Haz Dolu Bir Hayat mı? Anlamlı Bir Hayat mı?

“Haz Dolu Bir Hayat mı? Anlamlı Bir Hayat mı?” başlıklı yazımı paylaşmak istedim. Mutluluk ve anlam konusuna ilgi duyanlar için kaçırılmayacak bir yazı. Okumak için aşağıdaki bağlantıya tıklayınız.

Mutluluk ve anlam arayışının felsefede çok eskilere dayanan bir geçmişi vardır. Antik dönemde iyilik hali iki kavram altında incelenir. Birincisi hazzın karşılığı olan “hedonia”, diğeri anlamlılığın karşılığı olan “edomonia”. Mutlu bir hayat haz ve eğlence aramanın ötesinde daha büyük bir anlam peşinde olmaktan geçiyor. Bunlar aile, iş, doğa veya tanrıya yönelme olabilir.

Hem mutlu hem de anlamlı bir hayat sürmek mümkündür. Ancak birçokları için, farkında olarak veya olmayarak, hazzı kovalamak, anlamlı bir hayatın peşinde olmaktan daha caziptir. Sevdiklerimize, mutluluğun o kişi için ne anlama geldiğini bilmeden ve hiç düşünmeden “mutlu bir yeni yıl” veya ”mutlu bir yaş” dileriz. Bir anlamda mutluluk kafamızın içindeki iyilik durumunu temsil eden bir klişedir. Nielsen Araştırma Şirketi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, insanların en büyük dileği “hayatı dolu dolu yaşayarak tadını çıkartmak”tır. Araştırmalara göre insanların büyük çoğunluğu “mutlu olmayı” dilek listelerinin en tepesine koyuyor. Kişisel gelişim kitapları ve yaşam koçları mutluluk vaadiyle uçsuz bucaksız bir işkolu yaratıyor.

Mutluluk ve haz çok kere karıştırılır. Haz kısa sürelidir ve bir nesne aracılığı ile doyum verir. Haz alış- veriş, cinsellik, yemek, sigara-alkol-madde kullanımı, internet-oyun-sosyal medya, kumar gibi dürtü temellidir ve beyinde dopamin salgılanmasıyla kişiyi hoşnut eder. Buna karşılık anlam arayışı hayatla ilgili sorumluluk üstlenmeyi, hazzı ertelemeyi gerektirir ve zahmetlidir.

Ancak gerçekte iyi duygularla ve hoşnutlukla dolu bir hayat insanların birinci motivasyon kaynağı mı olmalıdır? Araştırmalar insanı hoşnutluk veren duygularla dolu bir hayatla, anlamlı hayatın birbirinden farklı olduğunu ve gerçek mutluluğun sadece anlamlı bir hayatın peşinde olmakla mümkün olabileceğini ortaya koyuyor. Psikologlar klişe olan mutluluk peşinde koşmanın insanları nasıl etkilediğini ve bu konudaki bazı eğilimleri araştırdılar ve mutluluk peşinde koşmanın çoğunlukla iyilik halini olumsuz etkilediği sonucuna vardılar. Basitçe ifade etmek gerekirse, mutlu olmaya çalışmak, mutsuz ediyor.

Daima mutlu olmak şart mı?

Popüler kültürün yol açtığı temel inançlardan biri insanların her zaman mutlu olabilecekleridir. Ancak her zaman mutlu olmak zorunda değiliz. Davranış bilimci J. Schooler, D. Ariely ve G.Loewenstein katılımcılarına Igor Stravinsky’nin duygusal olarak muğlak bir eseri olan  “Bahar Ayini”ni dinletmişler ve bazılarına mümkün olduğu kadar mutlu olmaya çalışmalarını, bazılarına da sadece dinlemelerini söylemişlerdir. Kendilerini mutlu olmaya zorlayanların daha mutsuz oldukları görülmüştür. Berkeley’den İ. Mauss ve arkadaşlarının yaptığı bir başka araştırmada ise; “mutlu olmak benim için çok önemlidir” gibi ifadeleri onaylayarak mutluluğa yüksek değer verenlerin, günlükleri incelendiğinde kendilerini yalnız hissettikleri yönünde duygu paylaşımları olduğu görülmüştür. Buna karşılık anlam arayışı insanları daha derin ve uzun süreli bir iyilik haline götürmektedir1.

Örneğin Nietzsche’ye göre ”üstün insan” (Übermensch) amacı uğruna acı çeken insandır ve anlam bulmak için acı çekmek, mutluluğu yaşamak için gerekli bir durumdur. Yazar bu duruma ilahi dönüşüm adını vermiştir. Nietzsche hayatı dolu yaşamak için acısına katlanmak gerektiğini söyler. Ona göre, acı çekmenin kendisi, anlaşılması zor bir mutluluk sırrını öğrenmenin anahtarıdır.

İnsan var olduğu ilk dönemden bu yana anlam peşinde olmuştur. Bu anlam arayışını eski çağlarda korunmak amacıyla ilkel dinlerde ve daha sonra günümüzün kitaplı dinleriyle birlikte bilimde, felsefede ve sanatta sürdürmüştür. Bilim gerçeği bilmek ve açıklamakla ilgilenirken, din anlamı hakikat arayışında bulur.

Diğer taraftan anlam arayışı dinle sınırlı olmayıp çok yönlü olabilir. Bu arayış yukardaki satırlarda işaret edildiği gibi ilahi bir arayış olabileceği gibi, ihtiyaç duyan insanlara yardım etmek, sanat ve felsefede derinleşmek, doğayı korumak veya yaptığı işin nihai kullanıcı üzerindeki yarattığı etkide bulmak olabilir.

Anlam kendini aşan bir amaçta gizli olduğu için, anlamlı bir hayat stres, gayret ve mücadele gerektirir. PayScale’in yaptığı 500 iş kolunu içine alan bir araştırma, işlerinde en üst düzeyde anlam bulan üç meslek grubunun din adamları, öğretmenler ve cerrahlar olduğunu buldu. Hayatlarını anlamlı bulan insanlar, hayatlarının bir amacı, uyumu ve değeri olduğuna inanıyorlar2.

Hem mutlu hem anlamlı bir hayat mümkün mü? Bu soruyu cevaplandırmak için Ottawa Üniversitesinden V. Huta, 3000 kişilik bilgiyi içeren beş veri tabanını incelemiştir. Grubun %20’si mutlu ve anlamlı bir hayata sahip olduklarını, diğer %20’si her ikisinden de yoksun olduklarını bildirmiştir. Grubun %33’ü ise yüksek mutluluk, düşük anlam duygusu; %26’sı da yüksek anlam duygusu, ancak düşük mutluluk bildirmiştir. J. Aaker, 400 Amerikalıyı incelediği ve J. of Positive Psycology’ de yayınlanan araştırmasında son iki grupta yer alanları incelemiş ve bu iki grup arasında hayatlarını sürdürme biçimi açısından önemli farklar bulmuştur. Mutlu grupta olanlar; zor ve külfetli işlerden kaçındıklarını, nispeten kendileriyle meşgul olduklarını, kendilerini hoşnut edecek şeyler aradıklarını ve zamanlarını kendilerinin nasıl hissettiğiyle ilgilenerek geçirdiklerini bildirmişlerdir. Buna karşılık yüksek anlam duygusuna sahip olanlar zamanlarını daha çok başkalarına yardım ederek, arkadaşlarıyla birlikte olarak veya çocuklara bakarak ve geçmişi, şimdiki zamanı ve geleceği düşünerek geçirdiklerini bildirmişlerdir. Bu sonuçlar mutluluğu arayanların haz peşinde ve dopamine bağlı olduklarını düşündürmektedir

Hiç şüphesiz her insanın anlam konusunda yetişme biçimine bağlı farklı bir anlayışı vardır. Review of General Psychology’de yayınlanan bir makaleye göre anlamlı bir hayat üç özelliğe sahiptir.  Connecticut Üniversitesinden L. George ve C. Park ayrıntılı bir literatür taramasından sonra üç özellik tanımlamışlardır:

  • Amaç; Kişinin değer verdiği hayat amaçlarına motive olma ve odaklanma ölçüsü.
  • Kavrama; Yaşam deneyimlerini anlama ve onlara anlam verme becerisi.
  • Farkındalık; Varlığının önemli ve değerli olduğunu fark etmek.

İnsanlar hayatlarının anlamlı olduğunu söylüyorlarsa, bu aynı zamanda hayatlarının bir amacı olduğu, bununla uyum içinde yaşadıklarına ve buna değer olduğuna inanırlar.

Anlama sahip olmak hayata karşı bir bakış açısı ve zihniyettir. İnsanlar anlam arayışı içinde olabilir veya hazza dönük mutluluğu kovalayabilir. V. Huta ve R. Ryan bir makalelerinde önem verdikleri konuya göre insanların farklı davranışlar gösterdiklerini ve bunun da onların iyilik hallerini etkilediğini yazmışlardır. Bir araştırmada, üniversite öğrencilerine on gün boyunca mutluluk veya anlam boyutunda her gün en azından bir girişimde bulunmaları istenmiştir. Anlam grubundaki öğrencilerin en çok bildirdikleri etkinlikler bir arkadaşını bağışlamak, ders çalışmak, bir arkadaşına ihtiyaç duyduğu bir konuda yardım etmek veya onu neşelendirmek olmuştur. Buna karşılık mutluluk grubundakilerin listesinde uyumak, oyun oynamak ve tatlı yiyecekler yemek yer almıştır.

Anlamın gücü

Her ne kadar mutluluk grubunda yer alan öğrenciler araştırmadan hemen sonra daha fazla olumlu ve daha az olumsuz duygu yaşamış olsalar da üç ay sonra bu duygu durumunun silindiği görülmüştür. Buna karşılık, anlama odaklanan öğrenciler deneyden sonra özel bir mutluluk yaşamamıştır. Çünkü bir arkadaşa yardım etmek yaşandığı sırada kişinin yaptığı bir fedakârlıktır, gayret gerektirir ve hatta sıkıntı verir. Ancak üç ay sonra ortaya farklı bir durum çıkmıştır. Anlam arayan öğrenciler bu süreçte daha az olumsuz duygu yaşamış, kendilerini zenginleşmiş, ilham almış ve daha büyük bir şeyin parçası gibi hissettiklerini bildirmişlerdir. Uzun dönemde anlam arayışı içinde olmak, haz peşinde koşmaktan çok daha derin bir doyum yaşatmaktadır.

Sonuç

Bu nedenle sevdiklerimize yılbaşlarında veya doğum günlerinde klişe bir mutluluk dileğinde bulunmak değil, onları hayatlarının anlamı üzerinde düşündürmek daha yararlı bir yol gibi gözüküyor. Bunun sonucunda kendimizi de mutlu edecek, hoş vakit geçirtecek projeler, hobiler ve ilişkiler aramak yerine; hayatımızı daha anlamlı ve yaşanmaya değer kılacak konulara odaklayabiliriz.

Kaynakça:

  1. Esfahani Smith E, Aaker J. In 2017, pursue meaning instead of happiness [İnternet]. Uygun erişim: https://www.thecut.com/2016/12/in-2017-pursue-meaning-instead-of-happiness.html
  2. Dahl, M.In 2016,  https://www.thecut.com/2016/04/if-you-cant-have-the-job-you-love-love-the-job-you-have.html
yazar avatarı
Prof. Dr. Acar Baltaş
Prof. Dr. Acar Baltaş, Türkiye’de geniş kitlelere, psikolojinin insan ihtiyaçları ve iş hayatının sorunları için bir çözüm olduğunu gösteren öncülerden biri oldu. Stres ve beden dili kavramlarını Prof. Dr. Zuhal Baltaş’la birlikte Türkiye’ye tanıttı. 1989 yılında yayınlanan “Üstün Başarı” kitabı öğrenmenin nöro-bilimsel temelleri ile öğrencilerin ihtiyaçları arasında köprü kuran ilk çalışma oldu. Ortaöğrenimini Istanbul Erkek Lisesi’nde, yüksek öğrenimini Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nde tamamlayan Acar Baltaş, doktorasını Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Nöroloji Anabilim Dalı’nda yüksek beyin fonksiyonları konusunda yaptı, klinik nöro-fizyoloji alanında Tıp Bilimleri Doktoru ünvanını aldı ve 1986 yılında Uygulamalı Psikoloji Doçenti, 1996 yılında Profesör oldu. 1977-1997 yılları arasında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anabilim Dalı’nda çalıştı. Yurtiçinde ve dışında yayınlanmış 100’dan fazla bilimsel çalışması bulunan Baltaş, 1983 yılından bu yana, iletişim ve tıbbi psikoloji alanındaki bilgilerini iş hayatının ihtiyaçları ile bağdaştırarak seminerler verdi, uygulamalar yaptı. Bu seminer ve uygulamalarında liderliğin kültür ve cinsiyetle ilişkisine (Türk kültüründe yönetmek ve kadın liderliği), duyguların kararlar üzerindeki etkisine ve zihniyet değişikliğine odaklandı. Acar Baltaş, yasal yollarla toplam 600.000 adet satışı yapılmış; bazılarının 40. baskıyı aştığı Stres ve Başaçıkma Yolları, Bedenin Dili, Ekip Çalışması ve Liderlik, Üstün Başarı, Hayalini Yorganına Göre Uzat, İnsana ve İşe Değer Katan Yeni İK, Türk Kültüründe Yönetmek, Akılsız Duyguların Cezasını Kararlar Çeker ve Baltaş Grubu Yönetim El Kitapları’nın yazarıdır. Baltaş, Türk kültürünün değer sisteminden çıkan dönüşüm programları ve ekip çalışması konusunda birçok kuruluşun uluslararası başarılarının hazırlayıcısı oldu. Türk A Milli Futbol Takımı’nın ve Galatasaray Futbol Takımı’nın psikolojik danışmanlığını yaptı, bu görevi Türk A Milli Futbol Takımı’yla sürdürdü. Türkiye Futbol Federasyonu bünyesinde antrenörlere yönelik, “genç sporcularda karakter gelişimi” ve “psikolojik performans danışmanlığı” programlarını yönetti. Ayrıca, 2009-2016 yılları arasında Harp Akademileri’nde kurmay subay adaylarına ve her rütbede terfi eden generallere kişilik ve liderlik eğitimleri verdi. Acar Baltaş, Prof. Dr. Zuhal Baltaş’la kurucusu oldukları, iş hayatında gözlenebilir zihniyet değişikliği ve ölçülebilir iş sonuçları için kurum ve çalışan etkinliğini hedefleyen Baltaş Grubu’nu yönetmektedir. Prof. Dr. Zuhal Baltaş ile evli ve iki çocuk babasıdır.
7 comments

Diğer Makaleler

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

7 Comments

  • Osman Kocakaya
    22 Haziran 2022, 18:50

    Anlamlı hayat ve haz dolu hayat üzerine yazıyı okurken sanki haz dolu hayatı anlamlı hayatın bir alt kümesi, anlamlı hayatın mutlu hayatı doğurtan bir ebesi gibi düşüncelerle tamamladım. Yazıyı değerli bulduğumu ifade etmeliyim.

    REPLY
  • Serap Bayrak
    22 Haziran 2022, 20:51

    Kiymetli Acar Hocam ,
    Yazinizi buyuk bir keyifle okudum . Ardından tekrar hayatın anlamını ve varlığımızı sorgulatan Ruhsal Zekanın günümüz insanı içiN ne denli önemli olduğunu bir kere daha düşündüm .
    Sizi seviyor ve Sağlıklı huzurlu mutlu günler diliyorum . İyi ki varsınız

    REPLY
  • Gürsel Öztürk
    23 Haziran 2022, 16:51

    Değerli Hocam;
    İyi günler.
    Kaleminize sağlık.
    PayScale’in yaptığı araştırma Türkiye’de yapılsaydı, askerlerin de işlerinde en üst düzeyde anlam bulan meslek grubuna mensup olan kişiler olarak tespit edilebileceğine inanıyorum.
    Çünkü, sizin de ifade ettiğiniz gibi hayatlarını anlamlı bulan insanlar hayatlarının bir amacı, uyumu ve değeri olduğuna inanıyorlar. Ancak, bana göre, bu insanlar bununla yetinmeyip bir adım daha ileri giderek, kendilerini, bu amacın gerçekleşmesine adıyorlar.
    Bu adanmışlık sayesinde de, anlam boyutundaki hiç bir girişimlerinde, yaptıklarının bir fedakarlık olduğunu düşünmüyorlar. Aksine, bunu yapmaları onlara çok doğal bir şey olarak gözüküyor. Keza gösterdikleri gayret de onlara sıkıntı değil çok derin bir doyum yaşatıyor.
    En derin saygılarımla.
    Gürsel Öztürk
    Öğrenciniz

    REPLY
  • Zeki Akkuş
    24 Haziran 2022, 14:53

    Harika bir sunum olmuş.
    Sonsuz teşekkürler.
    Mutlu olmak için hayata geçirmemiz gereken çok şey varmış.
    Sizlere sağlıklı huzurlu ve mutlu günler dilerim. Dikili’den selam ve saygılarımla

    REPLY
  • ERCÜMENT ALTINTAŞ
    19 Temmuz 2022, 11:13

    Ne anlamlı, ne yol gösterici bir yazı olmuş.
    İyi niyetinize, emeklerinize ve zihninize sağlık.
    Çok teşekkür ediyorum.

    Gönülden saygılarımla…

    REPLY

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

yazar avatarı
Prof. Dr. Acar Baltaş
Prof. Dr. Acar Baltaş, Türkiye’de geniş kitlelere, psikolojinin insan ihtiyaçları ve iş hayatının sorunları için bir çözüm olduğunu gösteren öncülerden biri oldu. Stres ve beden dili kavramlarını Prof. Dr. Zuhal Baltaş’la birlikte Türkiye’ye tanıttı. 1989 yılında yayınlanan “Üstün Başarı” kitabı öğrenmenin nöro-bilimsel temelleri ile öğrencilerin ihtiyaçları arasında köprü kuran ilk çalışma oldu. Ortaöğrenimini Istanbul Erkek Lisesi’nde, yüksek öğrenimini Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nde tamamlayan Acar Baltaş, doktorasını Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Nöroloji Anabilim Dalı’nda yüksek beyin fonksiyonları konusunda yaptı, klinik nöro-fizyoloji alanında Tıp Bilimleri Doktoru ünvanını aldı ve 1986 yılında Uygulamalı Psikoloji Doçenti, 1996 yılında Profesör oldu. 1977-1997 yılları arasında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anabilim Dalı’nda çalıştı. Yurtiçinde ve dışında yayınlanmış 100’dan fazla bilimsel çalışması bulunan Baltaş, 1983 yılından bu yana, iletişim ve tıbbi psikoloji alanındaki bilgilerini iş hayatının ihtiyaçları ile bağdaştırarak seminerler verdi, uygulamalar yaptı. Bu seminer ve uygulamalarında liderliğin kültür ve cinsiyetle ilişkisine (Türk kültüründe yönetmek ve kadın liderliği), duyguların kararlar üzerindeki etkisine ve zihniyet değişikliğine odaklandı. Acar Baltaş, yasal yollarla toplam 600.000 adet satışı yapılmış; bazılarının 40. baskıyı aştığı Stres ve Başaçıkma Yolları, Bedenin Dili, Ekip Çalışması ve Liderlik, Üstün Başarı, Hayalini Yorganına Göre Uzat, İnsana ve İşe Değer Katan Yeni İK, Türk Kültüründe Yönetmek, Akılsız Duyguların Cezasını Kararlar Çeker ve Baltaş Grubu Yönetim El Kitapları’nın yazarıdır. Baltaş, Türk kültürünün değer sisteminden çıkan dönüşüm programları ve ekip çalışması konusunda birçok kuruluşun uluslararası başarılarının hazırlayıcısı oldu. Türk A Milli Futbol Takımı’nın ve Galatasaray Futbol Takımı’nın psikolojik danışmanlığını yaptı, bu görevi Türk A Milli Futbol Takımı’yla sürdürdü. Türkiye Futbol Federasyonu bünyesinde antrenörlere yönelik, “genç sporcularda karakter gelişimi” ve “psikolojik performans danışmanlığı” programlarını yönetti. Ayrıca, 2009-2016 yılları arasında Harp Akademileri’nde kurmay subay adaylarına ve her rütbede terfi eden generallere kişilik ve liderlik eğitimleri verdi. Acar Baltaş, Prof. Dr. Zuhal Baltaş’la kurucusu oldukları, iş hayatında gözlenebilir zihniyet değişikliği ve ölçülebilir iş sonuçları için kurum ve çalışan etkinliğini hedefleyen Baltaş Grubu’nu yönetmektedir. Prof. Dr. Zuhal Baltaş ile evli ve iki çocuk babasıdır.
Personova Kişilik Envanteri Testi