Her insanın çalışma şekli farklı olduğu için herkesten masa başı işlerde aynı verimi almak mümkün değildir. Açık ve özel alanlar , bitki kullanımı , renk kullanımı , mekanda daha az monotonluğa , daha çok mutluluğa yer vermek için gerekli olan etkenlerden bazılarıdır. Bu makalede öğrenme kültürü oluşturarak yaratıcılığı destekleyem , verimliliği arttıran , insanların içinde olmaktan mutlu olabileceği bir ofis ortamının nasıl olması gerektiği konusunda bilgi alabilirsiniz.
Ofis denilince çoğumuzun aklına gelen resim sıra sıra beyaz masaların, bilgisayarların ve ergonomik sandalyelerin olduğu tipik bir çalışma ortamı. Bugün bu resim değişiyor. Açık plan ofisler, eğlenme, çalışma, dinlenme dengesini kuran salıncaklar, uyuma ve çalışma kabinleri, çeşitli bitkiler, puf koltuklar artıyor. Amaç, öğrenme kültürü oluşturarak yaratıcılığı destekleyen, verimliliği arttıran, insanların içinde olmaktan mutlu olduğu ofisler yaratmak. Bu konuda mimarlar ve psikologlar, çevre psikolojisi ve sosyal mimari alanındaki ortak araştırmalara dayalı çağdaş çözümler üretiyor.
Açık ve özel alanlar
Açık plan ofisler, insanların birlik ve aidiyet hissini arttırıyor, ofisteki ekip ruhunu destekliyor. Özellikle mimarlık ve tasarım gibi yaratıcılık ve ekip çalışmasının ön planda olduğu mesleklerde bu ofisler amaca ulaşmanın önünü açıyor (Resim 1). BIG mimarlık şirketinin kurucusu Bjarke Ingels diyor ki1, “İnsanların arasındaki buluşmayı kolaylaştırdığınız zaman, daha çok fikir alışverişi olur.”
Açık plan kadar özel alanlar yaratmak da önemli. Londra’daki Second Home bunun etkileyici örneklerinden biri (Resim 2). Toplantı ofisi ve ana alan arasında duvar görevi gören cam kıvrımlı ayırım, ses geçirmeme özelliğinden özel alan, herkesin birbirini görme özelliği nedeniyle açık plan görevi görüyor. Amerika’da bunun gibi modern ofis örnekleri Google, Gangplank, pariSoma, Blueline olurken2, İstanbul’da örnekler The Garage, Starters Hub, Atölye İstanbul, Yazane Karaköy ve Burası diye sayılabilir3. Google’un Budapeşte ve Tel Aviv ofislerinde olduğu gibi klasik ofis koltuğu ve masasından çıkılıp nasıl alternatif bir çalışma ortamı yaratılabileceği sorgulanıyor (Resim 3,4). Burada oyun ve çalışma arasındaki keskin ayrım kalkıyor, bu ikisini bir araya getirip insanın daha keyifli hissedeceği, mutlu bir ofis ortamı oluşturarak yaratıcılığın ve verimliliğin artmasına imkan veriyor. Öncelikli amaç, kişinin işinden aldığı keyfi arttırmak. Tek başına çalışmak veya yalnız kalıp dinlenmek için kozayı andıran üniteler idealken, rahat koltuklarda sohbet edip rahatlamak veya çalışıp toplantı yapmak da mümkün.
Bitki ve renk kullanımı
Bitki kullanımının ofiste mutluluğa, verime, motivasyona ve enerjiye faydası büyük. Uzman psikolog İpek Tlabar diyor ki, “Doğadan uzak mekanlarda doğayı hatırlatan unsurlar, bitkiler, tablolar asmak, akvaryum kullanmak, dekorasyonda sıcak doğa renkleri kullanmak insanı rahatlatır. Evde ve iş yerlerinde bol bitki kullanarak doğayı biraz olsun mekanlara taşımak insan ruhunu besler.”4
Ljubljana’da Ticaret Odası bol bitki kullanımıyla ofisi etkileyici ve estetik bir botanik bahçeye çeviriyor (Resim 5). Tavandan bitkiler sarkıyor, yerden tavana ulaşan duvar/saksılar ofisin karakteristik özelliklerinden sayılıyor. Binanın bir diğer özelliği, cam tavanlarıyla bitkilerin ve insanların ihtiyacı olan bol güneş ışığını sağlaması.
Ofiste mutluluğu arttıran bir başka unsur ise renk kullanımı. Bilindiği üzere; “kırmızı, hareket ve canlılık vererek insanı çalışmaya yöneltiyor; sarı, sıcaklık ve mutluluk duygusu uyandırıp sakinleştiriyor; beyaz, ferahlık duygusu veriyor ve mekanı büyütüyor.” Bunun yanında her insan her renge aynı tepkiyi vermiyor. Mekanı bitki, ışık ve renkle denge içinde yaratmak önemli.
Mağaza mimarisinde fark arayışı
Steve Jobs ilk Apple mağazasını ciddi bir erteleme ile ancak Ocak 2011’de açabildi. Günümüz insanının, farklı deneyimleri hayatına katmaktan zevk alacağını biliyordu. Çağın değişim kültürüne uyan bir anlayışla; müşterilerine ve çalışanlarına heyecanlı bir deneyim yaşatmayı amaçladı. Çalışmalarını Lee Clow mimarlık ofisi ile yürütürken zorlu bir süreçten geçtiler. Öncelikli koşullar şöyle belirlendi; ürünlerin yerleştirildiği raflar yok, tezgah arkasında duran satış elemanı yok ve kasa yok. Ardından; dışa tam açık mağaza vitrini, cam merdivenler, beyaz masalar, ahşap döşemeler geldi. Apple, John Lennon ve Yoko Ono’nun fotoğraflarının olduğu “Farklı Düşün” posteri olmadan açılamazdı. O da duvarda ki yerini aldığında perakende de yepyeni bir mimarinin kapıları açılmış oldu.
Sonuç
Her insanın çalışma şekli farklı olduğu için klasik masa başında sandalyede oturarak herkesin aynı verimi alması ve performansı göstermesi mümkün değil. Mekanda ışık, bitki, renk kullanımının yanında çalışma ünitesinde yapılan değişikliklerle ofiste daha az monotonluğa, daha çok mutluluğa yer vermek mümkün.
Kaynakça:
- Ingels B. Charlie Rose show [İnternet] Uygun erişim: http://www.big.dk/#media
- Desmarais C. 16 cool coworking spaces [İnternet] Uygun erişim: http://www.inc.com/ss/christina-desmarais/16-cool-coworking-spaces.html
- Avner G. Look at Istanbul’s hottest coworking spaces [İnternet] Uygun erişim: http://www.geektime.com/2015/10/19/look-at-istanbuls-hottest-coworking-spaces/
- Tlabar, İ. Konsept Projeler Dergi 2016;5(49):106-113.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *