Son yıllarda eğitim alanında geldiğimiz noktaya baktığımızda; skolastik yaşamda, yüksek öğrenimde ve kurum eğitimlerinde, varlığını başarıyla sürdüren ve bir zamanların gözde sınıf modelinin günümüzde en iyi yöntem olmadığını artık herkes biliyor. Yaygın inanışın da desteklediği gibi birçok genç adeta okuldan nefret ediyor çünkü yaratıcılığının kısıtladığını düşünüyor. Aslında onlar bilgi edinmeyi değil bilgiyi hayata geçirmeyi seviyor. Günümüz koşullarında Z kuşağı hareket özgürlüklerinin olmayışından, baskıdan, zaman harcamaktan ve sınıfların sıkıcılığından oldukça şikayetçi. 

Kurum eğitimlerinde durum daha da kötüdür. Çünkü ezici ve rekabetin gittikçe arttığı iş yaşamı çalışanların öğrenmeye karşı heveslerini iyice azaltıyor. Kurumlarda eğitime alınan çalışanların yegane tesellisi, skolastik felsefenin ekstra olumsuz tuzaklarından uzak olmaları.

Bütün bunlara ek olarak birçok kişi eğitimi, performansa bağlayan en etkili yolun sınıf içi eğitimler olup olmadığını sorguluyor. Özellikle çalışanlar oturumlar biter bitmez öğrendiklerini uygulamaya koyup koyamayacakları merak ediyor. Bu endişeleri hafifletmek üzere çalışanlara çeşitli modeller sunuluyor. Fakat sunulan modellerin hemen hepsi de radikal değişikliği gerektiriyor. Bu duruma çözüm getirecek, eğitim alanında daha köklü değişime geçiş sağlayacak ters yüz öğrenme modeli, geleneksel eğitim modelinin tam aksi yönünde yepyeni yüzüyle karşımızda durmaktadır.

Ne yazık ki, bugün eğitimde yaşanan büyük sorunların çözümünde yeni ters yüz öğrenme modeli tek başına yeterli değildir. Diğer taraftan, çok daha geniş kapsamlı değişim modelleri bu önemli zorluğu aşmamızda etkili olabilir. Ancak, bu keskin değişime doğru atılan adımlar, daha fazla vaka çalışmaları ve standartlaşma uygulamaları yapmadan, kişilerin öğrendiklerini uygulamalarına pratik çözüm imkanı tanımamaktadır. Bu koşullar altında tüm problemleri olmasa da, bir kısmını çözmek için sunulan bu yeni yöntem, birçok problemi aşmamız adına büyük bir atılımdır.

Peki, ters yüz öğrenme modeli nasıl çalışır? Aslında, bu öğrenme modelinin nasıl uygulandığıyla ilgili belirli bir standart yoktur. Bu yeni yöntem oldukça açık-uçludur ve hedefleri çok nettir. Katılımcıların sessizce oturmalarını sağlayarak, onlara ders anlatmak ve önlerine sürekli tekrarlamaları için alıştırmalar koymak yerine (tıpkı ilkokulda olduğu gibi), sınıfta eğitmenin rolüne farklılık getirmektedir.

Eğitmen ise katılımcılara konuşma yapmak için değil onlara rehberlik etmek üzere sınıfta bulunur. Katılımcıları projelerde, aktivitelerde ve diğer grup süreçlerinde görevlendirir. Daha sonra kişiler bu projeler üzerinde bir arada çalışır, eğitmenler bu süreç içerisinde katılımcılara veri sağlayarak onlara yol boyunca rehberlik eder.

Öğrenciler sıkıcı ev ödevi yerine, sınıf ortamında yapılan alıştırma ve aktiviteleri desteklemek amacıyla, izlenecek veya dikkatle okumalarını gerektirecek materyaller ile evlerine gönderilir.

Ters yüz öğrenmenin hedeflediği ilk amaç, özellikle de kurum eğitimlerinde, eğitim oturumlarının daha bağlayıcı ve sıkıcı olmamalarını sağlamaktır. Sosyal aktivite çalışmaları, ekip çalışmasını ve farklılaşmayı desteklerken, asıl işin büyümesi ve başarının yakalanması için ihtiyaç duyulan sosyal anlayışı cesaretlendirir.

Yeni ters yüz öğrenme modelinin sağladığı bir başka fayda da gerçekçi alıştırmalarla katılımcıların deneyim biriktirmesine olanak sağlamasıdır. Sonuçta çok daha etkili olduğu ispatlanmış olan “yaparak ve tecrübe ederek öğren” görüşünün üzerine çok daha fazla şey katmaktadır.

Ayrıca, bu yeni yöntem şirketlerin eğitim ortamı göz önüne alındığında, yoğun çalışan profesyonellere daha çok uyar. Eğer fiziksel etkileşime ihtiyaç yoksa, eğitim teknolojileri kullanılarak, işbirliğini sağlayan veri sistemleri ve iletişim teknolojileri bir arada organize edilecek ve bu model internet üzerinde kurulabilecektir. Böylece katılımcıların nerede bulundukları bir önem taşımayacak, çalışanlar istedikleri yerden eğitime dahil olabilecektir.

Ters Yüz Öğrenme Modelinin Avantajları 

Birçok kişi ters yüz öğrenme sınıf modelini değerli kılan unsurun, sınıf zamanını yeniden tasarlayarak, bu süreyi bir çeşit uygulama alanı haline getirmesi olduğunu düşünmektedir. Bir yazısında Educase yeni öğrenme modeliyle ilgili şunları yazmıştır: “Ders sırasında öğrenciler içeriği sorgulayabilir, bilgiyi kullanarak becerilerini test edebilir ve uygulamalı aktivitelerde birbirleriyle etkileşim içinde olabilir. Oturumlar sırasında, eğitmenler öğrencileri bireysel sorgulama ve işbirlikçi çabaları konularında cesaretlendirerek, daha çok onlara koçluk veya danışmanlık yapar.”

Oysa, geleneksel sınıfta öğrenciler dersi yakalamaya odaklanır ve ne yazık ki bilgiyi sindirmeye ve davranışa dönüştürmeye çok az zamanları kalır. Ters yüz öğrenme modeli ise, sınıfta geçen sürenin büyük kısmını kavramların uygulanmasına ayırarak, öğrencilerin düşüncelerinde oluşan hataları, özellikle de sınıfın geneline yayılmış olanları belirlemede, eğitmenlere önemli fırsatlar sunar. Uygulamaya koyulan ve ekip çalışmasını gerektiren projeler sadece öğrenciler arasındaki sosyal etkileşimi değil, aynı zamanda bilgi transferini de cesaretlendirir.

Örneğin videolar, öğrencilerin ihtiyacına göre izlenir, gerekirse başa sarılır veya hızlıca ileriye alınabilir. Tüm bu imkanlar, öğrencilerin bilgiye istedikleri şekilde ulaşabildiklerini görmelerine ve dil konusundaki endişelerinin ortadan kalkmasını sağlayacaktır.

Ters Yüz Öğrenme Modelinin Dezavantajları 

Educause, eğitim liderlerini ters yüz öğrenme modelinin kolay ancak yanlış anlaşılmaya açık bir model olduğuyla ilgili uyarıyor. Eğitimcilere önerilerini şu sözlerle dile getiriyor: “Düşünce biçimi anlaşılır, doğrudan olmasına rağmen, etkili ters yüz öğrenme modeli dikkatli hazırlanmayı gerektirir. Eğitmenlerden oluşan ekip, dersleri kaydetme konusuna zaman ayırmalı ve çaba sarfetmelidir ve dikkatle bir araya getirilen sınıf içi ve sınıf dışı malzemeler, bir taraftan öğrencilerin bu yeni modeli anlamasına yardımcı olurken, diğer taraftan derslere hazırlanma konusunda onları motive eder.”

Ters yüz öğrenme modeli, eğitmenin ek çalışma yapmasını ve yeni beceriler kazanmasını gerektirebilir. Flipped Learning Network, George Mason University tarafından hazırlanan yeni raporda ve Pearson’s Center for Educator Effectiveness tarafından yapılan açıklamada, eğitmenlerin ters yüz öğrenme modelini uygularken sınıfın “bir şekilde kaotik ve gürültülü” olmasını beklemeleri gerçeğini ve öğrenme değerlendirmeleri yapılırken, beklentilerin ve zaman çizelgesinin esnek olma gerekliliğini ortaya koydu.

Diğer taraftan, ters yüz öğrenme modelinde öğrenciler öğrendiklerinin daha büyük kısmından sorumlu olacaktır. “A Review of Flipped Learning” yeni modelle ilgili şu hatırlatmayı yaptı: “Öğrenciler kendilerine öğretilenlerin ürünü olmaktan çıkıp, öğrenmenin merkezine doğru hareket ederken, derse aktif katılım fırsatlarıyla bilgi oluşumunu gerçekleştirerek, öğrendiklerini kendilerine anlamlı gelecek şekilde değerlendireceklerdir.”

Ters Yüz Öğrenme Modelinin Eğitime Uygulanmasında Dikkat Edilecek Hususlar 

Daha önce söz ettiğimiz gibi, ters yüz öğrenme sınıf modeli yaklaşımı bazı karma öğrenme modeli teknikleriyle benzerlik gösterir ve hali hazırda yetişkinlerin öğrenmesine çözüm getirecek önemli adımlar atar. Sonuçta, fasilitatörler ve eğitim tasarımcıları karma öğrenmedeki en iyi uygulamaları ters yüz öğrenmeye uygulayabilir. Ancak gene de ters yüz öğrenmeye karar verirken akılda tutulması gereken bazı anahtar noktalar vardır. Bunlar;

Sınıf öncesi kaliteli materyal hazırlamak üzere zaman ve kaynak ayırın. Şu yanlış düşünceye kapılmayın, ters yüz öğrenme sadece mevcut dersi kayıt ederek, websitesine yollamak anlamına gelmemektedir. Elinizde bulunan seminer materyallerini tekrar gözden geçirerek, hangi kısımların yazılı muhafaza edilmesi ve hangi kısımların videoda yer alması gerektiği konusunda karar verin. Konuyla ilgili araştırma yapmaya zaman ayırın ve daha sonra zamanlamaya, bilgiyi sıralamaya ve açık talimatlar yaratmaya daha fazla zaman ayırın. Her ders için olmasa da ihtiyaca göre kendi video ve materyallerinizi yaratın.

Sınıf öncesi beklentileri öğrencilere açıkça belirtin. Katılımcıların bağımsız olarak hangi görevleri yerine getirmeleri gerektiğini konusunda açık ve belirleyici olun. Sınıf öncesi videolar, podcastlar, okuma malzemeleri ve diğer görevlerin yerine getirilmesinin zorunlu olduğunu ancak sınıf içi, atölye benzeri çalışmalar da önceden hazırlığın isteğe bağlı olduğunu anlatın. Sınıf içi zamanı en verimli şekilde kullanmak için katılımcıların sınıf öncesi ödevlerden ne anladıklarını değerlendirmek durumunda kalabilirsiniz.

Sınıf alıştırmaları yapılırken beklenmeyen durumlarla karşılaşmaya hazırlıklı olun. Kıvrak zekaya sahip ve çevik olmak ifadeleri iş hayatında gereğinden fazla kullanılmaktadır ancak ters yüz öğrenme modeli için bu ifadeleri kullanmak uygun olur. Çünkü sınıfta öğrencilerle etkileşim halinde daha fazla zaman geçirilir, gerçek iş ortamında karşılaşılan zorluklarla başa çıkmak üzere yeni bilgi ve davranışların uygulaması sınıfta yapılır. Fasilitatörler ve eğitimciler beklenmeyen şeylerle karşılaşmak üzere hazırlıklı olmalıdır. Öğrencilerinizin öğrenmenin hızını ayarlamalarına izin verme ihtiyacı duyabilirsiniz.

Sonuç 

Ters yüz öğrenme sınıf modeli, eğitimlerde kullanılan oyunlaştırma uygulamasının sağladığı kolaylıkla birleştirildiğinde, şirket eğitim anlayışını yeni çağa taşımakta iyi bir geçiş sağlar. Eğitimin nasıl ele alınması gerektiğine açıklık getirerek, eskimiş rollere ve önyargıya yön verir. Ufukta çok daha büyük değişimler görülmektedir, ancak bu modelin eğitimle ilgili eski düşüncelerimizden vazgeçmemizi kolaylaştıracağına inanıyoruz. Ters yüz öğrenme sınıf modeli, yetişkin eğitimi ve kurum eğitimlerine doğru çoktan yelken açmış bulunmaktadır.

Kaynakça:

1. http://trainingstation.walkme.com/the-flipped-classroom-model-in-corporate-training/ The Flipped Classroom Model in Corporate Training, November 2013
2. http://www.astd.org/Publications/Newsletters/ASTD-Links/ASTD-Links-Articles/2013/07/The-Flipped-Classroom-What-You-Should-Know / The Flipped Classroom What You Should Know, July 2013