New York sahnelerindeki showların yıllarca kaderini belirleyen Atkinson, bir gün eleştirmenlik görevini bırakmaya karar veriyor ve bir veda partisi düzenliyor. Herkes merakla toplantıda hazır bulunuyor. Övgü ve yergileriyle seyircilerini yönlendirdiği konuklarına Atkinson, işinin ciddiyetine zarar verebilecek dostluk ve ilişkilerden yıllarca nasıl özenle uzak durduğunu, yaşamının 40 yılını nasıl bir papaz gibi evinde geçirdiğini açıklıyor. Tarafsızlığını etkilememek ve işinin kalitesine zarar vermemek için, yapımcı, yönetmen, oyuncu, kuratör, hiç kimseyle özel dostluk kurmadığını, tanışmaktan bile kaçındığını anlatıyor. Atkinson için, yaptığı işin etiği bir söz olmaktan çıkıp yaşam biçimine dönüşmüştü. Özel hayat ve özel seçimler, sonuçta iş etiğiyle bütünleşmiş ve sınırlanmıştı. Daha yüksek bir değer için kişinin bilerek ve isteyerek kendine uyguladığı bu disiplin, aynı zamanda işine duyulan derin bir saygının, inancın ve tutarlılığın ifadesi.
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir