21. yüzyılda dijital dünyada yapılan yatırımlar ön planda ve giderek hızlanmakta. Online girişimlerin artmasıyla ülkemizde de bu girişimler artmış ve de bu sektöre engelli bireyler katılım sağlama şansı bulmuş kadınlar da kendilerini daha fazla ön plana çıkarma şansı yakalamışlardır.
Yeni teknolojilerin hayatlarımızda köklü değişikliklere sebep olduğu sürekli bir gelişim ve dönüşüm çağının içinde yaşıyoruz. Bu dönüşümün adı “dijitalleşme”. Dijitalleşme; yaşam biçimlerimizi, hatta seçimlerimizi etkileyen bilgi ve deneyimlerin dijital platformlara aktarılmasını sağlarken, internetin hızını ve yaygınlığını giderek artırması anında ve sürekli paylaşımlara olanak tanıdı. Bireyler ve kurumlar, Yeni Dünya’ya artık bu dijital pencerenin gerçekliğinden bakıyor. Fiziksel dünya, dijital dünyanın araçlarından beslenerek bu dönüşüme hızla uyum sağlıyor ve sınırlarını genişletiyor.
Bireylerin ve kurumların, geleneksel iş yapış biçimlerinden giderek uzaklaştığını fark etmemek mümkün değil. Sürekli bağlantıda kalmamızı sağlayan akıllı teknolojiler, yeni beklentilere karşılık gelen iş sonuçlarını elde etmek için, seyri değiştirecek inovatif girişimlere her zamankinden daha çok ihtiyaç duymaya başladı. Bu ihtiyaçla birlikte girişimcilik kavramını yeniden ele almak önemli bir gerekliliğe dönüştü: Dijital çağda girişimciliği, kurum içi ve bireysel atılımlarda yenilikçi eğilimleri online’a taşıyabilecek bir fırsat farkındalığı olarak tanımlamak yerinde olacak.
Temelde girişimcilik, geliştirilen veya ilk defa sunulan bir ürün, hizmet ya da süreci, fırsatlardan faydalanarak kuruma veya topluma yarar sağlayacak bir ekonomik değere dönüştürmektir. Günümüz koşullarına göre bu geleneksel tanımın içini doldurmak ancak Dijital Ekonomi’nin süreçlerini anlamak ve finansal yatırımı doğru zamanda, doğru kanallara yönlendirmekle mümkün olabilir.
Dijital Ekonomi’nin yükselişi
Dijital Ekonomi’nin doğuşu bilgi devrimiyle gerçekleşti. Bilgiye erişilebilirliği kolaylaştıran dijital teknolojiler, farklı pek çok kaynaktan gelen bilginin çeşitli dijital platformlarda toplanmasını sağladı, iç içe geçen entegre sistemler bilgi yayılımında yeni bir çağı başlattı.
Dijital Ekonomi, sözü edilen bu bilgi paylaşımını destekleyen e-sistemlerin kullanılması ile iş süreçlerinin internet üzerinden yönetildiği, dijitale yapılan yatırımın somut değer biçiminde geri dönüşünün gözlendiği bir ekonomi olarak tanımlanabilir. Bugün, bulut bilişim sistemlerinin günden güne geliştiğini, fiber optik ağlar sayesinde internetin kapsama alanının hızla arttığını ve internet teknolojilerinin son derece hızlandığını görüyoruz. Ülkemiz dijital ekonomisi Avrupa ile yarışır bir büyüme gösteriyor. Yaklaşık 35 milyon internet kullanıcısıyla Avrupa’da 5. ülke olan Türkiye’nin e-ticaret pazarı 2010 yılında 10.4 milyar pound değerlenirken, 2011’in ilk 6 ayı içinde bu rakam 6.8 milyar pounda ulaşmıştı 1.
Dijital devrin online girişimcileri için internet platformları ve e-ticaret modelleri, kurum içi iş süreçlerini yeniden şekillendirmeleri veya yeni iş fikirleri yaratarak bunları hayata geçirmeleri için bir kapı açmış oldu. Bununla birlikte, bir girişimin başarısı ve sürdürülebilirliğinde önemli rol oynayan yatırım, tanıtım, pazarlama ve müşteri memnuniyeti internet sayesinde yeni bir boyut kazandı.
“Dijital Ekonomi E-Ticaret Zirvesi ve Fuarı ”, “Hepsi E’de” paneli ve online girişimcilik
Ülkemiz e-ticaretinin bu hızlı büyümesi, geleceğin dijital çağının aslında bugün yaşanmakta olduğunu gösterdi. Bugünün ekonomisinin ülkemiz koşullarında yarattığı değer ise gelecekle ilgili öngörülerimizi destekleyecek tek somut veri kaynağı. Yurt içi ve yurt dışından e-ticarette uzman konuşmacıların yer aldığı ve fuar alanında pek çok kurumun birbiriyle ileriye dönük iş birlikleri başlatabilme imkânı bulduğu Dijital Ekonomi E-Ticaret Zirvesi ve Fuarı; bu değerin ne olduğunu ve nasıl yaratıldığını anlamak ve aktarmak amaçlarıyla, geçtiğimiz yıl ilk kez gerçekleştirildi. E Baltaş tarafından organize edilen zirvenin temeli, Zirve Araştırma Komisyonu’nun ülkemiz dijital ekonomisinin ihtiyaç alanlarını raporlamasıyla atılmıştı. Zirvede, teknoloji-insan etkileşiminin gündelik hayatımızda nasıl bir değişim yarattığı ve bunun ekonomik süreçlere yansıması bir buçuk gün süresince etraflıca ele alındı.
Girişimciliğin geleneksel sınırların dışına çıkarak yeni ekonomi düzeninde nasıl bir dönüşüm geçirdiği, zirve süresince odaklanılan konulardan biri oldu. Zirvenin ilk günü gerçekleşen“Hepsi E’de” paneli, başarılı iş girişimleri ve yönetim stratejileriyle sektörlerinde kendilerini kanıtlamış iş adamlarını ağırladı. Sahibinden.com Genel Müdürü Burak Ertaş, Alibaba iş ortağı ve Diyalogo Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erdem Gülgener, Yemeksepeti.com kurucusu Nevzat Aydın ve Markafoni CEO’su Sina Afra’nın konuşmacı olduğu panelde; Kadın Girişimciler Derneği Kurucu Üyesi, Cartier Dünya Kadın Girişimcilik Ödülü Jüri Üyesi ve Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton moderatörlüğü üstlendi.
Panelin açılışında Alaton, “Genel yargı o kadar da genel değildir (Common sense is not common)” diyerek Voltaire’den alıntı yaptığında, ihtiyaç ve beklentileri en üst seviyede karşılayan bir hizmet veya ürün gördüğümüz zaman bize “Bunu ben nasıl düşünemedim?”sorusunu sordurtan girişimlerin, göründüğü kadar basit olmadığını hatırlatmak amacındaydı. Sürecin basit olmadığı, bununla birlikte teknolojinin hayatımızı kolaylaştırması gerektiği önemli bir gerçek. Online girişimcilerin bunu sağlayabildikleri ölçüde kalıcı olacakları göz ardı edilemez.
Sahibinden.com Genel Müdürü Burak Ertaş’ın, e-ticarette müşteri hizmetlerini ele alırken yeniden değindiği basitlik kavramı; klavye kullanabilen her kişinin rahatlıkla faydalanabileceği, kullanıcı dostu hizmetleri geliştirmek anlamına geliyor. Ertaş’a göre bir kurumun online platformlarda müşteri memnuniyetini maksimize etmesi, müşteri daha sormadan doğru yerde yeterli bilgiyi ona sunabilmesine ve davranışları doğrultusunda onu yönlendirebilmesine bağlı. Dijital dünyada bu amaçlara uygun sistemlerin geliştirilmesi, basit ama etkili çözümler sunabilmek ve müşteri davranışını yönetebilmek demek. Özellikle son alıcıyla yüz yüze görüşülmeyen B2C e-ticaret modellerinde, online bir girişimin başarısı için bu iki faktöre önem vermek gerekir. Panelde Ertaş, internette hizmet veren bir kurumun müşteri felsefesini anlayabilmesinin kendini geliştirmesi için kritik olduğunu da dile getirdi. Kurumsal süreçlerin gelişimine bu anlayış çerçevesinde katkı sağlamak kurum içi girişimciliğe yön verecek önemli bir yatırım alanı.
Müşteri ilişkilerini yönetebilmenin yanısıra, interneti doğru kullanmanın bir iş girişimine ne kazandıracağını, Alibaba iş ortağı ve Diyalogo Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erdem Gülgener panelde şu cümleyle ifade etti: “Eğer uygun bir mesajınız, uygun bir çözümünüz varsa internet sizin için bir medyadır”. İnterneti tanıtım ve pazarlama amacıyla kullanan girişimcilerin bu süreci çeşitli hedefler çizerek doğru bir biçimde yönetebilmesi, iş başarısı ve sürdürülebilirliğe etki eden bir başka temel öğe. Gülgener, odaklanılması gereken hedefleri; kişinin/kurumun kendisini ve ürünlerini tanıtıp müşteriye ve yeni pazarlara ulaşması, kendisine ulaşılabilir olunmasını sağlayarak müşteri hizmetleri ve yeni iş tekliflerini değerlendirilebilir kılması ve kendi sınırlarının dışına çıkarak “kazanmak için kazandırma” mantığıyla verimliliği sağlaması olarak ifade etti. Kendi yönetsel süreçlerinde müşterileri, tedarikçileri, lojistik firmaları ve finansal kurumları uçtan uca bağlayacak platform yapıları kurmaya çalıştıklarını belirten Gülgener, çok yönlü olmanın bir girişimciye ne fayda sağlayacağı konusunda da zihinleri netleştirmiş oldu.
Öyle görülüyor ki, bir girişim proaktif olmayı gerektiriyor. Ertaş’a göre, daha şikâyet gelmeden sorunun kaynağını belirleyebilecek yöntem ve süreçleri kullanmak, ekipleri kurmak gerek. Gülgener’in değindiği tanıtım ve pazarlama süreçlerinde ise proaktivite, müşteri ve pazar neredeyse, orada olmak anlamına geliyor.
Hepsi E’de panelinde, proaktif davranarak iş girişimlerinde başarı sağlamış diğer iki panelist Yemeksepeti.com kurucusu Nevzat Aydın ve Markafoni CEO’su Sina Afra idi. Aydın, Türkiye’nin yeniliklere çok hızlı adapte olduğunu ve kullanıcıların bir işi sahiplendikleri zaman bunu hızla yaydıklarını dile getirdi. Sermaye, bir iş girişiminin hayata geçmesi için olmazsa olmaz bir ihtiyaç. Buna ilişkin olarak Aydın, yurt dışındaki yatırımcıların ülkemizi çok ciddi bir alternatif olarak değerlendirdiğini belirtti. Ayrıca, Türkiye’de internetin önünün çok açık olduğunu söyleyerek ülkemizde melek yatırımcılığın geliştiğine dikkat çekti. Durumu, “İlk jenerasyon firmalarını satıp oradan gelen parayı internete kanalize ettikçe eski girişimcilerin de taşın altına elini koyduğu yeni bir dönem bizi bekliyor.” sözleriyle ifade eden Aydın, dijital çağın online girişimcileri için elverişli bir ortam bulunduğu mesajını vermiş oldu. Ülkemizin dijital ekonomideki konumunu çeşitli istatistiksel verilerle ifade eden Afra, en çok yatırım alan ülkeler arasında Türkiye’nin, Brezilya’dan sonra 2. sırada yer aldığını ve bunun ülkemizin genç nüfuslu oluşuna, kredi kartı penetrasyonunun yüksekliğine ve güçlü bir lojistik alt yapımız olmasına dayandığını dile getirdi.
Afra ve Aydın, 2005-2006 yıllarında dijital ekonomide ülkemiz için bir kırılma noktası yaşandığını, 2011 ile birlikte yeni bir kırılmanın daha gerçekleştiğini ve bundan beş sene sonra daha da büyüyeceğimizi ifade ettiler. Bununla birlikte Aydın, geleneksel ticaret yöntemleriyle yönetilen bir kurumun e-sistemlere geçiş aşamasının zor olabileceğini, bu sebeple bir zaman çizelgesine yayarak kurumun kendisine hedefler koyması gerektiğini, zamanı geldiğinde hedefin gerçekleşip gerçekleşmediğine göre süreçlerini yeniden gözden geçirmesinin önemli olduğunu dile getirdi. Alanlarında başarılı isimlerin kendi gözlem ve birikimlerini aktardığı “Hepsi E’de” paneli, ekonomideki bu yeni kırılımla birlikte girişimlerin başarısında rol oynayan faktörleri anlamamıza imkân vermiş oldu.
Sonuç
Teknolojiyi çok iyi kullanan girişimlerin hayatlarımızı kolaylaştırdığı ve yaşam standardımızı yükselttiği bir dijital çağda yaşıyoruz. Sınırları kaldıran Dijital Ekonomi, kurum içi süreçlerde bu çağa uyum sağlayacak inovatif fikirlere ve bu fikirleri hayata geçirecek kurum içi girişimcilere ihtiyaç duymakta. İşletmeler dijitale yatırım yapmayı stratejik bir yönetim kararı olarak uygulamaya koyar oldu. Yeni iş oluşumlarının temeli internette atılmaya ve online girişimcilerin varlığıyla ülkemizde e-ticaret hızla büyümeye başladı.
Mekan ve zaman bağlamında geleneksel iş yapış biçimlerinin sınırlarını kaldıran bu yeni düzen, aynı zamanda engelli bireylerin önündeki engelleri kaldıran, iş hayatında aktif birer oyuncu olarak görmeyi arzu ettiğimiz kadın girişimcilere yeni olanaklar sağlayan bir çağ başlattı. Dijital uygulamaların kadın girişimcilere desteği ve e-ticaretin sosyal adaletin yaygınlaşmasına etkisi, bu yılki zirvede ele alınması planlanan konular arasında. “Dijital Ekonomi Zirvesi ve Fuarı 2012” girişimciliği besleyen bu yeni ekonomiyi bu sene de kapsamlı bir biçimde irdeliyor olacak. Öyle görülüyor ki dijital çağın girişimcileri, online platformlarda her zamankinden daha sağlam adımlarla ilerleyecek.
Kaynak:
- Dijital Ekonomi E-Ticaret Zirvesi ve Fuarı 2012 Policy Paper.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *