Yargının Önü ve Arkası

Yargının Önü ve Arkası

Önyargı, insanın enerjiyi verimli kullanma ihtiyacından kaynaklanır ancak özellikle kültürel stereotiplere dönüştüğünde farklı kültürler arasındaki iletişimin ve alışverişin önünü tıkayan, alışması zor engeller halini alırlar. Ancak önyargıları farklı ele almak da mümkün. Yargıları etraflıca inceleyelim ve önünde arkasında olup bitenlere yeni bir çerçeveden beraber bakalım.

Eğitimlerde sık yaptırdığım bu uygulamada, sıfat grubu ile toplum grubunu eşleştirmelerini rica ettiğim katılımcıların cevapları neredeyse istisnasız aynı oluyor. Nedeni, kültürel stereotipler (kalıp yargılar) olarak hayata yansıyan önyargılarımız. Bir araştırma, kültürel stereotiplerin genelde toplumların duygusal farklılıklarını yansıttığını ortaya koyuyor: ‘Soğuk Almanlar’, ‘sıcakkanlı Akdenizliler’ gibi… Bir araştırmada deneklere 10 ulus/etnik grup adı, 84 kişilik özelliği verilmiş ve her ulusun hangi özelliklere sahip olduğunu belirtmeleri istenmiş. En sık belirtilen özellikler arasında ‘eğlence düşkünü Amerikalılar’, ‘sessiz ve düşünceli Çinliler’, ‘durgun ve soğuk İngilizler’, ‘fevri İrlandalılar’, ‘heyecanlı İtalyanlar’, ‘hırslı Museviler’, ‘gamsız Zenciler’, ‘çabuk öfkelenen ve saldırgan Türkler’ var.1 Araştırmada kültürel önyargıların daha çok duyguları kapsadığı vurgulanıyor.

Önyargı neden var?

İnsan, enerjiyi verimli kullanmak isteyen bir varlık. Bu yüzden bildiklerinden yola çıkıyor, kestirmeler kullanıyor, hızla sonuca varmak istiyor. Önyargı bu yüzden var. Önden gelen bir yargı olmadan, ilk defa görür gibi, yeni tanışır gibi çevremize bakmak çok değişik, yaratıcı ve eğlenceli olabilirdi ancak insan daha çok hız ve verimlilik arıyor. Zamandan ve enerjiden kazanmak istiyor. Ancak önyargı kimi zaman işleri, kararları, davranışları çabuklaştırırken kimi zaman da aşması zor engeller oluşturarak kişiye destek yerine köstek oluyor. İşte tam da bu durum, Kültürel Keşif seminerlerinde üzerinde durduğumuz tutum.

İnsan kendini niyetine, karşısındakini davranışına göre yargılar.2 Kendi bakışımız davranışımızı değil niyetimizi görür; karşımızdakinin davranışını ise kendi önyargımıza göre yorumlarız. Tam da bu sebeple, önyargılarımızın farkında olursak karşımızdakinin niyetine alternatif yorumlar getirebilme yetisine sahip oluruz. ‘Kültürel Keşif’in ilk adımı, önyargıyı bertaraf etmek değil ancak bunu fark etmek. Yapması yazması kadar kolay olmayan, ince ince işlenmesi gereken bir farkındalık süreci. Ancak sonunda bakış, anlayış, dolayısıyla yaşama alanımızı epey genişletiyor.

Acaba yargının önden gideni gibi arkadan geleni olsaydı, ‘arkayargı’ ‘önyargı’dan farklı mı olurdu? Büyük ihtimalle, evet. Çünkü güçlü önyargılar, genellikle, sağlıklı yargılar oluşturmaya engel teşkil ediyor. Olumsuz önyargılar taraflar arasındaki psikolojik mesafeyi artırıyor. Örneğin, yabancı düşmanlığının en güçlü olduğu yerler, göçmenlerden en uzak yaşayan toplumlar.3 Yerel olarak baktığımızda da benzer tablo karşımıza çıkıyor: İnsanlar kendilerinden ‘uzak buldukları’ kişilerle ‘nadiren’ ya da ‘bazen’ aynı ortamda bulunuyor, arkadaşlık veya alışveriş ediyor. ‘Bizden olmayanlar’ ile aramızdaki temas oldukça düşük.4

Sonuç

Yazının girişinde konu ettiğimiz kültürel stereotiplere dönersek, bunların genelde olumsuz niteliklerden oluşması belki de onlara kıyasla kendimizi daha iyi görmek istediğimizdendir. Bu sadece bizim için değil, her toplum için geçerli. Gündelik konuşmalarda bir espri düzeyinde kaldığında suya sabuna dokunmayacak bu önyargılar, iş birlikte çalışıp üretmeye geldiğinde aşılması zor engeller oluşturuyor. Bu önyargıları ele alıp inceleyip sonunda ‘arkayargı’ oluşturmak gerekiyor – ki ‘arkayargı’nın önyargıdan ne denli farklı olduğunu görmek de bir başka zenginleştirici deneyim.

Kaynakça:

  1. Kağıtçıbaşı, Ç. İnsan ve insanlar. Duran Ofset matbaası; 1976.
  2. Amerikalı yazar Stephen Covey’in deyişi.
  3. Azari SS. Ethnic visibility, context, and xenophobia: a European perspective [İnternet]. Uygun erişim: https://escholarship.org/content/qt5h2835n1/qt5h2835n1_noSplash_bfb954402e2e07d5035463383f7ab840.pdf?t=nl758z
  4. Konda Barometresi: Bir Arada Yaşamak, Kasım 2014 [İnternet]. Uygun erişim: https://konda.com.tr/wp-content/ uploads/2017/03/KONDA_1411_BIR_ARADA_YASAMAK.pdf

Diğer Makaleler

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

Personova Kişilik Envanteri Testi