Kariyer başarısının belirlenmesinde duygusal zeka (DZ) kavramından oldukça faydalanılmaktadır. Hatta kimi araştırmacılar bu anlamda duygusal zekânın bilişsel zekadan (IQ) daha önemli olduğunu ileri sürmektedirler. Deneysel araştırma sonuçları ileri sunulan bu görüşü desteklemezken duygusal zekanın kariyere ilişkin performans sonuçlarını ön gördüğünü gösteren net bulgular mevcuttur. Yeni bulgular DZ’nin iş tatmini ve performansla doğrudan ilişkili olan duygusal benlik algılarının yerine geçen boyutları olduğunu belirtmektedir. Yakın zamanda gerçekleştirilmiş iki meta analiz, IQ ve Beş Faktör kişilik boyutlarının etkileri kontrol edildikten sonra dahi, duygusal zekanın çeşitli performans sonuçlarını ön görebildiğini göstermiştir. Ayrıntılı ölçek geçerliği analizleri, duygusal zekâsı yüksek bireylerin girişimciliğe özgü yaratıcılık ve inovasyon gerektiren etkinliklerde daha fazla yer alacaklarını ileri sürmektedir.
Kariyer başarısının belirlenmesinde duygusal zeka (DZ) kavramından oldukça faydalanılmaktadır. Hatta kimi araştırmacılar bu anlamda duygusal zekânın bilişsel zekadan (IQ) daha önemli olduğunu ileri sürmektedirler. Deneysel araştırma sonuçları ileri sunulan bu görüşü desteklemezken duygusal zekanın kariyere ilişkin performans sonuçlarını ön gördüğünü gösteren net bulgular mevcuttur. Yeni bulgular DZ’nin iş tatmini ve performansla doğrudan ilişkili olan duygusal benlik algılarının yerine geçen boyutları olduğunu belirtmektedir. Yakın zamanda gerçekleştirilmiş iki meta analiz, IQ ve Beş Faktör kişilik boyutlarının etkileri kontrol edildikten sonra dahi, duygusal zekanın çeşitli performans sonuçlarını ön görebildiğini göstermiştir.
Yakın zamanda bazı araştırmacılar DZ’nin girişimcilik sonuçlarını ön görmede de önemli bir faktör olabileceğini ileri sürmektedir. Teorik açıdan DZ’nin girişimcilik için faydalı bir kavram olabileceğine inanmak için geçerli nedenler mevcuttur. Duygusal benlik algılarıyla (örneğin duygu algısı, duygu yönetimi, empati, fevrilik) duygusal öz yeterliği birleştiren DZ, kişinin kendisi ve çevresindekilerin duygularını anlama ve yönetme (kendinde algıladığı) becerisi olarak yorumlanabilir. Bireylerin kendi duygularını olduğu kadar çevresindekilerin duygularını anlamasını ve yönetmesini gerektiren etkin ilişki ağı kurma becerisi girişimcilik başarısında büyük avantaj sağlayabilir. Aslında, bazı araştırmacılar DZ ile ilişkili olarak çevremizdekilerle etkin iletişim kurma becerisinin girişimci fırsatlar ve inovasyonlardan faydalanmak isteyen bireyler için gerekli olabileceğini ileri sürmektedir.
Kişinin kariyer başarısında anahtar bir gösterge olan DZ’ye akademi ve iş dünyasında artan ilgiye rağmen, DZ ve girişimcilikteki bireysel farklılıklar arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmaların sayısı şaşırtıcı derecede azdır. Ancak son zamanlarda bu eğilim değişmeye başlamıştır. Özellikle, son dönemde yürütülmüş iki çalışma kurum içinde ve dışında DZ’nin girişimcilik faaliyetleriyle nasıl ilişkili olduğunu araştırarak literatürdeki bu boşluğu doldurmayı amaçlamıştır.
Bu araştırmalardan ilki Zampetakis ve meslektaşları tarafından yürütülmüştür. Çalışmada kurum içi girişimcilik davranışında DZ’nin rolü incelenmiştir. Elde edilen sonuçlarda DZ ve girişimcilik davranışı arasında anlamlı bir ilişki bulunmuş, bu anlamda DZ kavramının girişimcilik literatüründeki önemi vurgulanmıştır. Bu araştırma kurum içi girişimcilik faaliyetlerinin sonuçlarıyla DZ ilişkisini ilk defa incelemiş olsa da, bazı önemli sınırlayıcı özellikleri bulunmaktadır.
Araştırmanın zorlayıcı yönlerinden biri girişimci davranışın ölçümü için belirlenen kriterin sınırlı olmasıdır. Bu kriter gerçek girişimcilik davranışlarını veya “başarılarını” (örn. bir fırsattan faydalanma, inovasyon veya değer yaratma) ölçmekten uzaktır. Çalışmada yönetici tutumlarına odaklanılmıştır (örnek ifadelerin bazıları, “Yeni beceriler edinmek bana heyecan verir” ve “Meslektaşlarımı hizmetlerimizi geliştirmek yönündeki fikirleri için inisiyatif almaları doğrultusunda cesaretlendiririm”). Bunun yanı sıra, çalışmada faklı hiçbir kişilik değişkeni kontrol edilmemiştir. Halbuki, bir kişilik yapısının pratikte fayda sağladığını göstermek için bu kontrol gereklidir.
Sonuç olarak, bu sınırlayıcı yönleri gidermek amacıyla (Ahmetoglu, Leutner ve Chamorro-Premuzic, 2011)1 Zampetakis’in çalışmasını genişleterek kendi araştırmamıza şu unsurları dahil ettik: a) girişimcilik başarılarını daha kapsamlı ölçen bir araç ve b) iki kişilik yapısının ölçümü: Temel Benlik Değerlendirmeleri (Core Self-Evaluations, CSE; Bono ve Judge, 2003)2 ile Girişimcilik Eğilimleri ve Becerileri Ölçeği (META; Ahmetoglu & Chamorro-Premuzic, 2010)3. Hipotezimiz CSE ve META puanları değerlendirildikten sonra dahi DZ’nin girişimcilik davranışını ve başarısını olumlu yönde ön göreceği doğrultusundaydı.
Çalışmamızda (farklı sektör ve mesleklerden) toplam 528 katılımcı yer aldı. Ön görüldüğü üzere, DZ’nin incelenen tüm girişimcilik sonuçlarıyla ilişkili olduğu, hem CSE hem de META ile orta düzeyden yüksek düzeye doğru değişen korelasyonel bir ilişkisi olduğu saptandı. Ayrıca ilginç bir bulgu olarak, diğer kişilik faktörleri analize katıldıktan sonra DZ ile girişimcilik arasındaki bağlantıyı açıklayan sadece bir anlamlı ilişki bulundu. Bu anlamlı ilişki DZ ile inovasyon başlatma arasındaydı. Biz varyantsa ön görülen düşüşün öncelikli olarak META’dan kaynaklandığını bulduk. Bu da şu anlama geliyor, girişimcilikte DZ’nin ön gördüğü değişimlerin çoğundan META sorumludur.
Ayrıntılı ölçek geçerliği analizleri, duygusal zekâsı yüksek bireylerin girişimciliğe özgü yaratıcılık ve inovasyon gerektiren etkinliklerde daha fazla yer alacaklarını ileri sürmektedir. Bu bulgu önceki araştırma sonuçlarıyla örtüşmektedir. Bir başka deyişle, yüksek DZ’ye sahip kişiler yaratıcılığa daha yatkındır. Araştırmanın sonucunda inovasyonun girişimciliğin ana bir öğesi olarak ortaya çıkması uygulama açısından önem taşımaktadır.
DZ – girişimcilik bağına ek olarak bu çalışma, girişimci faaliyetlerinin sonuçlarını kişilik bağlamında en güçlü ön gören ölçeğin META olduğunu göstermektedir. Bu ölçek girişimci kişilik özelliklerini değerlendirmek üzere özel olarak geliştirilmiştir; bunun sonucu olarak girişimcilik ile ilişkili olması teorik olarak anlamlıdır. Bununla beraber, girişimcilik faaliyetlerinin sonuçlarını ön görmede kişiliğin bir değişken olarak katkı sağlayıcı rolü üzerine devam eden tartışmalar göz önünde bulundurulduğunda, bu sonuçların uygulama boyutunda önemli yansımaları olabileceğini düşündürür.
Araştırmanın olası etkileri
Araştırma sonuçlarının ortaya çıkardığı birkaç ana konu bulunmaktadır. İlk olarak, DZ girişimcilik faaliyetlerinin sonuçlarını anlamlı bir biçimde ön gördüğüne göre, girişimcilik davranışını güçlendirmeye ihtiyaç duyan uygulayıcılar gelişim ya da seçme yerleştirme amaçlarıyla duygusal zekadan fayda sağlayabilirler. Bu anlamda, çalışma sonuçlarımız duygusal zeka düzeyleri yüksek bireylerin girişimcilik faaliyeti ve inovasyonun kurum içi ve dışında gerçekleştirilmesine olanak tanıyacağını veya kolaylaştıracağını göstermektedir. Geçmiş araştırmalarda DZ’nin iş performansını Beş Faktör ve IQ’nun ötesinde ön görebildiğinin bulunmuş olması, duygusal zekaları yüksek bireyleri tanımlamanın ve seçmenin rekabetçi avantaj sağlamada verimli bir kaynak oluşturabileceğini göstermektedir.
Özetle, hedef eğer girişimcilik davranışını artırmak ise, çalışmamız girişimci bireyleri onların META puanlarına dayanarak seçmenin büyük fayda sağlayabileceğini göstermektedir. Aslında bu ölçekten yüksek puan alan kişilerin, ölçülen her girişimcilik faaliyeti sonucunda yüksek başarı elde ettiklerini göstermektedir.
Sonuç
Günümüz iş dünyasında, girişimcilik hem kurum içerisinde hem de kurum dışında teknolojik gelişimin ve ekonomik büyümenin çok değerli bir kaynağıdır. Girişimciliği anlamak ve kurum içinde uygulanabilmesini sağlamak için, kurumlar (ve kurucular) ilk olarak fonksiyonel, yapısal ve kültürel konuları ele almalıdır. Ancak, girişimcilik kaçınılmaz bir şekilde bireylerin davranış ve eylemlerinin bir sonucudur.
Kaynak
- Ahmetoglu, G, Leutner, F, Chamorro-Premuzic, T. EQ-nomics: understanding the relationship between individual differences in trait emotional intelligence and entrepreneurship. Personality and Individual Differences, 2011; 51:1028-1033
- Bono, J E, Judge, T A. Core self-evaluations: a review of the trait and its role in job satisfaction and job performance. European Journal of Personality, 2003;17:5-18. Link
- Ahmetoglu, G, Chamorro-Premizuc, T. The entrepreneurial individual: a new framework and construct for entrepreneurship research and practice [Doktora tezi]. Londra: Goldsmiths Üniversitesi; 2007.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *