternetcephesindeyaşandı.Genç ve yetenekli adaylara ulaşmak isteyen firmalar, işe alım iletişimlerini büyük oranda gençlerin mecrası olaninternete taşıdı. Bu iletişim giderek daha interaktif, daha şeffaf ve daha yaratıcı bir hale gelirken, sosyal medya ve iş ağları İK süreçlerinin içine girdi.Bu süreçte işverenler, adayların ilgisini çekebilmek için istikrarlı mesajlarla örülü bir “işveren markası” oluşturma zorunluluğunu ilk defa fark etti. 

Kariyer.net olarak biz de şu anda sektöründe öncü firmaların sosyal medya hesaplarını yürütüyoruz. Sosyal medyada aday havuzunuzu oluşturuyoruz. Tüm işe alım süreçlerini Kariyer.net entegrasyonu ile tek bir yerden yönetiyor ve şirketlerin işveren markasını geliştiriyoruz.

İşveren istikrarlı mesajlar oluşturmalı

Bu durum aynı zamanda iş dünyasının – yetenekler söz konusu olduğunda – seçenle seçilen arasındaki sınırların giderek yok olduğunu kabul etmesi anlamına geliyor. Geldiğimiz son noktada birçok şirket, özellikle Y kuşağının mecrası olan internette yaratıcı ve interaktif uygulamalarla Y kuşağını cezbetmek, çalışılmakistenen şirket olabilmekiçinbir “işveren markası iletişimi” stratejisi uyguluyor. Bu stratejilerde sosyal medya da büyük bir yer tutuyor. İK departmanları, belkide ilk defa pazarlama birimleri vereklam ajanslarıylabu derece yoğunişbirliği yapıp, adaylara gönderecekleri işe çekimmesajlarını güçlendirmek için çalışıyor.

Sonuç olarak sosyal medya her şeyi değiştirdiği gibi insan kaynaklarını da değiştiriyor. Teknolojiyle iç içe, hem çalışanlarınızla hem de adaylarla online diyalog kurduruyor. Artık sosyal medya platformlarını görmezden gelemeyeceğiz.

  • Halen şirket içinde sosyal medyayı yasaklayan şirketler var. Ama artık herkesin elinde akıllı telefonlar var. Yasaklamak çözüm değil, karşısında durmak yerine, siz de yanında olun.
  • Sosyal medyada yaratıcı uygulamalarla öne çıkabilirsiniz ancak riskleri de değerlendirin.
  • Kurumsal olarak yer aldığınız sosyal medya platformlarının kullanımlarını, standartlarını ve terminolojisini öğrenin.
  • Sürekliliği sağlayın ve canlı tutun.
  • Yorumları ve soruları hızlıca yanıtlayın, sabırlı olun ve olumsuz yaklaşımlar sergilemeyin.

Diğer Makaleler

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

Personova Kişilik Envanteri Testi