Kurumsal Akademi Yetkinliklerinde “Öğrenme Çevikliği, Siyah Beceri, Öz Yönetim”

Kurumsal Akademi Yetkinliklerinde “Öğrenme Çevikliği, Siyah Beceri, Öz Yönetim”

Öğrenmekten vazgeçersen, hayatta kalamazsın! Geleceğin iş gücünde beceri ve yetkinlikler tamamen değişiyor. Bu makalede değişimin eşiğindeyken kurumsal akademilere düşen görev ve sorumluluklar konusunda beklentilerin merkezine oturan öğrenme çevikliği, siyah beceriler ve öz yönetime ışık tutuluyor.

Dünyada her alanda meydana gelen değişimler iş hayatını, dolayısıyla eğitim ve gelişim çalışmalarını etkiledi ve değiştirdi. Örneğin dünyanın hızlı değişimine ayak uydurmayı zorunlu kılan “çeviklik” kavramı yapılacak çalışmaların temelini oluşturdu. Değişimin rotası değiştikçe iş yaşamının beklentileri farklılaştı. Akademiler de yenilenen sistemlere ve farklılaşan iş yapış biçimlerine uygun olarak insan kaynağını geliştirmekten sorumlu oldu. Ana teması ekonomi olan 2018 Davos Ekonomi Zirvesi’ni insana dair konular kapsadı.

21. yy’ın 1/5’ini tamamlamamıza neredeyse 12 ay kaldı. Kendinize soracağınız soru şu: “Yüz yılın ilk çeyreği için yetkinlik dizilerinizde bir revizyona gidiliyor mu?” Son yirmi yılda (milenyumun başından bu yana) iletişim, işbirliği, eleştirel düşünce ve yaratıcılığın (communication, collaboration, critical thinking, creativity) dünyayı nasıl dönüştürdüğünü gördük.

İş psikolojisi üzerine çalıştığımız 35 yıldır bazı yetkinlikler, tekrarlayan biçim, farklı isim ve yöntemlerle ortaya atıldı. Bu nedenle alana yıllarını verenler aynı becerilerin yeniden ele alınmasından bizim gibi yorulmuş olabilir. Ancak yepyeni becerilerin ele alınma döneminde kendimizi yenileme imkânımız var.

Dünyayı bugüne getiren ve birçok kurumun başarısını sağlayan yetkinlik dizilerinin önümüzdeki yıllarda beklenen niteliksel dönüşümü yapmakta zorlanacağını düşünüyoruz. Geleceğin işgücünde beceri ve yetkinliklerin yenilenerek tekrar edilmesi yerine, tam olarak değişeceğini görüyoruz. Beklentilerin odağına çeviklik yerleşti ve çeviklik öz yönetimin ana unsuru oldu.

  1. Öğrenme çevikliği: Yetenek savaşları bugün her zamankinden daha sert. Her bölge ve kurum kendi yöresel ve demografik değişkenleri üzerinden mücadele veriyor. Çevik öğrenme ölçümü, yetkinliğin tanımı ve geliştirilme metodolojileriyle dikkat çekiyor.

Değişimin beklentileri iş yapış modellerini çevikleştirirken bu alanda üçlü bir farklılaşmayı zorunlu kılıyor. Düşünmede, duyguda ve eylemde çeviklik. Çevik öğrenme gelişiminin önündeki engel, istenmeyen sonuçlar ortaya çıktığında koşulları suçlamak ve savunucu tutum geliştirmektir. Öğrenme çevikliği kavramı esas olarak psikolojide “bilişsel/zihinsel esneklik” alanının konusudur. Zihnin bir kavramdan diğerine, bir iş yapış biçiminin kurallarından diğer iş yapış biçiminin gereklerine geçme kolaylığı ve düşünceyi farklılaştırabilme hızıdır. Nörobilimde bu kavrama “dikkat değişmesi”, “bilişsel kayma”, “değişkenlik” ve “görev değiştirme” de denir.

Öğrenme çevikliği düşüncenin yeni duruma kendini uydurulabilme esnekliğidir. Bilişsel esneklik bir senaryonun, uyaranın, koşulların değişmesine uyumudur. İş hayatında beklemediğimiz bir talebin olması, bilginin farklılaşması, yapılan planın son dakikada değişmesi vb. durumda yeni koşullara uyum sağlayarak yeni ve yararlı yolu hızla bulma ve başarma becerisidir. Bilişsel esneklik sadece beklenmedik durumlarla karşılaşıldığında yardımcı olmaz, aynı zamanda daha iyi bilgiyle karşılaştığınızda önyargı ve inanç sistemini güncellemeye de yardımcı olur. Bu anlamda çeviklik kendini ve işini değişimin hızına uydurmanın aracıdır.

Yüksek potansiyele sahip olan insanların aynı zamanda çevik öğrenenler olduğuna dair artan bir inanç var. Bu nedenle, yetenek yönetiminde çevik öğrenmenin iki temel unsuru olan bilişsel esneklik ve hızı artırmak zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor.

  1. Siyah beceriler: Makinelerin ve robotların her an ürettiği ve ortama yüklediği veriye odaklanmak kolay değil. Değişim yönetiminde büyük veriyi analiz etmek, senteze giderek anlamlı duruma getirmek ve kıyaslamalı yorumlar yapmak önem kazanıyor.

Günümüz koşullarında bu görevin bir süre daha insanda olacağını biliyoruz. Ancak gelişimin hızı yeteneklerin raf ömrünün sürekli olarak kısaldığını gösteriyor. Kısa bir zaman sonra belki de ihtiyacımız olan yeteneğin satın alınabileceğini söyleyen güvenilir kaynaklar var. Bireysel korteksimize ek korteksler geliştirebileceğiz. Ek korteksler duygu yükünü taşımayan bilgiyle donanımlı hafıza kartları olacakları için umutsuzluğa düşmeyecek, vazgeçmeyecek ve belki de en önemlisi enerjisini kaybetmeyecek. Bu özelliğiyle ek korteks yılmazlık sorununu da ortadan kaldıracak.

  1. Öz yönetim: Öz yönetimi için en temel özellikler vazgeçmemek, geri çekilmemek, yılmazlık ve ağ kurmak olarak sıralanabilir. Yılmazlık düştükten sonra kalkıp, bıkmadan yeni yollar deneyerek devam etmeyi içine alıyor. Pes etmek ve vazgeçmek oyunun dışında kalmaya neden oluyor. Bu nedenle hatalardan öğrenmek, ekipten güç almak, yardım istemek güçlükleri aşmak için gerekli olan temel özellikler olarak karşımıza çıkıyor.

Olumsuz deneyimler, hatalardan öğrenmek olarak, iş hayatında birçok kurumda öğrenmeyi desteklemek için kullanılıyordu. Ancak kişisel yansıma çoğu kez deneyimden sonra ortaya çıktığı için, retrospektif niteliktedir.1 Önemli olan bu yaşantının iş hayatına yansıtılmasıdır. Deneyimlerin simülasyonlarla yaşanmasına, liderlerin ve yöneticilerin süreç boyunca çalışanlarına yardımcı olacak koçluk veya rehberliğiyle söz konusu kazanımların gerçek hayatta sürdürülmesine ihtiyaç duyulur.

Ağ kurmak, insan ilişkilerinde kimlerle, ne için ve nasıl etkileşimde olduğumuzun temelini oluşturur. İçinde bulunduğumuz yüzyılın önemli sorularından bir tanesi, yapay zekâ ve robotların giderek sahneye yerleştiği bir evrende, insanın sosyal becerilenine nasıl bir yön vereceğidir. Temel ihtiyacımız olan iletişim ve ilişki yönetiminde tanıdıklarımızla ve tanımadıklarımızla dijital olan ve olmayan network’ün nasıl yönetileceğinin cevabı henüz açık değil. Sosyal medya kullanımının, kullanıcıların içerik oluşturmalarına, değiştirmelerine ve /veya dağıtmalarına olanak tanıyan iletişim araçları olarak yaygınlaştığı bilinmektedir. Sosyal medya, bloglar, mikrobloglar (örn. Twitter ve Yammer), dosya paylaşımı (örn. Flickr ve SlideShare), Sanal Toplantı Yerleri (örn. Adobe Connect ve Elluminate), sosyal siteler (örn. Facebook ve MySpace) network oluşumunun etkin araçlarıdır.

Sonuç

İşgücünün bu becerilere sahip olması, olmadıklarını da hızla geliştirmesi beklenmektedir. Bu konuda akademilere ve onlara özelleşmiş hizmet verecek eğitim kurumlarına görev ve sorumluluk düşmektedir.

Yüzyılın başında Baltaş’ın sloganı “öğrenmekten vazgeçersen, liderlik edemezsin ”idi. Bugün ise sloganımız “öğrenmekten vazgeçersen, hayatta kalamazsın” olmuştur.

Kaynakça:

  1. McCauley CD, Brutus S. Management development through job experiences: an annotated bibliography; 1988.

Diğer Makaleler

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

Personova Kişilik Envanteri Testi