Bu yazı her yaştaki okuyucu için ileri doğru bir bakıştır. Şimdi sizi bu güne kadar yaşlılıkla ilgili kişilerin kendi deneyimlerinden kaynaklanan kulaktan dolma bilgilere kıyasla, bilimsel temellere dayanan bir gelecek yolculuğuna davet ediyorum
READ MOREMutluluğun ve iyilik halinin belirleyicileri olarak para, içinde yaşadığı toplum çalışma hayatının geçtiği iş ortamı, sosyal hayat ve ilişkiler, evin içinde yaratılan koşullar etkilidir. Bu çerçevede önemli olan bir başlık da kişinin kendi iç dünyasıdır.
READ MORELiderlerin % 96’sı stratejik düşünme için vakitlerinin olmadığını söylüyor. Ancak önyargılardan arınmak için farkında olmalarına ve farklı düşünmelerine ihtiyaç duyulan liderlerin bu alandaki yeterliliklerini geliştirmesi gerekiyor. Bu yazı, liderleri önyargıları yönetmek konusunda destekleyecek kuramsal bilgiyle buluşturuyor, düşünce sistemlerinin işleyişini ve faydalanabilecekleri ölçüm araçlarını paylaşıyor.
READ MOREİK liderleri pandemi stresi karşısında kritik bir rol üstleniyor. Artık durumu yönetmenin dışına çıkıp, organizasyonlarının geleceğini yeni normlara göre kurgulamaya geçmek durumundalar. Peki, üstlerindeki bu ağır sorumluluğu gerçekleştirmek için nelere dikkat etmeliler? Bu makalede İK liderlerinin pandemi koşullarındaki dört sorumluluk alanını tanıyacak ve önemli stratejik önerilerle buluşacaksınız.
READ MOREKişilik konu olduğu zaman en sık “kişilik değişir mi?” sorusunu duyarım. Bu soru çok yerindedir çünkü kişiliği hayat boyu oldukça sabit kalan özellikler bütünü olarak tanımlıyoruz ve kişinin belirli bir durumda bir davranışı gösterme olasılığı olduğunu söylüyoruz. Hiç şüphesiz, kişiliğimizin temelini oluşturan genetik özellikler değişmiyor. Ancak davranışımızı değiştiren bazı durumlar var.
READ MOREÖğrenmeye bağlı davranış değişikliğinden söz etmeden önce öğrenmenin ne olduğunu tanımlamak yerinde olacaktır. Öğrenmek için, bilgiyle tanışmak, bilgiyi yorumlayarak kavramak, karşılaştırma yapmak ve uygulayarak deneyim yaşamak gerekir. Öğrenmenin gerçekleştiğini anlayabilmek için alınan bilgiye veya davranış değişikliğine yönelik verileri almaya ihtiyaç vardır. Örneğin, kek yapmayı teknik olarak hepimiz biliriz. Fakat keki istediğimiz gibi yapamayabiliriz.Bilgi kullanılmadığı sürece davranışa dönüşmez. Davranışa dönüşebilmesi için bireyin önce bilgiyi kullanmaya ikna olması ve istek duyması sağlanmalıdır. Bundan sonra hayatının hangi alanında etkili olacağına, bunu hangi amaçla kullanacağına karar verir. Kişi kararını verdikten sonraki süreçte uygulamaya geçer ve bilgiyi davranışa dönüştürür.İnsanlar sonucundan memnun kaldıkları davranışları tekrar eder. Ortaya çıkan davranış değişikliğinin uzun süreli olması bireyin göreceği fayda ve alacağı takdirle ilgilidir. Gösterdiği davranış değişikliğinin dışarıdan fark edilmesi ve olumlu geri dönüşler alması devamlılığı ve istek derecesini etkileyecektir.Değişimin gerçekleşmesinde etkisi büyük olan başka bir unsur kişilik özellikleridir. Hırsı, öğrenmeye ve değişime açıklığı yüksek bir kişi istediği sonucu alana dek karar verdiği davranışı uygular. Tam tersi özelliklere sahip bir kişi ise bilgiyi kullandığı halde beklediği sonucu alamazsa davranış değişikliği konusundaki gayretleri uzun süreli olmayacaktır.Kısacası öğrenmenin davranış değişikliğine yol açabilmesi için, kişilik özelliklerinin yanı sıra, bilgiyi alan bireyin kaynağa inanması, sağlayacağı faydaya ikna olması ve güvenmesi önem taşır. Ayrıca bağlı olduğu yöneticisinin de eğitim içeriğine vakıf olması ve desteklemesi gerekir. Çünkü pratik yapma sürecinde destekleyici olmak, takibi ve devamlılığı mümkün kılar.
READ MOREÇalışanlar olduğu sürece liderlerde söz konusu olacaktır. Ancak bu liderlerin iyi ve kötü olarak ayrılması kaçınılmazdır. Kötü liderlik tanımlanırken bazı terimlere yer verilmektedir. Yıkıcı liderlik bu kavramlardan birisidir. Yıkıcı liderlik olumsuz ise dört türe ayrılmaktadır. Bunları ifade edecek olursak Yanıltıcı lider kendi ihtiyaçlarına odaklıdır. Paranoid lider diğerlerinin niyetini sorgular, onlara karşı aşırı güvensizlik duyar. Sosyopatik lider aşırı antisosyaldir, diğerlerinin haklarını sürekli ihlal eder ve başkalarını incitip incitmediğini önemsemez. Narsisistik lider değişime dirençlidir, her şeyi en iyi kendisinin bildiğini düşünür, hesap vermeyi, sorumluluk almayı ve diğerlerinden öğrenebilecekleri olduğunu reddeder. Bu lider vasıfları çalışanları ve şirketi olumsuz yönde etkilemektedir ve buna çözüm olarak bazı önemlere yer verilmiştir. lk olarak işe alım sürecindeki psikolojik değerlendirmeler. Yöneticilere zor konuşma yapma becerisi kazandırılması, yöneticilerin yakından takip edilmesi ve performans değerlendirme sisteminin daha aktif kullanılması gerekmektedir. Geri bildirimler dikkate alınmalı ve bu tür olumsuzluklara neden olan yöneticiler konusunda harekete geçmek için zaman kaybedilmemesi gerekmektedir.
READ MORESosyal medya teknolojileri ile iç içe olan her kullanıcının bu ortamlarda, sıklık ve süre olarak farklı şekillerde yer aldığı bilinmektedir. Kişilik faktörleri ile internette gezinme, kullanılan mecralar ve bu mecralar aracılığıyla girişilen eylemler davranış bilimleri araştırmacılarının ilgisini çekmektedir. İnsanların yeni alışkanlıkları iş ve özel yaşamlarında önemli bir yer tutar ve faklı yaşantılara yol açar. Teknolojinin gelişimi ve sundukları bağlamında günlük faaliyet farklılaşmalarına bakıldığında, gün içinde ortalama 1 ile 8 saatin internette gezinme ve sosyal medyaya ayrıldığı görülmektedir. Guadagno ve arkadaşları, beş faktör modelindeki kişilik özellikleri ile internet kullanımının ilişkili olduğunu ortaya koyan literatürden hareketle yeni bir çalışma yapmışlar. Kişilik özelliklerine bakarak kimin blog yazarı olabileceğinin öngörüleceğini saptıyorlar. Araştırma sonuçlarına göre kişilik özelliklerinden, deneyime açıklık (yeniliğe açıklık ve öğrenmeye açıklık) ve iç uyumun yüksek olması blog yazarı olmaya yatkınlığını tanımlıyor. Ayrıca cinsiyet kıyaslamalarında bazı öngörülebilirlikler tanımlanıyor. İç uyum boyutunun cinsiyetle bağlantılı olarak blog yazarı olma olasılığı konusunda bilgi verdiği görülüyor. Buna göre iç uyumu yüksek olan kadınların düşük olanlara oranla blog yazarı olma olasılığının daha yüksek olduğu, ancak erkekler için böyle bir farkın olmadığı bulunuyor. İlginç araştırma konularından biri de sosyal medyadaki sanal ortamın “dijital benlik” temsilleri yaratması üzerine. Kişilik, ben kimim ve diğerleri beni nasıl görüyor boyutlarında tanımlanır. İşte tam bu noktada diğerlerine sunulan yönleriyle var olan ve “Proteus” olarak anılan kişilikten söz ediliyor. Süjesi tarafından yorumlanan ve değişen kimlik, mercek altına alınıyor.
READ MOREAraştırmalar sonucunda kişilerin, iş yükünün ve çevre koşullarının baskı oluşturduğu durumlardaki birey davranışlarını incelendiğinde, farklı özelliklerinin gözlemlendiği ortaya çıkmıştır. Baskı altındaki kişilerin gösterdiği bu davranışlardan bir tanesi de kuşkuculuktur. Robert Hogan “Kişilik ve Kurumların Kaderi” kitabında bu konuyla ilgili aşağıdaki tespitlerde bulunmuştur. Kuşkuculuk, yüksek rekabetin ve mükemmellik arayışının bir özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Kuşkuculuk boyutundan yüksek puan alan kişiler, alarm halindedirler. Kuşkuculuğu yüksek olan kişi kurumu zorlar, çünkü gelen her yeni fikrin “nasıl olmaz”ı üzerine düşünmek ve yönetimin/çalışanların/eşitlerin yaptıklarının arkasında farklı bir anlam aramak, kişiyle çalışma sırasında sürekli olarak ikna edilmesini gerektirir ki, kuşkuculu yüksek olan bir kişi için bu süreç oldukça uzundur. Gerek yönetici, gerekse ekip arkadaşı olarak baskı altında kuşkuculuk boyutu öne çıktığında güven ilişkisi zedelenir, buna bağlı olarak birbirini destekleme, baskı altında hızlı karar verme, yardım etme ve yardım isteme davranışları zarar görür. Güvenin temelinde olan karşılıklı güven duygusu, kuşkuculukla karşılaşan kişide de güvenin zedelenmesine yol açabilir.
READ MOREPara ile ilgili tutum ve alışkanlıklarımız parasal yaşamımızın akışını oluşturur, ne kadar kazandığımız, ne kadar harcadığımız, ne kadarını bir kenara ayırdığımız, ne kadarını savurduğumuz gibi. Bir kere bu işleyişi kavradığımızda, finansal planımızda değişiklikler yapmak oldukça kolaylaşır, sonuçta unutulmaması gereken planların sadece tutum ve alışkanlıklardan kaynaklandığıdır. Bu yazımızda para ile olan ilişkimizin nasıl oluştuğuna ışık tutarak, çevrenize bakarak rahatça gözlemleyebileceğiniz dört temel finansal kişilik tipini birlikte inceleyeceğiz. Okurken kendinizden bir parça bulacak, parasal yaklaşımlarımızdaki aşırılıkları ve dengesizlikleri irdeleyeceksiniz. Ayrıca yazıda para ile olan ilişkiniz düzeltmeniz, gözlemlediğiniz eksiklikleri gidermeniz için basit fakat etkili yollar bulacaksınız.
READ MORE“Lider doğulur mu, yoksa olunur mu?” Tarih kadar eski bu soruya doyurucu bir cevap bulmak kolay değildir. Liderliğin zaman içinde değişen özellikleri, bu soruya cevap vermeyi zorlaştırır. Günümüzde sadece politik alanda ve iş hayatında değil, sivil toplum örgütleri ve spor kulüpleri dahil her türlü kurumda gerçek liderlere ihtiyaç duyulmaktadır. Somut ölçütler belirlenmediği için de, liderlik eğitimi ya lafta kalmakta, ya da verilen eğitim betimsel özellikler taşımakta ve amacına ulaşamamaktadır. Askeri tarih yazarı Freeman geleceğin liderlerine “işini bilmeyi, adam olmayı ve adamlarına sahip çıkmayı” öğütlemiştir. Zamandan ve kültürden bağımsız liderliğin belki de en yalın ve özlü tanımlarından biri, bu ifadede gizlidir. Bu ifadeyi günümüzün kavramlarıyla ortaya koymak istersek “işini bilme”nin mesleki yeterlilikle ilgili olduğunu, diğer özelliklerin ise kişilik, yetkinlik ve karakterle ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Baltaş Grubu olarak yaptığımız araştırmalardan ve deneyimlerimizden yola çıkarak bu kavramlara yetkinlik boyutunda “dinleme”yi, kişilik boyutunda da “karar ve kararlılığı” eklemeyi gerekli görüyoruz. “İşini bilmek”, sadece çok okumak ve “veri toplamak”la gerçekleşmez. Okuyarak edinilmiş bilgi, ancak soru sorulunca cevap vermeye ve “akıl satmaya” yarar. “Adam olmak”, cinsiyetten bağımsız olarak kuvvetli bir kişiliğe ve değer sistemine sahip olmak, baskı altında bunlardan ödün vermemek, doğruluk ve dürüstlük–bir başka deyişle, özü sözü bir olmak-tır. “Adamına sahip çıkmak”, “vefa”yla ilgilidir. İktidarı elinde bulunduranlar vefayı tek yönlü bir yol olarak görmeye ve bunu sadece çevrelerinden beklemeye meyillidir. Birçok yönetici, birlikte çalıştığı insanlara “kendi ihtiyaçlarını karşıladığı” ölçüde değer verir. “Dinlemek”, liderlerde en sık görülen eksikliktir (bkz. Liderlik Davranışları Araştırması). Genel olarak liderler anlamaktan çok anlatmaya, dinlemekten çok konuşmaya eğilimlidirler. Liderin en önemli özelliklerinden biri az bilgiyle, baskı altında, doğruya en yakın kararı verebilmesidir.
READ MOREKişiliğin yaklaşık %50 genetik olduğu ve doğuştan geldiği görüşü kabul görmektedir. Kişiliğin doğuştan gelen parçasını “mizaç” oluşturur. Mizaç, kişiliğin üzerine inşa edileceği temeldir ve hem iyi tanımlanmış davranış eğilimleriyle, hem de yaygın, iyi tanımlanmış ruh halleriyle açıklanabilir. Kişilik gelişimini dört aşama ya da dönem halinde incelemek gerekir. Her aşama, belli bir gelişim sorunu ya da zorluğuyla tanımlanır ve bunların çözümleniş biçimi, yetişkinlikteki kişilikle ilgili sonuçlar getirir. Bu aşamalar evrenseldir ve her insan bu aşamalardan mutlaka geçmektedir. Aşamaları şöyle sıralayabiliriz:Bebeklik, Çocukluk, İlk gençlik ve Yetişkinlik. Sokakta yeni oynamaya başlayan bir çocuk, ilk başta arkadaşlarının istediklerini yapmakta zorlanır ancak kısa zamanda diğer çocukların beklentilerinin de karşılanması durumunda varlığını koruyabileceğini öğrenir. Yetişkinlikte en öncelikli sorumluluk, kişinin kendi yaşamı hakkında geçmişi anlamlandıran ve geleceğin resmini çizen bir hikâye oluşturmasıdır.Günümüzde kişilik yedi temel boyutta incelenmektedir. Bu boyutlar iç uyum, sosyallik, hırs, uzlaşılabilirlik, tedbirlilik, yeniliğe açıklık ve öğrenmeye açıklıktır.
READ MOREKişilik ve karakter kavramları aynı mıdır? Arasındaki fark nedir? Karakter, kişinin kendisini nasıl algıladığıdır. Aynı zamanda kimlik olarak da adlandırılmaktadır. Kişinin kendisini niyetlerine göre değerlendirmesidir. Bir diğer deyişle “sizin bildiğiniz siz”dir. Bireyin içinde yaşadığı toplumun ve çevrenin değer yargıları ve ahlak kurallarından oluşur. Astroloji ile anlatılan özellikler kişilik özellikleri ile aynı mıdır?Güvenirlilik ve geçerlilik nedir? Güvenirlilik olmadan geçerlilik olur mu? Bir testin geçerli sayılabilmesinin en önemli iki koşulu o testin güvenilir ve geçerliliğinin olmasıdır. Kişilik testlerinin standardizasyonu nasıl yapılır? Yurt dışında kullanılan ve Türkçeye çevrilen testler geçerli midir? Kişilik testleri yanıltılabilinir mi? Kişiliğimi değiştirebilir miyim?
READ MOREBilimsel kaynaklarda üç ayrı alanda ideal kişi tanımına rastlanır. Psikoloji alanında, Roy F. Baumesiter ideal kişiliği, kişinin sahip olduğundan farklı olarak olmak istediği kişi olarak tanımlıyor. Kişilerin kendi kimlikleri ile ilgili bir bilgileri olduğunu ve ayrıca olmak ve tanınmak istedikleri kişilik konusunda bir tanımları olduğundan bahsediyor. Kişinin kendini geliştirme çabasını, davranış değişikliklerini, eğitimleri bu farkı kapatmanın bir yolu olarak değerlendiriyor. Kişinin ulaşmak istediği ideal kişiliğinin ve bu çabanın duyguların kontrolü üzerinde de etkisi olduğunu özellikle vurguluyor.Her insanın ideal kişiliğinde en üst basamak olan kendini gerçekleştirme ihtiyacını karşılayacak, anlam duygusunu besleyen güçlü yaşantılara ihtiyacı vardır. İnsan kaynaklarına ve iş hayatına göre “ideal kişiliği” tanımlamadan önce kişiliği tanımlamaya ihtiyacımız olduğunu düşünmekteyiz. Kişiliği bir kişiyi diğerinden ayıran özeliklerin bütünü olarak değerlendirebiliriz. Kişinin sosyal çevrede, diğerleriyle kurduğu, tutarlı ve yapılanmış ama en önemlisi onu diğerlerinden ayıran özellik “kişilik”tir. Burada ana konu, kişilik tanımının birbirinden farklı olması değil, kişiliği oluşturan özelliklerin her bir kişide farklı olarak bir araya gelmesidir. Özellikle insan kaynaklarında son yıllarda yapılan çalışmalarda mesleğe veya pozisyona göre ideal arayışı sürmektedir. Bu ideali ortaya çıkaracak, psikometrik testler, değerlendirme merkezleri, görüşmeler vb. çeşitli araçlar geliştirilmiştir. Burada amaç bir kişinin “ideal” olup olmadığını anlamaktan çok, o kişinin, belirlenen o iş için ne kadar uygun olduğunun belirlenmesidir.
READ MOREBilindiği gibi sağlık alanında kabul gören en temel görüşlerden biri, “kişinin özgün seçimleri, sağlığını geliştirmenin yolunu açabilmekle birlikte sağlığına zarar verecek davranışları seçerek, risk oluşturmakta ve hastalıkların ortaya çıkma zeminini hazırlamaktadır” görüşüdür. Stres konusunda yapılan çalışmalar, sosyal ve psikolojik değişkenlerin sağlık üzerinde etkileri olduğunu göstermiştir. Duygu durum değişikliklerinin bedenin kimyası üzerinde etkisi olduğu ve kişisel özelliklerin kan basıncı, kalp atışları, refleksler, nefes alma hızı gibi değişiklikleri farklılaştırdığı görülmüştür. Hastalık riskinin oluşmasına açıklamalar getiren, talep/kontrol kuramı, iş sağlığı psikologlarının en yaygın olarak kabul ettikleri kuramdır. İş stresleri olarak tanımlanan yaşantılar ve iş yaşamının yoğun talepleri karşısında kişi, düşük kontrole sahip olduğuna inanıyorsa sonuçlar sağlığı tehdit edici olur.Bugünkü bilgilerimize göre tanımlanabilen kaygı ve duygu durum bozuklukları ile objektif sağlık sonuçlarını öngörülebilmeyi sağlayan bir ilişki vardır. Hastalığın ön habercisi olan kişilik özellikleri, toplu olarak bencillik ve düşük tolerans olarak da tanımlanmıştır. Genel olarak olumsuz duyguların hastalık eğilimli kişiliği tanımladığı görülmektedir. Hastalığın bağımsız değişkeni olarak kişiliğin ele alınmasında “Beş Faktör” modeli üzerinde çalışılmaktadır. Bu çalışmalar kişilerarası sınıflandırmalarından uzlaşmacı – karşı koyucu, dost canlısı-şüphecilik ve nörotiklik – düşmanca tutum, değişkenlerini hastalık riski oluşturan alt değişkenler olarak ele alınmaktadır.
READ MOREMobbing, diğer bir deyişle işyerinde psikolojik taciz, işyerinde saldırı içerikli, mütecaviz ya da hakaret edici davranışlarla gücü kötüye kullanarak, hedef alınan kişinin aşağılanmasına neden olan bir süreçtir. Hedef kişinin özgüveni zayıflatılır ve onun, kronik bir endişe ve yoğun stres altında kalması amaçlanır. Nihai amaç ise, aşağılayıcı davranışlara hedef olan kişinin, o işyerinden bir şekilde uzaklaştırılmasıdır. Gerçek mobbingciler, farklı kişilik özelliklerinin dışına çıkan bireylerdir. Çünkü bu kişilerin anide değişebildikleri ve hiçbir kişilik grubuna tam anlamıyla oturmadıkları bilinmektedir. Kendilerini büyük bir güç, engin bir deha, kusursuz bir güzellik ve mükemmel bir varlık olarak gördükleri için, her şeyi hak ettiklerine inanırlar. Kurbanlarına karşı küstah, kendini beğenmiş davranış veya tutumlar sergilerken acımasız olurlar. Mobbingci bireyin, özel yaşamında karşılaştığı tüm olumsuz duygular, tüm yetersizlikler veya kötü deneyimler, iş yaşamına taşınır ve başkalarına yansır. Bu kişiye göre diğer insanlar, benzer sorunları ve olumsuz duyguları yaşamadıkları için, onun düşmanıdır. Daima başkalarına karşı haset ve kıskançlık duyguları mevcuttur.
READ MOREKişilik psikolojisi terminolojisine baktığınızda, iyi kişilik, kötü kişilik ya da kişiliksiz gibi kavramların yer almadığını görüyoruz. Benzer bakış açısıyla “geçinilmesi zor” tanımının, bu tanımı, yapan kişinin özelliklerinden kaynaklandığı düşünülebilir. “Kişiyi nasıl bilirsin? Kendin gibi” deyimi bu yaklaşımımızı ifade etmektedir. Genelde kaygı düzeyi yüksek olan bir kişi, başkalarının stresle başaçıkma düzeyini bu bakış açısıyla oluşturacaktır. Günlük hayatta çevresiyle ilişkilerinde sorun yaşamayan kişiler ne zaman “geçinilmesi zor” kişi haline gelir? Pek çok insan baskı altındayken üretkenliklerini olumsuz yönde etkileyen eğilimler sergiler. Bunlar “Risk Faktörleri” olarak adlandırılır. Ancak kişi baskı altına girdiğinde, yorulduğunda, sıkıldığında ya da dikkati dağıldığında bu risk faktörleri verimliliği düşürüp, müşterileri, çalışma arkadaşlarını ya da birebir ilişki içinde olduğu kişilerle olan ilişkilerin kalitesini zedeleyebilir. Çevresindekiler bu eğilimlerin farkında olmakla birlikte bunlara ilişkin kişiye herhangi bir geribildirimde bulunmayabilirler. Ancak kişinin kendi ayak bağları hakkında farkındalık kazanması ve geribildirim alması, performansını olumlu yönde etkileyecektir. Hogan Baskı Altında Eğilimler ölçümü, kişilere objektif geribildirim sağlamak, baskı ve stres altındaki olumsuz davranışları fark ettirmek amacıyla hazırlanmıştır. Hogan Baskı Altında Eğilimler Ölçümünde yer alan on bir boyut üç ana kategoride toplanmaktadır: İnsanlardan uzaklaşma, İnsanları karşısına alma ve İnsanlara doğru gitme.
READ MOREYönetim kuramcıları, kurumlarda etkililiği tanımlamak için dört genel değişken sınıfı kullanmışlardır, üretkenlik, mali durum, müşteri hizmetleri ve insan kaynakları. Üretkenlik ölçekleri, girdilerin çıktılara dönüşmesindeki verimliliği yansıtır. Ölçeklerinin ikinci kategorisi finansal göstergelerle ilgilidir, pazar temelli olanlar ve muhasebe temelli olanlar özellikle önemlidir. Müşteri hizmeti endeksleri ölçeklerin üçüncü kategorisidir, müşteri memnuniyeti, müşteriyi elde tutma ve müşteri artışıyla ilgilidir. Son kategori olan insan kaynakları temelli ölçekler, kurumun yetenekleri ne kadar iyi yönetebildiğini yansıtır. Bu gruptaki endeksler personel devir hızını, işe devamsızlığı, kaza oranını ve morali içerir.
READ MOREİşler iyi gittiğinde daha fazlasını istemek, insanın DNA’sına işlenmişe benziyor. 1990’larda borsa’nın yükselmesi ile oluşan zenginlik, 11 Eylül sonrası canlanan piyasalarla beraber dizginlenemez bir iyimserlik yarattı. Bunun sonucunda da yere sağlam basamaz olduk. Gerçekçi yaklaşım ve risk yönetimi bir kenara bırakılarak, karmaşık yatırım araçlarına, kaldıraçlama etkileri abartılmış kurumsal varlıklara ve ihtiyatsız kişisel borçlanmalara akın edildi. Bir yöneticinin başarısızlığının birincil sebebi ilişki sorunlarıdır. İkinci olarak güçlü yönler her zaman olumlu sonuçlar getirmeyebilir. Liderleri başarısızlıkları ile ilgili araştırmalar bu konuda yol gösterici olmaktadır. Liderleri güçlü yönlerine odaklanmaya yönlendirmek aslında bu yönlerini fazla ve yanlış şekilde kullanmaya ve genellikle tamamlayıcı beceri ve bakış açılarını ihmal etmelerine sebep olmaktadır. Son olarak güçlü yönlere odaklanmak gelişimi engelleyebilmektedir. Bilinmeyenle, denenmemişle başa çıkmak ve sürekli öğrenim uzun süreli başarının sırrıdır.
READ MORE