Pandemi, streste artışa ve işe bağlılıkta düşüşe yol açıyor. Ancak yapılan yeni bir araştırma; doğru liderlik tarzının olumlu bir etki doğuracağını gösteriyor. Bu raporda pandemi stresini yönetmek için hizmetkar liderliğin fark yaratan özelliklerini tanıyacaksınız.
Pandemiden kaynaklı stres çalışan bağlılığını olumsuz etkiliyor. Ancak yapılan bir araştırma yönetici desteğinin fark yaratabileceğini ortaya koydu.
COVID-19 vaka sayısı artarken, ölüm oranları bazı kişileri, diğerlerine kıyasla daha fazla kaygılandırdı. Çin ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan yeni bir araştırma, yüksek kaygı yaşayan bu kişilerde stresin en üst düzeyde ve işe bağlılığın en düşük düzeyde gözlemlendiğini öne sürdü.
Ancak bu araştırma çok önemli bir noktaya daha açıklık getirdi: Doğru liderlik tarzına sahip yöneticiler, COVID-19 nedeniyle kaygı yaşayan çalışanlarının stres düzeylerinin azalmasına, işe bağlılıklarının ve sosyal fayda sağlayan (prososyal) davranışlarının artmasına katkı sağladı.
Çalışmanın başyazarı Jia (Jasmine) Hu, Ohio Eyalet Üniversitesi Fisher İşletme Fakültesi’nde doçent olarak görev yapıyor. Ortak yazarlarından Wei He Nanjing Universitesi’nde ve Kong Zhou Huazhong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde çalışıyor. Her iki üniversite de Çin’de bulunuyor.
Hu’ya göre, “küresel düzeyde bir pandemi bazılarımızın ölüm korkusu yaşamasına yol açarken, doğal olarak bu kişilerin stres düzeylerinde artışa ve işe olan bağlılıklarında düşüşe yol açıyor”.
Hu, liderliğin rolünü anlattığı açıklamalarına şu ifadelerle devam ediyor: “Ancak çalışanlarının duygusal ihtiyaçlarına duyarlı ve onları ortak amaç etrafında bir arada tutmayı başaran iş liderleri, olumlu bir fark yarattı. Bu liderler, bağlılığı sürdürmeye ve çalışanlarının içinde oldukları gruplara katkıda bulunmalarına imkân sağladı”.
Çin’de ve Amerika’da yürütülen üç çalışma
Araştırma yakın zamanda Uygulamalı Psikoloji Dergisi’nde (Journal of Applied Psychology) çevrimiçi yayınlandı. Bu kapsamda araştırmacılar üç çalışma yürüttü.
Bir çalışma, ülkede COVID-19 vakaları artarken, Çin’in doğusunda yer alan bir bilgi teknolojileri şirketinde üç haftayı aşkın bir süre boyunca, günde iki kez anket dolduran 163 çalışan ile yürütüldü.
Sonuçlar, çalışanların COVID-19’dan kaynaklanan ölümleri düşünme miktarı arttıkça, yaşadıkları kaygının arttığını ve işe bağlılıklarının azaldığını gösterdi.
Ancak çalışanların kaygısı ve işe bağlılığı, sahip oldukları yöneticinin liderlik tarzından olumlu etkilendi. “Hizmetkâr liderlik” tarzını benimseyen yöneticilere sahip çalışanlar daha iyi sonuçlar elde etti. Adının ortaya koyduğu gibi, hizmetkâr liderler çalışanların ihtiyaçlarını karşılamaya öncelik verir, onların içinden geçtikleri duygusal zorlukları anlamaya yönelir, çalışanlarını yetkilendirmek için çalışır ve bulunduğu topluluğa hizmet etmeye odaklanır.
Araştırmada yer alan çalışanlar 1 ile 7 arasında değişen yedili ölçekte hizmetkâr liderlik özelliklerini ölçen ifadeleri değerlendirdiler. “Süpervizörüm kariyer gelişimime öncelik veriyor” bu ifadelerden birine örnek verilebilir.
Açıklamasında Hu, süpervizörlerine hizmetkâr liderlikte yüksek puan verenlerin daha az kaygı gösterdiklerini ve diğer çalışanlara kıyasla işlerine daha bağlı olduklarını ifade etti. Hu’ya göre hizmetkâr liderler çalışanlarının iyilik halini önemsiyor, onların gelişimlerine ve mutluluklarına öncelik veriyor ve pandemiden kaynaklanan kaygı ile başa çıkmalarını kolaylaştırıyor.
Bu sonuçlar Amerika Birleşik Devletleri’nde yürütülen iki çalışmada da doğrulandı. Araştırmacılar çevrimiçi mülakat süreci sonunda tam zamanlı işleri olduğunu söyleyen Amerikalı katılımcıları araştırmaya dâhil etti. Çalışmalarda katılımcılardan, bir perakende şirketinin satışlarını nasıl artıracaklarına ilişkin danışmanlık yaptıklarını hayal etmeleri istendi.
Her iki çalışmada da araştırmacılar, ilk olarak katılımcılardan COVID-19 hakkında bir metin okumalarını istedi. Katılımcıların yarısı, onlara hastalığın ne kadar tehlikeli ve ne kadar ölümcül olduğunu düşündürtmek üzerine tasarlanmış metni okudular. Diğer yarısı, COVID-19 yayılımının nasıl önleneceği gibi, daha az stresli bilgi içeren bir metinle karşılaştılar. Ayrıca katılımcıların yarısı yöneticilerinin hizmetkâr liderlik tarzına sahip olduğu bir senaryo okurken, diğer yarısına yöneticilerinin daha az destekleyici olduğu alternatif verildi. Bununla birlikte, iki çalışmadan birinde araştırmacılar, katılımcılara özellikle kendi ölümlerine dair duydukları endişenin boyutunu sordular.
Sonuçlar Çin şirketinde yürütülen çalışma ile benzerlik gösterdi.
COVID-19 ile ilgili daha endişe verici haberleri okuyanların, tarafsız haberleri okuyanlara kıyasla daha fazla kaygı yaşadığı görüldü. Söz konusu kaygı, ikinci çalışmada genel, üçüncü çalışmada kendi ölümleriyle ilgili duydukları endişeyi içeriyordu.
Prososyal davranışta artış
Hizmetkâr liderler kaygı yönetiminden fazlasını başardılar: Çalışanlarının yaşadıkları stresi olumlu davranışa dönüştürmelerine katkı sağladılar.
Bulgular yöneticilerinin hizmetkâr liderliğini yüksek değerlendiren çalışanların, aynı zamanda daha fazla prososyal davranış gösterdiklerini ortaya koydu. Örneğin bu kişiler gönüllü olarak bulundukları topluluğa yarar sağlayan çalışmalarda yer aldıklarını ifade ettiler.
Hu, bulguları şöyle yorumluyor: “Hizmetkâr liderler çalışanlarını pandeminin içinde anlam bulmaları için cesaretlendirdi. Daha az şanslı kişilere yardım eli uzatarak yaşadıkları kaygıyı olumlu davranışa dönüştürmelerini sağladı.”
Amerikalı katılımcılarla gerçekleştirilen her iki çalışmada da, verilen senaryoda hizmetkâr lidere sahip olanların, hastalığın ne kadar öldürücü olduğunu okuduktan sonra dahi, daha az kaygı yaşadıkları ortaya çıktı. Ayrıca tıpkı Çinli çalışanlarda olduğu gibi, liderlik tarzının prososyal davranış üzerinde olumlu etkiye sahip olduğu görüldü.
Katılımcılara çalışmalarda yer almaları için küçük bir miktar ödeme yapıldı. Sonunda, yapılan ödemenin bir kısmını veya tamamını açlıkla mücadele eden bir hayır kurumuna bağışlama fırsatı kendilerine tanındı.
Araştırma, hizmetkâr lidere sahip olduğunu söyleyen katılımcıların, yöneticileri daha az destekleyici olanlara kıyasla yardım kuruluşlarına daha cömert davrandıklarını ortaya koydu.
Sonuç
Bulgular; çalışanların iyilik haline öncelik veren hizmetkâr liderlerin, kaygı yaşayan çalışanlarının bağlılıklarını sürdürmelerine yardımcı olabildiğini ve onları daha geniş bir gruba katkıda bulunmaya teşvik etme konusunda cesaretlendirebildiğini gösteriyor. Hu’ya göre, her üç çalışma COVID-19 salgını nedeniyle yaşanan stres ile başa çıkmada şirketlerin önemli bir rol oynadığına işaret ediyor ve bu durumdan hem şirketler, hem de toplum fayda sağlıyor.
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir