Motivasyonu Artırma Yolları

“Zihinleri meşgul eden ve adeta bir iksir gibi yöntemleri aranan bir konudur “Motivasyon”. Bazılarımızı, masamıza her sabah konan taze çiçekler harekete geçirebilirken, bazılarımızı sabah günaydın dediğimiz iş arkadaşlarımızın yüzündeki samimiyet, bazılarımızı verilen kıyafet çekleri ya da pahalı ve lüks yerlerde yenen yemekler, bazılarımızı ise maaşlarımıza yansıyan ek ödemeler harekete geçirir. Tek bir yöntemin herkesi aynı ivme ile hedefe yöneltmesi mümkün olmamaktadır. Buradan hareketle, motivasyonu artırmaya yönelik birkaç yöntem ve görüşleri paylaşmak uygun olacaktır.Ricardo Semler, Brezilya’nın en eski şirketlerinden biri Semco’da uyguladığı yönetim modeli ile çalışanlarında oluşturduğu sadakat, motivasyon ve memnuniyetle adından söz ettirmiştir. Değiştir, kitabının yazarları olan Dan ve Chip Kardeşler, bireyi harekete geçiren asıl gücün duygular olduğunu ve değişimi yaratmak için, önce Fil’in ne istediğini anlamak gerektiğini öne sürmektedirler. Duygusal yanımızı Fil’e, akılcı yanımızı da Binici’ye benzeterek, dizginleri tutan asıl gücün Binici değil Fil olduğunu vurgulamakta ve şu benzetmeyi yapmaktadırlar,
“Akılcı zihin, atletik vücut ister, duygusal zihin, krema dolgulu çikolata. Akılcı zihin, egzersiz yapmak için sabah 6’da kalkmak ister, duygusal zihin bir çarşaf ve battaniye kozasının içinde uyuklar. Binici ve altı tonluk Fil hangi yöne gidecekleri konusunda ayrılığa düştüğünde, Binici kaybedecektir. Değişim, ancak Filler ve Biniciler birlikte hareket ettiğinde gerçekleşebilir.” Yüksek motivasyon ve işine adanmış çalışanlar kurumları için yol arkadaşlığı yapmayı isteyeceği kişilerdir. Motivasyonun temel unsurları olarak kabul edilen hijyen faktörlerin – iş ortamında sağlanan imkanlar – varlığından emin olunduktan sonra, üzerine inşa edilecek kısım bireyi harekete geçirecek duyguyu bulmaktan geçmektedir. Paylaşılan her iki örnekte de, bireylerin faaliyet gösterecekleri iş sürecine dahil olmaları ve söz haklarının olması, kuruma olan inançlarını artırmış, kuruma yürekten adanmış çalışanlar olmalarını sağlamıştır.”

Zihinleri meşgul eden ve adeta bir iksir gibi yöntemleri aranan bir konudur “Motivasyon”. Bazılarımızı, masamıza her sabah konan taze çiçekler harekete geçirebilirken, bazılarımızı sabah günaydın dediğimiz iş arkadaşlarımızın yüzündeki samimiyet, bazılarımızı verilen kıyafet çekleri ya da pahalı ve lüks yerlerde yenen yemekler, bazılarımızı ise maaşlarımıza yansıyan ek ödemeler harekete geçirir. Tek bir yöntemin herkesi aynı ivme ile hedefe yöneltmesi mümkün olmamaktadır. Buradan hareketle, motivasyonu artırmaya yönelik birkaç yöntem ve görüşleri paylaşmak uygun olacaktır.

Motivasyona açılan farklı pencereler

Ricardo Semler, Brezilya’nın en eski şirketlerinden biri Semco’da uyguladığı yönetim modeli ile çalışanlarında oluşturduğu sadakat, motivasyon ve memnuniyetle adından söz ettirmiştir. Semler, şirketinde resepsiyon görevlilerin, kıyafet kurallarının ve tek tip çalışma saatlerinin olmadığı, işçilerin kendi ücretlerini belirlediği bir model uygulayarak iş dünyasında yepyeni bir yol açmıştır. Uyguladığı yöntem sayesinde durgunluğa sürüklenmiş, eski moda bir şirketi dünyanın en dinamik ve yenilikçi şirketlerinden biri haline getirmiştir.

Geleneksel organizasyon şemasının kaldırılması, çalışanların çalışma saatlerini ve ücret skalalarını kendilerinin belirlemesi, çalışanların birbirlerinden işlerini öğrenmeleri, bölüm içinde ya da bölümler arasında iş değiştirmenin teşvik edilmesi, tüm yazışmaların – raporlamalar da dahil – tek bir sayfa ile sınırlanması, çalışanların da yöneticilerinin işlerini denetleyebilmesi Semler’ın uyguladığı yöntemlerden bazılarıdır.

Motivasyonu, en basit şekli ile “kişiyi harekete geçiren güdü” olarak tanımladığımızda, Switch’den1 bahsetmek yerinde olacaktır. Kitabın yazarları olan Dan ve Chip Kardeşler, bireyi harekete geçiren asıl gücün duygular olduğunu ve değişimi yaratmak için, önce Fil’in ne istediğini anlamak gerektiğini öne sürmektedirler. Duygusal yanımızı Fil’e, akılcı yanımızı da Binici’ye benzeterek, dizginleri tutan asıl gücün Binici değil Fil olduğunu vurgulamakta ve şu benzetmeyi yapmaktadırlar;

“Akılcı zihin, atletik vücut ister; duygusal zihin, krema dolgulu çikolata. Akılcı zihin, egzersiz yapmak için sabah 6’da kalkmak ister; duygusal zihin bir çarşaf ve battaniye kozasının içinde uyuklar. Binici ve altı tonluk Fil hangi yöne gidecekleri konusunda ayrılığa düştüğünde, Binici kaybedecektir. Değişim; ancak Filler ve Biniciler birlikte hareket ettiğinde gerçekleşebilir.”

Dan ve Chip Kardeşlerin çarpıcı örneklerinden biri muhtaç çocuklara yardım eden Jery Sternin ile ilgilidir. Save the Children (Çocukları Kurtarın) adlı uluslararası bir kuruluşta çalışan Sternin’den, Vietnam’a gitmesi ve 6 aylık bir sürede, sağlıksız beslenme sorununu için fark yaratacak çözümler üretmesi beklenmektedir. 10 yaşındaki oğlu ve eşi ile birlikte dilini hiç bilmediği bir ülkeye gider. Ülkede yetersiz beslenme, temiz içme suyunun az olması, halkın fakirliği bilinen ve kısa vadede çözülemeyecek sorunlardır. Sternin bilinen sorunlara eğilmek yerine, başka bir yöntem geliştirir. Köylerdeki annelerden bir grup oluşturur. Yaşadıkları bölgelerde aynı koşullarda yaşamalarına rağmen daha sağlıklı çocuklar olup olmadığını sorar. Annelerden aldığı cevap olumludur. İlk önce sağlıklı çocukların nasıl beslendiklerini öğrenmelerini ve kendisi ile paylaşmalarını ister. Anneler sağlıklı çocukların annelerinden öğrendiklerini paylaşırlar. Bilgiler toplandıktan sonra, yöntemin diğer annelere de anlatılması kalır. Sternin, anneleri toplayıp yöntemi maddeler halinde ilan etmek – biniciye seslenmek- yerine, yemek pişirme grupları oluşturur. Tüm annelerin birlikte yemek pişirmelerini sağlar. Öğrendikleri yöntemleri evlerinde uygulamaya başlayan anneler sonuçtan memnun kalırlar. 6 ay sonra çocukların %65’i daha sağlıklıdır ve beslenme şeklini sonrasında da devam ettirmişlerdir.

Bu gerçek hikayede dikkat çeken nokta, Sternin’in soruna değil başarı noktasına eğilmiş olmasıdır. Başarı noktasını tespit ettikten sonraki yöntem daha da dikkat çekicidir. Anneleri toplayıp nasihat etmek ya da akıl vermek -biniciye hitap etmek- yerine yönteme dahil ederek, annelerin fillerini harekete geçirmiştir. Yönteme dahil edilen anneler, kendi istekleri ile harekete geçmiş, bilgiyi davranışa dönüştürmüşlerdir. Bu şekilde daha uzun soluklu bir motivasyon söz konusu olmuştur.

Sonuç

Yüksek motivasyon ve işine adanmış çalışanlar kurumları için yol arkadaşlığı yapmayı isteyeceği kişilerdir. Motivasyonun temel unsurları olarak kabul edilen hijyen faktörlerin – iş ortamında sağlanan imkanlar – varlığından emin olunduktan sonra, üzerine inşa edilecek kısım bireyi harekete geçirecek duyguyu bulmaktan geçmektedir. Paylaşılan her iki örnekte de, bireylerin faaliyet gösterecekleri iş sürecine dahil olmaları ve söz haklarının olması, kuruma olan inançlarını artırmış, kuruma yürekten adanmış çalışanlar olmalarını sağlamıştır.

Kaynakça

  1. Heath Dan , Heath Chip. Switch – Değiştir: Değişmesi zor şeyleri nasıl değiştirirsiniz? Optimist; 2011

Diğer Makaleler

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

Personova Kişilik Envanteri Testi