ABD (ve dünya) ekonomisinin geleceği iş imkanı, istihdam ve olumlu maddi sonuçlar yaratan girişimcilere bağlıdır. Adam Smith’in belirttiği gibi, girişimciler faaliyetlerini tamamen benmerkezci nedenlerle gerçekleştirirler ve başkalarının onların faaliyetlerinden yararlanıp yararlanmaması onları ilgilendirmemektedir. Adam Smith kişisel deneyimlerine dayanarak bu tespiti yapıyordu. Bugün yaşıyor olsaydı yine kendi deneyimlerinden yola çıkarak tespitlerde bulunacaktı çünkü her ne kadar konu son zamanlarda ilgi uyandırsa da girişimcilik psikolojisi hakkında deneysel ve bilimsel olarak çok az bilgiye sahibiz. Girişimciler yönetici olursa ne olur? Gerçek olan çok kötü yöneticiler olduklarıdır. Barron son derece yaratıcı insanların (yazar, matematikçi, mimar, vb) kişilik özellikleri üzerine deneysel literatürün çok iyi bir özetini sunar. Kişiliğin ön yüzü ve saklı yüzü arasındaki ayrımın ilk açıklamalarından birini yapan Barron, yüksek düzeyde yaratıcı özelliğe sahip kişilerin normal kişilik ölçeklerinde yüksek puanlar aldığını belirtiyor.
ABD (ve dünya) ekonomisinin geleceği iş imkanı, istihdam ve olumlu maddi sonuçlar yaratan girişimcilere bağlıdır. Adam Smith’in belirttiği gibi, girişimciler faaliyetlerini tamamen benmerkezci nedenlerle gerçekleştirirler ve başkalarının onların faaliyetlerinden yararlanıp yararlanmaması onları ilgilendirmemektedir. Adam Smith kişisel deneyimlerine dayanarak bu tespiti yapıyordu. Bugün yaşıyor olsaydı yine kendi deneyimlerinden yola çıkarak tespitlerde bulunacaktı çünkü her ne kadar konu son zamanlarda ilgi uyandırsa da girişimcilik psikolojisi hakkında deneysel ve bilimsel olarak çok az bilgiye sahibiz. Girişimciler yönetici olursa ne olur? Gerçek olan çok kötü yöneticiler olduklarıdır.
Drucker’den Christensen’e kadar birçok yazar girişimciliğin özünün yeniye yer açmak için eskiyi yok etmek olarak tanımlanabilecek “yaratıcı bozulma” olduğunu ifade ederler. Ayrıca, bu yazarlar girişimcilerin özelliklerinin genel olarak yaratıcı insanların özelliklerine benzer olduğunu belirtirler. Bu özellikler istatistiki açıdan sıradışı ilişkilendirme; geleneksel doğruları sorgulama, standart uygulamaları yakından gözlemleme, ilişki ağı kurma (networking) ve sürekli olarak deneyimleme olarak sıralanabilir. Bu sebeple yaratıcılık literatüründeki bilgilerin girişimci özelliklerini de açıklayıcı ve aydınlatıcı olacağı düşünülmektedir.
Barron son derece yaratıcı insanların (yazar, matematikçi, mimar, vb) kişilik özellikleri üzerine deneysel literatürün çok iyi bir özetini sunar. Kişiliğin ön yüzü ve saklı yüzü arasındaki ayrımın ilk açıklamalarından birini yapan Barron, yüksek düzeyde yaratıcı özelliğe sahip kişilerin normal kişilik ölçeklerinde yüksek puanlar aldığını belirtiyor. Beş Faktör Kişilik Modelinde, yaratıcı insanlar iç uyum, sosyallik ve açıklık boyutlarında ortalamanın üzerinde ve tedbirlilik ile uzlaşılabilirlik boyutlarında ortalamanın biraz altında bulunmaktadırlar. Bu özellikleri başkaları üzerinde güçlü bir ilk izlenim bırakmalarına sebep olur. Ancak Barron’un belirttiği gibi “Bir çok kaynaktan yola çıkarak şu çıkarımlarda bulunabiliriz: yaratıcı bireyler kendi kişisel yeterlilikleri konusunda endişelidirler ve en önemli motivasyon kaynakları kendilerini kanıtlamaktır.” Bu durum, söz konusu kişilerin genellikle MMPI ve HDS envanterlerinde yüksek puan almalarında etken olan saklı yüzün göstergesidir Bu kişiler hırslı, gergin, sinirli, sabırsız, fevridir ve davranışlarının astları üzerindeki etkileri konusunda umursamazdır.
Bu profilin girişimci yöneticiler ile ilgili çeşitli çıkarımları vardır. Öncelikle güçlü bir ilk izlenim yarattıkları için, müşteri ilişkilerinde ve işe alım görüşmelerinde olduğu gibi farklı gruplar karşısında başarılı olabilirler. Bu kişiler lider olarak kurumun topluma yansıyan yüzü olmakta başarılıdırlar. Bilindiği gibi, liderliğin bir diğer özelliği de ekip kurmaktır. Bu insanlar genellikle astlarını küçümsedikleri, zorbalık yaptıkları ve gözdağı verme eğilimleri olduğu için iyi lider olamazlar. Ayrıca, yöneticiler kurum içinde terfi ettikçe görevleri değişir. Yeni yönetici olmuş olan kişilerin ekip oluşturma konusunda güçlü becerilere ihtiyacı varken, orta düzey yöneticilerin ilişkileri geliştirme, işbirliğini destekleme ve uygulama becerilerine ihtiyaçları vardır. Ancak verdikleri kararlar, işin yapılış biçimi ve sonuçlarını belirlediği için CEO’larla üst düzey liderlerin iyi bir muhakeme becerisine sahip olmaları beklenir. Girişimcilere kurum liderliğinde ihtiyaç duyulur ve en etkin oldukları alan da aslında budur. Biz buna “Apple Paradoksu” diyoruz. Steve Jobs zayıf liderlik becerilerine sahip çok zor bir kişiydi, ancak etkin karar verme becerisinden dolayı böylesine mükemmel ve başarılı bir CEO idi.
Sonuç olarak girişimciler ile yaşamak zordur ama başarılı işletmeler onlarsız yapamaz. Girişimciler zayıf kurumsal vatandaşlık özellikleri göstermekle beraber genelde kurumlarda başkaları için çalışmaktan kaçındıkları için bu ikilem nispeten kendi kendine çözülmüş oluyor.
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir