Sevgili KAYNAK Dostlarımız,
Gördük ki günümüz iş yaşamında en çok ilgi çeken konuların başında kişilik ve iş uyumu geliyor. Çoğunlukla şu tür yorumlar yapılıyor. “Bu iş benim kişiliğime uyuyor” veya “kişiliğime uygun değil, o işi asla yapamam”. Öte yandan İK ve yönetim “Kişisel gelişim programlarıyla yetkinlikler geliştirildikçe ve deneyim arttıkça kişilik farklılaşır mı?” sorusunu soruyor. Esas olarak merak edilen, kişilik özellikleriyle görev tanımlarının optimum uyumunun iş – özel hayat dengesine ve iş sonuçlarına katkısıdır. Kişilik özelliklerinin işten ayrılmalara veya iş devamına etkileri olduğu bilindiği gibi hastalık-kişilik ilişkisi de sorgulanan konular arasındadır.
Bütün bu soruların ve benzerlerinin cevapları için dergimizin 38. ve 39. sayılarını birleştirerek kişilik konusuna ayırmaya karar verdik. Farklı kişiliklerin iş yapış biçimi ve iş sonuçlarına etkisi ile kişilik ölçümlerinin işlevlerini konu ettik.
Kişilik(personality) kavramına geriye dönük baktığımızda bu kavramın psikolojiye, Latince maske/karakter anlamına gelen “persona” kökünden geldiğini görürüz. Bu, aktörlerin oynadığı sosyal roller veya karakterler anlamındadır ve hiçbir zaman psikolojide poz veya kasıtlı olarak benliğin diğerlerine farklı yansıması anlamında kullanılmaz. Persona, “per” içinden gelen “sona” ses kelimelerinden türemiştir. Bugün çağdaş psikolojinin beş faktör kuramında olduğu gibi; persona kişinin içinden gelen sesi olan kimliğiyle, dışarıdan maske olarak görünen yüzü olan itibarı, onun kişiliğidir.
Kişinin kendini, çevresini, olayları algılama şekli ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan duygu, düşünce ve davranışları kişilik özelliklerini oluşturur. İş yaşamında kişinin neyi nasıl başarabileceği, (ürettiği işin miktarı, niteliği ve süresi) ile yönettiği ilişkilerin kalitesini onun bireysel özellikleri yani kişiliği ile ilgilidir. Bu nedenle, örgütsel psikoloji ve yan dalları, kurumlarda ki oluşum, değişim ve başarıda kişilik faktörünün rolünü incelemekte ve sonuçlarından oluşan uygulamaları üst yönetim ve İK yönetimlerine sunmaktadır.
Konuk yazarlarımızın da katkılarıyla kişiliğin iş hayatına yansımalarını farklı bakış açılarından keşfedeceğiniz keyifli bir kaynak ortaya çıktı.
“İş Yerinde Psikolojik Taciz” kitabının yazarı Prof. Dr. Pınar Tınaz’ın yazısında çalışanların şirkete bağlılığını, motivasyonu ve kişinin yaşam kalitesi yakından etkileyen mobbing kavramını ve farklı kişilik özelliklerinin etkileri anlatılıyor.
Kaplan De Vries ortaklarından Robert Kaiser, güçlü yönlere odaklanma yaklaşımını sorgusuz sualsiz kabullenmenin iş hayatına getirdiği sınırlamaları anlatılıyor.
Hogan Assessment Systems kurucularından Prof. Dr. Joyce Hogan ile yaptığımız röportajda başarı ile kişilik özellikleri arasındaki bağlantıları konuştuk. Prof Dr. Robert Hogan ise yazısında, kurumlarda etkililiği tanımlayan dört genel değişken ile bireysel kişiliklerle ilgili beş etmenin ilişkisini ele alıyor.
Birlikte başarılı projelere imza attığımız değerli dostlarımız; Autoliv Cankor İK ve Endüstriyel İlişkiler Müdürü Recep Yiğit, Yapı Merkezi Holding, İK Direktörü Dr.Arzu Uğur, Numil, İK Yöneticisi Emine Kurt ve Öykü Şirketler Grubu, Genel Müdür Yardımcısı Alev Duran, işe alımda, doğru işe uygun kişiyi seçmede ve liderlikte kişilik özelliklerinin, bir kurumun başarısında oynadığı rolü konusundaki deneyimlerini bizlerle paylaşıyorlar.
Saygılarımla,
Prof. Dr. Zuhal BALTAŞ