• Yanlış Kişiyi İşe Almanın Bedeli Ağır Olur!

    Uygun olmayan kişinin işe alınması ciddi zaman ve maddi kayba yol açmaktadır. Beceri, motivasyon, deneyim, önemli seçim kriteri olarak kabul edilmesine karşın, aslında artık doğru kişi kişilik özelliklerine göre belirlenmeli tanımlanan kriterler ise çalışma döneminde kazandırılmalıdır. En doğrusu ‘uygun aday belirleme ve seçme’ döneminin uzman ekipler tarafından yönetilmesidir.

    DEVAMINI OKU
  • Finansal Kararlarda Testosteron Etkisi

    Kadınlar erkeklerden daha uzun yaşıyor. Çocuklarına veya ebeveynlerine bakmak için çalışma hayatına daha sık ara veriyor. Maaşlarından daha fazla tasarruf yapıyorlar, fakat daha çok parasızlık çekiyorlar. 25-34 yaşları arasında kadınlar ve erkekler benzer miktarda para tasarruf ediyor, ancak bunu farklı alanlara yönlendiriyorlar. Erkekler daha çok araba, kadınlar ise dayanıklı tüketim eşyası veya hizmete para harcıyorlar. Kadınların daha fazla kredi kartı borcu olmasına rağmen, erkeklerin borç miktarı daha yüksek. Bazı araştırmalar, risk karşısında beklenen sonuçlara ulaşmak konusunda erkek ve kadınların eşit düzeyde yeterli olduğunu, liderlik rollerinde, bilgiyi değerlendirme ve tepki verme konusunda da benzer düzeyde etkili olabildiklerini bulmuştur. Çok yakın zamanda yapılan bir araştırmada kadın katılımcılar eşlerinin aldığı finansal kararlardan memnun olduklarını söylemişlerdir. Ancak, her beş kadın katılımcıdan biri kendisinin karara katılım isteğinin eşini rahatsız ettiğini dile getirmiştir. Girişimcilerle yapılan bir araştırmada, kadınların özellikle parasal konularda daha ihtiyatlı oldukları bulunmuştur. Aynı araştırma, kumarla ilgili kararlarda, kayıp durumlarında da kazanç durumlarında da, kadınların daha az risk aldıklarını ortaya koymuştur.

    DEVAMINI OKU
  • İş Yaşamında Kadın Olmak

    Çağdaş dünya kişinin maddi ve manevi çıktılar için çalışmasını, topluma katkı sağlayacak hizmetler ve ürünler vermesini önemser. Başarı bireyin kendini yaralı kılmasıdır. Bilim insanı, sanatçı, yönetici ve her düzeydeki çalışana bu tanımda yer vardır. Kadın ve erkeğin iş yaşamında yer alması ve başarılı olmasında rol oynayan faktörler vardır. Bugün öncelikli faktör olarak istihdam yetersizliği görülüyor. Osmanlı’da emeği çocuk, ev, tarla ve hayvan dörtgenindeki üretim ile sınırlanan kadın balkan savaşından Kurtuluş savaşına kadar süren erkek nüfusun azalmasıyla zorunlu olarak farklı işlere girmiştir. Kurumların, erkeklerin ve nihayet çalışan kadının kendisinin aile, iş ve toplum hayatına yönelik yargıları ve benlik algısı çağdaş demokratik bir anlayışla bütünleştikçe toplum dinamiklerini yöneten gücüde artacaktır.

    DEVAMINI OKU
  • Cinsiyet ve Liderlik Tarzı

    Lider, sözlük anlamı ile yönetimde yetki ve etkisi olan, toplulukları belirli bir amaç etrafında toplayabilen, bu amaçlar için onları etkileme, harekete geçirme yetenek ve bilgisine sahip kişi olarak tanımlanmıştır. Her gün daha fazla kadın iş hayatına giriyor ve kariyer basamaklarını hızlıca yükseliyor. Kadın ve erkeklerin biyolojik farklılıkları, düşünme sistematiği, davranış ve yetkinliklerinde farklılaşmaya sebep oluyor. Kadınlar daha anaç, daha insan ve yetiştirme odaklı iken erkekler daha iş odaklı olabiliyor. Geçmişte kadın yönetici olur mu diye sorulurken, şimdi geldiğimiz noktada kadınların üst düzey yönetici olarak sayılarının artması, yönetim kurallarında yer alması gündeme geliyor. Günümüzde kadınların genel müdür, başkanlık seviyesindeki pozisyonlarda olması garip karşılanmıyor.

    DEVAMINI OKU
  • Kadının İş Dünyasındaki Rolü, Kadına Yönelik Politikalar ve Eczacıbaşı Topluluğu

    Kadın-erkek fırsat eşitliğini sağlayan kuruluşların, sürdürülebilir kalkınma yaklaşımında vurgulanan ekonomi-toplum-çevre dengesini tutturmaya yakınlaştığı, fırsat eşitliği sayesinde çalışanlarıyla, tüketicilerle ve diğer tüm paydaşlarla daha sağlıklı ve olumlu iletişim kurduğu biliniyor. Ulusal ve uluslararası araştırmalara göre, Türkiye’de kadınların liderlik pozisyonlarında varlıklarının arttığını da biliyoruz. Üst yönetimde nitelikli kadın çalışanların liderliği daha da önem kazanıyor zira kadın yöneticilerin bir toplumdaki tüm kadınların ekonomik güçlenmeleri ve kalkınmaları adına olumlu adımlar atmaları ve fırsat eşitsizliklerini kaldıracak önlemleri yaşama geçirmeleri bekleniyor.

    DEVAMINI OKU
  • Kadınlar neden politikada yer almalıdır?

    Dünya nüfusunun %50’sinden fazlasını oluşturan kadınlar, ayrıca su gibi bazı temel kaynaklara ve mali kaynaklara en düşük erişimi olan nüfusun en büyük yüzdesini oluşturmaktadır. Bunun yanında ekonomik veya politik alanlarda karar verme sürecine ya çok az dahildir ya da bu süreçte hiç bir yeri yoktur. Yıllardım BM ve diğer ilgili uluslararası örgütler, kadın ve erkek arasındaki bariz ve kalıcı eşitsizliğin ülkelerin ve toplumun insani, sosyal, ekonomik ve politik gelişimi üzerinde ciddi etkisi olduğu konusunda dünyada bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştirmiştir. Üçüncü Birleşmiş Milletler Konferans Hedefleri, özel olarak toplumsal cinsiyet eşitliğin desteklenmesi ve kadınların güçlendirilmesi ihtiyacını belirtse de birçok BKH, kadınların refahını sağlama ihtiyacıyla ilgilenir. BKH’lerin hedeflerine ulaşılabilmesi için kadınların katkısı hayati önem taşımaktadır.

    DEVAMINI OKU
  • İş Kurma ve Büyütmede Öncü Özellikler

    Kadın ve erkek her iki cinsiyette yaşamın sürdürülmesinde aktif rol almış, düzen kurmuş ve üretmiştir. Ancak maddi değerler erkeğin hanesine yazılmıştır. Kadın emeğinin ücretsizden ücretliye geçişi kapalı sosyal çevresinden kamusal alana çıkması ve meslek sahibi olmasıyla paralellik gösterir. Çağımızda, iş hayatı kadın sosyal kimliğinin en önemli ögesidir. Zaman içerisinde kadın girişimciler inovatif fikirlerle rekabet güçlerini artırmıştır. Kadın elinin değdiği girişimler, kuruluşlarından itibaren farklı bir zihin yapısıyla harmanlanır. Hatta kimi zaman ortaya çıkan iş sonuçlarındaki çeşitlilik, kadın ve erkeğin başarı algılarının farklı olduğu yargısıyla ilişkilendirilmektedir. Bir durumu deneyimlemek ve harekete geçmek için söz konusu davranışı oluşturan 3 temel olgu vardır. Değerler, eğilim-tercihler, kişilik. Girişimcilikte rol oynayan bu faktörler cinsiyet farklılığı açısından dikkat çekmiştir. Bilindiği gibi başarı ihtiyacı erkeklere özgü bir özellik değildir. Kadın ve erkeklerin sosyal ilişki ağlarını inceleyen farklı bir araştırmada, kadınların başarı ihtiyaçları arttıkça erkeklerinkine daha benzer sosyal ağlar oluşturdukları görülmüştür. Girişimcilerin kişiliklerini tanımlarken beş yetkinliğin öne çıktığı görülür. Bu yetkinlikler gözlemleme, sorgulama, ilişkilendirme, deneme ve iletişim ağı kurmadır.

    DEVAMINI OKU
  • 360⁰ Değerlendirmede Cinsiyet Farkının Üretim Sektörü Üzerinden İncelenmesi

    Bu araştırmada üretim sektörüne ait dört firmanın örgütsel gelişimi için önemli gördüğü yetkinliklere ve firma ihtiyaçlarına göre belirlenmiş davranışlara bakılmıştır. Çalışanların kendilerini, astlarının, eş düzeylerinin ve yöneticilerinin ise onları değerlendirdiği 360⁰ çalışmasında, değerlendirilen çalışanın cinsiyetinin sonuçlara nasıl etki ettiği incelenmiştir. Çalışanlar liderlik, ekip yönetme, etkin takım yönetimi ve ekip lideri olma açısından değerlendirilmişlerdir. Sonuç olarak kadın çalışanların kendilerini daha objektif değerlendirildiği gözlemlenmiştir.

    DEVAMINI OKU
  • Yeni Kuşak Girişimciler Yaratmak

    Yeni Kuşak Girişimciler Yaratmak

    Sir Richard Branson, Dünya’nın en ünlü girişimcilerinden biri. Kısa bir zaman önce şirketlerinden Virgin Media, yeni kuşak iş adamlarını geliştirmek ve teşvik etmek için ne yapılması gerektiği üzerine yüzlerce genç girişimciye danışmanlık hizmeti verdi. Bu hizmetiyle Branson, ekonomiyi yeniden canlandırmak isteyen tüm siyasetçi ve karar vericilere aksiyon almaları için uyarı niteliğinde bir dizi öneri getirmiş oldu. Gençler, girişimlerin desteklenmesi adına onlar için daha işbirlikçi bir kültürün teşvik edilmesi gerektiğinde hem fikir. Böylelikle bilginin farklı kurumlar arasında bölünerek yeni bir iş kurmak isteyenlerde yarattığı kafa karışıklığı ve tekrarın önüne geçilecek. Kendi işlerinin başında “yaparak öğrenen” girişimcilik öğrencileri sorunlara, krizlere ve zorlayıcı durumlara esnek ve kendilerine fayda sağlayacak bir tutumla nasıl karşılık vereceklerini anlayabilirler. Yeni iş kurmalarını ve yönetmelerini sağlayarak öğrencilerin bu becerileri öğrenmelerine fırsat verdikleri için girişim eğitim programları kritik önem taşır.

    DEVAMINI OKU
  • İnovasyonda Başarı İçin Kurum İçi Girişimcilik

    İnovasyonda Başarı İçin Kurum İçi Girişimcilik

    Günümüz dünyasında şirketler, bir yandan pazara yeni giren çok sayıda rakip ve sunulan yeni ürünün yarattığı yoğun rekabet, bir yandan da küreselleşmenin getirdiği aynılaşma sorunlarıyla başa çıkmaya ve ayakta kalmaya çalışıyorlar. “Yeni bir fikrin değer katan uygulaması” olarak tanımlayabileceğimiz inovasyonu, geçici bir heves, moda trend ya da ulaşılması gereken bir hedef gibi değil, hiç bitmeyecek bir yolculuk olarak görerek, kurum kültürü haline getirmemiz büyük önem taşıyor. İnovasyonun başarıya ulaşması, kurum kültürü haline gelmesi, şirket içerisinde inovasyon dostu ortamın oluşturulması ile mümkündür. Eczacıbaşı Topluluğu kuruluşları, bugüne kadar daima gelişimi ve değişimi destekledi, yeniliklere uyum sağlama konusunda uzun yol kat etti. Bugün, rekabette üstünlük sağlamak için farklılık yaratmak gerektiği, bu amaçla inovasyonu kurum kültürü haline getirmenin önemi tüm kuruluşlarımızda kabul görüyor. “İyi, mükemmelin düşmanıdır” sözünden hareketle, mevcut durumumuzdan tatmin olmamayı prensip ediniyor, geliştirmek ve iyileştirmek için çalışanlarımızın yaratıcı ve yenilikçi fikirlerini ortaya çıkaracak sistemler kuruyoruz.

    DEVAMINI OKU
  • Geçen Yüzyılın Yaklaşımıyla Fark Yaratma Çabası

    Geçen Yüzyılın Yaklaşımıyla Fark Yaratma Çabası

    Günümüzde insanları harekete geçirmek için kullanılan güdüleme (motivasyon) yöntemleri büyük ölçüde endüstri dönemine ait olan, “denetle ve yönet” anlayışının izlerini taşımaktadır. Bunun birçok nedeni vardır. Bu nedenlerin başında pazarı etkileyen esas gücün üreticilerden tüketicilere, kurumlardan da bireylere geçmiş olması gelmektedir. Bu tarihsel bir dönüşümdür. Ticari kurumlar için böyle bir pazarda ayakta kalmanın yolu, çalışanlarının yaratıcılığını ve girişimciliğini ortaya çıkartmalarına imkan sağlamaktır. Ancak endüstri döneminden miras kalan yönetim anlayışının zihinlere yerleştirdiği şablon bunu ileri derecede güçleştirmektedir. Çünkü özellikle büyük kurumlarda yöneticiler statükoyu korumak eğilimindedir. Yapılan bir araştırma CEO’ların % 25 inin kurumlarındaki yenilikçilik (innovation) seviyesinden memnun olduklarını ortaya koymuştur. Yöneticilerinin sayısı artan büyük kurumlar yönetim anlayışlarındaki karmaşıklık nedeniyle zorlanmakta ve Garry Hammel’in deyişiyle bir nevi “yönetim vergisi” (management tax) ödemektedirler. Günümüz iş dünyasının ideolojisi “kazancı maksimize” etmeye dayanır ve kelimelerle ifade edilmese de, insanlar bu konuda sadece bir araç olarak görülür. Oysa hiç bir dinde ve ahlak öğretisinde insanları yok sayarak elde edilecek zenginleşme meşru görülmez. İnsan anlam arayan bir canlıdır ve hiçbir insan kendisini bir araç olarak gören sistem içinde anlam bulamaz.

    DEVAMINI OKU
  • Kurumsal Girişimcilik

    Kurumsal Girişimcilik

    Günümüzde gelişen teknoloji ve iyi yaşam koşulları insanın ömrünü uzatırken, şirket ömürlerini kısaltıyor. Peki, buna ne neden oluyor? Gelişen ekonomik yapı ve rekabet nedeniyle değişen yönetim trendlerine uyum sağlayamamaları. Uzun yaşamak isteyen şirketlerin ise “Kurumsal Girişimcilik” ile sürekli değişim ve dönüşüm içinde olmaları gerekiyor. Artık girişimcilik kavramının kapsamı genişledi, çalıştıkları kurum adına bir yenilik başlatan profesyonellerle ve çalışanlarla yaratılan kurumsal girişimcilik kavramı gündeme geldi.

    DEVAMINI OKU
  • Girişimciliği Yeşerten Kültür ve Girişimci Koçluğu

    Girişimciliği Yeşerten Kültür ve Girişimci Koçluğu

    Milenyumun ilk 10 yılında iş dünyası, varlıklarını sürdürmek isteyen yıllanmış kurumlar ile yepyeni ihtiyaçların farkına varmamızı sağlayan ve tüketicileri peşinden sürükleyen inovatif kurumların rekabet arenası oldu. X ve Y kuşağının açtığı inovatif alanlar bilim ve teknolojiyi ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürmenin yollarını hızla kat etmekte. Son 20 yılda inovasyona dayalı girişimciler, iş hayatına yeniden yön verme, sektöre hükmetme, pazarı büyütme, kaynakları optimize etme vb. yaklaşımlarıyla küreselleşmenin kalbine yerleştiler. Bu nedenle sürdürülebilirliği mümkün kılacak yüksek standart ve rekabet için kurumlarda inovasyon politikalarının belirlenmesinin ve uygulamasının yolunun açılması gerekli. Girişimcinin kişilik özellikleri öz önüne alınarak yapılacak koçluk, girişimcinin yürüttüğü faaliyetlerden bağımsız olarak onun yıpratıcı özelliklerini yönetebilmesini sağlayacaktır. Bunun ötesinde, bir girişimci kendi faaliyet alanının zorluklarının kendisinde hangi davranışları tetiklediğini öğrendikçe koçluk uygulamasından daha fazla yararlanacaktır.

    DEVAMINI OKU
  • Yeni Dünya Düzeninde 2.0 Yönetim Anlayışıyla Yönetmek

    Yeni Dünya Düzeninde 2.0 Yönetim Anlayışıyla Yönetmek

    İnsan anlam arayan bir canlıdır. İnsanın yaptığı iş üzerinde kontrol imkanı varsa, iş belirli ölçüde sınırlarını zorluyor ve başarı duygusu yaşatıyorsa ve gayret ile ödül arasında bir ilişki varsa, kişi o işte anlam bulur ve yaratıcılığını ortaya koyma fırsatı bulur. Teknolojideki gelişimin sonucunda web’in yol açtığı gelişim hayatımızı ve çalışma biçimini kökten değiştirmiştir. Web, en üst düzeyde esnek, yenilikçi (innovative) ve tüm insanları içine alan ve dışarıdan en az müdahale ile yönetilen bir sistemdir. Her insan, beceri sahibi olmak, özerklik ve bağlılık olarak adlandırılan üç temel ve doğal psikolojik ihtiyaca sahiptir. Bu ihtiyaçlar karşılandığından insan, verimli ve mutlu olur. Bir çalışanın kendisini yaptığı işe adaması, işi aracılığıyla anlam duygusu yaşamasına bağlıdır. Bu duyguyu yaşatacak olan da, kurumdaki yönetim anlayışı ve yöneticisidir.

    DEVAMINI OKU
  • Girişimciliğin Saklı Yüzü

    Girişimciliğin Saklı Yüzü

    ABD (ve dünya) ekonomisinin geleceği iş imkanı, istihdam ve olumlu maddi sonuçlar yaratan girişimcilere bağlıdır. Adam Smith’in belirttiği gibi, girişimciler faaliyetlerini tamamen benmerkezci nedenlerle gerçekleştirirler ve başkalarının onların faaliyetlerinden yararlanıp yararlanmaması onları ilgilendirmemektedir. Adam Smith kişisel deneyimlerine dayanarak bu tespiti yapıyordu. Bugün yaşıyor olsaydı yine kendi deneyimlerinden yola çıkarak tespitlerde bulunacaktı çünkü her ne kadar konu son zamanlarda ilgi uyandırsa da girişimcilik psikolojisi hakkında deneysel ve bilimsel olarak çok az bilgiye sahibiz. Girişimciler yönetici olursa ne olur? Gerçek olan çok kötü yöneticiler olduklarıdır. Barron son derece yaratıcı insanların (yazar, matematikçi, mimar, vb) kişilik özellikleri üzerine deneysel literatürün çok iyi bir özetini sunar. Kişiliğin ön yüzü ve saklı yüzü arasındaki ayrımın ilk açıklamalarından birini yapan Barron, yüksek düzeyde yaratıcı özelliğe sahip kişilerin normal kişilik ölçeklerinde yüksek puanlar aldığını belirtiyor.

    DEVAMINI OKU
  • Girişimciliğin Yüzünü Değiştirmek: Girişimcilik Potansiyelini Ölçmek

    Girişimciliğin Yüzünü Değiştirmek: Girişimcilik Potansiyelini Ölçmek

    Son yıllarda Kuratko, Reynolds, Bygrave ve Autio nin çalışmalarında girişimcilik işe alma, ekonomik büyüme ve teknolojik gelişimde başlıca kaynak olarak gösterilmektedir. Bu nedenle, söz konusu alanda yazılmış yüksek sayıda kitap olması ve bunların sayısının her geçen gün hızla artması hiç şaşırtıcı değildir. Ancak tüm bu gelişime rağmen girişimcilik alanında yürütülen akademik çalışmalar uzun yıllar hayal kırıklığı yaratmıştır. Girişimcilik psikolojisi alanı da bu hayal kırıklığından payını almıştır. Girişimciliğin hangi alanları kapsadığı ile ilgili ortaya konan çeşitli görüşler olmasına rağmen literatürde 4 ana tema öne çıkar,. Bunlar yenilikçilik, fırsatları tanıma ve kullanma ve değer yaratmadır.

    DEVAMINI OKU
  • Mikrokredi Girişimcilerine Rotary Desteği

    Mikrokredi Girişimcilerine Rotary Desteği

    “Prof.Dr.Zuhal Baltaş Uluslararası Rotary 2420. Bölge Federasyonu Guvernörü Fatih R. Saraçoğlu ile sosyal girişimcilik çerçevesinde gerçekleştirilen mikro kredi uygulaması, şartları ve etkileri hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi. Rotary İnsanlığa hizmet vermek, dünyada barış ve iyi niyeti yaymak amacıyla dünyadaki sorumlu insanların bir araya gelmesinden oluşan bir sivil toplum kuruluşudur. Tüm projeleri gönüllülük ve sosyal sorumluluk esasına dayalı projeler olan Rotary’nin mikro kredi projesi sosyal girişimcilik anlamında en önemlilerinden biridir. Mikrokredinin sağlayacağı en büyük yarar kullanıcıları yoksulluk sınırının üzerine çıkarmak,refah seviyelerini arttırmak ve kalkınmalarına katkı sağlamaktır. Bu yazıda mikrokredi uygulamasının ülkemiz için doğuracağı öngörülen sonuçları ve ülkemizin diğer dünya ülkelerinden farklı olarak sağlayabileceği ek faydaları bulabilirsiniz.”

    DEVAMINI OKU
  • Sosyal Girişimcilik

    Sosyal Girişimcilik

    Birey, kurum ve kuruluşların gelişim önerilerini toplum yararına sunarak başlattıkları projeler sosyal sorumluluk kavramı altında ele alınırdı. Zira hedef kitlelere fayda sağlamak hiçbir zaman sorumluluk ve adanmışlık duygularını yaşamadan elde edilecek bir sonuç olmadı. Bu aidiyet duygusunun ancak gönüllü girişimciler tarafından yaratılabileceğini görmek, bu tür projelerin kurumsal süreçlerin uzantısı olmaktan ziyade kendi içinde evirilen bir gelişim sürecine ihtiyaç duyduğunu anlamayı sağladı. 1970’lerde mikro kredi projesini hayata geçiren Muhammed Yunus’tan bugün World Business Forum’da deneyimlerini paylaşan pek çok dünyaca ünlü CEO’ya kadar, girişimci zihinlerin iz bırakma yolunda attığı adımların aynı olduğunu görüyorum: Toplumda fark yaratmak. İşte sosyal girişimcilik bu amaca hizmet eden faaliyetler arasında üst düzey değer bilinciyle yürütülen önemli bir girişimcilik alanını oluşturuyor. Bireysel veya kurumsal çabaların dışardan desteklenmesi daha çok kişiye ulaşılmasını sağlar, maddi, akademik, toplumsal ve manevi bir teşvik oluşturur. Sosyal girişimcilik projeleri, özel-resmi kurumlar, sivil toplum örgütleri, bireyler veya bu amaçla kurulan insani yardım fonları tarafından (örneğin, Silikon Vadisi Yardım Fonu-Silicon Valley Community Foundation) desteklenmektedir. Vizyoner yöneticilerin düşündüklerini hizmete ve ürüne yansıtan yenilikçi ve girişimci çalışanları öncelikle seçebilmeleri, ardından da uygun koşulları oluşturmaları ve onları desteklemeleri gerekir.

    DEVAMINI OKU
  • Eq-nomics: Duygusal Zeka ve Girişimcilik Potansiyeli arasındaki Bağ

    Eq-nomics: Duygusal Zeka ve Girişimcilik Potansiyeli arasındaki Bağ

    Kariyer başarısının belirlenmesinde duygusal zeka (DZ) kavramından oldukça faydalanılmaktadır. Hatta kimi araştırmacılar bu anlamda duygusal zekânın bilişsel zekadan (IQ) daha önemli olduğunu ileri sürmektedirler. Deneysel araştırma sonuçları ileri sunulan bu görüşü desteklemezken duygusal zekanın kariyere ilişkin performans sonuçlarını ön gördüğünü gösteren net bulgular mevcuttur. Yeni bulgular DZ’nin iş tatmini ve performansla doğrudan ilişkili olan duygusal benlik algılarının yerine geçen boyutları olduğunu belirtmektedir. Yakın zamanda gerçekleştirilmiş iki meta analiz, IQ ve Beş Faktör kişilik boyutlarının etkileri kontrol edildikten sonra dahi, duygusal zekanın çeşitli performans sonuçlarını ön görebildiğini göstermiştir. Ayrıntılı ölçek geçerliği analizleri, duygusal zekâsı yüksek bireylerin girişimciliğe özgü yaratıcılık ve inovasyon gerektiren etkinliklerde daha fazla yer alacaklarını ileri sürmektedir.

    DEVAMINI OKU
  • Girişimcinin Özellikleri

    Girişimcinin Özellikleri

    Herkes girişimci olmuyor ve olamıyor. Birçok girişim daha başlangıçta sorunlarla karşılaşmakta ve başlamadan sona ermektedir. Girişimcinin dayanıklı ve odaklanmış olması zorlukları aşmasında ve gerekli adımları atmasında önem taşımaktadır. Girişimcileri girişimci olmayanlardan ayıran bazı özellikler bulunmaktadır. Gelin kısaca bu özelliklere göz atalım: Yenilikçilik, Risk algısı, Vizyon sahibi, Hırslı, Kontrol odağı içte, Esnek, Strese Dayanıklı, Başarısızlığı kabul eden, Özsaygı ve İlişki ağı kurabilmek.

    DEVAMINI OKU
Personova Kişilik Envanteri Testi