Din kitaplarında da yer alan temel ahlaki ilkelerinden biri “Sana nasıl davranılmasını istiyorsan, sen de başkalarına öyle davran” dır. Bu sözün sınırını, günlük hayatın genel akışı içinde, başkalarına kötülük yapmamak ve insanları hesaba katmak olarak çözülecek olursa geçerlidir. Oysa gerek yönetim gerekse sosyal hayatın birçok cephesinde bu söz ilişkileri geliştirip kolaylık sağlamak şöyle dursun, ilişkileri bozmak ve hayatı zorlaştırmak potansiyeline sahiptir.
READ MOREGeleceği öngörmenin giderek zorlaştığı günümüzde ne yaparsak yapalım, iki disiplin yaptığımız her işle köprüleniyor. Teknoloji ve psikoloji. Psikolojideki gelişmeler, günümüz gençlerini ekip çalışmasında verimli kılmak için önemli ipuçları veriyor. Bu konuya ilgi duyanlar okumaya devam edebilirler
READ MOREÜniversite gençliği hiç hazırlıklı olmadığı bir şekilde eğitim alanında ortaya çıkan değişimlerle karşı karşıya kaldı. Eğitim alışkanlıkları kökten değişime uğrarken, insan insana olan sosyal hayatları kesintiye uğradı. TÜKD burslu öğrencileri ile gerçekleştirilen bu araştırmada pandeminin sağlık, eğitim, sosyal ve ekonomik açıdan öğrenci hayatını nasıl etkilediği ile bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkinlik düzeyi mercek altına alındı.
READ MOREBu yolda BİRLİKTE hareket ettik.
Fiziksel hareketi ve ruhsal dinginliği destekledik.
Çalışanlarımızın kendilerini en iyi hissedecekleri çalışma ortamını sağladık.
Pandemi, streste artışa ve işe bağlılıkta düşüşe yol açıyor. Ancak yapılan yeni bir araştırma; doğru liderlik tarzının olumlu bir etki doğuracağını gösteriyor. Bu raporda pandemi stresini yönetmek için hizmetkar liderliğin fark yaratan özelliklerini tanıyacaksınız.
READ MOREİnsanı tam iyilik haline ulaştıracak çalışmalar yapmak sadece işverenlerin değil, onlara yol gösteren danışmanlık kurumlarının da sorumluluk alanıdır. Bu araştırmada sosyal sorumluluk bilinciyle kurumların ve bireylerin katılımına sunduğumuz COVID-19 döneminde stres çalışmasının gelişimini, iş hayatında pandeminin stres ve kaygı haritasını çıkarma adımlarını ve öne çıkan bazı verilerin Türk kültürü için işaret ettiği çıktıları bulacaksınız.
READ MORECOVID-19 pandemisi, stres konusunda şirket yönetimlerini ve dolayısıyla bu sorunu yönetme sorumluluğunu taşıyan İK bölümlerini çok daha hızlı, çok daha kapsamlı ve radikal önlemler almaya zorladı. Bu makalede çalışanlarına en uygun yaklaşımı geliştirmek için stres yaşantılarını ölçerek tanıyan, çevrimiçi stres programlarını ihtiyaca uygun biçimde devreye sokan, uzmanlar aracılığıyla çalışanlarına desteğini yoğun biçimde hissettiren, etkili bir kurum örneğiyle buluşacaksınız.
READ MOREİK liderleri pandemi stresi karşısında kritik bir rol üstleniyor. Artık durumu yönetmenin dışına çıkıp, organizasyonlarının geleceğini yeni normlara göre kurgulamaya geçmek durumundalar. Peki, üstlerindeki bu ağır sorumluluğu gerçekleştirmek için nelere dikkat etmeliler? Bu makalede İK liderlerinin pandemi koşullarındaki dört sorumluluk alanını tanıyacak ve önemli stratejik önerilerle buluşacaksınız.
READ MORE2020 gerçekleri hangi duygularımızı daha çok hissetmemize sebep olmuştu? Peki öğrendiklerimizden hangilerini geleceğe taşıyacağız? Bu makalede pandemiyle birlikte etki alanına odaklanarak çalışan için güven ve müşteri için değer yaratma sürecini başarıyla yaşama taşıyan bir kurum hikayesinin parçası olacaksınız.
READ MOREDaha az kaynak, zaman ve bütçe ile daha fazla etki yaratmakla görevlendirilen İK liderleri, 2020 yılında daha önce hiç yaşamadıkları kadar stres yaşadılar. Reward Gateway’in bu raporunda pandemideki stres kaynaklarına İK liderlerinin gözünden bakacak ve pandemi sonrası için küresel insan yönetimi beklentilerini tanıyacaksınız.
READ MOREPandemi, stres yaratacak faktörlerin neredeyse hepsini tek bünyede topladı ve hayatımızın ana gündemine oturdu. Stresle başa çıkma dahil her konuda bildiklerimizi hatırlamaya, yeni öğrenmelere yer açmaya ihtiyaç duyuyoruz.
READ MOREBu yazıda pandemiyle beraber yaşadığımız bu dönemin var olan sistemlerin ötesinde daha esnek ve çevik modellerin başarı için ne kadar gerekli ve kritik olduğunu gösterişi ve dönüşüm dönemlerinden sağlam çıkabilmekle ilgili tüyolar bulabilirsiniz.
READ MORE“Zihinleri meşgul eden ve adeta bir iksir gibi yöntemleri aranan bir konudur “Motivasyon”. Bazılarımızı, masamıza her sabah konan taze çiçekler harekete geçirebilirken, bazılarımızı sabah günaydın dediğimiz iş arkadaşlarımızın yüzündeki samimiyet, bazılarımızı verilen kıyafet çekleri ya da pahalı ve lüks yerlerde yenen yemekler, bazılarımızı ise maaşlarımıza yansıyan ek ödemeler harekete geçirir. Tek bir yöntemin herkesi aynı ivme ile hedefe yöneltmesi mümkün olmamaktadır. Buradan hareketle, motivasyonu artırmaya yönelik birkaç yöntem ve görüşleri paylaşmak uygun olacaktır.Ricardo Semler, Brezilya’nın en eski şirketlerinden biri Semco’da uyguladığı yönetim modeli ile çalışanlarında oluşturduğu sadakat, motivasyon ve memnuniyetle adından söz ettirmiştir. Değiştir, kitabının yazarları olan Dan ve Chip Kardeşler, bireyi harekete geçiren asıl gücün duygular olduğunu ve değişimi yaratmak için, önce Fil’in ne istediğini anlamak gerektiğini öne sürmektedirler. Duygusal yanımızı Fil’e, akılcı yanımızı da Binici’ye benzeterek, dizginleri tutan asıl gücün Binici değil Fil olduğunu vurgulamakta ve şu benzetmeyi yapmaktadırlar,
“Akılcı zihin, atletik vücut ister, duygusal zihin, krema dolgulu çikolata. Akılcı zihin, egzersiz yapmak için sabah 6’da kalkmak ister, duygusal zihin bir çarşaf ve battaniye kozasının içinde uyuklar. Binici ve altı tonluk Fil hangi yöne gidecekleri konusunda ayrılığa düştüğünde, Binici kaybedecektir. Değişim, ancak Filler ve Biniciler birlikte hareket ettiğinde gerçekleşebilir.” Yüksek motivasyon ve işine adanmış çalışanlar kurumları için yol arkadaşlığı yapmayı isteyeceği kişilerdir. Motivasyonun temel unsurları olarak kabul edilen hijyen faktörlerin – iş ortamında sağlanan imkanlar – varlığından emin olunduktan sonra, üzerine inşa edilecek kısım bireyi harekete geçirecek duyguyu bulmaktan geçmektedir. Paylaşılan her iki örnekte de, bireylerin faaliyet gösterecekleri iş sürecine dahil olmaları ve söz haklarının olması, kuruma olan inançlarını artırmış, kuruma yürekten adanmış çalışanlar olmalarını sağlamıştır.”
Baltaş Grubunun yöneticilere yönelik olarak gerçekleştirdiği bireysel koçluk sürecinde amaçlanan yöneticinin güçlü ve gelişmesi gereken yanlarını tanımlayarak, kendini ve koşullarını sorgulamasını sağlayarak, kendi çözümlerini üretmesini kolaylaştırmak ve hedeflenen yetkinliklerinin gelişimini hızlandırmaktır. Yaklaşık 6 ay süren bu süreçte koçluk alacak kişinin değerlendirilmesi ve hazırlık süreci, yüz yüze çalışmalar ve uygulamaların ardından kişinin hedeflerini gerçekleştirmesinin izlenmesi gerçekleştirilir. Hazırlık aşamasında “Liderlik Pusulası” çalışması uygulanarak kişiye özel geri bildirim verilir.
READ MOREYönetici Grup Koçluğu Projesi yöneticilerimizin güçlü ve gelişmesi gereken yönlerini tanıyarak farkındalık kazanması ve yönetim becerilerinin geliştirilmesine yönelik geliştirilmiş bir projedir. Bu proje sürecinin nasıl ilerlediğini ve süreçte yer alanlar uygulamaları yöneticilerin bakış açısından da verilen bir değerlendirme ile bu yazıda Autoliv İK ve Endüstriyel İlişkiler Müdüründen dinleyebilirsiniz.
READ MOREİhtiyaç analizini eğitim alanına taşıyan öncüler, şöyle bir tanım getiriyor: “Gerçek sorunu saptama ve etraflıca anlama sanatı ve bilimi”(Zemke ve Kramlinger, 1982). Bu tanımda “eğitim”, “beceri”, “öğrenme” sözcüklerinin geçmemesi şaşırtıcı gibi görünse de, ihtiyaç analizinin öncelikli hedefi, işletmenin karşı karşıya kaldığı ihtiyaç ve sorunları ortaya çıkarmaktır. Süreç sırasında bu noktadan başlanarak, işletmenin ihtiyacına neden olan performans ihtiyacı, onun arkasındaki eğitim ihtiyacı, söz konusu eğitimin bileşenleri ve tabii, performansa etki yapan diğer eğitim-dışı etken ve koşullar belirlenir. Eğitim bu bilgiler çerçevesinde oluşturulur, uygulanır ve ölçülür.
READ MOREİnisiyatif bir eylemi başlatmak, sürdürmek ve tamamlamaktır. İnisiyatif sahibi olmasını beklediğimiz çalışanların, çeşitli ve zorlayıcı etkinlikler içinde yer almalarını, engeller karşısında bile isteklerini ve azimlerini korumalarını, hedefe ulaşıncaya kadar vazgeçmemeleri beklenir. İnisiyatif, zorlayıcı hedefler doğrultusunda çaba göstermeye devam etmek ve işler sarpa sardığında bile kararlılığını korumaktır. Psikolog Bandura tarafından tanımlanan yeterlilik duygusu kişinin yapmaya kalkıştığı işi yapabileceğine olan inancıdır. Yüksek yeterlilik duygusuna sahip gençler kendilerine daha yüksek hedefler koyar, daha fazla çaba gösterir, zorluklar karşısında azimlidirler. Proaktif kişi, kendisini durumsal etkenlerle sınırlamayan ve dış dünyayı değiştirmeye yönelik eylemlere girişen kişidir. Yeni fırsatları kaçırmamak için sürekli çevresini tarar, inisiyatif sergiler, harekete geçer ve sonuç almadan işin peşini bırakmaz. Sanki fark yaratmayı misyon edinmiştir.
READ MOREPsikometrik ölçümler bilişsel yetenekleri ve kişilik özelliklerini ortaya çıkarmaya yararken ve değerlendirme merkezi yöntemi de işe vuruk tutum ve davranışların sergilenmesine olanak verir. Bu anlayış doğrultusunda psikometrik ölçümlerle değerlendirme merkezinin birbirini tamamlar ve destekler biçimde kullanılmaları amaca daha uygun sonuçlara götürmektedir. Psikometrik ölçümler, kişiyle ilgili “günlük hayattaki davranışları nelerdir?”, “baskı ve stres altında davranışları performansını ne yönde etkilemektedir?”, “değerleri nelerdir?” gibi soruların cevaplarına ilişkin bilgi vermektedir. Psikometrik ölçümlerle, kişinin belli durumlardaki davranış kalıplarıyla ilgili veri toplanmaktadır. Değerlendirme merkezinde ise vaka çalışmaları, tasarım oyunları, role playler aracılığıyla bu davranış kalıplarının hangi davranışlara dönüştüğü ve bunların kişinin başkalarıyla etkileşim halindeyken nasıl hayata geçtiğiyle ilgili bilgilere ulaşılmaktadır. Böylece kişiler arası ilişki ve kendini tanıma ve yönetme becerileriyle ilgili olarak kişiye ait, farklı perspektiflerden çekilmiş, net bir fotoğraf albümü oluşturulabilmektedir.
READ MOREKaybetmek her zaman kazanmaktan daha ürkütücüdür. İnsanlara seçenekleri olumlu bir çerçeve içinde sunduğunuz zaman, daha ılımlı olanı seçerler, ancak olumsuz çerçevede sunulan seçenekler karşısında riskli olandan yana tavır alırlar. Kahneman ve Tversky’nin 1984 yılında hekimlerle yaptıkları bir araştırma bu olguya ışık tutuyor. Aşağıda hekimlere sorulan soruyu bulacaksınız. Lütfen soruyu cevapladıktan sonra devam edin. “Farzedin ki ABD, ortalama 600 kişinin ölümüne neden olacağı tahmin edilen Asya kökenli az rastlanır bir virüsün neden olduğu bir salgına karşı hazırlanıyor. Hastalıkla mücadelede iki seçenek var: A programı uygulanırsa, 200 kişinin hayatı kurtulacak. B programına karar verilirse, 600 kişinin kurtulma olasılığı üçte bir, hiç kimsenin kurtulmama olasılığı ise üçte iki. Siz olsanız hangi programı seçerdiniz?”
READ MOREFarklı araştırmacılar farklı etkileme strateji ve taktikleri önermişlerdir. Aslında yakından incelendiğinde önerilerin bir çoğunda ortak noktalar olduğu görülür. Bunlar arasından biri, 1967’de Marwell ve Schmitt tarafından hazırlanan Onaltı Taktik Listesi, pek çok çalışmanın temelini oluşturmuş ve araştırmaya ilham vermiştir. Bu klasik listeye bu yazıda bir göz atalım.
READ MORE