Birey, kurum ve kuruluşların gelişim önerilerini toplum yararına sunarak başlattıkları projeler sosyal sorumluluk kavramı altında ele alınırdı. Zira hedef kitlelere fayda sağlamak hiçbir zaman sorumluluk ve adanmışlık duygularını yaşamadan elde edilecek bir sonuç olmadı. Bu aidiyet duygusunun ancak gönüllü girişimciler tarafından yaratılabileceğini görmek, bu tür projelerin kurumsal süreçlerin uzantısı olmaktan ziyade kendi içinde evirilen bir gelişim sürecine ihtiyaç duyduğunu anlamayı sağladı. 1970’lerde mikro kredi projesini hayata geçiren Muhammed Yunus’tan bugün World Business Forum’da deneyimlerini paylaşan pek çok dünyaca ünlü CEO’ya kadar, girişimci zihinlerin iz bırakma yolunda attığı adımların aynı olduğunu görüyorum: Toplumda fark yaratmak. İşte sosyal girişimcilik bu amaca hizmet eden faaliyetler arasında üst düzey değer bilinciyle yürütülen önemli bir girişimcilik alanını oluşturuyor. Bireysel veya kurumsal çabaların dışardan desteklenmesi daha çok kişiye ulaşılmasını sağlar, maddi, akademik, toplumsal ve manevi bir teşvik oluşturur. Sosyal girişimcilik projeleri, özel-resmi kurumlar, sivil toplum örgütleri, bireyler veya bu amaçla kurulan insani yardım fonları tarafından (örneğin, Silikon Vadisi Yardım Fonu-Silicon Valley Community Foundation) desteklenmektedir. Vizyoner yöneticilerin düşündüklerini hizmete ve ürüne yansıtan yenilikçi ve girişimci çalışanları öncelikle seçebilmeleri, ardından da uygun koşulları oluşturmaları ve onları desteklemeleri gerekir.
Birey, kurum ve kuruluşların gelişim önerilerini toplum yararına sunarak başlattıkları projeler sosyal sorumluluk kavramı altında ele alınırdı. Zira hedef kitlelere fayda sağlamak hiçbir zaman sorumluluk ve adanmışlık duygularını yaşamadan elde edilecek bir sonuç olmadı. Bu aidiyet duygusunun ancak gönüllü girişimciler tarafından yaratılabileceğini görmek, bu tür projelerin kurumsal süreçlerin uzantısı olmaktan ziyade kendi içinde evirilen bir gelişim sürecine ihtiyaç duyduğunu anlamayı sağladı. 1970’lerde mikro kredi projesini hayata geçiren Muhammed Yunus’tan bugün World Business Forum’da deneyimlerini paylaşan pek çok dünyaca ünlü CEO’ya kadar, girişimci zihinlerin iz bırakma yolunda attığı adımların aynı olduğunu görüyorum: Toplumda fark yaratmak. İşte sosyal girişimcilik bu amaca hizmet eden faaliyetler arasında üst düzey değer bilinciyle yürütülen önemli bir girişimcilik alanını oluşturuyor.
Yaratıcılığın topluma fayda sağlayacak fikirlere dönüştüğü sosyal girişimcilik sürecinde, bu değer bilinciyle üretilen projelerin fırsatlarla buluştuğu faaliyetler insanların yaşamlarına anlam katıyor. Bu sebeple sosyal girişimcilik, ben kavramının ötesine geçerek bu gün ki ve “gelecekteki biz”i düşünmemizi sağlıyor.
Hayatlara Değen Kalıcı Değişimler
Girişimcilik başlığı altında farklı türde faaliyetlerden söz ediyoruz. Söz konusu bu faaliyetler sonucu yaratılan değerin hangi amaca hizmet ettiğini anlamak o girişimin hangi tür girişimcilik olarak anılacağını tanımlıyor. Sosyal sorumluluklar çerçevesinde hayat bulduğunu belirttiğimiz sosyal girişimcilik faaliyetleri, topluma katkı sağlayacak, diğer insanların hayatlarına değerek anlam katacak ve yaşam kalitesini artıracak girişimlerden oluşuyor.
Günümüz toplumuna ve gelecek nesillere faydalı hizmet, ürün ve projeler sunarak üstün bir anlam duygusuyla çalışan kurum ve kuruluşlar, kendilerine dönük büyüme amaçlarının dışına çıkarak topluma dönük bir değer yaratma fırsatını yakaladıklarında sosyal girişimciliğin faaliyet alanına giriyorlar. Uluslararası Sosyal Girişimcilik Ağı “Ashoka” yı Türkiye’de kuran Hülya Denizalp’ın tanımıyla bu türlü girişimcilik faaliyetleri, toplumsal bir sorunu veya ihtiyacı belirleyerek bunu gidermek için kalıcı çözümler üretmek anlamına geliyor. Tarihsel gelişimi 1950’lere dayanan sosyal girişimcilik kavramının hayata geçirilmesinde toplumsal kurum ve kuruluşların ortak eylem planlarıyla hareket etmeye başlaması 1970’li yıllarda Bangladeşli ekonomi profesörü Muhammet Yunus’un projesiyle mümkün olmuştu.
Grameen Vakfı’nı ve Bankası’nı kuran Yunus mikro kredi çalışmaları ile 2006 yılı Ekonomi Nobel ödülünü aldı. Bu model dünyada yaygınlaşarak ekonomik değer yaratan önemli bir sosyal girişimcilik modeli oldu. Her birey “değişim oluşturucu” potansiyeliyle toplum için bir rol üstlenebilir. Sosyal girişimcilik ortaya çıkan fikirlerin sosyal değişim ve değer oluşturmak için bir organizasyona dönüştürülmesidir. Yeniliklere açık girişimcilerin iş dünyası ile sınırlı olmayan projeleri toplumsal sorunların çözümünde bir misyon üstlenmelerinin yolunu açmıştır. Böylece kurumların sanat, edebiyat, eğitim faaliyetlerini gerçekleştirmelerinden temel bireysel ihtiyaçların karşılanmasına kadar uzanan geniş bir hizmet yelpazesi oluşmuştur.
Sosyal Girişimciliği Destekleyen Örgütsel Yapılar
Bireysel veya kurumsal çabaların dışardan desteklenmesi daha çok kişiye ulaşılmasını sağlar, maddi, akademik, toplumsal ve manevi bir teşvik oluşturur. Sosyal girişimcilik projeleri, özel-resmi kurumlar, sivil toplum örgütleri, bireyler veya bu amaçla kurulan insani yardım fonları tarafından (örneğin, Silikon Vadisi Yardım Fonu-Silicon Valley Community Foundation) desteklenmektedir.
Son yıllarda kurum, üniversite, vakıf ve benzeri kuruluşlar tarafından desteklenen çeşitli projeler gerçekleştiriliyor. Yurtdışında olduğu gibi ülkemizde de akademik alandaki birikimleri bir araya getirmek ve yeni fikirleri hayata geçme imkânı sağlamak üzere üniversitelerde merkezler kuruldu. Böylelikle ülkenin uluslar arası rekabette yer alabilmesi için sinerjik çalışmalar teşvik edildi. Bu anlamda, üniversitelerin eğitimler, yarışmalar ve uluslar arası iş birlikler aracılığıyla fon dağıtımı rolü üstlendiğini de belirtmek gerek.
Silikon Vadisi’nin özel konumu ve ilişki ağı ile ortaya çıkan performans bütün üniversiteler için bir model oluşturdu. ODTÜ Teknokent, Hacettepe Teknokent ve İTÜ Arı Çekirdek ülkemizdeki örnekleri oluşturan ilk çalışmalar oldu.
Tüm oluşumlar aynı amaca hizmet eden farkı projelere sahip. İTÜ örneğinde olduğu gibi “bir fikrin projeye/ürüne/hizmete dönüşebilmesi” için genç girişimcilere öncelikle araştırma yapabilecekleri altyapı, laboratuvar ve eğitim olanakları bu merkezlerde temin edilmekte.
Öte yandan danışman firmalar kurumların insan kaynağını seçme, geliştirme ve girişimciliği harekete geçiren kurum kültürü oluşturma çalışmalarında farklı projelerle destek veriyorlar.
Zira iş yaşamı stratejistleri yaratıcılık, yenilikçilik ve girişimcilik ilkelerini benimsemenin kuruma ve çalışanlara sunacağı imkanın bir fantezi değil varlık koşulu olduğuna sık sık vurgu yapıyorlar. Böylelikle, kendi varlık sebeplerini anlamlandırma sürecinde bireyler ve dahil oldukları örgütsel yapılar, kendi ihtiyaç alanlarının dışına çıkarak bu yönde bir farkındalık geliştirebiliyorlar.
Kurumlarda Bu Dönüşümü Kimler Sağlayacak?
Bu soruyu iki pozisyondaki insan kaynağı açısından ele almak gerekir. Bunlar; stratejiyi oluşturan, gidilecek yolu ve değerleri saptayan yönetim ile yüksek standartta iş yapma heyecanını taşıyan çalışanlardır. Yönetimde gidilecek yol için anlam duygusu oluşturan ve yaşatan liderlerin olması ve yaptığı işte anlam duygusu yaşayan çalışanlarla hedefe odaklanmaları beklenir.
Bu beklentiyi karşılamak için vizyoner yöneticilerin düşündüklerini hizmete ve ürüne yansıtan yenilikçi ve girişimci çalışanları öncelikle seçebilmeleri, ardından da uygun koşulları oluşturmaları ve onları desteklemeleri gerekir.
Sonuç
Sosyal girişimciliğin hayat bulması için gerekli koşulları sağlamak ihtiyaç farkındalığını artırarak bireylerin veya kurumların kendi varlık sebeplerini başkalarının hayatlarına yapacakları katkılarla anlamlandırmalarını sağlıyor. Fırsat farkındalığının ben kavramından sıyrılıp biz’e dönüştüğü bu sosyal oluşumlar, ülkemizde daha fazla destek ve iş birliğini de gerekli kılıyor. İşte bu sebeple devlet, kurumlar, akademik dünya ve sivil toplum kuruluşları bireylerin potansiyellerini ortaya çıkartmaları için birlikte çalışmaya ve değer yaratmaya daha fazla odaklanmalı, gelecek nesillere bu yaklaşımı aşılayacak projelerin önemi daha çok ortaya çıkarılmalıdır. Ancak bu şekilde yetenek, beceri ve yetkinlikleri harekete geçirerek her bireyinin hayatına dokunacak fırsatlar yaratılabilir.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *