Demokrasiyle yönetilen ülkelerin bireyleri devletten bağımsız faaliyetler yürütebilmeleri ve kendilerini özgürce ifade edebilmeleri için sivil toplum kuruluşlarına ihtiyaç duyar. Sivil toplum örgütlerinin yöneticileri, gücü kötüye kullanmayanlar da dahil, bu gücü kontrol etmenin verdiği haz ve toplumda sağladığı itibar için o pozisyonları dolduruyor olabilirler. Bunu yöneticilerin pozisyona gelirkenki motivasyonları ve sahip oldukları ve olmadıkları değerlerle ilgilidir. Bu araştırmada Türkiyedeki bir sivil toplum örgütünün yöneticilerinin sahip olduğu değerler ölçülüyor.
Demokrasiyle yönetilen ülkelerde bireylerin, kendilerini özgürce ifade edebilmeleri, devletten destek almadan faaliyetler yürütebilmeleri ve daha da önemlisi iktidarların icraatlarını kontrol edebilmeleri için sivil toplum kuruluşlarına (STK’lara) ihtiyaç duyulur. Dolayısıyla sivil toplum kuruluşları, kamu kuruluşları gibi ülkelerin önemli bir güç odağını oluştururlar. Bu nedenle gönüllü bağış toplayan sivil toplum kuruluşlarının ne derece kamu yararına hizmet ettiğinin sorgulanması gerekir. Gücü kötüye kullanmayan STK yöneticileri dahi, sadece bu gücü kontrol etmenin verdiği haz ve toplumda sağladığı itibar için o pozisyonları dolduruyor olabilirler. Ülkemiz son günlerde, gönüllü bağış toplayan bir STK’nın karıştığı yolsuzluk ile çalkalanıyor. Bu STK’nın yöneticilerinin hangi motivasyonla o pozisyonda bulundukları, doğrudan sahip oldukları ya da sahip olmadıkları değerler ile ilgilidir. Bu yazıda, saygın bir STK’da yaptığımız değerler araştırmasının kısa bir bölümünü bulacaksınız. Öncelikle değerlerin kurumlar açısından neden önemli olduğu konusuna açıklık getirmek yerinde olur.
“Lider durumu idare etmek için ortama uyamaz… Lider günün ahlaki çatışmasıyla yüzleşmelidir.”
Jesse Jackson
Liderlerin sahip oldukları değerler liderlik şekillerini belirler. Hughes, Ginnet ve Curphy değerlerin liderlik üzerinde yarattığı etkiyi altı başlıkta toplamıştır:
- Değerler bir liderin önündeki problemleri ve durumları nasıl algıladığını belirler. Örneğin, başarıya çok önem veren bir lider işle ilgili bir problemi kendisine bir engel olarak görür, oysa yardım severliğe önem veren bir lider bunu diğerlerine yardım etmek için bir fırsat olarak değerlendirir.
- Bir liderin değerleri, üretilen çözümleri ve alınan kararları etkiler. Cesur liderler, içinde bulundukları duruma göre, kurumun kısa dönemli amaçlarına hizmet etmeyen kararlar alabilirler.
- Değerler, kişilerarası ilişkilerde çok önemli bir rol oynar; ve bir liderlerin, farklı bireyleri ve grupları nasıl algılayacağını belirler.
- Değerler, sıklıkla, bir liderin bireysel veya kurumsal başarı algısını ve bu başarının ne yolla elde edilmesi gerektiği yönündeki görüşlerini etkiler.
- Değerler, bir liderin doğru-yanlış ve etik-etik olmayan davranışları ayırt etmesinde kilit rol oynar.
- Değerler, bir liderin kurumsal baskıları ve hedefleri kabullenmesini ya da kabullenmemesini belirler. (Hughes, Ginnet, Curphy, 2002)
Yukarıdaki başlıklarda, değerlerin, liderlerin yönetim becerilerindeki rolü net olarak ortaya konulmaktadır. Değerler, liderlerin aldığı kararları ve davranışları ve sonuçta, kurumların faaliyetlerini belirler. Dolayısıyla liderlerin sahip olduğu değerler, hassas bir dengede ve ciddi sorumluluklarla hareket eden sivil toplum kuruluşlarında büyük önem taşır.
Çalışmanın amacı
Araştırmada, Türkiye’de bir sivil toplum kuruluşunun yöneticilerinin değerlerini saptamak ve öncelikli değerler listesini çıkartarak grubu bu özellikleriyle tanımak amaçlanmıştır.
Yöntem
Öncelikle değerlerin ve bu değerleri katılımcıların nasıl tanımlayacaklarını ortaya çıkartmak için bir değerlendirme formu hazırlanmış ve değerler ve tanımlarını içeren “Değer Kartları” soru formuyla paralel olarak kullanılmıştır. Çalışmada katılımcılardan bu değer kartları arasından en önemli beş değeri seçmeleri ve kendileri için önem sırasına göre bu beş değeri sıralayarak soru formuna kaydetmeleri istenmiştir. Araştırmada toplam 137 katılımcı yer almış ve katılımcıların nispeten homojen bir topluluk oldukları düşünülmüştür. Böylelikle belli ortak değerlerin çıkartılması mümkün olmuştur. Ayrıca bu homojen topluluk içerisinde bazı grupların değer farklılıklarının ne düzeyde olduğuna bakılmıştır.
Veriler toplandıktan sonra katılımcıların demografik özellikleri çıkartılarak bu ölçütlere göre değerlerin nasıl dağıldığı incelenmiştir. Daha sonra belli ortak demografik özellikleri olan grupların belli değerler açısından istatistiksel olarak anlamlı faklılıklara sahip olup olmadıkları incelenmiştir.
Araştırma bulguları
Yüz otuz yedi katılımcının yüzde 44,5’i kadın 55,5’i de erkektir. Katılımcıların yüzde 80,3’ü çalışmaktadır, 19,7’si profesyonel çalışma hayatını tamamlamıştır. Yaşlara göre dağılım ise şu şekildedir: yüzde 51,1 51 yaş ve üstü, yüzde 35,6 41 ve 50 yaş arası, 13,3 ise 40 yaş ve altı.
Veriler işlenirken iki kategori oluşturulmuştur. Birinci kategoride “ en önemli” gördükleri değerler tanımlanmış, ikinci kategoride tüm grup tarafından en sık seçilen değerlere yer verilmiştir. Tablo 1’de görüldüğü gibi ikinci kategoride yer alan toplamda en sık belirtilen on beş değer aşağıda sıralanmıştır:
Diğer yandan en önemli görülerek birinci sıraya konan değerlerde aile açık ara farkla (yüzde 42,3) önde giderken, dürüstlük yüzde 15,3 ile ikinci sırada yer almıştır. Geriye kalan hiçbir değer en önemli değerlerin yüzde 10’nunu bile oluşturmamaktadır. Buna karşılık katılımcıların yüzde 27’si tarafından önemli bir değer olarak belirtilen başarı sadece 2 kişi tarafından en önemli değer olarak belirtilmiştir. Aşağıda, katılımcıları farklı demografik özelliklerine göre gruplayarak yaptığımız karşılaştırmalara yer verdik.
Yaş gruplarına göre farklılıklar
Yaş gruplarına göre birinci sırada belirtilen değerlerin yüzde olarak dağılımı Tablo 2’deki gibidir. 40 ve altındaki yaş grubuyla 51 ve üstü yaş grubu arasında aile değerine verilen önem farklı gözükse de istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktur. Aynı durum diğer değerlere verilen önem için de geçerlidir. Aslında değerler, yaş gruplarına göre bu tabloda oldukça benzer şekilde dağılmıştır. Tablo 2: En önemli değerlerden en çok seçilenlerin yaş gruplarına göre dağılımı

Önem sırası gözetmeden değerlerin yüzdeleri aşağıdaki Tablo 3’te belirtilmiştir. 40 ve altı yaş grubu, ayrı ayrı incelendiğinde, hem 41-50 yaş grubundan hem de 51 ve üstü yaş grubundan dostluk değerine verdikleri önem açısından, istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermiştir. Yani, 40 ve altı yaş grubu her iki gruptan da dostluğa daha çok önem vermektedir.Tablo 3: Tüm değerlerinden en çok seçilenlerin yaş gruplarına göre dağılımı

Cinsiyete göre farklılıklar
Kadın ve erkeklerin en çok önem verdikleri değerlerin yüzdeleri aşağıdaki Tablo 4’teki gibidir. Kadın ve erkekler açısından bakıldığında dürüstlük ve sevgi değerlerine verilen önem farklı gibi gözükse de anlamlı bir farklılık ispatlanamamıştır.
Tablo 4: En önemli değerlerinden en çok seçilenlerin cinsiyete göre dağılımı

Önem sırasına bakılmadan değerlerin yüzdelik dağılımına bakıldığındaysa, Tablo 5’i incelemek gerekir. Sevgi değerine verilen önem açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur. Kadınların, erkeklere göre sevgi değerine daha çok önem verdikleri saptanmıştır. Diğer değerlere bakılınca bir fark gözlemlenmemiştir.
Tablo5: Tüm değerlerinden en çok seçilenlerin cinsiyete göre dağılımı

Çalışma durumuna göre farklılıklar
Bu kıstasta, katılımcıların çalışıp çalışmadıklarına bakılırken, bunun değer yargılarını nasıl etkilediği araştırılmıştır. Öncelikle en çok önem verilen değerlerin yüzdelik dağılımına bakılmıştır (örnek olarak Tablo 6). Çalışanlar ve çalışmayan üyeler arasında aile değerini ilk sıraya koyma açısından anlamlı bir farklılık gözlemlenmiştir. Çalışmayanlar aile değerini daha çok sıklıkta en önemli değerleri olarak belirtmişlerdir. Diğer değerler açısından iki grup arasında göze çarpan bir fark olan dürüstlük için anlamlı bir farklılık ölçülmemiştir.Tablo 6: En önemli değerlerinden en çok seçilenlerin çalışma durumuna göre dağılımı

Aşağıdaki Tablo 7 STK üyelerinin çalışma durumuna göre önem sırası gözetmeden yüzdelik sıralamayı verir. Bu tablo ve yapılan hesaplamalar, çalışma durumuna göre üyelerin önem verdikleri değerler açısından anlamlı bir farklılık olmadığını göstermiştir.
Tablo 7: Tüm değerlerinden en çok seçilenlerin çalışma durumuna göre dağılımı

Sonuç
Farklı grupların farklı değerleri olabileceği yapılan araştırmada görülmüştür. Araştırma sonucu olarak, gönüllülük prensibine dayanarak kurulmuş bu STK’ya bazı öneriler getirilmiştir:
İş hayatında aktif olarak yer almayan üyelerin aile değerini çalışanlardan daha ön planda tuttuğu saptanmıştır. Bu bağlamda, aile ile ilgili yapılacak aktivitelerde çalışmayan üyelerden daha fazla destek alınabilir.
40 ve altındakilerin içinde bulunduğu yaş grubu, dostluk değerine diğer yaş gruplarına göre daha çok önem vermektedir. Kurumun amaçlarından birisi de dostluğu ve tanışıklığı artırmaktır. 40 ve altındakilerin içinde bulunduğu yaş grubuna dostluk göstermek ve onları da dostluğun ve tanışıklığın artırılmasını hedefleyen uğraşlarda görevlendirmek uygun olacaktır.
Araştırmaya katılan bayanların, baylara oranla sevgi değerine daha çok önem verdiği gözlemlenmiştir. Sevgi ile ilgili bir gönüllü iş yapılırken bayan üyelerden daha istekli bir destek beklenebilir. Mesela Sevgililer Günü kutlamalarıyla ilgili çalışmalarda bayanların daha yüksek motivasyonla çalışacakları kaçınılmazdır.Bireyler kendi değerlerine uygun amaçlar uğrunda çalışırken, yüksek motivasyona sahip olurlar. Dolayısıyla bir kurumun misyonu ve sahip olduğu değerlerinin, çalışanlarının değerleriyle uyumlu olması, kurum performansını olumlu yönde etkileyecektir. Sivil toplum kuruluşları da kendi amaçlarını ve değerlerini göz önünde bulundurarak üyelerini seçtiklerinde, topluma vaat ettikleri hizmetleri vermekte zorlanmayacaklardır.
Kaynak:
- Hughes, R. L. Ginnet, R.C. and Curphy, G. J. (2002) Leadership: enhancing the lessons of experience. New York City: McGraw Hill/Irwin
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir