Heyecan verici bir Fırsat mı? Tehdit mi? Çaresizlik mi?

Heyecan verici bir Fırsat mı? Tehdit mi? Çaresizlik mi?

Uzun yıllar stres konusundaki çalışmalar sonucunda iki tür stresi birbirinden ayırt eden S. Epstein (1967), paraşütle ilk atlayışını yapan kişilerle profesyonel paraşütçülerden oluşan iki grup üzerinde bir araştırma yapmış. Atlamadan bir hafta önce, bir gece önce, atlamanın gerçekleşeceği sabah, uçağa binildiğinde, paraşüt takımları hazırlanırken, uçak kalkışa geçtiğinde, 1500 metre yükseklikte, atlama anı yaklaşırken, uçağın kapısı açıldığında, atlayış anında, paraşüt açıldığında ve yere inildiğinde, deneyimli ve deneyimsiz paraşütçülerin stres düzeylerini saptamak amacıyla çeşitli bedensel tepkilerini ölçmüş. Araştırma sonucunda, deneyimli paraşütçünün, uçağa binene kadar stres yaşamadığı, ancak uçağa bindiği andan paraşüt açılana kadar geçen sürede en yüksek düzeyde stres yaşadığı saptanmış. Acemi paraşütçünün stres düzeyinin ise, beklediğimiz gibi, bir hafta öncesinden başlayarak yükseldiği, atlamadan az öncesine kadar da o düzeyde sürdüğü, atlayış anından itibaren ise düştüğü gözlenmiş.

Son yılların en popüler konularından biri olmasına rağmen, stresle barışık yaşamayı hâlâ tam olarak bildiğimizi söylemek zor. Bu yazıda, bu alandaki sayısız araştırmanın buluştuğu sonuçlardan birini birlikte ele almak istiyorum.

Çeşitli durumları ilk anda genellikle “önemsiz”, “olumlu” ya da “stres kaynağı” olarak niteleriz. Durumun “stres verici” olduğuna karar verdiğimizde çok farklı ve karmaşık duygular yaşarız.. Kimi kez çekici bir heyecan, kimi kez korku, kimi kez de çaresizlik… 

Yepyeni bir deneyim, bazen kişide merakla karışık tatlı bir heyecan, bir meydan okuma arzusu uyandırırken, bir özlemin gerçekleşme umudunu sunar ve tatmin sağlar. Bu durumda kişinin harekete geçmesini hiçbir güç engelleyemez. Sevdiğiyle evlenmek, değer verilen bir şirkette işe başlamak, başarılacak bir hedef için yola çıkmak; hepsi tatlı yürek çarpıntıları yaratan, ödüllendirici sonuçları olan stresli olaylardır. Yüksek stres düzeyine rağmen insanlar seve seve bu olaylara atılırlar. Bu türlü bir strese harekete geçirici stres deriz 

Stres yaratan durum kişide tehdit uyandırıyorsa, korku veya çaresizlik gibi olumsuz duygulara neden oluyorsa, buna karşılık hiçbir ödül vaat etmiyor, hatta sıkıntıya neden oluyorsa, işte o zaman da hiçbir gücün kişiyi harekete geçirmesi beklenemez. Bu durumu da engelleyici stres olarak tanımlayabiliriz.

Uzun yıllar stres konusundaki çalışmalar sonucunda iki tür stresi birbirinden ayırt eden S. Epstein (1967), paraşütle ilk atlayışını yapan kişilerle profesyonel paraşütçülerden oluşan iki grup üzerinde bir araştırma yapmış. Atlamadan bir hafta önce, bir gece önce, atlamanın gerçekleşeceği sabah, uçağa binildiğinde, paraşüt takımları hazırlanırken, uçak kalkışa geçtiğinde, 1500 metre yükseklikte, atlama anı yaklaşırken, uçağın kapısı açıldığında, atlayış anında, paraşüt açıldığında ve yere inildiğinde, deneyimli ve deneyimsiz paraşütçülerin stres düzeylerini saptamak amacıyla çeşitli bedensel tepkilerini ölçmüş. 

Kim ne yaşadı: Heyecan mı, Tehdit mi, Çaresizlik mi? 

Araştırma sonucunda, deneyimli paraşütçünün, uçağa binene kadar stres yaşamadığı, ancak uçağa bindiği andan paraşüt açılana kadar geçen sürede en yüksek düzeyde stres yaşadığı saptanmış. Acemi paraşütçünün stres düzeyinin ise, beklediğimiz gibi, bir hafta öncesinden başlayarak yükseldiği, atlamadan az öncesine kadar da o düzeyde sürdüğü, atlayış anından itibaren ise düştüğü gözlenmiş. 

Sonuç 

  • Deneyimli kişi, en yoğun engelleyici stresi, kontrol edemeyeceği koşullardayaşamaktadır. Profesyonel bir paraşütçü, uçağın arızasız uçmasını, paraşütün açılıp açılamamasını kontrol edemeyeceğini bilir. 
  • Deneyimsiz kişinin stres düzeyi ise, hareket öncesinde belirsizlik sonucunda giderek artmakta, ancak belirsizliğin sona erdiği anda sakinleşme görülmektedir. Sınav, sunum ya da uzun bir yolculuk öncesinde olduğu gibi. 

İş hayatında da deneyimli yöneticilerin zor kararlar öncesinde, stres yaşamamalarını değil, kontrol dışı koşullar karşısında engelleyici, bildik durumlarda ise harekete geçirici stresten yararlanmalarını, böylelikle stresi kontrol edebilmelerini bekliyoruz. İyi bir yöneticinin kriz yaratmadığını, krizi önlediğini vurguluyoruz. Yetkinliği düşük çalışanın ise, yeni bir deneyim karşısında stres düzeyinin yoğun olacağını bilerek, harekete geçmekten de kaçınmamasını, uçaktan atlamasını bekliyoruz. 

Stresi yönetmenin yolu, kendimizi tanımak, kendimizi yönetmek, yaptığımız işin uzmanı olmaktır. 

Diğer Makaleler

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

Son Makaleler

En Çok Yorumlanan

Öne Çıkan Videolar

Hayatın Hakkını Vermek

Hayatın Hakkını Vermek | Prof. Dr. Acar Baltaş | TEDxIzmir

Mesleğimi nasıl seçmeliyim?

Kurumların yönetim felsefesini hayata taşıyan insan ve değişim projeleri üzerine çalışan Prof. Dr. Zuhal Baltaş, mesleğinizi nasıl seçmelisiniz konusu üzerine bilgi veriyor.

Hayalini Yorganına Göre Uzat

Prof. Dr. Acar Baltaş, TEDxAnkara'da yaptığı konuşmada istek ve başarı arasındaki ilişki ile "yatkın olduğumuz şeyleri hayal etmenin" önemini anlatıyor.

Öne Çıkan Kitaplar

Personova Kişilik Envanteri Testi