Yönetimler şirket içinde yapılan işlerin maliyet/yarar hesabını bilmek ister. Her yıl şirket bütçesinden önemli pay ayrılan eğitimlerin de, işletmenin kârlılığına katkısı somut olarak bilinmeli. Aksi halde “şu kadar kişiye şu kadar saat eğitim verildi” demekle yetinmek olsa olsa “gökkubbede bir hoş seda” olarak kalmaya mahkum. A.B.D.’de yapılan araştırmalar, çalışan eğitimi arttıkça şirket gelirlerinin daha hızlı bir oranda arttığını gösteriyor.
İnsana yapılan yatırım, işletmeye ya da donanıma yapılan yatırımdan üç kat daha fazla verimlilik artışı sağlıyor.
Yönetimler şirket içinde yapılan işlerin maliyet/yarar hesabını bilmek ister. Her yıl şirket bütçesinden önemli pay ayrılan eğitimlerin de, işletmenin kârlılığına katkısı somut olarak bilinmeli. Aksi halde “şu kadar kişiye şu kadar saat eğitim verildi” demekle yetinmek olsa olsa “gökkubbede bir hoş seda” olarak kalmaya mahkum.
Çoğu sektörde işletme ve donanıma yapılan yatırımlara ilişkin kıyaslama ve karar verme süreçlerinde kullanılmak için ölçme yöntemleri yaygın olarak kullanılır. Ama iş eğitimlere gelince, üst yönetimlerin ve finansman yöneticilerinin bir bölümü eğitimi “fantezi” ya da “işin yumuşak yüzü” olarak görmektedirler. Muhasebeciler ve mali müşavirler, eğitimlerin iş üzerindeki etkilerini uzun vadeli sayısal ölçümlerle belirlemenin gerçekçi olmadığında ısrar ederler. Giderek artan sayıda uzman ise artık aksini savunuyor ve bu yönde çalışmalar yapıyor. Gerçekten de, şirketlerin çalışanlarına yaptıkları yatırımın geri dönüşü acaba ne? A.B.D.’de yapılan araştırmalar, çalışan eğitimi arttıkça şirket gelirlerinin daha hızlı bir oranda arttığını gösteriyor.
1995’te, Pennsylvania Üniversitesi bünyesinde yer alan İşgücünde Eğitimsel Kalite Merkezi, Amerikan Araştırma Bürosu’nun isteği üzerine, ülke çapında bir araştırmanın sonuçlarını yayınladı. “Eğitimin İşletmelerin Verimliliğine Katkıları”nın incelendiği çalışma, 20’den fazla insan çalıştıran 3000’in üzerinde işletmeyi tarayan ve iş dünyasında bu anlamda yapılan ilk çalışmaydı.
Sonuçlar, eğitim harcamaları düzeyiyle şirket kârı arasında doğrudan bir ilişki olduğunu ortaya çıkardı. İşçilere verilen (basit düzeydeki) eğitimlerde % 10’luk bir artışın üretimde % 8.6’lık bir çıktı artışı yarattığı görüldü. Üretim dışı sektörlerde bu oran % 11’e varmaktaydı ve insana yapılan yatırım, işletmeye ya da donanıma yapılan yatırımdan 3 kat daha fazla verimlilik artışı sağlıyordu.
Amerikan Yönetim Derneği (American Management Association – AMA) de ayrıca yaptırdığı bir araştırmada şu sonuçlara ulaştı:
- Küçüldükten ya da yeniden yapılandıktan sonra kârları artan şirketlerin yüzde 62.6’sının eğitim bütçelerini artırmış olduğu saptandı. Eğitim bütçelerini artıranların üretkenliği yüzde 45 oranında yükselmişti.
- Küçüldükten ya da yeniden yapılandıktan sonra kârları düşen şirketlerin yüzde 29.9’unun ise eğitim bütçelerinde kısıntıya gitmiş oldukları ve üretkenliklerinin yüzde 42.2 oranında düştüğü görüldü.
Eğitime yapılan yatırımın geri dönüşünü gerçekçi biçimde değerlendirmek için kurumun çeşitli kademeleri, yöneticiler, muhasebeciler, eğitimciler ve hatta mühendisler işbirliği yapmak zorunda. Aksi halde eğitimlerin ölçülmesi ve harcamaların karşılığının alınıp alınmadığı hesaplanamaz. Eğitimlere duyulan güvenin gelişerek sürmesi, eğitim yönetiminde ölçme ve değerlendirmeye gereken önemin verilmesine bağlıdır.
Kaynak:
- Gordon, Edward E. “Investing in Human Capital : Solving the ROI Mystery”, www.traininguniversity.com/magazine/jan _feb97/human.html
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir