Küreselleşmenin de etkisiyle yaşanan toplumsal değişim, giderek geleneksel, özgün toplum yapımızı da değiştirmiş bulunmaktadır. Geniş aile yerini karı-koca ve çocuklardan oluşan çekirdek aileye bırakmış, bu çekirdek aile modeli içinde anne, iş dünyasındaki aktif rolünü almaya başlamıştır. Erken gelişim dönemindeki anne-çocuk arasındaki fiziki yakınlık ve sıcak birliktelik, çocuğun gelecekteki kişilik özellikleri ve tutumları üzerinde rol oynadığı gibi, gelişim hız ve özelliklerini de önemli ölçüde etkilediği bilinmektedir. Günümüz iş hayatında yerini alan ve mesleki doyumunu aile içi iklime de olumlu yansıtan annenin çalışması, zamanın doğru kullanılması, programlı yaşam ilkelerine uyulması ve nitelikli bir bakıcı seçilmesi sonucu sorunsuz hale getirilebilir.
Küreselleşmenin de etkisiyle yaşanan toplumsal değişim, giderek geleneksel, özgün toplum yapımızı da değiştirmiş bulunmaktadır. Geniş aile yerini karı-koca ve çocuklardan oluşan çekirdek aileye bırakmış, bu çekirdek aile modeli içinde anne, iş dünyasındaki aktif rolünü almaya başlamıştır.
Bu durum, beraberinde anne yerine geçen kişinin kim olacağı ve sorumlulukları ile annenin çalışmasının, onun çocuk yetiştirme tutumunu nasıl etkileyeceği gibi soruları, da akla getirmektedir. Kısaca erken gelişim döneminde çocuğun bakım ve eğitim sorunu, iş dünyasında çalışan kadının başlıca gündemini oluşturmaktadır.
Erken Gelişim Döneminde Anne Çocuk İlişkisi
Erken gelişim dönemindeki anne-çocuk arasındaki fiziki yakınlık ve sıcak birliktelik çocuğun gelecekteki kişilik özellikleri ve tutumları üzerinde rol oynadığı gibi, gelişim hız ve özelliklerini de önemli ölçüde etkilediği bilinmektedir. Birçok araştırma, sosyo-duygusal gelişim göstergelerinin olumlu yönde seyretmesini, okul öncesi çağda annenin çocuk yetiştirmede uyguladığı tutum ve davranışlara bağlamıştır. Bu tutum ve davranışların başında, annenin çocuğuna gösterdiği duyarlılık, duygusunu ifade etme şekli ve disiplin ortamındaki güç gösterimi gelir. Örneğin, okul öncesi çağda annenin çocuğuna gösterdiği duyarlı ve sıcak yaklaşımın, çocukta olumlu duygular uyandırdığı ve akabinde çocuğun anneye itaatini arttırdığı deneysel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Bütün bunlar, annenin çalışması durumunda anne yerine geçen kişinin öneminin ortaya koymaktadır. Kuşkusuz annenin çalışması, mesleki doyumun yanı sıra ona ekonomik bağımsızlık da sağlar. “Mesleki doyum” ve “ekonomik bağımsızlık”, çalışan kadının “benlik saygısı”nı etkileyen olumlu faktörlerdir. Annenin mutluluğu, huzuru ve doyumu, aile içindeki tüm bireylerle olan ilişkilerine olumlu biçimde yansır. Burada önemli olan, annenin zamanını doğru kullanması ve çocuğuyla “kaliteli birliktelik ve ortak faaliyet” ortamları hazırlayabilmesidir. Önemli olan bu zaman dilimini annenin çocuğuna ayırmış olması ve o sure içinde başka bir iş yapmadan onunla oyun oynaması, dersiyle ilgili sorularına rehberlik etmesi veya onunla sohbet edebilmesidir.
Ancak bunu yaparken suçluluk duygusuyla çocuğuna ayıramadığı zamanı, sık sık oyuncak ya da çikolata alarak telafi etmeye çalışmaktan kaçınmak gerekir. Çünkü bu geçici çözüm çocuğu duygusal doyumsuzluğa iter. Burada temel konu,”zamanın doğru kullanılması” ve “programlı yaşam”dır.
Çocuk Gelişiminin Anne Dışında Desteklenmesi
Kurum yaşı olarak kabul edebildiğimiz üç yaşından önce, anne yerine geçen kişi (büyük anne veya bakıcı) çocuğun bu dönemindeki gelişiminde yardımcı olabilir. Anne yerine geçen kişi, iki buçuk yaşından itibaren çocuğu haftada bir veya iki gün bir anaokulunun oyun grubuna, kendisi de kurumda kalmak koşuluyla ikişer saatlik bir süre için götürebilir. Bunu üç yaşından itibaren yarım ya da tam günlük, kurumda okul öncesi eğitim izleyebilir. Ardından okul çağına kadar izlenecek tam günlük “okul öncesi eğitim” programı çocuğu okula ve “gelecek yaşama”hazırlar. Ancak günümüzde farklı bireysel gelişim özellikleri, beslenme ve zengin uyaran gibi etkenler, anaokuluna başlama yaşını üç ‘ten, iki buçuk’a çekmekte, böylelikle kurumdaki yaşam daha erken başlayabilmektedir.

Erken gelişim dönemindeki çocuğun gelişiminin önemi nedeniyle kurum öncesi dönemde çocuğun nitelikli bakıcılar tarafından eğitilmesine özen gösterilmelidir. Çünkü bu kişiler, sadece çocuğun bakım ve güvenliği için değil, aynı zamanda benliğini algılayabilmesi açısından da önemli işleve sahiptirler. Bakıcının anadilini doğru konuşmasının yanı sıra sevecen ve deneyimli olması da önemlidir. 2005 yılında Avrupa Birliği ve Beşiktaş Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleştirdiğimiz “0-6 yaş evde çocuk bakım ve eğitim elemanı yetiştirme programı”, 320 saati kuramsal, 180 saati uygulamalı olmak üzere verilen eğitim sonucu 90 lise mezunu genç kızımızı nitelikli bakıcı konumuna getirmiştir. Avrupa Birliği tarafından takdir gören bu projenin yerel yönetimler tarafından Yurt çapında yaygınlaştırılması büyük bir önem taşımaktadır.
Dikkat edilmesi gereken bir nokta da, çocukların alışkanlıklarına bağlı olmaları nedeniyle sık bakıcı değiştirmekten kaçınılmasıdır. Araştırma ve gözlemlerim, erken gelişim dönemlerinde yaşanan sık bakıcı değiştirmenin çocukların sosyal gelişimlerini olumsuz etkilediğini ortaya koymuştur.
Günümüz annelerinde yaşanan en önemli sorunun “sabırsızlık” ve zamanla yarışırken yaşadıkları gerginlik nedeniyle ailenin etkileşim ortamını olumsuz etkilemesidir. Çalışan annenin zamanla yarışma sürecinde çocuğuyla beklenen kaliteli birlikteliği yaşayamaması, zaman zaman onun çocuk yetiştirme tutumunu da etkilemekte ve annenin baskıcı, otoriter ve/veya mükemmeliyetçi bir yaklaşım sergilemesine sebep olmaktadır. Annenin bu tutumları karşısında çocuklarda oluşan davranış şekilleri de, düşük benlik saygısı, kendine güvensizlik, çekingenlik, karamsarlık, nevrotik belirtiler şeklinde tezahür etmektedir. Buna karşılık, destekleyen, demokratik yaklaşım içinde olan, duyarlı ve işbirlikçi anne tutumu; sosyal, güven duygusu gelişmiş, arkadaş canlısı, işbirlikçi, geleceğe olumlu bakan, sorumluluk duygusu gelişmiş çocukların yetişmesine ortam hazırlamaktadır.
Kısaca özetlenecek olursa, günümüz iş hayatında yerini alan ve mesleki doyumunu aile içi iklime de olumlu yansıtan annenin çalışması,”zamanın doğru kullanılması”, ”programlı yaşam” ilkelerine uyulması ve nitelikli bir bakıcı seçilmesi sonucu sorunsuz hale getirilebilir. Burada önemli olan annenin iş dışı kalan zamanını etkili ve verimli kullanabilmesi ve çocuğuyla keyifli ve kaliteli birliktelik yaşayabilmesidir.
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir