Eğitimde sürdürülebilirlik, okul liderinin en önemli şapkası olan öğretimsel liderlikle mümkün. Bir okul lideri, yalnızca müfredatın tasarımı ve uygulanmasını yönlendirmekle kalmaz; aynı zamanda öğrenci, öğretmen ve veli arasında ortak bir dil oluşturur. Öğrenme sürecine odaklanan öğretimsel liderlik rolü, okul ekosistemini bir öğrenme topluluğuna dönüştürür. Bu makale, öğretimsel liderliğin eğitimde nasıl bir devinim yarattığını ve okul liderlerinin rolünü yeniden tanımlayan bir yol haritasını sunuyor.
READ MOREİzin dönemine yaklaştığımız bu günlerde tatil kararları veriliyor. Tatil kararını etkileyen faktörleri ve bu kararın görünmeyen dinamiklerini bilmek hem tatilciler hem de bu hizmeti verenler açısından önemlidir. Konuya ilgi duyanlar…
READ MORETüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de özellikle Covid sonrası çalışan davranışında büyük değişiklik gözleniyor. Yaşı altmışın üzerinde olanların aklının almadığı, bundan yirmi yıl önce dile getirildiğinde fantezi sayılan “iş-özel yaşam dengesi”, nitelikli iş gücünün tercihinde önemli bir rol oynuyor. Konuya ilgi duyanlar…
READ MOREAmerikan psikolojisinin etkisiyle iyimserlik dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir erdem olarak görülür. Bu konuya ilgi duyanlar önyargı ve varsayımlarına bilimsel derinlik kazandırmak için bağlantıyı tıklayabilir.
READ MOREDuygusal dayanıklılık, hayatın inişlerinde ve çıkışlarında ayakta kalmayı sağlayan güçtür. İsmet İnönü ve Winston Churchill gibi tarihi figürler, bu dayanıklılığın sadece bir kişinin değil, bir ulusun kaderini değiştirebileceğini gösteriyor. İnsanın bu içsel gücünün nasıl geliştirilebileceğine dair dört temel özelliği öğrenmek isteyenler, okumaya devam edebilirler.
READ MOREPandemi geride kaldı ancak doğurduğu sonuçların uzun dönemli etkisi sadece insan sağlığı ve sağlık sistemi üzerindeki izlerinden çok daha yıkıcı olanı eğitim üzerinde oldu. Eğitime ara verilmesinin ve sözde uzaktan eğitimin vereceği zararı merak edenler yazıyı okumaya devam edebilirler.
READ MORE, ülkenin bunaltıcı gündemi dışına çıkıp, hayatın erken dönem yaşantılarının sadece ruh sağlığı değil, beden sağlığı üzerindeki etkilerine de ilgi duyanlar
READ MOREBilinçdışı önyargı ve çeşitlilik eğitimleri, kurumların doğru yaklaşım ve uygulamaları çalışanlar arasında yaygınlaştırmayı önemli gördüğü alanlardan birini oluşturuyor. Ancak zorunlu tutulan, değişim motivasyonu sağlamayan veya eğitim sonrası izleme yapılmayan yanlış eğitim uygulamaları önyargıları yönetmeyi zorlaştıyor. Bu yazı yanlış uygulamaların ortak özelliklerini ve istenmeyen sonuçlarını değerlendirerek kurumların gelişim süreçlerine ayna tutuyor.
READ MOREÜniversite gençliği hiç hazırlıklı olmadığı bir şekilde eğitim alanında ortaya çıkan değişimlerle karşı karşıya kaldı. Eğitim alışkanlıkları kökten değişime uğrarken, insan insana olan sosyal hayatları kesintiye uğradı. TÜKD burslu öğrencileri ile gerçekleştirilen bu araştırmada pandeminin sağlık, eğitim, sosyal ve ekonomik açıdan öğrenci hayatını nasıl etkilediği ile bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkinlik düzeyi mercek altına alındı.
READ MOREYetişkin eğitimlerindeki metodoloji ve yöntem arayışları bütün hızıyla devam ediyor.Bu arayışlar arasında, yeniden allayıp-pullayıp farklı isimlerle temcit pilavı örneği gündeme getirilenleri hariç tutarsak, gerçekten değişim sayılabilecek, açık-alan (outdoor), e-öğrenme, simülasyon gibi farklı teknikler geçmişte hak ettikleri ilgiyi ve talebi bulmakta hiçbir zaman zorlanmadılar.Bugün, başlı başına bir öğrenme ve gelişim aracı olan koçluğun eğitimlerin içersindeki kullanımı sorgulanıyor, hatta zaman zaman zorlanıyor…
READ MOREYetişkinlerin eğitiminde duyulan en büyük ihtiyaç “motivasyon”dur, öğreneni sınırsız bir öğrenme kapasitesine ulaştırır. Etkili bir eğitmenin, yetişkinler en iyi nasıl öğrenir kavramını özümsemiş olması beklenir. Çocuklarla ve gençlerle karşılaştırıldığında, “yetişkin öğrencinin” özel ihtiyaç ve istekleri olduğu ortaya çıkmıştır. Yetişkinler çeşitli nedenlerle “sürekli eğitim” içinde yer alırlar. Motivasyonumuz, yeterli bilgiyi toplama, mevcut problemi çözme ve verilen işi tamamlayıncaya kadar bir konuya odaklanmamıza ve bağlı kalmamıza yardımcı olur. Yetişkinler öğrenir çünkü, kendilerine olan saygı ve güvenleri artar, diğer insanları mutlu etmek ve etkilemek isterler. Yeni zevk alacakları alanları tanırlar tatmin olma duyguları beslenir. “Yetişkinler neden eğitim aktivitelerinde gönüllü olarak yer almak isterler?” konusundaki ilk araştırmalar, onların iş ve mesleki gelişimleri için gerekli bilgi ve becerileri kazanmak arzusunda olduklarını göstermiştir.
READ MOREBaltaş olarak 1995 yılından bu yana gerçekleştirdiğimiz “İnsana Yatırım” eğitimleri kurumlardan her zaman yaygın talep almaktadır. Bu talepler her ne kadar çok sayıda şirketin “insana yatırım”a verdiği değeri göstermekteyse de, önemli olan bu görüntünün arkasının beslenip beslenmesidir. “İnsana yatırımın” öneminin farkına varmak çok güzel olmakla birlikte içi doldurulamadığı zaman çalışanlar bu çabayı farklı algılamaktadırlar. İnsanlara verdiğimiz değeri göstermek için sadece “değerlisiniz” demek yetmediği gibi, hissettirilmeyen değer daha çok değersizlik yaşanmasına neden olmaktadır. Dile ezber edilen “önce insan” kavramının, işler ters gittiğinde “sonra insan” kavramına döndüğüne de sık tanık olmaktayız. İnsanlar, makineler ve malzemeler bir bütün oluşturur ve birlikte bir şeyler yaratırlar. Birleştirici ve itici gücü ise insan sağlar, makineleri ve malzemeleri insan harekete geçirmedikçe onların yapabileceği bir şey yoktur. Bu yazıda, bir kurumda en değerli kaynağın insan olduğu ve insan yatırımın kurum sonuçlarına etkisi görülecektir.
READ MOREİhtiyaç analizini eğitim alanına taşıyan öncüler, şöyle bir tanım getiriyor: “Gerçek sorunu saptama ve etraflıca anlama sanatı ve bilimi”(Zemke ve Kramlinger, 1982). Bu tanımda “eğitim”, “beceri”, “öğrenme” sözcüklerinin geçmemesi şaşırtıcı gibi görünse de, ihtiyaç analizinin öncelikli hedefi, işletmenin karşı karşıya kaldığı ihtiyaç ve sorunları ortaya çıkarmaktır. Süreç sırasında bu noktadan başlanarak, işletmenin ihtiyacına neden olan performans ihtiyacı, onun arkasındaki eğitim ihtiyacı, söz konusu eğitimin bileşenleri ve tabii, performansa etki yapan diğer eğitim-dışı etken ve koşullar belirlenir. Eğitim bu bilgiler çerçevesinde oluşturulur, uygulanır ve ölçülür.
READ MOREİş zekası. Bu konu çoğu kurum içi eğitim profesyonelinin korkulu rüyasıdır. Eğitim profesyonelleri şirketin pazar stratejilerini, vaat ettiği değeri, rakiplerini, şirketi pazarda farklı kılan özellikleri ne kadar biliyorlar? Eğitim profesyonellerinin görevi insan sermayesinin yetkinliklerini daha üst düzeylere çıkarmak için onları eğitmek olduğu kadar, fonksiyon yöneticilerini de bu konularda bilinçlendirmektir. Ne var ki, çalışanlar bugünkü iş dünyasında “hemen şimdi” iş sonuçları ortaya koymak için sürekli ve ağır bir baskı altındalar. İşte bu nedenle eğitim profesyonellerine sürekli şu soru soruluyor: “Bu yaptıklarınız, şu bıçak sırtı durumda benden istenen işi başarmam için bana gerekli olan hangi özellikleri kazandıracak? Bana zaman kaybettirmeyin!…” Bu soruya birkaç ezbere kavram dışında verecek, gerçekten de katma değer katacak bir cevabımız var mı? Bu soruyu soranların durumunu gerçekten anlayabiliyor muyuz?
READ MORESon zamanlarda bir çok şirket geleneksel eğitim ölçme tekniklerinden çok daha az bir maliyetle, yeni bir eğitim etkisi ölçme tekniğini kullanıyor. Brinkerhoff ve Dressler tarafından geliştirilen bu yeni teknik Başarı Öyküsü Yöntemi (BÖY) olarak nitelendiriliyor. Her ne kadar bilinen eğitim ölçme teknikleri kadar kapsamlı bilgiler toplanmasına imkan vermese de, yöneticilerin eğitimlere bütçe ayırma kararı vermesine yetecek kadar kanıt sunuyor. Başarı Öyküsü Yöntemi, sayısal sonuçlara dayanan yöntemlerden farklı olarak, elde edilen yararın iki ucunda yer alan iki tür katılımcıyı mercek altına alır. Bir yanda yeni öğrendiklerini işe uygulamada ve sayısal iş sonuçları elde etmede en başarılı katılımcılar vardır. Öte yanda, en az başarılı olan ve eğitimden yararlanmayan katılımcılar bulunur.
READ MOREKarma öğrenme, iş performansını yükseltmek amacıyla, gerek duyulan becerileri öğretmek, pekiştirmek ve sürdürmek için, eğitim seçenekleri arasından özel olarak oluşturulmuş bir karışım anlamına gelmektedir. Yıllardır bildiğimiz ve kullanageldiğimiz geleneksel öğrenme yöntemleri yeni teknolojik olanaklarla kombine edilerek öğrenmeyi daha yükseklere çıkaran sinerjik ve dinamik bir öğrenme zemini oluşturulur. Karma öğrenmede iş sorununa en uygun eğitim araçlarını seçme aşamasında, şirketlerin iş sorunlarını daha iyi analiz etme ve anlama olanağı buldukları da anlaşılıyor. Karma öğrenmenin en çarpıcı yararı, her evre için en etkili eğitim aracını kullanması ve öğrenmeyi iş ortamına taşımasıdır. Karma öğrenme çözümleri esnektir ve öğrenmenin her evresi için farklı yöntemlerden yararlanmayı olanaklı kılar. Bu yaklaşım, tek bir eğitim yöntemi kullanmaktan çok daha verimli sonuç verir. Karma öğrenmenin en etkili yanı, öğrenmeyi bütünsel bir anlayışla ele alması, iş ortamıyla bağlantı kurması, performans değerlendirme ve koçluk gibi işlevleri de öğrenme sürecinin içine katmasıdır.
READ MOREFinans sektörü, çok geniş bir insan kaynağı istihdam etmektedir. Fakat operasyönel görevlere ayırdıkları eğitimlerde sayılarının yüksekliği nedeniyle eğitimlerine ayrılan bütçe düşük olmaktadır. Bu noktada e-öğrenme devreye giriyor. Bu yazıda e-öğrenmenin finans sektöründe nasıl uygulanabileceği konusunda fikirler paylaşılıyor.
READ MOREBu soruya güvenle cevap verebilmek için eğitimlerin etkinliğini ölçmek gerekiyor. Baltaş Grubu’nun 1996 yılında ilk kez gündeme getirdiği bu sorgulama henüz bugünkü kadar önem kazanmış değildi. Bugün insan kaynakları yöneticilerinin ölçülebilir eğitim ihtiyaçlarına güzel bir örnek.
READ MORE