• Duyguların Gücü Adına

    Duyguların Gücü Adına

    Yumuşak gücü bir sanat olarak sergileyebilmek ve fark yaratan liderlere dönüşebilmek için fırsatlar sunmak bizim görevimiz, bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek ise çalışanlarımızın görevi. Şirket içindeki bağlılığın, memnuniyetin ve çıktılara yönelik performansın hızlı bir ivmeyle artması bize bu sistemin iyi şekilde işlediğini gösteriyor.

    DEVAMINI OKU
  • Duygusal Sermaye

    Duygusal Sermaye

    Kurumların hayatlarına, güçlenerek devam etmeleri, duygusal sermayeyi içlerinde gizli bir hazine gibi taşıyan çalışanların ruhlarına dokunabilmekten geçmektedir. Bu hazineye talip olan işletmelerin izleyeceği yol haritasının, çalışanların kendilerini değerli hissedecekleri, duygularını rahatça ifade edebilecekleri etkileşim ortamlarının sağlanması ve insana bütünsel bakabilen bir yönetim anlayışı ile hayata geçebileceğini söyleyebiliriz.

    DEVAMINI OKU
  • Duygusal Çeviklik ve İş Süreçlerinin Yenilikçi Yaklaşım Felsefesine Katkısı

    Duygusal Çeviklik ve İş Süreçlerinin Yenilikçi Yaklaşım Felsefesine Katkısı

    Rekabet ve müşteri odaklı seçimler yapmak V.U.C.A dönemi adı verilen değişkenlik, belirsizlik, karmaşıklık ve muğlaklık döneminde hem bir zorunluluk hem bir zorluktur. Küresel pazarda hızlı cevap verme kapasitesini gösteren bu bakış açısı iş yapış biçimlerinde olağanın dışına çıkma gereğini arttırır. Böyle durumlarda duygusal çeviklik öne geçme ihtimalini arttıracağı halde insanın psikolojik sistemleri tarafından engellenebilir. Risk ve belirsizlik altında seçimler I. Sistem tarafından yönetildiği için insan risksiz gördüğü, bilinene yönelir. Sonuçları belirsiz bir olay üzerinde taraf tutmak sadece belirsizliğin derecesine değil, belirsizliğin kaynağına da bağlıdır.

    DEVAMINI OKU
  • Dijital Çağda Kurumsal İletişim

    Dijital Çağda Kurumsal İletişim

    Artık dijital çağdayız. Eskiden yaptıklarımızı yaparak, başarılı olamayacağımız çok açık. O halde yaptığımız işi yarına taşımak için zihniyetimizi değiştirmemiz gerekecek. Görevi iletişim olan her bölümün, bu değişimde ayakta kalabilmesi için bazı kabullerinin olması gerekir. Bu kabullerden en önemlisi gündemi artık hedef kitlenin oluşturduğudur. Bu durumda da iletişim bölümlerine düşen, hedef kitlenin davranışlarını anlamak için verileri kullanma ve daha uyumlu ve daha hassas iletişim planları gerçekleştirmektir.

    DEVAMINI OKU
  • Yeteneğin Bileşenleri: Yatkınlık, başarı yönelimi ve sosyal beceriler kümesi*

    Yeteneğin Bileşenleri: Yatkınlık, başarı yönelimi ve sosyal beceriler kümesi*

    Kurumların ihtiyaç duyacağı işgücünün sahip olması gereken üç özellik vardır, yatkınlık,başarı yönelimi,insanlarla iyi geçinmektir.Birçok kurum yetenek havuzu oluşturmak ve kurumu geleceğe taşımak için çeşitli arayışlar içerisindedir.Sezgisel yöntemler yerine bilimin kullandığı yöntemler kullanılırsa bu aşamada daha fazla sonuç alınabilir.Bu makalede de hem süreçleri sadeleştirmek hem de kurumun başarısına katkıda bulunabilecek doğru adaylar bulmak için bilimin gösterdiği yol anlatılmaktadır.

    DEVAMINI OKU
  • Kurumunuzdaki Gizli Cevherleri Nasıl Tanıyabilirsiniz?

    Kurumunuzdaki Gizli Cevherleri Nasıl Tanıyabilirsiniz?

    İş piyasasında işsizlik fazla olmasına rağmen şirketler yetenekli çalışan bulamamaktan şikayetçi. Bu yetenekleri bulmak için ise şirket , bünyesinde çalışanlardan değil dışarıdan bulmak için bir arayışa giriyor ve bu da kuruma hem zaman hem para kaybettiriyor. Bunu önlemek adına makalede kurumun , kendi içindeki potansiyel çalışanlara ulaşabilmesi için neleri dikkate alması gerektiğine ulaşabilirsiniz.

    DEVAMINI OKU
  • Yeteneği Nasıl Tanımlıyorsunuz?

    Yeteneği Nasıl Tanımlıyorsunuz?

    Yeteneği nasıl tanımladığınız tutum , algı ve varsayımlarımızı doğrudan etkiler. Tanımladığımız bu kavramlar çalışanlar olarak işimize olan tutumumuzu , kapasitemizi , öğrenme ve gelişim potansiyelimizi şekillendirir. Bu durumda bizlerin davranışlarını etkiler. Kavramlar uygun bir şekilde hizalanırsa sadece bireysel düzeyde başarı elde etmekle kalmaz , bireylerin hizmet ettikleri kurumlar içinde büyük bir başarıya imza atılmasını sağlar. Bu makalede de bu kavramların uygulamasına yönelik bir kaç örnek ele alınmıştır.

    DEVAMINI OKU
  • Kötü Liderlik

    Kötü Liderlik

    Bir kurumun en temel kaynağı çalışanlar ve liderlerdir. Liderlik her alanda fark yaratan, toplumu ileriye götüren, kurumu yücelten kişilerdir. Aynı zamanda bu olumlu durumların yarında topluma zarar veren liderler ve liderlik tarzları vardır. Başlangıçta olumlu işler yapan ama sonrasında gücünün sınırlarını abarttığı için başarısız olan çok sayıda lider vardır. Bu yüzden liderlerin karakterliliklerinden yeterliliklerinden haberdar olup, yanlışlarının olabileceğini de kabullenmek gerekir.

    DEVAMINI OKU
  • Yetenek Körlüğünün Üstesinden Gelmek

    Yetenek Körlüğünün Üstesinden Gelmek

    Yetenek kelimesi kişinin bir iş iyi yapmasını sağlayan özel bir beceridir. Aslında her birimiz işlenmemiş saklı cevherlere sahibiz. Sadece bunları ortaya çıkarmak için çabalamak durumundayız. Çalışanlardaki yeteneği görebilmeyi öğrenmek öenmlidir. Çünkü kurumun her bölümünde ayakta kalabilmenin esası yeteneği tanımaktan geçer.Eğer biz kendi yetenek bankamızı etkin bir şekilde kullanamıyorsak çevremizdekilerin yeteneğimizi fark etme ihtimali yoktur. Çünkü bu kişilerde yetenek körlüğü vardır. Bu makalede yetenek körlüğünün iyileşmesini sağlayacak stratejiler anlatılmaktadır.

    DEVAMINI OKU
  • Roket Biliminin Ötesinde Bir Yetenek Yönetimi Örneği: “More than Rocket Science”

    Roket Biliminin Ötesinde Bir Yetenek Yönetimi Örneği: “More than Rocket Science”

    Bu makalede , yönetici yetiştirebilmek adına yapılan çeşitli yönlendirmeler anlatılırken ‘more than a rocket science’ sürecinin 4 aşaması birden ayrıntıyla incelenmiştir.

    DEVAMINI OKU
  • Yetenek Yönetiminde Küresel Başarı Stratejileri: Çeşitlilik ve Kapsayıcılık

    Yetenek Yönetiminde Küresel Başarı Stratejileri: Çeşitlilik ve Kapsayıcılık

    Gerçek yeteneği bulma serüveni nasıl olmalı? İş hayatında ekip çalışmasının sonucunda ortaya çıkan başarı artık küresel ölçütlerle tanımlanırken, küresel misyona olan katkılarından da söz ettirir hale gelmiştir. Küresel ölçütlerde başarılı sayılan kurumların, ekiplerinin bir bütün halinde hareket etmesi için ideal bir süreç olan yetenek yönetimi sürecinden faydalandıkları bilinir. Bütün kurumu kapsayan yetenek yönetimi sürecinin mihenk taşlarını ise “çeşitlilik” ve “kapsayıcılık” oluşturur. Yayınlanan bir raporda: çeşitlilik, çalışanların farklılaşan özelliklerini, kapsayıcılık ise kurumdaki her çalışanın tüm benliğini işine yansıtabilmesini teşvik eden ve tüm çalışanlarına potansiyellerini gerçekleştirebilmeleri için fırsat yaratan bir iş ortamının sağlanmasını ifade edilmiştir. Makale çeşitlilik ve kapsayıcılık kavramlarının arasındaki bağı uzman gözünden okuma fırsatı verirken liderler için çeşitliliği yönetme konusunda bazı tavsiyelerde bulunuyor.

    DEVAMINI OKU
  • Deneyim mi, Yetenek mi?

    Deneyim mi, Yetenek mi?

    İşsizliğin kol gezdiği günümüz işgücü piyasasında, akıllıca seçim yaparak adayları işe almak hiç bu kadar zor ve önemli olmamıştı. Özellikle son elemeye kalan adaylarımız gerçekten yetenekli ve deneyimliyse, nasıl karar vereceğiz? Birbiriyle kol kola olabilen bu iki nitelik nasıl ayırt edilir? Hangisine öncelik vermek gerekir? Bu konu makalede “hayatta kalma ve değişime uyum sağlama becerisi”, “adanmayı ve verimliliği öngörme” ve “zihin haritaları ve kurum kültürüne uyum” boyutları üzerinden ele alınmıştır.

    DEVAMINI OKU
  • Yetenek Açığına Karşı Güçlü Yetenek Yönetimi

    Yetenek Açığına Karşı Güçlü Yetenek Yönetimi

    Yetenek, anında bulunan ve kısa sürede sonuç aldığımız bir kaynak değildir.Bu nedenle yetenek yönetimi konusunda kurum kültürü oluşturarak pozisyona uygun yetenekler bulunmalı, bu yetenekler korunmalı ve geliştirilmelidir.Yetenekleri koruyamayan bir şirkette zamanla yetenek açığı oluşur.Bu yüzden bu yetenek açığı riskine karşı kurum içeriden ve dışarıdan kazandıkları yetenekleri ellerinde daha çok tutmalıdırlar.

    DEVAMINI OKU
  • Yetenekler Bilmek İster

    Yetenekler Bilmek İster

    Yetenek yönetimi konusu, İnsan Kaynakları birimlerinin kurum için katma değeri yüksek çalışmalarından biridir. Bu konuda gerçekleşen değişken nedenlerden dolayı yetenek yönetimi konusunun kurum içindeki iletişimi yapılamamaktadır. Kuruma yeni yeteneklerin kazandırılması veya mevcut çalışanlar arasında yüksek potansiyelli çalışanların seçilmesi sürecinde dikkat edilmesi gereken bir konu vardır. Bu konu, hazırlanan bu çalışmaların neden yapıldığının çalışanlara anlatılması konusudur. Kuruma yetenek kazandırırken, kazandırılan yeteneklerin gelişim sürecinde de kurumla kalmasını sağlamak için kurumu ileriye taşıyacak kişilerle sağlıklı iletişimin yapılmasıdır. Makalede yetenek yönetimi sürecindeki kurulan iletişimin önemi sıkça vurgulanmıştır.

    DEVAMINI OKU
  • Yetenek de Bir Yere Kadar…

    Yetenek de Bir Yere Kadar…

    “Sıkı bir çalışmanın yerini hiçbir şey alamaz. Deha yüzde bir ilham ve yüzde doksan dokuz terdir” demiş Thomas Edison. Çok çalışmak, varılmak istenilen nokta için yeterli midir, yoksa yetenekli olmak şart mıdır? Hem yetenekli, hem çalışkan olan insanlar her durumda başarıya ulaşabilirler mi? Belki bu soruyu yanıtlamadan önce yeterlilik duygusunu tanımalıyız. Yeterlilik duygusu, kişinin belirli bir görevi belirli koşullar altında başarıyla yerine getireceğine olan inancıdır. – Yeteneklisin, istiyorsun ve sebat ediyorsun. – Yeteneklisin ama istemiyorsun. -Yeteneklisin, istiyorsun ama sebat etmiyorsun. -Yetenekli değilsin, istiyorsun, sebat ediyorsun. Anlıyoruz ki, güçlü alanlara odaklanmak, istemek ve bunun için çaba göstermek başarıya giden yolculukta hızı arttırmaktadır.

    DEVAMINI OKU
  • Yeteneğin Laneti

    Yeteneğin Laneti

    İş hayatında başarı her kurumun yerleştirilmeye çalıştığı bir dinamiktir.Tıpkı yeteneği kişinin kendisinde oturtmaya çalıştığı gibi.İşte iş hayatındaki bu kurumsal başarı içinde yetenek vazgeçilmez bir ölçüttür.Çocukluğundan başlayarak sorumluluk almış kişi,bulundukları kuruma bağlı kalmak için hayata ortak olmuş kişilerin bir araya gelmesiyle iş hayatında sürdürülebilir kurumsal bir başarı sağlanır.

    DEVAMINI OKU
  • Müzakere Bir Bilim Değil, Sanattır

    Müzakere Bir Bilim Değil, Sanattır

    Müzakerenin belirli bir stratejisi yoktur. Karşıdaki insan, içinde bulunulan durum ve iletişimdeki tavra göre sürekli olarak bir strateji değişimi yaşanır. Bu sebeple müzakere bilimden çok sanat tabiriyle anılır. Arabulucuların izlediği iki yaklaşım vardır: kazan-kazan ve agresif politika. Kazan-kazan politikası samimiyeti esas alırken agresif politika daha sert bir duruş izler. İki yoldan birini net bir şekilde izlemek uzun vadede sonucun negatif sonuçlanmasına sebep olur. Bu sebeple durumu idare ederek esnek bir strateji izlenmesi gerekir. Bu makalede esnek strateji ve nasıl izleneceği açıklanmaktadır.

    DEVAMINI OKU
  • Rehin Tutulduğunuzun Farkında Mısınız?

    Rehin Tutulduğunuzun Farkında Mısınız?

    Liderlikte güvenli liman liderliği nasıl olur?. Kederle başa çıkmaları için onları cesaretlendirecek kadar onlara önem veren liderlere ihtiyaç duyarlar. Öyleyse bu ihtiyaç nasıl giderilir? Bu makalede okuyucu bu konuda önemli ipuçları bulabilir. Böylece kendinizi ve ekibinizi sağlıklı bir yüksek performans düzeyine taşıma fırsatını da yakalarsınız.Hepimiz, mecazi anlamda rehin alınıyor, patronlarımız, iş arkadaşlarımız, müşterilerimiz, aile üyelerimiz ve gün içinde etkileşim kurduğumuz herhangi biri tarafından tehdit edilmiş, kullanılmış veya haksızlığa uğramış hissediyoruz. Bizi kendi yaşantılarımız dahi rehin alabiliyor. Hatta kendi zihniyetimize, duygu ve alışkanlıklarımıza rehin düşüyoruz. Bu yazı, yaşanmış bir örnek olay üzerinden çatışmaları sorgulamaya fırsat vermekte. Çatışmayla başa çıkmak için, çatışmanın kökeninde yatan farklılıklarla birlikte, kayıpların yol açtığı duyguları anlamamız gerektiğinden yola çıkarak, değişim ve kayıp dönemlerinde, çalışanların güvenli liman liderliğine ihtiyacı vardır denilmektedir.

    DEVAMINI OKU
  • Tutumların Müzakere Sürecine Etkisi Nedir?

    Tutumların Müzakere Sürecine Etkisi Nedir?

    “Olumlu ya da olumsuz tutumu belirleyen ve besleyen temel unsurlardan biri hangi zihniyet modeline yakın olunduğudur. MIT’li araştırmacılar kısa bir süre önce stresle müzakere arasındaki ilişkiyi inceledi ve büyüleyici bir sonuca ulaştı: Stresin fizyolojik belirtilerinin olduğu bir ortamda müzakereye olumlu tutumla yaklaşanların yaklaşık % 10’u, olumsuz tutumla yaklaşanlardan daha iyi anlaşmalar yaptı ve fırsatları daha net görebildi. Olumlu tutumdakilerin müzakere süreci ve karşı tarafla ilişkileri açısından daha avantajlı oldukları gözlemlendi. Ticari çevredeki müzakere süreçlerini on beş yılı aşkın bir süredir inceleyen Jonathan Sims, olumsuz zihin tutumları ve buna bağlı olarak ortaya konan davranış biçimleri ile ilgili bulgularını “müzakerede başarının ve başarısızlığın ayrılmaz anahtarları” olarak açıklıyor. Sims’e göre, bu uygunsuz zihniyet tutumlarının bir listesi aşağıda:1-Kendini sınırlayanlar (Self-limiting expectations)2-Konfor alanında kalanlar (Comfort seeking) 3-Çok taviz verenler (Attitudes to money) 4-Ataletsizler ( Inertia) 5-Zayıf iradeliler (Lack of self-control) 6-Aşırı hırslılar (Drivers) 7-Güç meraklıları (ego) 8-Kendilerine odaklananlar (Self absorption) Sonuç

    Müzakerenin amacı “”her iki tarafın ihtiyaçlarını tatmin eden ve mutlu oldukları bir anlaşmaya varmak”” olarak görüldüğünde tarafların ikisinin de kazandığı ve fırsatların değerlendirildiği sonuçların alınmasını sağlar. Ancak hedef, “tarafların mutluluğuna bakılmaksızın, masaya koyulanların yüzde 100’ünü almak”” olduğunda, kötü duygular, sert sözler, sömürü ve enkaza dönüşen ilişkiler gözümüzün önünde canlanır. Bir müzakereci olarak yeteneklerinizi keşfetmek güveni geliştirecektir. Müzakereyi, gerginliği gidermek için stratejiler geliştirmek ve onu geride bırakıp kaçmak için değil, sizin için etkili olan olumlu bir kuvvet olarak kucaklayabilirsiniz.”

    DEVAMINI OKU
  • Müzakereyi Zorlaştıran Örtük Kabuller

    Müzakereyi Zorlaştıran Örtük Kabuller

    Müzakere sürecindeki karar dinamiklerini daha etkin yönetmek için izleyebileceğiniz yöntemler nelerdir? Duyguların karar sürecini etkilemesiyle, akıldışı hükümler vermeden nelere dikkat etmelidir? Bu yazıda bu yöntemleri açıklamalarıyla bulabilirsiniz. Örtük pazarlığın bir sebebi de güven sorunu olduğunu, nelere sebep olabileceğini okuyabilirsiniz.Tarafların peşin hükümlü yargılarını terk etmeleri ve kendi çıkarlarının ötesinde, yeni dünyanın ihtiyaç duyduğu iş birliklerini kucaklamaları durumunda ideal müzakere sayılır. Çünkü insanlık 21. Yüzyıl ve sonrasında oluşacak problemleri tek başına göğüsleyemez. Bu makalede Homo Sapiens’in yazarı Harari, yeni kitabı “Homo Deus: Yarının kısa bir tarihi”nde de belirttiği önemli olmazsa olmazlardan bahsetmektedir.

    DEVAMINI OKU
Personova Kişilik Envanteri Testi