Oyunlaştırma,birbiriyle alakasız gibi duran sistemleri hatta oyunları oyun olmayan bir düzen içerisinde ele almaktadır.Bu süreçte katılımcıları sürece dahil eder.Bu makale de de oyunlaştırmayla gelen davranış değişikliğine odaklanılmıştır. Belki de önemli olan oyunlaştırmanın gücünü anlamak, her zaman yaptığımız işi daha farklı nasıl yaparız diye kavramları içselleştirmekten geçer.
Lütfen oyun teorisiyle karıştırmayınız!
Zamanımızın kulaktan dolma bilgilerine göre oyunlaştırma, herkes için farklı bir anlam taşıyabilir. Kimisine göre ürün ya da hizmeti daha etkin tanıtabilmek amacıyla kullanılan bir tasarı, kimisine göre ise üç boyutlu, kişinin davranış değişimine ve/ya teknik bir ürün kullanımına yönelik hazırlanan kompleks bir sistem olabilir…
Bunların hepsi bir yanıyla doğrudur. Oyunlaştırma, birbiriyle alakasız gibi duran sistemleri hatta oyunları “oyun olmayan” bir düzen içerisinde ele almaktadır. Bir başka ifadeyle oyun düşüncesinin ve sistematiğinin, katılımcıları sürece dahil etmek ve onların sorununu çözmek üzere kullanılmasıdır.
Bu çerçeve oyunlaştırmanın hem çok güçlü hem de esnek bir yapısı olduğunu göstermektedir. Herhangi bir sorunu çözmek için kişiyi motive etmek ve/veya davranışını değiştirmek ya da kişiye bazı şeyleri öğretmek gerekiyorsa, kişi buna kolaylıkla adapte olabilir.
Oyunlaştırmayla Gelen Davranış Değişikliği
Örneğin, brokoli yemeyi ele alalım. Brokoli yemek, çocukların %70’i için keyifli bir süreç değildir. Bunun da nedeni, aslında genetik olarak tadının acı gelmesidir (suçlu bulundu gen Htas2r38). İşi genetiğe bırakırsanız, çocuğunuzun brokoli veya benzeri bir sebzeyi yemesi yüzyıllar alabilir. Yetişkin olduğunda da tadı halen biraz acı gelebilir ancak artık tadın yerini sağlık ve benzeri kaygılar aldığı için tadın pek önemi kalmayacaktır.
Yetişkin olmasını beklememek için sizde çocuğunuza brokoliyi yedirmenin çeşitli yollarını denersiniz. Ailelerin sık kullandığı birinci yaklaşım, yiyeceği uçak veya trene benzeterek ağzından içeri sokmaya çalışmaktır. İkinci yaklaşımda ise, tadındaki acılıktan kaçınmak için peynir veya beşamel sosla süslemektir. Ancak ilk yaklaşımda çocuğunuz, bir süre sonra tabakta çok fazla uçak/tren olduğunu düşünmeye başlayıp, hepsini yememek gerektiğine karar verir. İkinci yaklaşımda ise, genellikle sadece peyniri ya da sosunu yiyip, brokoliyi kenarda bırakır. Böylelikle sizde çocuğunuza sağlıklı bir gıdayı sevdirmek yerine, onun çok sağlıksız bir alışkanlık elde etmesine neden olursunuz.
Başka bir deyişle temel amaç herhangi bir deneyime biraz ödül ve başarma duygusu ekleyerek, bir oyuna dönüştürmek bize beklemediğimiz kadar güzel bir davranış değişikliği kazandırabilir. Üstelik biz bunu sosyal geribildirim ve kanıtlarla beslersek, istediğimiz davranış değişikliklerini hayata geçirmekte bizi kimse tutamaz. Hatta bu konuda iyiyseniz çocuklarınız, diğer arkadaşlarına brokolinin tıpkı çikolatalı kek gibi, bir dopamin fabrikasına dönüştüğünü anlatabilir ve yaygınlaştırabilir. Tabii ki bu konuda yeterince iyi ve biraz da şanslıysanız.
Şimdi buna çok benzer, ancak işle ilgili rekabette zorlayıcı olan hizmet alanı ile ilgili bir örnekle ilerleyelim. Bugün binlerce online site hizmet alanında çalışıyor. Nasıl ki www.odesk.com gibi geniş bir alana hizmet veren büyük bir site dikkat çekiyorsa, www.behance.net gibi uzmanlaştığı alanda hizmet veren bir diğer site de göze çarpmaktadır. Uzmanları ihtiyaç sahipleri ile buluşturan, herkesin birbiriyle sürekli çarpıştığı ve kendini görünür kılmak zorunda olduğu binlerce site bulunmaktadır. Peki, hangisinin daha iyi olduğunu neye göre seçeceksiniz? Ya da bu kadar zorlu bir ortamda farkınızı nasıl ortaya koyacaksınız?
Böyle bir pazarda kişinin kendisini nasıl farklılaştıracağının cevabını www.devhub.com oyunlaştırma ile buldu. Sistemin temel teknikleri olan, oyun haline getirmek, zorlaştırmak, ödüllendirmek, bonus toplamak, düzey belirlemek ve atlamak gibi yöntemleri kullanarak kendini kolaylıkla pazar lideri olarak konumlandırdı. Bütün süreci daha eğlenceli ve sonunda da ödüllü hale getirdiğinde, bilgi toplamak, kodu yazmak, takip etmek gibi hep aynı olan döngüyü de kırarak %20 daha etkin çalışmaya başladı. Uyarmakta yarar var, işin kendisi veya nasıl yapıldığı ile ilgili süreçte hiç değişim olmadı. Değişen tek şey kullanıcıların devhub algılarıydı.
Oyunlaştırmanın Temelleri
Oyunlaştırmada algılar birbirinden farklı 10 temel üzerine oturtulmuştur. “Geribildirim”, herhangi bir harekete anında karşılık ya da geribildirim verilmesini sağlar. “Şeffaflık”, herkesin ne durumda ve nerede olduğunu gösterir. “Amaç”, başarmak için kısa ve uzun dönemli amaçları belirler. Kazanılan başarılardan sonra, takdirin kanıtı olan ve kişiye olumlu katkıları olan “rozet” verilir ve topluluk içindeki durum temel alınarak “yerleştirme” ilkesi hayata geçer. İş hayatının önemli bir unsuru olan, “rekabet” ile, kişiler “Başkalarına göre ben neredeyim?” sorusuna cevap bulur. Oyunlaştırmanın bir diğer önemli yanı, başkalarıyla çalışarak amaca ulaşıp “yardımlaşma” ilkesini gerçekleştirmektir. “Topluluk”la birlikte başarma sağlanır ve son olarak “puanlama” yapılarak başarının ölçülebilir ve somut kanıtı elde edilir ve oyunlaştırma tamamlanır.
Kısacası, oyunlaştırmanın gücünü anlamak, her zaman yaptığımız işi daha farklı nasıl yapabiliriz kavramını içselleştirebilmekten geçer.
Kaynakça:
- Gabe Zichermann,Christopher Cunningham, Gamification by Design: Implementing Game Mechanics in Web and Mobile Apps, o’Reilly, 2011
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *