Değerli Kaynak Okurları,
Bu sayımızda iş yaşamının vazgeçilmezi olan motivasyon konusunu ele alıyoruz. Özel merakım, çalışanları tatlı havuçlarla baştan çıkartmanın modası hala geçmedi mi? Hemen ardından da bir endişem geliyor, çalışan kendiliğinden eyleme geçme hali için enerji kaynağı nereden bulacak?
Bizim meslekte motivasyon kuramları psikoloji biliminin kurulması kadar eskidir. İlk çalışmalar 1983’te H. Murray ile başlar. A. Maslow’un (1943) en kabul gören motivasyon kuramı olarak ele aldığı ihtiyaçlar hiyerarşisi ile devam eder. 1990’da M. Csikszentmihalyi iş dünyasının odağında olan başarıyı günümüzün en güçlü motivasyon faktörü olarak tanımlamıştır. İş yaşamı, işinde en iyisini, her zaman yapabilen verimli ve yaratıcı profesyonellerle ilgilenir. McClelland bu performansı sağlayan üç temel motivasyon unsuru olduğunu ortaya koymuştur. Son yaklaşımlar temelini bu çalışmalarından alır. Başarı, güç elde etme ve bağlanma güdüsü motivasyonun üç temel unsuru olarak kabul edilir. Başarı; çabaları geliştirip mükemmelleştirme güdüsü, güç elde etme; insanları etkileyip yönetme isteği ve bağlanma güdüsü de; yakın ilişkiler kurup devam ettirme güdüsü olarak açıklanabilir. Bunların üçü de herkeste vardır ancak öne çıkan bir tanesi o kişiye özeldir ve onun motivasyonunu yönetir.
Bireyselleştirerek yönetmek; esas olarak bireye özel duygunun yönetimidir. Motivasyon yönetiminde teknik bir zorluk da vardır. Bu zorluk, konunun bireye özel olması kadar, duyguların temelde bilinçdışı süreçler olmasından da kaynaklanır. Duygusal benlik (hisseden beyin) ile mantıklı benlik (düşünen beyin) ilk bakışta görünenden çok daha yoğun bir ilişki içindedir. Yazarlarımız bu ilişkiyi ve iş yaşamının yeni kurallarını motivasyon açısından değerlendirdiler.
Doç. Dr. Eda Ünler, çalışanların motivasyon düzeyinin ihtiyaçlarının kaynağının doğru saptanmasıyla belirlenebileceğini, iç motivasyonu artırmanın çalışan potansiyelini ortaya çıkaracak bir yaklaşımla mümkün olabileceğini aktardı Oğuz Erdoğan, kurdukları Mutluluk Müdürlüğü bölümünün gelişimini ve çalışan motivasyonunu yükselttiğini gördükleri özgün uygulamalarını paylaştı. Durucan Baltaş, gelişen teknolojiyle motivasyon değişkenlerinin ölçülmesinin performans değerlendirmesi ve iş yapış biçimlerinin gözden geçirilmesi için çığır açıcı bir çalışma alanı sağladığını vurguladı. Özlem Çakar, çalışanlarda istek uyandıracak bir hizmet kültürü geliştirmeye odaklanılması gerektiğini ve sağlık sektörünün zorlayıcı koşullarında “yapabilirim” inancını besledikleri uygulama yaklaşımını ele aldı. Dr. Maxwell Edward Hughes, çalışan ve yönetici davranışlarının ele alındığı bir vaka örneği ile düşük motivasyonun altında yatan psikoloji dinamiklerini irdeledi. Çağla Kıvrak bir kaynak bulma çözümü sunan dönemsel yönetim süreçlerinde motivasyon faktörlerinin rolünü ve arz-talep ilişkisinde bireysel ihtiyaçlara bağlı olarak motivasyon kavramını değerlendirdi. Seren Talaşman, danışanın özgür iradesiyle seçim yapabildiği bir yöntem önerisiyle psikoterapi ve dış motivasyon ilişkisini kaleme aldı.
Duygularla mantığın rekabetine benzer şekilde; istemenin dayanılmaz hafifliğine karşı özverili gayretlerin dayanılmaz ağırlığı her zaman motivasyon konusunun merkezinde yer alacaktır.
Saygılarımla,
Prof. Dr. Zuhal BALTAŞ