Sosyal medya teknolojileri ile iç içe olan her kullanıcının bu ortamlarda, sıklık ve süre olarak farklı şekillerde yer aldığı bilinmektedir. Kişilik faktörleri ile internette gezinme, kullanılan mecralar ve bu mecralar aracılığıyla girişilen eylemler davranış bilimleri araştırmacılarının ilgisini çekmektedir. İnsanların yeni alışkanlıkları iş ve özel yaşamlarında önemli bir yer tutar ve faklı yaşantılara yol açar. Teknolojinin gelişimi ve sundukları bağlamında günlük faaliyet farklılaşmalarına bakıldığında, gün içinde ortalama 1 ile 8 saatin internette gezinme ve sosyal medyaya ayrıldığı görülmektedir. Guadagno ve arkadaşları, beş faktör modelindeki kişilik özellikleri ile internet kullanımının ilişkili olduğunu ortaya koyan literatürden hareketle yeni bir çalışma yapmışlar. Kişilik özelliklerine bakarak kimin blog yazarı olabileceğinin öngörüleceğini saptıyorlar. Araştırma sonuçlarına göre kişilik özelliklerinden, deneyime açıklık (yeniliğe açıklık ve öğrenmeye açıklık) ve iç uyumun yüksek olması blog yazarı olmaya yatkınlığını tanımlıyor. Ayrıca cinsiyet kıyaslamalarında bazı öngörülebilirlikler tanımlanıyor. İç uyum boyutunun cinsiyetle bağlantılı olarak blog yazarı olma olasılığı konusunda bilgi verdiği görülüyor. Buna göre iç uyumu yüksek olan kadınların düşük olanlara oranla blog yazarı olma olasılığının daha yüksek olduğu, ancak erkekler için böyle bir farkın olmadığı bulunuyor. İlginç araştırma konularından biri de sosyal medyadaki sanal ortamın “dijital benlik” temsilleri yaratması üzerine. Kişilik, ben kimim ve diğerleri beni nasıl görüyor boyutlarında tanımlanır. İşte tam bu noktada diğerlerine sunulan yönleriyle var olan ve “Proteus” olarak anılan kişilikten söz ediliyor. Süjesi tarafından yorumlanan ve değişen kimlik, mercek altına alınıyor.
Sosyal medya teknolojileri ile iç içe olan her kullanıcının bu ortamlarda, sıklık ve süre olarak farklı şekillerde yer aldığı bilinmektedir. Kişilik faktörleri ile internette gezinme, kullanılan mecralar ve bu mecralar aracılığıyla girişilen eylemler davranış bilimleri araştırmacılarının ilgisini çekmektedir. İnsanların yeni alışkanlıkları iş ve özel yaşamlarında önemli bir yer tutar ve faklı yaşantılara yol açar. Teknolojinin gelişimi ve sundukları bağlamında günlük faaliyet farklılaşmalarına bakıldığında; gün içinde ortalama 1 ile 8 saatin internette gezinme ve sosyal medyaya ayrıldığı görülmektedir.
2010 akademik çalışmaları sosyal medya kavramının, yaygın olarak kullanılmasına karşın hala belirgin açıklıkta bir tanımının yapılmadığını öne sürüyor. Yine de kavramın iki boyut etrafında belirginleşen tanımlarını yapıyorlar. Bu tanımın ilki, ses, görsellik ve fiziksel temas içinde olmak (medya zenginliği) ve sosyal var oluş imkanı bulmak. İkinci tanım, kişisel bilgilerin bilinçli veya bilinçsiz paylaşımı ile kendini sunan bir ortamda olmak. Sosyal medyadaki tüm açılımlar bu iki boyutun uzantısındaki altı sınıfta toplanıyor3.
- İşbirliğine dayalı projeler (Wikipedia),
- Bilgi paylaşım grupları (Blog’lar),
- İçerik paylaşım toplulukları (Youtube, Flickr),
- Sosyal network siteleri (Facebook, LinkedIn),
- Sanal oyun dünyası (World of Warcraft),
- Sanal sosyal dünya (SimCity).

Tablo 1’de bu iki boyutun düşük ve yüksek olduğu sosyal medya ortamlarının sınıflandırılması yer almaktadır3. Bloglar, sosyal var oluşun en düşük, kendini sunmanın en yüksek olduğu ortam olarak tanımlanır. Sanal oyunlar ise tam karşı uç olan, sosyal var oluşun en yüksek, kendini sunmanın en düşük olduğu durumdur. İş yaşamının en çok bulunduğu sosyal ağ olarak tanımlanan sitelerde yer almak ise sosyal var oluşta orta düzeyde iken kendini sunmada en yüksek orandadır.
Guadagno ve arkadaşları, beş faktör modelindeki kişilik özellikleri ile internet kullanımının ilişkili olduğunu ortaya koyan literatürden hareketle yeni bir çalışma yapmışlar. Kişilik özelliklerine bakarak kimin blog yazarı olabileceğinin öngörüleceğini saptıyorlar. Araştırma sonuçlarına göre kişilik özelliklerinden, deneyime açıklık (yeniliğe açıklık ve öğrenmeye açıklık) ve iç uyumun yüksek olması blog yazarı olmaya yatkınlığını tanımlıyor. Ayrıca cinsiyet kıyaslamalarında bazı öngörülebilirlikler tanımlanıyor. İç uyum boyutunun cinsiyetle bağlantılı olarak blog yazarı olma olasılığı konusunda bilgi verdiği görülüyor. Buna göre iç uyumu yüksek olan kadınların düşük olanlara oranla blog yazarı olma olasılığının daha yüksek olduğu, ancak erkekler için böyle bir farkın olmadığı bulunuyor2.
Wikipedia dünyada kabul gören sosyal ağ denetimcileri tarafından, bilgi kaynağı olarak en güvenilir sosyal ağ olarak görülüyor. Bir araştırmaya göre, aktif Wikipedia kullanıcıları/üyeleri, kullanmayanlara/üye olmayanlara oranla kendi gerçek benliklerini daha sıklıkla internetle tanımlıyor. Beş faktör kişilik özellikleri açısından bu iki grup uzlaşılabilirlilik, deneyime açıklık (yeniliğe ve öğrenmeye açıklık) ve tedbirlilik (özdisiplin) faktörleri açısından birbirlerinden farklılaşıyor. Wikipedia kullanıcıları/üyeleri bu faktörlerin anlamlı derecede daha düşük ucunda yer alıyor. Sonuçlar, kişilik ile Wikipedia kullanımının altında yatan motivasyon arasındaki ilişkiyi somutlaştırıyor1. Kısaca tanımlarsak; kullanıcılarda genel olarak uzlaşabilirlilik, deneyime açıklık ve tedbirlilik düşük, ayrıca kadınlarda sosyallik yüksek bulunuyor.
Kurum içi e-posta gönderiminde iki faktör öne çıkmaktadır; olası olumsuz sonuçlardan korunmak için bilginin mesajla iletilmesi ve astlarla kişisel ilişkiler kurmaktan kaçınmak4.
Kurum içi sosyal medya kullanımı
İş hayatı için önemli olan nokta kurum içi medya kullanımında tercihler ve sosyal medya paylaşımlarının iş yaşamına etkisidir. Bu sebeple en sık karşılaştığımız soru yönetim ve İK’nın hangi yaklaşımı benimsemesinin uygun olduğu yönünde oluyor. Kurum çalışanlarının sosyal medya kullanımı ve farklı durumlar için farklı tercihleri olup olmadığının anlaşılması için yapılan bir başka araştırma da ilginç sonuçlar vermiştir5. Nicel ve nitel ölçümlerin yapıldığı bu araştırmada Microsoft kuruluşunun adres defterindeki 88,000 kontaktan rastgele seçilmiş 1000 tanesine anket gönderiliyor ve dönen 430 anket üzerinden bir değerlendirme yapılıyor. Ayrıca şirketten 30 kişiyle de yarı-yapılanmış görüşme yapılıyor. Sonuçlara göre, dış profesyonel ağlar kurmak adına LinkedIn yaygın olarak kullanılıyor. İşle ilgili yararlar yeni bağlar kurmaya veya mevcut bağları güçlendirmeye odaklanıyor. Kullanıcılara network genişletme ve bağları güçlendirme olanağı vererek memnun ediyor. Öte yandan, arkadaşlar, aile ve çalışma arkadaşlarıyla/meslektaşlarla iletişim için Facebook kullanılıyor. Bu platformun yönetiminde bazı zorlanmalardan söz ediliyor. Farklı grupları (arkadaş, iş çevresi) tek bir platformda idare etmeye çalışmanın gerilim yarattığı belirtiliyor. Örneğin bir çalışan, facebook listesindeki 460 arkadaşını 8 alt gruba ayırıp iletilerini bu gruplara göre farklı tutmak adına 3,5 saatini harcadığından bahsediyor. Skeels ve Grudin ise bu tarz sorunları çözmeye yönelik yeni dizaynlarla sosyal ağların adaptasyonunun daha faydalı olacağını belirtiyor.
Pek çok yeni araştırmanın, çalışanın kişilik ve pozisyonundan bağımsız olarak sosyal ağ bağlantılarını oluşturması ve kullanım süreçleriyle ile ilgili kurumlara tavsiyeleri de bulunuyor. Sosyal ağlar, iç bloglar ve microblogging vb sistemlerinin iş ortamı bilgi paylaşımı ile entelektüel ve sosyal sermayeyi güçlendirdiği ve bilgi paylaşım kültürüne destek verdiğini söylemek oldukça yerinde bir çıkarım.
İlginç araştırma konularından biri de sosyal medyadaki sanal ortamın “dijital benlik” temsilleri yaratması üzerine. Kişilik, ben kimim ve diğerleri beni nasıl görüyor boyutlarında tanımlanır. İşte tam bu noktada diğerlerine sunulan yönleriyle var olan ve “Proteus” olarak anılan kişilikten söz ediliyor. Süjesi tarafından yorumlanan ve değişen kimlik, mercek altına alınıyor.
Önümüzdeki yıllarda sosyal ağlarda olan kişilerin kişilik özellikleri kadar, kendilerine atfettikleri kişilikle ilgili çalışmalar ve iş hayatına getirdikleri artılarıyla, eksileriyle gözlem altında olacaktır.
Kaynaklar:
- Amichai-Hamburger Y, Lamdan N, Madie R., Hayat T. Personality characteristics of Wikipedia members. CyberPsychology & Behavior 2008;11(6):679-681.
- Guadagno R E, Okdie B M, Eno C A. Who blogs? Personality predictors of blogging. Computers in Human Behavior 2008;24(5):1993-2004.
- Kaplan A M, Haenlein M. Users of the world, unite! The challenges and opportunities of social media. Business Horizons 2010;53(1):59-68.
- Markus M L. Finding a happy medium: explaining the negative effects of electronic communication on social life at work. ACM Transactions on Information Systems 1994;12(4): 119-149.
- Skeels M M, Grudin J. When social networks cross boundaries: A case study of workplace use of Facebook and LinkedIn. Proceedings of the ACM 2009 international conference on supporting group work; 2009 Sanibel Island, Florida; USA.

Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *