Türk kültürün girişimcilik üzerindeki etkileri, ‘bireycilik/toplulukçuluk’, ‘güç uzaklığı’, ‘belirsizlikten kaçınma’ değerleri üzerinden detaylı biçimde incelenmektedir.
Kültürün ekonomi ve iş hayatı üzerindeki etkisini araştıran pek çok çalışma, konuyu Hofstede’nin kültürel boyutlarıyla ele almaktadır¹. Bunlar, antropolog Geert Hofstede’nin akademik araştırmaları sonucunda belirlediği, kültürleri analiz etmeye ve karşılaştırmaya yönelik boyutlardır. Burada, girişimcilik üzerinde en belirgin etkisi olan şu üç boyutu ele alacağız:
Bireycilik/toplulukçuluk: Bireyin kendini ne şekilde tanımladığını gösterir. Kişilerin kendilerini diğerlerinden bağımsız üniteler olarak tanımladıkları bireyci toplumlarda bireylerarası bağlar gevşektir. Birey yalnızca kendinden ve çekirdek ailesinden sorumludur. Toplulukçu kültürlerde ise bireyler kendilerini ailelerinin veya diğer önemli toplulukların bir parçası olarak görürler ve tanımlarlar. Türk kültürü, ülkelerin çoğu gibi, toplulukçu bir kültüre sahiptir. (Dünya ortalaması: 43 / Türk kültürü: 37)
Güç uzaklığı: Her türlü yapılanmada (aile, işyeri vs.) “kıdemsiz” üyeler tarafından da algılanan ve kabullenilen “güç dağılımındaki eşitsizliği” gösterir. Burada önemli olan, eşitsizliğin sadece hiyerarşide üstte olanlarca değil, altta olanlarca da onaylanmış olmasıdır. Türkiye’de, toplulukçu kültürlerin çoğunda olduğu gibi, güç uzaklığı fazladır. (Dünya ortalaması: 55 / Türk kültürü: 66)
Belirsizlikten kaçınma: Bir kültürün belirsizliği tolere edebilme derecesidir. Türk kültürü gibi belirsizlikten kaçınma yöneliminin yüksek olduğu toplumlarda, bireyler belirsizlik karşısında güvensizlik hisseder, tehdit algılarlar. Kesin kanun ve kurallarla, bürokrasiye, yapılanmış sosyal normlar ve ritüellerle belirsizlik ihtimalini en aza indirmeye çalışırlar. (Dünya ortalaması: 64 / Türk kültürü: 85)
Araştırmalar ve Çelişkiler
Kültürün girişimciliğe olan etkilerini gösteren araştırma sayısı çoktur ancak sonuçlar çelişkilidir.
Shane tarafından yapılan bir araştırma², kültür ve yenilikçilik ilişkisini incelemiş, belirsizliği tolere edebilen toplumlarda girişimciliğin belirgin şekilde daha yaygın olduğunu ortaya koymuştur. Araştırmaya göre, belirsizliği tolere etme kadar olmasa da, güç uzaklığının az olması ve bireycilik de yenilikçiliğe olumlu etki yapmaktadır. Shane, bu araştırmaya dayanarak girişimci toplumların belirsizliği tolere edebilen, güç uzaklığı az ve bireyci kültüre sahip olduklarını söylemiştir.
Şüphesiz ki kültürün, iş motivasyonu üzerinde önemli etkisi vardır. Belirsizliği tolere eden toplumlarda önde gelen iş motivasyonu “başarılı olmak”, belirsizlikten kaçınan toplumlarda ise “iş güvencesi”dir³. Sadece bu açıdan bakınca dahi belirsizliği tolere etme boyutunun girişimcilik üzerindeki etkisi açıklık kazanmaktadır.
Güç uzaklığı fazla ve toplulukçu kültürlerde önde gelen motivasyon ögeleri arasında; ait olduğu topluluk için çalışmak, kendisi için önemli olan kimselerin beklentilerini yerine getirmek, arkadaşlıklar kurmak ve sürdürmek gibi faktörler vardır. Güç uzaklığı az ve bireyci kültürlerde ise başarı kazanmak, başkalarını geçmek gibi motivasyon ögeleri ön plana çıkar. Bireyci kültürlerde kontrol odağı daha içtedir; kişi, isterse içinde bulunduğu durumu değiştirebileceğine inanır. Toplulukçu kültürlerde ise genellikle kontrol odağı dıştadır; kişi, kendisini içinde bulunduğu duruma uydurmaya yöneliktir. Bütün bu kültürel özellikler, bu araştırmalarda neden güç uzaklığı az ve bireyci kültürün girişimciliği desteklediğini açıklar niteliktedir. Ancak bu bulgularla çelişen birçok araştırma da vardır.
Farklı Bakış Açısı
Örneğin, Baum ve arkadaşları tarafından yapılan bir araştırma⁴, bireyci kültürün girişimciliği azaltan bir faktör olduğunu ortaya koymuştur. Bunun nedeni olarak, toplulukçu kültürlerde varolan kurumlarda bireylerin kendi istek ve ihtiyaçları doğrultusunda çalışmakta zorlandıklarını öne sürmüşlerdir. Bireyci bir toplumda çalışanlar, kurumsal yapı içinde de kendi motivasyon, çıkarları ve ihtiyaçları doğrultusunda çalışabilir. Çünkü bireyci kültürün baskın olduğu toplumdaki kurumlarda çalışan/işveren ilişkisi hesaba ve karşılıklı çıkara dayalıdır. Kendi çıkarını kovalamak için kendi işini kurma ihtiyacını, çok az sayıda kişi duyacaktır. Ancak toplulukçu kültürlerde kendi ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda hareket etmek, bağımsız olabilmek için daha fazla sayıda kişi kurumsal yapının dışına çıkma gereği duyacaktır. Çünkü işyeri, büyük olasılıkla bireyin kendini ait hissettiği topluluktur ve o topluluğun çıkarları, bireysel çıkarların önünde tutulur. Bir parçası olduğu toplulukta, bireysel istek ve ihtiyaçlarını karşılayamadığını düşünen birey, eğer girişimci kişiliğe sahipse, isteklerini kurumsal yapının dışında karşılama ihtiyacı duyacaktır.
Baum ve arkadaşlarının bulduğu bu sonuç, farklı araştırmalarla da desteklenmiştir (Acs, Audretsch and Evans)⁵. Bu araştırmalar, yazının başında bahsedilen araştırmaların aksine, toplulukçu kültür gibi yüksek güç uzaklığının da girişimciliği destekleyen bir özellik olduğunu ortaya koymaktadır. Çünkü kurum içindeki hiyerarşik yapı, kişiyi kendi isteklerini kurum dışında aramaya ve kendi işini kurmaya itmektedir.
Girişimciliğin tanımlanması
Girişimcilik alanında kültürel farklılık gösteren bir diğer konu ise kavramın nasıl tanımlandığı ve girişimcilere atfedilen özelliklerin nasıl algılandığı ile ilgilidir. Amerika, Türkiye ve Hindistan’da girişimcinin nasıl tanımladığını inceleyen bir araştırmada, tanımlamaların örtüştüğü ortaya çıkmıştır. Yetkin, güçlü bir başarı ihtiyacı, kendine güvenen, meraklı, akıllı, mantıklı, sempatik, yardımsever, cömert, başkalarının duygularının farkında, insancıl değerler, anlayış ve minnettar sıfatları her üç kültürde de girişimciliği tanımlamak için kullanılmıştır. Ancak bu sıfatlara verilen önem kültürden kültüre değişiklik göstermektedir. Türkiye’de yardımsever, A.B.D’de başkalarının duygularının farkında, Hindistan’da da ise sorumluluk ihtiyacı kavramları öne çıkmaktadır. Türkiye’de girişimci kavramı ile yardımsever kavramının beraber ele alınması aslında toplulukçuluğun ve güç uzaklığının bir sonucu olarak da algılanabilir. Öne çıkan, fark yaratan, değer yaratan kişinin aynı zamanda etrafına sahip çıkması, iş imkanı yaratması ve topluma maddi destek olması beklenen bir davranış olarak öne çıkmaktadır. Gazetelerde sık sık iş adamlarının yaptıkları yardım faaliyetleri veya yarattıkları iş imkanları ile ilgili haberlere rastlanmaktadır.
Küresel girişimcilik raporu
54 farklı ekonomiden 140,000 kişi ile görüşülerek hazırlanan 2011 Küresel Girişimcilik Raporu(GEM) farklı kültürlerin girişimcilikle ilgili üç kategoride farklılıklar gösterdiğini ortaya koymaktadır. Bu kategoriler fırsat algısı, beceri algısı ve başarısızlık korkusu olarak belirlenmiştir. Farklı kültürlerde farklı seviyelerde olan bu kategoriler ülkenin girişimciliğini etkilemektedir. Mesela Bangladeş’te fırsat algısı olumlu iken beceri algısı düşük ve başarısızlık korkusu yüksek olarak çıkmıştır. Bunun sonucunda Bangladeş halkının girişimcilik için fırsat alanları gördüklerini ancak bu konuda kendi becerilerine güvenmedikleri ve başarısızlıktan korktukları sonucuna varılmaktadır. Guatemala’da ise daha olumlu bir fırsat algısı, nispeten yüksek bir beceri algısı ve düşük başarısızlık korkusu olduğunu görülmektedir. Bangladeş ile Guatemala arasındaki bu fark ekonomik büyüme oranlarına da net olarak yansımaktadır. Diğer yandan ekonomik göstergelerin de girişimciliği direkt olarak etkilediğini ortaya koyan bir başka bulgu günümüzde ekonomik krizden en çok etkilenmiş olan Yunanistan, Macaristan, Portekiz ve İspanya’da fırsat algısının çok düşük olarak değerlendirilmesidir. Aynı zamanda rapor ekonomik gelişim düzeyinden bağımsız olarak ülkelerin katı işgücü piyasası düzenlemeleri ile düzenleyici sistemlerin zorlayıcılığının güçlü etkiye sahip girişimcilerin sayısını olumsuz yönde etkilediğini belirtmektedir.
Sonuç
Girişimcilik için “ideal bir kültür” yoktur. Ancak girişimciliği destekleyen ve zorlaştıran şartlar ve koşullar tanımlanmaktadır. Kültürün belli özellikleri, ekonomik şartlar, kanunlar, düzenlemeler, çalışanın kişiliği ve çalıştığı kurumun kültürüyle etkileşerek o bireyin yolunu çizmektedir.
Kaynak
- Brown, T. E., Ulijn, J.(2004), Innovation, Entrepreneurship and Culture, ABD; Edward Elgar Publ.
- Donna J. Kelley, Slavica Singer,and Mike HerringtonThe Global Entrepreunership Monitor, Global Report 2011
- Hofstede, G., Hofstede, G.J., Minkov, M.(2010) Culutres and Organizations,A.B.D ;McGraw Hill
- http://geert-hofstede.com/national-culture.html
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *