Değerli Dostumuz,
Kaynak dergisinin bu sayısını iş hayatında etik konusuna ayırdık. Amacımız, eğitim, seçme yerleştirme ve danışmanlık hizmeti veren kuruluşlarla, bu hizmetleri alan kurum üst yöneticileri, İK yöneticileri ve uzmanlarının, sektördeki etik değerler ve uygulamalar üzerinde düşünmelerini ve tartışmalarını sağlamak için bir zemin oluşturmak.
Etik değerlerin iş hayatına taşınması, 1960’lardan sonra çok tartışılan sosyal sorumluluk kavramıyla alevlendi ve iş etiği zamanla bir yönetim disiplinine dönüştü. Şirketlerin olanaklarını sosyal problemlerin çözümü doğrultusunda kullanmaları gereği öne çıktı. “Hissedar” kavramının yerini; çalışanları, müşterileri, tedarikçileri ve tüm toplumu içine alan“sosyal paydaş” kavramı aldı. İnsan sermayesini akla, emeğe ve yüksek değerlere saygı içinde yönetme ihtiyacı sonucunda insan kaynakları doğdu. Karmaşık ve dinamik bir hal alan ticari faaliyetler sonucunda, ortak yarar kaygısı, çalışanların öznel çıkarlarıyla çatışan kurumsal ve toplumsal faaliyetlerin denetim altına alınması ihtiyacı, iş etiğine önem kazandırdı.
Bugün birçok şirket, etik yönetimi kapsamında etik kodlar, davranış kılavuzları, etik danışma kurulları, etik eğitim programları gibi uygulamalara ağırlık veriyor. Amaç, birbiriyle rekabet halinde olan değerleri dengelemek ve uzlaştırmak. Sorunun özü, iş hayatının içindeki insanları etik değerler doğrultusunda yönlendirmek ve bilgilendirmek olarak önem kazanıyor.
Bu sayımızda; bireysel ve toplumsal ahlak gelişiminden cinsler arası ahlaka, Türk kültüründe iş etiği incelemelerinden etik yönetiminin hayata geçirilmesine, birbirine yakın kavramların ayrıştırılmasından çeşitli değerlendirmelere kadar geniş bir yelpazede yazılar yer alıyor.
Etik kodlar önemli, ancak iş etiğine uygun davranışları güvence altına almıyor. Kuralların iyi anlaşılması, öğretilmesi, kullanılması, izlenmesi, düzenli olarak gözden geçirilmesi gerekiyor. Bireylerin özel amaçları adına, etik dışında yaşam alanları aramalarını ve mesleklerini feda etmelerini önlemenin yolu, birey olarak ahlak, ilkeler ve etikten yana tavır almayı gerektirmekte. Bu sayımızı da, işte böyle bir görevin zorunlu yol ayırımında, bireylerin etikten yana yapacakları seçimlere ışık tutmaya ayırdık.
Saygılarımızla,
Prof. Dr. Zuhal BALTAŞ