Bu makalede Aydem Enerjinin mentorluk çalışmasında attıkları adımları ve deneyimlerini ve görüşlerini öğrenebilirsiniz.
Hepimiz mentorun o meşhur hikâyesini biliyoruz. Odysseuss, Truva savaşına giderken evini ve oğlu Telemachus’un eğitimini “ona bildiğin her şeyi öğret” diyerek yakın arkadaşı Mentor’a emanet eder. O günden bugüne de kelime olarak Mentor, yol gösteren, bilge bir arkadaş olarak kullanılmaya devam eder.
Mentorluğun asıl günümüzdeki kullanımı 18. yüzyıla dayanıyor. O dönemden bu yana da kişisel ve profesyonel gelişime yardımcı olmak üzere deneyimlerini, uzmanlıklarını ve düşüncelerini paylaşan iki insan arasındaki bir anlaşma olduğu kabul ediliyor. Bir başka ifadeyle; eğitimi, öğrenmeyi ve gelişmeyi amaçlayan bir yardımlaşma ve paylaşma ilişkisi, bir yol arkadaşlığı…
“Aydem LED-Yolunu Aydınlat” döngüsel mentorluk programı
Bu yol arkadaşlığını biz de kurumumuzda oluşturmak istedik ve “Aydem LED – Yolunu Aydınlat” mottosuyla ilk döngüsel mentorluk programını hayata geçirdik. Türkiye’nin elektrik üretiminde, dağıtımında, perakende satışında öncü enerji şirketi olarak, ülkemizin sürdürülebilir geleceği için çalışırken yenilenebilir enerjiyi odağımıza alıyor; hidroelektrik, rüzgâr, jeotermal ve biyogaz kaynaklarından enerji üretiyoruz. Yaptığımız iş, İK olarak bizim de hayata geçirdiğimiz her projemizde ilham kaynağı oluyor. Bu projeye başlarken de aynı ilhamdan yola çıktık, yolu LED ışık gibi aydınlatma metaforunu kullanmak istedik. LED’deki L’nin liderlik, E’nin etkileşim, D’nin dönüşüm olarak karşılık bulduğu bu yolculukta, LED ifadesi iş yapış biçimini anımsatırken, mentorluğun felsefesindeki yol göstericilik, aydınlatma mesajlarını da içeriyor. Ayrıca LED’i oluşturan harflere yüklenen anlam, Aydem’in yönetim bakış açısında nelerin önemli olduğunun altını çiziyor.
İşte tam da bu noktada yöneticilerimize önemli bir sorumluluk daha verdik; “siz artık bu geminin ilk mentorlarısınız” dedik. Bu projeye 22 mentor ve 44 menti ile başladık, hem mentorlarımızın hem de mentilerimizin eğitimlerini tamamladık. Grup şirketlerinden tüm yönetim ekibinin olduğu bir lansman ile projemizi duyurduk. Tüm bu güzel adımları atmak oldukça tatmin edici, fakat bunu “sürdürülebilir kılmak” ve kurumdaki değerli tecrübenin, iş bilgisinin, iş disiplininin, özünde genel hayat tecrübelerinin genç arkadaşlarımızla paylaşılmasını sağlamak asıl hedefimiz.
Mentorlarımız geleceğe ve değişime ilgi duyan, vizyon oluşturabilen ve bu vizyona bağlı kalan, doğru delegasyon yapabilen, basit, sade ama verimli iş süreçlerini kurgulayabilen, bunları yaparken sadece mantığını değil, sezgilerini de kullanabilen liderler olarak bizi bugünden yarına taşıyacak kişiler olacak. Galileo, “bir adama her şeyi öğretemezsiniz, yalnızca kendi içindekini bulmasına yardım edebilirsiniz.” demişti. Biz de mentorlarımızın çalışanlarımızın içlerindeki potansiyeli görmelerini sağlamalarını, şimdiki ve sonraki yaşam yolculuklarında onlar için birer yol gösterici olmalarını bekliyoruz. Başarılı bir kurum kültürü oluşturmadaki en önemli unsurlardan olan “bağ kurmak” ve “biz” olmayı sağlamak, bizim için aynı zamanda kültürün hayat bulması demek.
Döngüsel mentorluk programını hayata geçirmeye karar verirken ulaşmak istediğimiz en önemli amaç, böyle büyük bir grubun ve onu var eden hem yönetici, hem de çalışanlarının birbiri ile olan tecrübe paylaşımlarının farklı konularda öğrenme fırsatlarını yaratması, mentilerin gelişimlerine rehberlik etmesi, onların soru sorma stratejilerinin geliştirilmesi ile farklı vizyon ve bakış açılarına sahip olmalarının sağlanmasıydı. Genç potansiyel çalışanlarımızın uzun vadede kariyer gelişimini amaçladık. Geleceğimizin inşası için, bugünden yarına adımlar atmak için burada olduğumuzu hissettirmeyi istedik. Uzun soluklu bu yolculukta, yetenek ve bilgi alışverişinin çift taraflı devam ettiği, beslendiği döngüsel bir boyut kazandığı bir ortam yaratmak istiyoruz. Tersine mentorluk uygulamalarımızı da ilerleyen dönemlerde hayata geçirmek istiyoruz.
Çok iyi biliyoruz ki; mentorluk programlarımızla;
- Kurum stratejileri ve üst yönetimin bakış açısını mentilere aktarmak,
- Güçlü yetkinlikleri etkin kılmak,
- Çalışanın potansiyelini hayata geçirmek,
- Kurumsal zekâ, kurumsal bilgi ve deneyimi etkin şekilde yaygınlaştırmak,
- Şirket içi yöneticilik kültürünü yönetici adaylarına aktarmak,
- Rol model olmak,
- Kurumsal aidiyeti güçlendirmek
mümkün olacaktır.
Sonuç
Şu bir gerçek ki, mutluluğumuz doğrudan iş tatmini, ilişkilerimizin kalitesi, şirket için yarattığımız etki ve bireysel gelişim ile bağlantılı. Şirket yönetimi her bir alt başlığı ne kadar destekler, ne kadar yol ve alan açarsa kurumun kültürü ve çalışanların hem yönetimle, hem birbirileri ile kurdukları bağ bir o kadar güçlü oluyor. Burada bir diğer önemli nokta da, bu bağın bir anlam ve değer bütünlüğü içerisinde olması. Bunu yaratmak için de karşılıklı paylaşım ve aktarım önemli. Biz de bu süreçte paylaşımlarımızı arttırdığımız güzel projelerle yola devam edeceğiz. Emerson’un çok güzel söylediği gibi; “İçimizde bekleyenlere kıyasla önümüzde uzananlar ve ardımızda bıraktıklarımız önemsizdir”…
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir