E-öğrenmede öğreneni dikkate almadan tasarlanan eğitimler başarısız olmaktadırlar. Öğrenen odaklı tasarlanan eğitimler ise yüksek başarı elde etmektedir. Öğreneni düşündürten ve kendine çeken içeriklerin önemli bir etmeni etkileşimdir. E-öğrenmede etkileşimin dört başlıca öğesini burada inceleyeceğiz.
e-Öğrenme uygulamalarında kalite arayışı arttıkça, eğitim içeriği ve eğitim tasarımı da daha fazla önem kazanmış bulunuyor. Giderek içeriğin niteliği önem kazandı, eğitimciler devreye girdi, ancak bu defa da geleneksel içerik-merkezli eğitim anlayışının e-öğrenmeye egemen olduğu görüldü. Öğrenilmesi beklenen bilgiler, basitten karmaşığa doğru gelişen hiyerarşik bir düzende bir menüye yerleştirildi. Beş on resimle renklendirilip, bir iki şekille açıklandı, üç beş soru-cevap, az biraz da alıştırmayla süslenip kullanıcıya sunuldu, altta ve üstte tıklanacak 3-5 düğmeyle etkileşimli olduğu savunulan eğitim programları kullanıma açıldı. Sonra da düş kırıklıkları yaşandı. Bu bilgi çağında, şu nankör ve tembel kullanıcılar, ayaklarına kadar gelen fırsatı neden tepiyor da bu güzelim eğitimleri tamamlamadan yarıda bırakıyorlardı ki?
İçerik-merkezli eğitim, insanların her zaman öğrenmeye hazır olduklarını, başka bir yönlendirmeye gerek olmadan yeni beceriler kazanabildiklerini, önlerinde basamak basamak yükselen bilgi yolunda tökezlemeden ilerleyebileceklerini varsayar. Eğitimciye göre de, belirli bir mantık akışı içinde düzenlenmiş bilginin sunulması yeterlidir. Ondan sonrası artık öğrenene kalmıştır. Böyle bir anlayış, öğrenenin zihinsel ve duygusal ihtiyaç ve yaşantılarını, bakış açısını, öğrenme sürecinin iniş çıkışlarını göz ardı eder. Öğreneni dikkate almayan eğitim, kişi açısından zaman kaybından başka bir şey değildir ve düğmelerden birini tıklamakla sona erdirilebilir.
Siz olsanız hangisini tercih ederdiniz? Ders kitaplarını mı, entrikalarla dolu polisiye romanları mı? Hangisi zihninizi gıdıklar, hangisi daha heyecan verir? Mantıklı bir metnin sonundaki problemlerin cevaplarını mı, katilin kim olduğunu mu daha çok merak edersiniz? Zihninizi bir bilgiye boğan kitapları mı, sizi ustaca tasarlanmış esrarlı bilinmezleri keşfetmeye kışkırtan kitapları mı? Hangisi hayata daha yakındır? Öğrenen-merkezli eğitim, zihni kurcalayan, düşündüren, öğreneni içine çeken yaşantılar yaratarak gelişen bir içerik sunar. Öğreneni, altından kalkabileceği zorlukta problemlerle karşı karşıya getirir, kendi kendine bir şeyler yapmaya kışkırtır, merak uyandırır, zaman zaman akıl karıştırır sonra da önünde yeni pencereler açar, ödüllendirir, tam zamanında doğru yolu gösterir. Böyle bir içerik sonuna kadar izlemeye değer bir eğitim içeriğidir. Öğrenen kişi, kendisine sunulan içerikle ilişki kurmaya, onu hayatına katmaya gönüllüdür.
e-Öğrenme tasarımlarında, öğrenenin eğitime katılmasını sağlayan en önemli etken öğrenen-merkezli etkileşimlerdir. Ancak “doğru seçeneği tıklamak” tan, “sürükle bırak”tan, kutuları “eşleştirmek”ten farklı anlamda etkileşimler…Etkileşimli eğitim tasarımı, öğrenenin zihinsel süreçlerini uyararak onun, yeteneklerini geliştiren eylemlerde bulunmasını, etkin performans göstermeye hazır olmasını sağlar. Etkileşim, Michael Allen’in deyimiyle, e-öğrenmenin doğaüstü gücüdür.
Etkileşimin başlıca dört öğesi vardır:
- Ortam: Ortam ne kadar gerçeğe yakınsa, öğrenen durumu zihninde canlandırır, görsel düşünür ve öğrendiklerini kendi hayatına aktarması kolaylaşır. e-Öğrenmede akademik ya da çoktan seçmeli sorular, doğru/yanlış cevapları, boşluk doldurma gibi alıştırmalar etkileşim değildir. Etkileşim gerçek yaşama benzer koşullar yaramak, öğreneni tanıdık bir çevreye sokmak, kendi koşullarını nesnel olarak görebilmesini ve üzerinde düşünmesini sağlamaktır.
- Kışkırtma: Etkileşim öğrenenin zora sokar, duygularını harekete geçirir ve gerçek yaşamda benzer durumlarda verdiği tepkilerle ilgili içgörü kazandırır. Çözülmesi gereken problemde risk gizlidir. Verilen tepki bir müşteriyi kızdırabilir, para kaybettirebilir ya da bir malın kalitesiz üretilmesine neden olabilir, gibi.
- Eylem: Etkileşimde eylem, öğrenenin ortam içinde karşısına çıkan kışkırtma karşısında seçtiği davranıştır. Sunulan bilgilerle bir seçeneğe karar vermek zorundadır. Harekete geçmek, anlamayı ve hatırlamayı kolaylaştırır. Örneğin, bir yönetici olarak, etkileşim kahramanlarının üzerine tıklayarak düşüncelerini öğrenebilir, sonra da onları uygun olduğunu düşündüğünüz konumlara yerleştirirsiniz.
- Geribildirim: Geribildirim, öğreneni eyleminin sonuçlarıyla yüz yüze getirir. Örneğin etkileşim kahramanları yerleştirdiğiniz konumlarda ne sonuç aldılar? Etkileşim, eski bilgilerle öğrenilenler arasında ilişki kurulmasını sağlar. Bu da bilgiye anlam kazandırır ve anlaşılmasını sağlar.
Kaynak:
- Allen, M. Guide to e-Learning. John Wiley & Sons, 2003.
Yorum Bırakın
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir