Eğitim Sorumluları İç Müşterileri Gibi Düşünmek ve Konuşmak Zorundalar

İş zekası. Bu konu çoğu kurum içi eğitim profesyonelinin korkulu rüyasıdır. Eğitim profesyonelleri şirketin pazar stratejilerini, vaat ettiği değeri, rakiplerini, şirketi pazarda farklı kılan özellikleri ne kadar biliyorlar? Eğitim profesyonellerinin görevi insan sermayesinin yetkinliklerini daha üst düzeylere çıkarmak için onları eğitmek olduğu kadar, fonksiyon yöneticilerini de bu konularda bilinçlendirmektir. Ne var ki, çalışanlar bugünkü iş dünyasında “hemen şimdi” iş sonuçları ortaya koymak için sürekli ve ağır bir baskı altındalar. İşte bu nedenle eğitim profesyonellerine sürekli şu soru soruluyor: “Bu yaptıklarınız, şu bıçak sırtı durumda benden istenen işi başarmam için bana gerekli olan hangi özellikleri kazandıracak? Bana zaman kaybettirmeyin!…” Bu soruya birkaç ezbere kavram dışında verecek, gerçekten de katma değer katacak bir cevabımız var mı? Bu soruyu soranların durumunu gerçekten anlayabiliyor muyuz?

İş zekası. Bu konu çoğu kurum içi eğitim profesyonelinin korkulu rüyasıdır. Eğitim profesyonelleri şirketin pazar stratejilerini, vaat ettiği değeri, rakiplerini, şirketi pazarda farklı kılan özellikleri ne kadar biliyorlar?

Eğitim profesyonellerinin görevi insan sermayesinin yetkinliklerini daha üst düzeylere çıkarmak için onları eğitmek olduğu kadar, fonksiyon yöneticilerini de bu konularda bilinçlendirmektir. Ne var ki, çalışanlar bugünkü iş dünyasında “hemen şimdi” iş sonuçları ortaya koymak için sürekli ve ağır bir baskı altındalar. İşte bu nedenle eğitim profesyonellerine sürekli şu soru soruluyor: “Bu yaptıklarınız, şu bıçak sırtı durumda benden istenen işi başarmam için bana gerekli olan hangi özellikleri kazandıracak? Bana zaman kaybettirmeyin!…” Bu soruya birkaç ezbere kavram dışında verecek, gerçekten de katma değer katacak bir cevabımız var mı? Bu soruyu soranların durumunu gerçekten anlayabiliyor muyuz?

İş ortaklarımızın bizimle ilgili düşüncelerini sorarsak hakkımızda üç farklı düzeyde tepkiyi dile getirdiklerini görürüz. Güvenilir danışmanlar olarak görülebilmek için nasıl algılandığımızı değerlendirmek gerekir. 

√ Eğitim bölümü mü? Kendi kendilerine gelin güvey olurlar. Biz burada işimizi yaparken, türlü çeşitli icatlar çıkaran, yaptığımız işten haberi olmayan, aklı havada bir grup. 

√ Hep yanımızdadırlar. İşimizi kolaylaştırmak için uğraşırlar. İşbirliğine açıktırlar. Dilimizden anlar, reçetelerimizi okumayı bilirler.

√ Çok yaratıcılardır. Kimsenin aklına gelmeyen yeni fikirler ve çözümler üretirler. İleriyi görürler ve yeni tartışmalar başlatırlar. Karar mekanizmalarında yer alıyorlar ve iş sonuçlarını etkiliyorlar. 

Peki, “ileriyi görenler” olarak algılanmak için ne yapmak gerek? Bu sorunun altın değerindeki cevabı iş zekasıdır. Peki, iş zekası ne anlama geliyor? Ne yazık ki yakın zamana kadar işi yönetenlerle eğitimciler bu konuda farklı şeyler düşünmekteydiler. Eğitimcilerin fil gördüğü yerde yöneticiler kelebek görmekteydi. Bu nedenle ASTD’nin 2004 yetkinlikler çalışmasında iş zekası temel İK yetkinliklerinin başında yer almaktadır. 

İş Zekası Nedir?

Sözü edilen çalışmada iş zekası şöyle tanımlanmıştır: “Organizasyonun iş modelini ve piyasadaki rakipleri arasındaki konumunu anlamak; ekonomik, finansal ve kurumsal verilerden yararlanarak işyerinde öğrenme ve performans çözümlerine yapılacak yatırımı gerekçelendirecek iş planını oluşturmak ve belgelemek; başkalarıyla iletişiminde iş terminolojisini kullanmak.” 

İş Zekası Davranış Göstergeleri

İşin özünü kavramak

  • Organizasyonun iş modelini ve piyasadaki rakipleri arasındaki konumunu anlar
  • İşletmenin gelişmesi için temel yetkinliklerden nasıl yararlanılacağını bilir
  • Dış müşterilere vaat edilen katma değeri kavrar

İş operasyonlarını kavramak 

  • Organizasyonun yapısı, sistemleri, fonksiyonları ve süreçlerini tanır
  • Planlama süreçleri ve karar verme kanallarına ilişkin süreçleri bilir
  • Bilgi yönetim sistemlerine hakimdir;
  • Ürün/hizmet geliştirme, satış ve teslim yöntemleri hakkında bilgi sahibidir

Finansal verileri uygulamak:

  • Finansal hedefleri anlar ve iş başarısıyla ilgili ölçümleri yorumlayabilir
  • Bilanço, grafik, tablo gibi belgeleri doğru okur ve anlar
  • Bir iş teklifi ve bütçe hazırlarken, programın etkilerini ve yatırımın geri dönüşünü değerlendirirken sayısal hesaplamalar yapabilir

İnandırıcı olmak için iş terminolojisini kullanmak:

  • Öğrenme ve performansla ilgili kavramları paydaşlarının anlayacağı ve saygı duyacağı iş terminolojisine dönüştürür
  • Profesyonel uzmanlık alanındaki uygulamaları iş diliyle ifade eder

İş önceliklerini fark etmek:

  • Dış müşterilerin değişen ihtiyaç ve beklentilerini izler
  • İç ve dış talepler arasındaki bağlantıyı kurar
  • İç müşterilerin iş önceliklerini ve eğitimlerin onların başarısına nasıl yardımcı olacağını anlamaya çalışır

Değer katan öneriler yaratmak:

  • İş ihtiyaçlarıyla çözümler arasında ilinti kurar
  • Çözümlerin hedeflenen iş sonuçlarına somut katkılarını belgelerle gösterir
  • Öğrenme ve performans çözümlerinin çıktılarını tanımlar

Öğrenme ve performans gündemini geliştirmek:

  • Organizasyon yapısında kararların nasıl alındığını bilir
  • Kilit paydaşları ve onların önceliklerini fark eder
  • İş birimleri ve karar vericiler düzeyinde geçerli ilişki ağlarını anlar ve kullanır
  • Öğrenme ve performans çözümlerinin değerini sunar ve savunur

Nelerden Kaçınmalı?! 

İşle ilgili terminolojiye yabancı kalmayın. Kurum içi eğitim profesyonellerinin finansal analizler konusunda uzman olması gerekmese de, önemli terimlere aşina olmak ve bu kavramları projelerle ilişkilendirmek gerekir.

Teknik sözcükleri abartmaktan da uzak durun. İş zekası açısından kendine güvenmeyen eğitimciler çoğu zaman birkaç teknik sözcüğü ezbere ve aşırı kullanma eğilimi gösterirler. Bu bir eğitimci için en ölümcül günahtır, çünkü güven kaybettirir. Anlamından emin olmadığınız teknik terimleri kullanmaktan kaçının. 

Yatırımın geri dönüşünde görüş birliği sağlayın. Eğitim sonucunda elde edilen fark, başka etkenlerden ayırt edilemiyorsa ve sonuç başka nedenlerle ilişkiliyse, inandırıcı olmaz. Asıl tehlike, kendi küçük dünyasında hapsolmaktır. Örneğin, işe alım sürecinde otomasyon, İK açısından bütçeye katkı sağladığı için etkili bir geri dönüşse de, paydaşların beklentisi olan daha nitelikli adayların yerleştirilmesini sağlamıyorsa anlam ifade etmez.

Parlak fikirler gözünüzü kamaştırmasın. Bazen eğitimci yeni bir fikre tutulur. Ancak parlak fikirler kendi kendini satmaz. Paydaşlar eğitimcinin gördüğünü görmüyorsa sorun var demektir. 

Sonuç 

İK ve eğitim profesyonellerinin kozalarının dışına çıkıp, iş sonucu almak ve kurumsal stratejiyi hayata geçirmek için alnından ter damlayanların arasına karışması herhalde iş zekası geliştirmenin birini adımıdır. Daha sonra da o yeni dili öğrenmek ve konuşmak gelir. Aksi halde İK ve yöneticiler karşı tarafın kendilerini anlamadığından yakınmaya devam edecek, bundan da olsa olsa şirket kaybedecektir. 

Kaynak: 

  1. “Business Acumen”, T + D Magazine, January 2005

Diğer Makaleler

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

Personova Kişilik Envanteri Testi