Kadınlar erkeklerden daha uzun yaşıyor. Çocuklarına veya ebeveynlerine bakmak için çalışma hayatına daha sık ara veriyor. Maaşlarından daha fazla tasarruf yapıyorlar, fakat daha çok parasızlık çekiyorlar. 25-34 yaşları arasında kadınlar ve erkekler benzer miktarda para tasarruf ediyor, ancak bunu farklı alanlara yönlendiriyorlar. Erkekler daha çok araba, kadınlar ise dayanıklı tüketim eşyası veya hizmete para harcıyorlar. Kadınların daha fazla kredi kartı borcu olmasına rağmen, erkeklerin borç miktarı daha yüksek. Bazı araştırmalar, risk karşısında beklenen sonuçlara ulaşmak konusunda erkek ve kadınların eşit düzeyde yeterli olduğunu, liderlik rollerinde, bilgiyi değerlendirme ve tepki verme konusunda da benzer düzeyde etkili olabildiklerini bulmuştur. Çok yakın zamanda yapılan bir araştırmada kadın katılımcılar eşlerinin aldığı finansal kararlardan memnun olduklarını söylemişlerdir. Ancak, her beş kadın katılımcıdan biri kendisinin karara katılım isteğinin eşini rahatsız ettiğini dile getirmiştir. Girişimcilerle yapılan bir araştırmada, kadınların özellikle parasal konularda daha ihtiyatlı oldukları bulunmuştur. Aynı araştırma, kumarla ilgili kararlarda, kayıp durumlarında da kazanç durumlarında da, kadınların daha az risk aldıklarını ortaya koymuştur.
DEVAMINI OKUÇağdaş dünya kişinin maddi ve manevi çıktılar için çalışmasını, topluma katkı sağlayacak hizmetler ve ürünler vermesini önemser. Başarı bireyin kendini yaralı kılmasıdır. Bilim insanı, sanatçı, yönetici ve her düzeydeki çalışana bu tanımda yer vardır. Kadın ve erkeğin iş yaşamında yer alması ve başarılı olmasında rol oynayan faktörler vardır. Bugün öncelikli faktör olarak istihdam yetersizliği görülüyor. Osmanlı’da emeği çocuk, ev, tarla ve hayvan dörtgenindeki üretim ile sınırlanan kadın balkan savaşından Kurtuluş savaşına kadar süren erkek nüfusun azalmasıyla zorunlu olarak farklı işlere girmiştir. Kurumların, erkeklerin ve nihayet çalışan kadının kendisinin aile, iş ve toplum hayatına yönelik yargıları ve benlik algısı çağdaş demokratik bir anlayışla bütünleştikçe toplum dinamiklerini yöneten gücüde artacaktır.
DEVAMINI OKULider, sözlük anlamı ile yönetimde yetki ve etkisi olan, toplulukları belirli bir amaç etrafında toplayabilen, bu amaçlar için onları etkileme, harekete geçirme yetenek ve bilgisine sahip kişi olarak tanımlanmıştır. Her gün daha fazla kadın iş hayatına giriyor ve kariyer basamaklarını hızlıca yükseliyor. Kadın ve erkeklerin biyolojik farklılıkları, düşünme sistematiği, davranış ve yetkinliklerinde farklılaşmaya sebep oluyor. Kadınlar daha anaç, daha insan ve yetiştirme odaklı iken erkekler daha iş odaklı olabiliyor. Geçmişte kadın yönetici olur mu diye sorulurken, şimdi geldiğimiz noktada kadınların üst düzey yönetici olarak sayılarının artması, yönetim kurallarında yer alması gündeme geliyor. Günümüzde kadınların genel müdür, başkanlık seviyesindeki pozisyonlarda olması garip karşılanmıyor.
DEVAMINI OKUİletişim sorunlarının ailelerde, arkadaşlıklarda, eşler arasında ve iş hayatında önemli sonuçları bulunmaktadır. İletilmek istenilenin eksik ya da yanlış anlaşılması ilişkileri ve sonuçları olumsuz etkilemektedir. Kadınlarla erkeklerin farklı şekillerde iletişim kurduğu ile ilgili olarak yıllardır, birçok farklı tez ortaya konmaktadır. Kadın ile erkeğin beynin farklı çalıştığı ile ilgili farklı araştırmalar gerçekleştirilmekte. Dil konusunda kadınların beynin her iki tarafını kullanmasının daha konudan konuya atlamalarına sebep olduğuna dair yaklaşımlar bulunmaktadır. Cinsiyetten daha fazla iletişim tarzını belirleyenin statü, rol, içinde bulunulan durum ve kültür olduğuna dair farklı bulgular bulunmaktadır.
DEVAMINI OKUKadın-erkek fırsat eşitliğini sağlayan kuruluşların, sürdürülebilir kalkınma yaklaşımında vurgulanan ekonomi-toplum-çevre dengesini tutturmaya yakınlaştığı, fırsat eşitliği sayesinde çalışanlarıyla, tüketicilerle ve diğer tüm paydaşlarla daha sağlıklı ve olumlu iletişim kurduğu biliniyor. Ulusal ve uluslararası araştırmalara göre, Türkiye’de kadınların liderlik pozisyonlarında varlıklarının arttığını da biliyoruz. Üst yönetimde nitelikli kadın çalışanların liderliği daha da önem kazanıyor zira kadın yöneticilerin bir toplumdaki tüm kadınların ekonomik güçlenmeleri ve kalkınmaları adına olumlu adımlar atmaları ve fırsat eşitsizliklerini kaldıracak önlemleri yaşama geçirmeleri bekleniyor.
DEVAMINI OKUKüreselleşmenin de etkisiyle yaşanan toplumsal değişim, giderek geleneksel, özgün toplum yapımızı da değiştirmiş bulunmaktadır. Geniş aile yerini karı-koca ve çocuklardan oluşan çekirdek aileye bırakmış, bu çekirdek aile modeli içinde anne, iş dünyasındaki aktif rolünü almaya başlamıştır. Erken gelişim dönemindeki anne-çocuk arasındaki fiziki yakınlık ve sıcak birliktelik, çocuğun gelecekteki kişilik özellikleri ve tutumları üzerinde rol oynadığı gibi, gelişim hız ve özelliklerini de önemli ölçüde etkilediği bilinmektedir. Günümüz iş hayatında yerini alan ve mesleki doyumunu aile içi iklime de olumlu yansıtan annenin çalışması, zamanın doğru kullanılması, programlı yaşam ilkelerine uyulması ve nitelikli bir bakıcı seçilmesi sonucu sorunsuz hale getirilebilir.
DEVAMINI OKUStres hayatın ayrılmaz olgularından biri olduğu gibi iş hayatına da damgasını vurur. Var olmak değişimi, değişim zorlanmayı gerektirir. Özellikle iş yaşamında zorlanma yoksa bir yanlış var demektir. Her iki cinsiyetin aynı stres oluşturan durumlarla karşılaşması aynı biçimde ve aynı düzeyde etkilenmelerine sebep olmadığı gibi stresör faktörlerin aynı olmadığı bilinen bir gerçektir. Kadındaki ilk tepki savaş veya kaç değil arkadaşlık eğilimi(tend-be-friend) içgüdüsüdür. Stresle karşılanan kadınlar evrimin ilk dönemlerinden bu yana bir gruba yakın olmayı ve onlarla ortak hareket etmeyi tercih etmişlerdir. Saldırıdan ve tehditten kendini korumak için topluluk içinde olmayı seçer. Kadınlar duygusal yaşantıların güçlü olduğu durumlarda erkeklerden daha fazla adrenalin deşarjı yaşarlar.
DEVAMINI OKUŞekerci Cafer Erol Şirket Yöneticisi, Yonca Erol iletişim sektöründen nasıl şekercilik mesleğine geçtiğini anlatıyor. Ailesinin bu meslekteki ilk kadın temsilcisi olan Yonca Erol, kadınların analiz yapma yeteneklerinin çok fazla olduğu da ayrı bir gerçek diyor. Analiz yeteneği günümüzde hem kendi mesleğimde hem de diğer bazı mesleklerde kısa vadede bazen erkekler tarafından zaman kaybı olarak görülüyor ama uzun vadede de bu analizlerin bir şirketin sektördeki diğer şirketler arasından sıyrılmasında ve farklılaşmasında ve tanınırlılığının artmasında çok ayrı bir gücü söz konusu.
DEVAMINI OKUDünya nüfusunun %50’sinden fazlasını oluşturan kadınlar, ayrıca su gibi bazı temel kaynaklara ve mali kaynaklara en düşük erişimi olan nüfusun en büyük yüzdesini oluşturmaktadır. Bunun yanında ekonomik veya politik alanlarda karar verme sürecine ya çok az dahildir ya da bu süreçte hiç bir yeri yoktur. Yıllardım BM ve diğer ilgili uluslararası örgütler, kadın ve erkek arasındaki bariz ve kalıcı eşitsizliğin ülkelerin ve toplumun insani, sosyal, ekonomik ve politik gelişimi üzerinde ciddi etkisi olduğu konusunda dünyada bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştirmiştir. Üçüncü Birleşmiş Milletler Konferans Hedefleri, özel olarak toplumsal cinsiyet eşitliğin desteklenmesi ve kadınların güçlendirilmesi ihtiyacını belirtse de birçok BKH, kadınların refahını sağlama ihtiyacıyla ilgilenir. BKH’lerin hedeflerine ulaşılabilmesi için kadınların katkısı hayati önem taşımaktadır.
DEVAMINI OKUBu soruya vereceğiniz cevap, çalışan sadakati, sağlığı ve üretkenliği hakkında önemli bilgiler gizler. Kurumlarda aynı çalışma ortamını paylaşan kadın ve erkek, genellikle iki ayrı grup olarak ele alınır ve her iki grubun iletişim kurma biçimi ve çalışma tarzı birbirinden farklılık gösterir. Sosyal bilimciler, doğuştan veya sonradan öğrenilen “dişil” ve “eril” farklılıklarının neden var olduğu ve hatta neden çalışma ortamında sıklıkla “eril” davranışların daha yüksek bir değer olarak kabul gördüğünü araştırmaktadır. İş ortamında iş stresinin kendileri için hangi anlama geldiği sorulduğunda, kadınların ve erkeklerin cevapları birbirinden oldukça farklıdır. Erkeğin stres seviyesini kurumda otorite sayılan kişilerin kendilerine davranış şekilleri belirlerken, kadının stres seviyesini genel iş ortamı belirlemektedir. Erkeğin iş ortamındaki sağlıklı çalışma koşulu, kontrol, yetki ve sahip olduğu pozisyonla yakından ilişkilidir. Kadınlar için iş ortamında sağlıklı olma koşulu ise ev yaşamlarını nasıl algıladıklarıyla ilgilidir.
DEVAMINI OKUKadın ve erkek her iki cinsiyette yaşamın sürdürülmesinde aktif rol almış, düzen kurmuş ve üretmiştir. Ancak maddi değerler erkeğin hanesine yazılmıştır. Kadın emeğinin ücretsizden ücretliye geçişi kapalı sosyal çevresinden kamusal alana çıkması ve meslek sahibi olmasıyla paralellik gösterir. Çağımızda, iş hayatı kadın sosyal kimliğinin en önemli ögesidir. Zaman içerisinde kadın girişimciler inovatif fikirlerle rekabet güçlerini artırmıştır. Kadın elinin değdiği girişimler, kuruluşlarından itibaren farklı bir zihin yapısıyla harmanlanır. Hatta kimi zaman ortaya çıkan iş sonuçlarındaki çeşitlilik, kadın ve erkeğin başarı algılarının farklı olduğu yargısıyla ilişkilendirilmektedir. Bir durumu deneyimlemek ve harekete geçmek için söz konusu davranışı oluşturan 3 temel olgu vardır. Değerler, eğilim-tercihler, kişilik. Girişimcilikte rol oynayan bu faktörler cinsiyet farklılığı açısından dikkat çekmiştir. Bilindiği gibi başarı ihtiyacı erkeklere özgü bir özellik değildir. Kadın ve erkeklerin sosyal ilişki ağlarını inceleyen farklı bir araştırmada, kadınların başarı ihtiyaçları arttıkça erkeklerinkine daha benzer sosyal ağlar oluşturdukları görülmüştür. Girişimcilerin kişiliklerini tanımlarken beş yetkinliğin öne çıktığı görülür. Bu yetkinlikler gözlemleme, sorgulama, ilişkilendirme, deneme ve iletişim ağı kurmadır.
DEVAMINI OKUGünümüzde mentorluk ve koçluk, çalışanlara yol göstermek, onlara deneyime dayalı tavsiyede bulunmak veya performanslarına dönük bir gelişim süreci sağlamak amaçlarıyla kurumlarda sıklıkla uygulanmaktadır. Mentorluk kişinin kariyeri ve iş ilkeleri üzerinde etki yaratmayı amaçlarken, koçluk iş sonucuna yönelik ve performans odaklı gelişimi destekler. Bu iki yol gösterme biçiminin farklı yaklaşımlarla beslenmesine rağmen, mentorluk veya koçluk veren ile bu hizmetleri alan kişiler arasında güvene dayalı ve hizmet alana öncelikli fayda sağlayacak ilişkilerin kurulması son derece önemlidir. Bu ilişkilerin verimliliğinde cinsiyetin rolü ele alınan konulardan biridir. Mentorluk veren ile bu hizmeti alan kişilerin farklı cinsiyetten olması ve bu durumun taraflara yansımaları çapraz-cinsiyet mentorluk kavramı altında incelenmektedir. Çalışma, iş başarısı için rol model olmaları bakımından kadınların yine kadın koçları tercih ettiğini göstermektedir. Erkeklerin ise kadın koçları tercih sebebi kişisel ve hassas konuları konuşabileceklerini düşünmeleridir. Ancak, kantitatif analizler koçluk hizmeti alanların cinsiyete dayalı koç seçiminde anlamlı bir fark olmadığını ortaya koyar.
DEVAMINI OKUİşe gitmemenin hasta ve ateşli olarak yatakta olmaktan farklı durumlar olduğunu Reading Üniversitesi’nde davranış bilimleri eğitimi yaptığım yıllarda öğrendim. Sağlık psikolojisi, klinik psikoloji ve örgütsel psikoloji, işe devamsızlığı “absenteesim” (devamsızlık) başlığı altında ayrıntılı bir konu olarak ele alıyordu. Çalışanın bedensel rahatsızlıklarının yanı sıra ruhsal ve sosyal sorunlar nedeniyle işe gelememesi, ekip arkadaşlarından başlayarak birimine, şirketine ve ülke ekonomisine bir maliyet doğurmaktadır. İşe devamsızlığın sıklığı konusunda cinsiyetler arasında göze batan iki faktör vardır. Birincisi, erkek kadın arasındaki farklılığı açıklayan bir örnek modelin olmayışı, ikincisi ise bu farklılığı açıklayacak modellerin her hangi bir tekrarlanan yapısının olmayışı. Her birey hak sahibi olmayı çok ister ve genellikle sahip olduğu hakları kullanmayı da ihmal etmez. İngiltere’de anne adayları da, kendilerine iş yeri kanununun tanıdığı yasal hakları genellikle sonuna kadar kullanan gruptur.
DEVAMINI OKUTeknoloji hayatın her alanında gün geçtikçe daha etkili ve yerleşik bir hale gelmektedir. Evlerimizdeki çamaşır makinelerinin akıllanmasından ve çamaşırlarımızı nasıl yıkacağımıza karar vermesinden, evimizin ısısını kontrol etmeye, cep telefonlarıyla 7/24 ulaşılabilir olmaktan, iş hayatında bilgisayar kullanımının neredeyse her yerde olmasına kadar teknoloji ile iç içe yaşıyoruz. Bu yaşantıda kadınlar ile erkeklerin farklı yaklaşımları, tutumları ve becerileri olduğu düşünülmektedir. Yaygın kanı teknolojiyi anlama ve kullanma konularında erkeklerin daha başarılı olduğu yönündedir. Ancak fark erişimden ve kullanma şekillerinden kaynaklanmaktadır.
DEVAMINI OKU